Evet, hepimizin bir mürekkep yalamışlığı vardır. Öğrencilik hayatımızdan kalan unutulmaz hatıralarından birisi de sınıfta çekilen kopyalardır. Kendimiz çekmesek bile başkalarının çektiklerine, defalarca şahit olmuşuzdur. Bu husustabir kaç öğrenci tiplemesi vardır.
Hamsofu sınıfı: Bunlar klasik öğrenci tipleridir. Af buyrun ama inek diye tabir edilirler. Harıl harıl derse çalışmalarıyla meşhurdur ve yazılı da da enn yüksek notu almak için gayret gösterirler. Hatta 84 aldım diye ya da, sınıf birincisi olamadım diye hüngür hüngür ağlayanlar bile olur sıralarına yumularak. İşte bunların en büyük düşmanı kopyadır. Bırakın kopya çekmek, başkasına kopya vermek, çekenleri görünce küplere binerler adeta. Konumlarına göre bazıları sessiz bir şekilde buğz ile yetinirken, bazıları da öğretmene şikayete kadar ileri giderler. Hatta bazıları yazılı esnasında, yanlışlıkla kendisinden kopya isteyen birisine artistlik yapar ve öğretmenin duyacağı şekilde,
-bilmiyorum kardeşim
-önüne baksana... gibi ifadelerle tepkilerini dile getirirler.
İnsancıl sofular: Bunlar da gayretli başarılı öğrencilerdir. Kendi emekleri ile yazılıyı bitirirler. Kopya çekmezler. Ama yanında sağında solunda arkadaşından, garibü guraba, yok mu bize de birer cevap söyleyecek diye inim inim inleyenlere yardım elini uzatırlar öğretmenin dikkat nisbetine göre..Bunu yaparken de o kadar yüzleri kızarır ki, korkudan neye uğradıklarını şaşırırlar. Hele bir de öğretmen yakalarsa düşünün artık kopyacı ile çalışkan öğrencinin yazılıdan sonraki yüz profillerini, sitemleri, çok özür dilerimleri, kusura bakmaları, hatta öğretmenin yanına kadar gidip, hocam onun hiç suçu yok diye tüm suçu kendi üzerine almaları...
Kurnaz çalışkanlar: Bu tür tiplemeler iç güdüsünde kopya eğilimi olup aynı zamanda çalışkan olan tiplerdir. Bunlar akıllı oldukları için sayısal derslerde akıllarını kullanarak, yani alınlarının akıyla, emeklerinin mahsülü olarak yüksek not alırlar. Ama sağlık, tarih, sosyaloji gibi basit ve kuru ezbere dayalı derslerde ezber yapmaya üşendikleri için ve hocalarının da kopya çektirmeme konusunda zayıflığından ilham alarak kopya ile bu derslerini hallederler. Bunların nadir de olsa kazara kopya çekerken yakalanmaları, tüm karizmaları alt üst eder. Hatta; yakalayan öğretmenin öğretmenler odasında çay içerlerken Matematik öğretmenine hitaben, şu Tesniye varya senin joker öğrencin. İşte onu kopya çekerken yakaladımlı ifadeler öğretmenler odasında kulaktan kulağa dolaşır... Berrrbat bir imaj. Bir çuval inciri berbat etmek diye ifade ediliyor heralde klasik literatürde..
Tembel kopyacılar: Bu tür öğrencilerin çeşitli alt bölümleri vardır. Yani ders ile ilgisi olmamasının altında çeşitli etkenler vardır. Kimisi kız ayakları ile, kimisi ailesinin sosyal konumundan ötürü kimisi de, ben başaramam pskolojisi ile derslere daha baştan veda etmişlerdir. Onlar için ders çalışmak günümüzün değer kaybeden hisse senetleri arasında çoktan yerini almıştır. işte bunlar yazılı zamanlarında çok acınacak haldedirler. Ama bazıları yine de son şanslarını denemek için yazılıdan önce kızlardan ders notlarını alarak çoğaltırlar. Bazı tiplemeler de çalışkan öğrenciyi bir hafta öncesinden kafalamıştır. Yanında, arkasında oturmak için vs. Hele bir de kafaladıysa bir hafta boyunca çalışkan öğrencinin yediği Biskremlerin, tenekelerin kolaların, ayranların ve simitlerin "beleş maldan zarar gelmez" pskolojisi ile israfın hangi kısmına girdiğini tetkik için ayrı bir çalışma bile icap eder. Bunların da şu halleri süperdir. Tam yazılıdan önce numaralı tribündeki yerini almışken, öğretmen şöyle bir sınıfa bakar. Oğlum Hasan kalk bakalım sen ordan. Benim masama otur. Eyvaaah. Nnne köttü bir durum bu. O kadar sinirlenmiştir ki bu öğrenci. Kağıdı masadan alırken çarparak ve buruşturarak alır. Giderken böyle yüzü yerde kendince söylenir. Öğretmen masasına oturur. Sınav ilerlerken bir bacağı diğerinin üstünde üçgen oluşturmuş, elinde sürekli kalem çevirmekle meşgül ve her geçen saniye iyice sinirlenmektedir. Yappayalnızdır, acizdir. Kağıda bakar, belki de bir iki tane yaparım diye. Nerdee. Dada integral işaretinin matematikte bir işaret mi yoksa para birimimi olduğunu bile ayırt edemez durumdadır. İşte tam bu anda ona Can Dündar'ın yalnızlığa alışmalı (http://www.sadakat.net/forum/siir/yalnizliga-alismali-insan-t29456.0.html;msg176052#msg176052) şiiri birebirdir. Geçmiş olsun!
