Ev Eşya Dolu Olsa Ne Olur ?
Hayatı daha yakından ve renkli olarak tanımak için dünyayı dolaşmaya çıkan meraklı bir genç, gezdiği ülkelerden birinde ünlü bir alimi ziyarete gitti.
Seyyah, büyük alimin, yaşadığı evde, bütün duvarların kitaplarla dolu olduğunu gördü. Çok şaşırdı tabii. Bir mana da veremedi. Öyleki kitaptan başka duvar görünmüyürdu.
Bu duygularla evin diğer bölümlerini de dikkatle gözden geçirdi. İyice şaşırdı. Yerde bir kilim, duvar dibinde yatak olarak kullanılan basit bir sedir, ortada ise bir masa ve sandalyeden başka hiçbir şey yoktu. Merakla:
"Neden hiç eşyanız yok?"
Eliyle olanları gösterdi alim;
"Var ya!.. Nasıl eşyamız yok?"
"Ne bileyim? Koltuklarınız, kanepeleriniz, büfeleriniz... Onlar nerede?"
Alim, gülümsedi belli belirsiz.
Bilge kişi, bu soruya karşılık olarak kendi bir soru sordu;
"Bak evladım, senin de fazla birşeyin yok... Yalnızca, sırtında taşıdığın küçük bir çantan var... Peki, senin eşyaların nerede?"
Genç, kendini savunurcasına cevapladı bu beklemediği soruyu:
"Ama görüyorsunuz... Ben yolcuyum..."
Ünlü alim, hak verircesine başını salladı tebessüm ederek:
"Ben de öyle yavrum!.. Ben de öyle..."
Evleneceklere duyrulur : )
Bir ara, özgür ve bilge sloganı ile sade hayat diye bir anlayış getirilmeye çalışıldı. Hayatımızda gereksiz bulunan, bizim zamanımızdan çalan tüm gereksiz eşyaları evden çıkarrmak, olabildiğince en sade bir yaşam sürebilmek adı haydi denmişti. Ama kaybolup gitti...
Asır saadetten günümüze "dünyayı ağaç gölgesinde bir an gölgelenme" şuuru ile yaşabilen müminler yerine, dünyada ebedi kalacakmışçasına yığınla mobilyalarla hayatı kalabalıklaştıran, eşyanın hizmetinde olması yerine, eşyaya hizmetçi olan insanlar günden güne arttı durdu....
Alıntı yapılan: Tuğra - 21 Nisan 2009, 13:47:20
Dünya genelinde eşyalar insanlara hizmet ederken,Türkiye genelinde insanlar eşyalara hizmet etmeye ısrarla devam ediyorlar...
Aynen katılıyorum! Maalesef bu durum gün geçtikçe de artıyor...
Zaman, eşyaya değil, insana yatırım yapma zamanı
Bir arkadaşımın anlattıklarını yazıyorum;
"Yıllarca memuriyet yaptım Dindardım Beni beğenenler de vardı, beğenmeyenler de Adına ister tayin deyin, ister sürgün Diyar diyar dolaştırıldım Hiçbir tayinden şikâyet etmedim Eşyam azdı Eskiciden küçük bir buzdolabı almıştım Gardırobum, büfem ve koltuklarım yoktu Tayinim çıkınca evimi taşımak kolay oluyordu Yol harcırahından da para artırırdım"
Şimdiki memurların "tayinim çıkacak" diye ödleri kopuyor İnsanlar taşınacakları zaman telaşa düşüyor Evi taşımaya on tonluk kamyon yetmiyor! Koltuklar çizilecek, büfenin camları kırılacak Daha kötüsü gittikleri ev de en az üç-dört odalı olacak, odalar da geniş olacak ki eşyalar sığsın
İstekler büyük, maaş küçük
Her eşyanın üzerine sanki "ihtiyaç" etiketi yapıştırılmış Bunun için borç para alıyorlar veya taksitle eşya topluyorlar Bu sefer borçlar ödenmiyor
Ben evlendiğim zaman bulaşık makinem, büfem, mobilyam yoktu Hanım, haliyle kızıyordu Ben de diyordum ki: "Hanım, eşya için borçlanamam! Böyle daha rahat yaşarız Biraz zaman geçsin, para biriktirir peşin alırız" Para biriktirdik öyle aldık Büfem hâlâ yok
Şimdi yazıyı okuyan gençler diyecekler ki: "Hocam böyle kız bu zamanda nerede?"
