Bu aralar sıkça mendil taşıyarak gezmeye başladık. Soğuk algınlığının en yaygın olduğu dönemdeyiz. Mevsimin de değişmesi ile beraber sıcak günler geride kaldı, vücudumuz daha fazla üşümeye başladı. Özellikle hasta olduğunuzda vücudunuzu dışardan olduğu kadar, içeriden de ısıtmanız gerektiğini unutmayın.
Ne kadar ısınırsanız, hastalıktan o kadar çabuk kurtulursunuz. Peki bunu nasıl başaracaksınız? Bilimsel çalışmalar ışığında ortaya çıkarılmış, vücudunuzu içeriden ısıtan en leziz önerileri sizler için derledik.
Vücudunuza Güvenin
Hasta olduğunuzda ve içgüdüsel olarak arzu duyup fincan fincan bal ve limon eklenmiş çay içersiniz. Bunu yaptığınızda, vücudunuz tam olarak ne umarak yaptığınızı bilir ve ona göre davranır. Çay dışında sıcak herhangi bir sıvı içecek de solunum yollarını rahatıyor olsa da, sıcak çayın aynı zamanda virüslere karşı savaşması gibi bir özelliği de vardır.
Bu noktada size vereceğimiz ekstra tavsiye bal hakkındadır. Çayınıza eklediğiniz bal ne kadar koyu olursa o derece yararı artar. Koruyucu antioksidanlar içeren koyu renkteki balı kesinlikle öneriyoruz. İsimleri salgı balı veya kestane balı olarak geçen bu türlerden vazgeçmeyin.
Ve tabii ki çayınıza atacağınız bir dilim limon sayesinde ekstra C vitamini alacaksınız.
Büyükannenize Güvenin
Tavuk suyu çorbasını daha da lezzetli ve faydalı hale getirmek için sarımsak ekleyin. Enfeksiyonu hafifletmesiyle ünlü sarımsak ve bunun yanında kapsaisin içeren kırmızı pul biber de düşünülebilir. İçinizi ısıtmanın keyifli bir yolu karşınızda.
Midenize Güvenin
İçinizi ısıtmanın başka bir yolu da bağışıklık sisteminizi selenyum, demir ve beta gluten ile desteklemektir. Bunun ne lezzetli yolu da tahıllarla zenginleştirilmiş yoğurttan geçer. Aktif kültür veya daha bilinen isimleriyle prebiyotikler sağlıklı bakteriler açısından zengin yoğurt, daha ilk adımda griple mücadelenizde size yardım edecek.
Yoğurdunuzu zenginleştirmek için çilek, siyah üzüm, tahıl gevreği, fındık veya badem eklemenizi tavsiye ediyoruz. Özellikle tahıl gevreği ile ekstra selenyum kazanacaksınız. Bu nokta çok önemli, çünkü soğuk algınlığı ağırlaştıkça ciğerlerinizde enflamasyon başlar. Bunu hafifletmenin yollarından biri ise ekstra selenyumdur.
Damak Tadınıza Güvenin
Tamamen kendi damak tadınızın da size olan faydaları çok olabilir. Tarçın seviyor musunuz? Yoğurdunuza eklenecek tarçının nefis kokusunu tahmin ediyorsunuzdur. Bunun yanında tarçın, ateş düşürmede ve mikrop öldürmede çok etkilidir. Başka bir seçeneğiniz ise zencefil katmaktan geçiyor. Taze, çekilmiş veya toz halinde zencefilin mideyi rahatlattığı bilimsel olarak bilinen bir gerçektir ve içinizi ısıtacaktır.
