Eski zamanlarda bir padişah kibirli vezirine bir ders vermek için ondan olmadık bir şey istedi.Mutlluluğu mutsuzluğa, mutsuzluğuda mutluluğa çevirecek bir yüzüğü bulup altı ay içerisinde getirmesini emretti.
Benaya adındaki vezir hemen işe koyuldu. Durup dinlenmeden oraya buraya koşturdu. Ülkede gezmedik yer basmadık taş bırakmadı. Bir gün ayakları onu fakirlerin yaşadığı bir mahalleye götürdü.
Günlerden de arefe günüydü. Karmaşık düşünceler içinde biraz da çaresiz dolaşırken yırtık pırtık halısının üzerinde ufak tefek mallar satan bilge görünüşlü bir tacirin yanında durdu. Ona mutlu bir adamın sevincini, kalbi kırık bir adamında üzüntüsünü unutturacak bir yüzük peşinde olduğunu anlattığında yaşlı bilge tacir halısının üzerinden altın bir yüzük aldı. Kaşına bir şeyler yazdı.
Her şeyden ümidini kesen Vezir Benaya yazıyı okuduğunda yüzüne bir gülümseme geldi. Ertesi gün bayramdı, bütün ülke mutluluk içinde bayram yapıyordu. Devlet erkanı padişah ile bayramlaşmaya geldiler.Padişah vezire herkesin duyabileceği şekilde sihirli yüzüğü sordu. Huzurdakilerin, padişahın dahi, bıyık altı gülmeleri sırasında yüzüğü padişaha uzattı. Yüzüğü alıp üzerindeki yazıyı okuyan padişahın yüzündeki gülümseme kayboldu birden .
Vezirine teşekkür ederken vezirindeki kibirden eser kalmadığını fark etti. Yaşlı tacir yüzüğün üzerine şu kelimeleri nakşetmişti:
'' Bu da gelir bu da geçer '' ( R.Özdemir yeğenime name)
Fahrettin Gör - umran dergisi
'' Yer yüzünde böbürlenerek yürüme !Çünkü sen ne yeri yarabilirsin ne de dağların yüksekliğine ulaşabilirsin.'' (İsra 37)
ya İSLAMDA YÜKSELİRSİN.! ya inkarda ÇÜRÜRSÜN.!
yol mezarda BİTMİYOR gittiğinde GÖRÜRSÜN.!
emeğine sağlık.buda geçer
Bu da geçer ya HUU...
forumumu özlemişim yaaa:)
Bu da gelir bu da geçer ...
Gerçekten çok etkileyiciydi . teşekkürler...