İnternetin de bağımlılığı mı olurmuş demeyin. Bağımlılık deyince hemen eroin bağımlılığı aklınaza gelmesin. Ondan daha tehlikeli olan bağımlılıktan bahsediyorum. Çocuk Psikiyatristi Uzm. Dr. İsmail Yavaş, internet bağımlılığının, eroin bağımlılığından daha tehlikeli olduğunu söylüyor.
Teknolojik buluşlar, iki yüzü keskin kılıç gibidir. Faydalı şekilde kullanılmadığında insanlık için büyük tehlike arz eder. Atom bombasında olduğu gibi geçmişte bunların acı örneklerini gördük.
Zamanımızın teknoloji harikası olan bilgisayar, internet için de durum aynı. Her iki yüzü de keskin. Denebilir ki, atom bambasından daha tehlikeli.
Ne yazık ki, bu tehlikeden haberimiz yok. İnternet nedir, ne değildir, nasıl istifade edilir, faydası zararı nedir, tam bilmiyoruz. Gerektiği şekilde de kulanmıyoruz. Bilhassa gençler, onda bir oranında faydalı işlerde, onda dokuz da zararlı işlerde kullanmaktalar.
POTONSİYEL SUÇLU YETİŞTİRİYOR
Bunun için de internet ve televizyonlardaki şiddet ve cinsel muhtevalı yayınların etkisinde kalan çocuklarda önemli derecede davranış bozuklukları görülmektedir. Uzun süreli etkiler karşısında birçoğu küçük yaşta potansiyel suçlular arasında yer alabilmektedir.
Geçenlerde AA’nın, hazırladığı haber röportajda, Psikolog Serap Duygulu bakınızı bu tehlikeyi nasıl dile getiriyor: Gün içinde saatlerce televizyon ve bilgisayar başında kalan çocuklar bir takım psikolojik sorun yaşamaktadırlar.
Yapılan araştırmalarda, şiddet içerikli görüntüler izleyen veya bilgisayar oyunları oynayan çocuklar, saldırgan davranışlar sergilemekte ve uyku bozuklukları yaşamaktadırlar.
Birçoğu çevresine karşı duyarsızlaşarak, şiddet gösterilerini model almaktalar, şiddet içeren görüntüleri izlediği için başkalarına şiddet uygulamayı normal bir davranış olarak görmektedirler. İnternet ve televizyonlardaki cinsel içerikli yayınların etkisi altında kalan çocuklarda ergenlik yaş sınırını 13'ten 9'a düştü.
Çeşitli yayınlardaki erotik ve pornografik görüntülere rahat bir şekilde ulaşabilen çocuklar erken yaşlarda cinsel muhtevalı davranışlara yöneltmektedirler.
Özellikle anne ve babası çalışan çocuklarda, kontrol dışında kalmaları sebebiyle bu risk onlarda çok daha artmaktadır. İnternet, televizyon, VCD veya DVD filmlerde izledikleri cinsel içerikli görüntülere merak duymaları sebebiyle çocuklar bunlara büyük ilgi göstermektedirler.
Son yıllarda gazete sayfalarına yansıyan olaylar ışığında okul arkadaşına tecavüz eden öğrenci sayısının giderek artığını görüyoruz. Televizyon ekranlarında reyting rekorları kıran bazı dizilerdeki ''çarpık ilişkiler'' ve tecavüz sahnelerinin de bunda önemli rol oynamaktadır.
Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tülin İçli’nin görüşleri ise özetle şöyle: Bazı televizyon yayınları ile toplumdaki ahlak yapısının önemli derecede tahrip etmektedir, bunun özellikle çocuklar üzerinde ciddi etkileri görülmektedir.
Artık hemen hemen her evde bir bilgisayar ve internet bağlantısı vardır, birçok çocuk ailelerinin denetimi dışında şiddet içerikli oyunlar oynamakta veya cinsel içerikli web sayfalarına girmektedir.
İŞ İŞTEN GEÇMEDEN
Başta ABD olmak üzere pek çok gelişmiş ülkede de aynı süreç yaşanmaktadır. Kontrolden çıkan bazı öğrenciler, ele geçirdikleri silahlarla okullarındaki arkadaşlarını katletmektedirler, birçok okulda tecavüz skandalları yaşanmaktadır.
Avrupa’da İlköğretime giden birçok çocuğun doğum kontrol hapları kullandığı tespit edilmiştir. İngiltere'de erken yaşta hamileliklerin önlenmesi için hükümet tarafından okullarda doğum kontrol hapı ve kondom dağıtılması yönünde öneri getirilmiştir.
Önlem alınmazsa Türkiye'nin de çok kısa süre içinde böylesi bir tabloyla karşı karşıya kalması kaçınılmaz olacaktır. Devletin ilgili kurumları ve aileler gerekli önlemleri almadığı takdirde yakın bir zamanda çocuklar ve anneler bu gerçekle yüzleşeceklerdir. Biran önce, toplumsal değerler başta olmak üzere bir çok ahlaki kuralın bu çocuklara öğretilmesi şarttır.