Her öğrenci kopyai emmarenin bu mertebelerinden birisindedir. Siz hangi mertebedesiniz? :soruisareti:
Tesniye| Sadakat Forum
Alıntı YapKurnaz çalışkanlar:
Alıntı Yapİnsancıl sofular:
ikisi de kısmen uyuyor :mhcp
Kurnaz çalışkanlar ve yeri gelince insancıl sofulardan yararlananlar e58))
Alıntı yapılan: İsra - 08 Ocak 2009, 22:00:16
Alıntı YapKurnaz çalışkanlar:
Alıntı Yapİnsancıl sofular:
ikisi de kısmen uyuyor :mhcp
İsra kardeşimi dendenliyorum ;) ;)
Alıntı yapılan: duha - 06 Mayıs 2008, 21:24:46
uzun bi aradan sonra çektiğim yeni kopya sistemimi sizlerle paylaşmak istedim :dost :hihi
hemen olaya başlıyorum,dersimiz ingilizce ve ödev şu 20 dklık bi skeç hazırlanıcak hemde her kelimesi sunuşu diyaloglar kağıda 1 kere bakmadan bile şakır şakır lugatıyla söylenişi ile ezberlenicek sürede 2 gün a25)) a25)) napıcam die kara kara düşünüyorum o kadar cümleyi nasıl ezberlicem daha 10 cümle ezberlemişim sadece ş4)) ş4)) birden bir ampül yandı kafama a18)) sözcüklerin hepsini ses kaydına aldım kulakığımı taktım hırkamın için süper bir kablo sistemi ile çıktım sahneye dışardan gayet normalima ama içte kablo dolu :hihi :hihi bütün arkadaşlarım bi aksilik olucak die korkarken gayet soğuk kanlı oyunu oynmaya başladım alttanda ses geliyo bende tekrarlıyorum tek bir cümle sekmeden bile bi yandanda hocyla göz göze gelmemey çalışıyorum yakalsa çıramı yakar :kart :kart neyse zar zor bitti o 20 dk ve ben kıpıkırmızım hoca ayakta alkışladı gözümün içine bakarke 100 ü hakketniz diyip sözlü defterine 100 ü yazdı s4)) tabi ben ateş gibi olmuşum arkadaşlar ise nasıl çektimin hayreti içinde şokta t20)) t20)) :hihi :hihi kopya tarihinde ilk e adım attığımı düşünüyorum &)) &)) :music saygılar efem l5))
Dürüst olmak gerekirse ben Hamsofuyum :D Sınıfta benden başka hamsofu olan yoktu ve bu yüzden lise hayatım boyunca hiç arkadaşım olmadı ancak okulu birincilikle bitirdim ve dersaneye gitmeden ilk yılımda yüksek bir puanla Uludağ Üniversitesini kazandım. Şimdi de üniversite birinciliğine oynuyorum bu dönem 4.00 yaparsam birinciyim inş. ;) şunu da belirteyim hiçbir zaman kopya çekenleri hocaya şikayet etmedim, sınavda kopya isteyenlere yardım da etmedim, kul hakkına riayetim sonsuzdur... ;)
Hamsofu :) Nefret edilen biriydim okulda.Bana göre kopya kul hakkıydı.Tüm okul benimle dalga geçerdi
Alıntı YapHarıl harıl derse çalışmalarıyla meşhurdur ve yazılı da da enn yüksek notu almak için gayret gösterirler. Hatta 84 aldım diye ya da, sınıf birincisi olamadım diye hüngür hüngür ağlayanlar bile olur sıralarına yumularak. İşte bunların en büyük düşmanı kopyadır. Bırakın kopya çekmek, başkasına kopya vermek, çekenleri görünce küplere binerler adeta.
Hüngür hüngür ağlamışlığımız çok meşhurdur. :oops:
Zamanında ders çalışmayarak kopya çekenleri şikayet etmezdik ama çok kızar ve ikaz ederdik.Hiç bir zaman kopya çekmedik.İnşaAllah ileride çocuklarımız da o gaflete düşmezler.Bu benim için yıkım olur. l1)) a21))
Ya hu yalan söylemiş olmayalım şimdi aklıma geldi.İzdivac ettiğimiz yıl eşimle ingilizce kursuna gitmiştik.Eşimin ingilizcesi iyi idi ama bizi yalnız göndermemek için kendiside kayıt yaptırdı ve bir yıl boyunca benimle derslere iştirak etti.Yan yana oturduğumuz için bazen bana kopya veriyordu.Ama bu tamamen kendi duygusallığı ile ilgili bir durum.Zannederim bu sayılmaz.. :sas
Organize kopye çeken derneğin aktif üyelerindendim. :hihi Ben Tolga Serkan üçlü kuelasyonduk. kopyenin her türlüsü mevcuttu....Elimizle olmadı dilimizle o da olmadı kaş göz işaretleri olmadı olmadı telepati metoduyla :hihi Hocasına göre şartlar ne gerektiriyorsa velhasıl..
Yüreğimizdeki dualarla Talihinde yardımıyla istenilen limana götürürdü, çoğu zaman
Soru niteliginde parantez dışı bir mevzuya dokunmak istiyorum.
Öğretmenlik kimliği, sosyal yaşamda çokbilmişlik psikolojisinden neden arınamıyor..
Gerek eş gerek arkadaşlık ebeveynlik öğretmenlik rollerinde, şapkalar karışmıyormu.. e58))
Düşüncede paylaşım bekiliyorum.