Unutmayın, hastalığınız geçtikten sonra bile bu önerileri alışkanlık haline getirirseniz vücudunuza büyük bir iyilik yapmış olursunuz. Limonlu ve ballı çay, tahıl gevreği eklenmiş yoğurt sizi her zaman ısıtacak ve hastalıktan koruyacaktır.
real age
Çok önemli güzel öneriler.Teşekkürler Tuğra.Yalnız bal haberinden sonra artık hakiki balı olanlar hariç çayı balsız içecek herkes sanırım e58)) Yoğurdun yanına alternatiflerden en ilginci çilek geldi.Yani soğukta üşüyenlere yoğurdun yanına çilek bu kışta ilginç bir öneri olmuş.Sanırım uzmanların bu çilek meselesini biraz daha düşünmeleri gerekiyor l5)) l6))
Alıntı yapılan: Tuğra - 23 Kasım 2008, 14:27:59
Yaz ayından kışa dopingli girmek için verilmiştir bu öneri :),mesela ilaç içildiğinde bile (antibiyotik)ilaç bitiminden sonra tedavi başlıyor.
Bu konuda Kahraman'ın da fikrini alabiliriz :)
...kışın en sık antibiyotik kullanımı soğuk algınlığında kullanılmakta, hani vucudumuza virüs,mikrop girdi ya ve bizi antibiyotikler hemen kurtaracak ya tamamen yetersiz bilgi ve yanlış anlaşılma... kışın bu tür endikasyonlarda sık kullanılan antb. ler etkili olmadıklarından veya kısmen etkilerinden dolayı ilacın yaklaşık bir haftalık kullanımı sonrası etkisi başlıyormuş gibi görünmekte, o bir haftalık süreçde ilaç kullanıyorsunuz üç gün geçti sonuç yok çünki en sık kullanılan şikayetlerde endikasyon dışı tercih edilmesinden kaynaklanıyor, bakın konu uzmanı bir hekimin açıklamaları....
SOĞUK ALGINLIĞININ İLACI YOK
Soğuk algınlığının ilacı olmadığını söyleyen Prof. Dr. Küçükusta, “Soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotik kullanmak da gereksiz, hatta zararlı. Çünkü virüslere antibiyotiklerin hiçbir etkisi yok. Antibiyotikler, sadece orta kulak iltihabı, sinüzit, bronşit gibi komplikasyonlar için doktor önerisiyle kullanılmalıdır” dedi. Prof. Dr. Küçükusta, özellikle C vitaminin soğuk algınlığını önlediğine yaygın şekilde inanıldığını belirterek “Hatta buna doktorlar da dahildir. C vitamininin sağlıklı yaşam için gerekli olduğu, antioksidan özelliği bulunduğu elbette doğrudur; ama bunun ne nezleyi ne gribi önleyebileceğine dair kesin bir kanıt da yoktur” dedi. Her vitaminin fazlasının zararlı olacağına işaret eden Prof. Dr. Küçükusta, “Gerçek vitamin eksikliği tabloları dışında, vitaminler ilaç olarak değil doğal olarak, yani meyve, sebze, süt, yoğurt gibi besinlerle alınmalıdır” diye konuştu.
SOĞUK ALGINLIĞI TEDAVİSİNDE İSTİRAHAT ÖNEMLİ
Soğuk algınlığı tedavisinde yapılması gerekenlere ilişkin de bilgi veren Prof. Dr. Küçükusta şunları söyledi:
-Soğuk algınlığı tedavisi için ilacı unutun.
-Mümkünse en azından bir iki gün istirahat edin.
-Bol sıcak sıvı için. Ihlamur, ada çayı, nane, limon çayları bunun için idealdir.
-Mandalina, portakal, havuç, greyfurt gibi meyveleri ve her türlü sebzeyi bolca yiyin.
-Havuçlu, patatesli, kerevizli, soğanlı, maydanozlu tavuk sulu çorbalar soğuk algınlığına karşı birebirdir.
-Odanız nemli olsun. Radyatörlere su kapları, sobaların üzerine çaydanlık koyun.
-Burun tıkanıklığının en iyi ve en zararsız tedavisinin buruna serum fizyolojik ismi sıvının damlatılması ve ortamın nemlendirilmesi olduğunu unutmayın.
-Yüksek ateşiniz varsa, doktorunuza danışarak ateş düşürücü ilaç alın.
Özetle; ‘yok çocuğun burnu aktı, yok birkaç kere öksürdü, yok boğazı ağrıyor, yok biraz ateşi var' diye hemen ilaçlara sarılmayın. Bu hastalıkların tedavi edilse de edilmese de bir haftada geçtiğini de asla unutmayın.”