Evet, bilgisayar, internet bir ihtiyaçtır, bir zarurettir; ama kararınca olmak kaydıyla. Afyon bütün ağrı kesici ilaçların ham maddesidir; faydalı bir maddedir. Ölçüsüz kullanıldığında da aynı madde bu defa da en zararlı madde oluyor; çünkü insanı eroinman yapıyor.
Mehmet Oruç
Bugün de, bağımlılığın alametlerinden ve kurtulma yollarından bahsedelim. Çünkü bu bağımlılık tedavisi gereken hastalıklar sınıfına girmiştir. Nitekim, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.Ferhunde Öktem, 'İnternet ve bilgisayar bağımlılığı, tıbbi bağımlılık arasına alındı. Çok önemli bir tanı olmaya başladı. Hastaneye çok ağır, hastane koşullarında tedavi edilmesi gereken çocuklar gelmeye başladı' demiştir.
Artık psikiyatristler internet bağımlılığını bir hastalık olarak tanımlıyor. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Hakan Coşkunol, İnternet bağımlılığı ciddi tedavi gerektiren bir sorun haline gelebilir. 48 saat ekran başından kalkmayan hastalarım var, diyor.
BAĞIMLILIĞIN BELİRTİLERİ
Uzmanlar bu belirtileri şöyle sıralıyorlar: Alkol, eroin bağımlılığındakine benzer bir seyir izler. Kişi içine kapanır. Bu durum, kişinin; sosyal, öğrenim ve iş hayatında menfî tesirler yapmaya başlar. İnternete bağlanıldığında kaygı ve huzursuzluk gibi belirtiler kaybolur. İnternetten uzak kalmak için çaba harcansa bile bu başarılamaz. Yeni web siteleri keşfetmek, oyun oynamak, ‘chat’ gibi aktiviteler giderek esas faaliyetlerin yerini alır.
Aile üyeleriyle olan manasebetin yerini internet işgal eder. İnternet bağımlılığının kötü neticeleri olarak; sabah geç kalkma, evlilikle ilgili problemler, önemli işleri terk etme gibi olumsuzluklar görülmeye başlar, buna rağmen internet kullanımı devam eder.
İnterneti aşırı ve gereksiz kullananlarda fizikî ve ruhî problemler baş gösterir. Kişinin çevresiyle iletişimi zayıflar, artan ferdiyetçi davranışlarına paralel, kişide yalnızlık ve dolayısıyla yabancılaşma görülür. Kişide, bunların yanı sıra baş, bel ve kas ağrıları, görme bozukluğu, yorgunluk hattâ epilepsi (sara) tetiklenmesi görülebilmektedir.
Yapılan araştırmalarda, internet kullanıcılarının yaşı küçüldükçe, eğlence ve oyunun ön plâna çıktığı görülmektedir. Çocuklar genelde oyun; gençler ise, oyunun yanı sıra ‘chat’ ve eğlence maksatlı internet kullanımı yapmaktadır.
Bu tür menfî sitelerin tesirinde kalan çocuk ve gençlerde davranış bozuklukları görülmeye başlamaktadır. Konuşma melekesi ve mimik hareketleri zayıflamakta, robotlaşma eyilimi artmaktadır. Zamanla, aileden, çevreden, inancından, örf ve adetlerinden kopmalar baş göstermektedir.
NE YAPILABİLİR
Günümüzdeki ilmî gelişmelerin bir semeresi olarak karşımıza çıkan bu teknolojiyi reddetmek imkânsızdır. İnternet vesilesiyle ilmî gelişmeler çok yakından takip edilmekte, önemli bilgilere hemen ulaşılabilmekte, insanlar istedikleri (hattâ istemedikleri) hemen herkesle çok rahat haberleşebilmekte, alışveriş yapabilmekte ve günlük birçok işi rahatlıkla yerine getirebilmektedir.
Bu teknolojinin önemi tartışılmamakla birlikte, uzmanların internetin istismarı konusunda kafa yormaları gerekmektedir. Çocuk ve gençlerin ahlakını bozan, zamanını çalan kontrol dışı zararlı sitelere ulaşması engellenmelidir.
Çocukları internet kullanımı konusunda denetlemek için ailelere önemli görevler düşmektedir. Bilgisayarın evde herkesin görebileceği bir yere konulması, internete giriş saatlerinin sınırlandırılması ve ebeveynlerin yasal olmayan sitelerin açılmasını engelleyen program kullanması gerekir. Bunları baskı ile değil de, çocuğu razı ederek, izahda bulunarak, gerekiyorsa ona vaatlerde bulunanar sağlamak akıllıca olur.
Çünkü, çocuğunuza interneti yasaklamak, bilgisayarı kaldırmak ya da bu sebeplerden ötürü ona kızmak, bağırmak bu davranışı sınırlandırmak için çözüm olmayacaktır. Sadece davranışın bir müddet ertelenmesine yol açacaktır.
Unutmayın yasaklanan şey daha çekici hale gelir!! Bu nedenle çocuğunuzun internete hangi zamanlar ne sıklıkla gireceğine beraberce oturup karar vermek, onu razı etmek daha isabetli bir çözüm olacaktır.
Mehmet Oruç
&))