Ümitsizliğe kapılmayın Allah her türlü insan yaratmıştır Kanaatkâr kızlar da çok Olur, hepsi olur Yeter ki sabredilsin
Gençlere tavsiyem, güzelliğe bakmasınlar Evlenilecek kişide dindarlığa baksınlar
Daima yükseğe, daima güzele, daima iyiye sevk edilmesi lazım gelen Müslüman'a, ibtidâi orman hayatı yaşatılması isteniyor!
Sohbetlerde, derslerde, yazılarda büyük hedefler gösteriliyor; Allah rızası, ebedi saadet, Peygamberimiz'in şefaati, hizmet, himmet vesaire
Fiili hayatta hedefler küçülüyor; ev, mobilya, halı, koltuk, araba, çocukların çeyizi
Sonra da diyor ki: "Ben, cennete gitmek istiyorum" Pekâlâ, ne güzel Gidiyor iki milyar verip eşya alıyor, yirmi lira da sadaka veriyor Niye? Eşyadan sadakaya para kalmadı Halbuki cennet ucuz değil!
Eşyaya itibar, camilerde de kendini gösteriyor İlim ad-----, fakirlere yeteri kadar para vermeyenler, camilere milyonları yatırıyor Kubbeli, süslü, çinili camiler Camiler süslü, cemaat süssüz! Kur'an bilmiyor, hadislere bakmıyor, tefsir okumuyor, namaz surelerinin manasından haberi yok cemaatin
Bu, kıyamet alametidir
Talebe okutmayan, Kur'an kursu yaptırmayan, kolej yaptırmayan, dershaneye yardım etmeyen cemaat, camilere milyonları yatırıyor
Şimdi cemaat yetiştirme zamanıdır İnsana yatırım yapma zamanıdır
Bir burs, insana yatırım yapmak için kâfidir Çok yüksek rakamlarda değil, normal miktarlarda burs versek, o çocuk doktor olur, alim olur, devlete millete hizmet eder
Biz bu dünyaya mal biriktirmek için gelmedik!
Elimizdeki malın, eşyanın hakkını veriyor muyuz? Zekatını veriyor muyuz? Yoksa sadece onlara bekçilik mi yapıyoruz?
HEKİMOĞLU İSMAİL
Zaman
evlerimizi eşya çöplüğüne,süs çöplüğüne döndrümeyelim değilmi.böyle anadım.
Alıntı yapılan: ihvan - 22 Nisan 2009, 17:56:34
evlerimizi eşya çöplüğüne,süs çöplüğüne döndrümeyelim değilmi.böyle anadım.
Eşya çöplüğü,süsleme olayı farklı kişye göre değişen bir durum.
Alıntı yapılan: ihvan - 22 Nisan 2009, 17:56:34
evlerimizi eşya çöplüğüne,süs çöplüğüne döndrümeyelim değilmi.böyle anadım.
Alıntı yapılan: sessizliğim - 22 Nisan 2009, 17:41:55
Talebe okutmayan, Kur'an kursu yaptırmayan, kolej yaptırmayan, dershaneye yardım etmeyen cemaat, camilere milyonları yatırıyor
Şimdi cemaat yetiştirme zamanıdır İnsana yatırım yapma zamanıdır
evet gereksiz olarak evlere doldurmuş olduğumuz süs ve eşyalardan bahsediliyor.
Hani bir de demiş ya camilere milyonları yatırma zamanı değil cemaat yetiştirme zamanı diye.Çok hoşuma gitti. Yatırım ilk önce insana yapılırsa gerisi Allah'ın izniyle sağlam temeller üzerinde gelecektir .
Sürekli duyduğum bir söz var çevreden. ''El alem ne der... ''
Acaba bizim bu israfımıza Hak Teala ne der... Bunu düşünmüyoruz işte.
Halbuki bizim süsümüz edeb ve takvamız olmalı.