AÇIK DİLEKÇE
Görmediğim bir bambaşka durum var
Sizin şehrin kızlarında savcı bey
Yaklaşanı ta yürekten vururlar
Kan kokuyor gözlerinde savcı bey
Gayeleri gönül kırmak dal gibi
Bakışları çifte favül bal gibi
Ülkeler fethetmiş bir kral gibi
Gurur dolu pozlarında savcı bey
Kaş yaparken, göz çıkarır elleri;
Çok silahtan tesirlidir dilleri
Hayret ettim, bir tuhaf ki halleri
Poyraz eser yüzlerinde savcı bey
Derviş olup çıktım tığsız, tebersiz
İlk görüşte avladılar habersiz
Pişirdiler beni tuzsuz, bibersiz
Kebap oldum közlerinde savcı bey
Bölüştüler gönlüm ile aklımı
Davacıyım, ara benim hakkımı...
Bir yol göster, haklı mıyım, haksız mı?
Yorulmayım izlerinde savcı bey.
DOSTA DOĞRU
İçimde uzayan her yol
Çıkar gider dosta doğru
Nergis. ıtır, menekşe, gül
Kokar gider dosta doğru
Zamanım yoğrulur gamla
Birleşir sabah akşamla
Ilık kanım damla damla
Akar gider dosta doğru
Gel bende gör, sen gel beni
Durduramaz engel beni
Görmediğim bir el beni
Çeker gider dosta doğru
Beynim fırın, bağrım tandır
Yanarım hayli zamandır
Sevgim bir yavru ceylandir
Çeker gider dosta doğru
Ne saklarım ne gizlerim
Yalnızca onu özlerim
Tabutta bile gözlerim
Bakar gider dosta doğru
MİHRİBAN
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamıştın,çözülmüyor mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor mihriban
Yar,deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor mihriban
Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor mihriban
Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk değince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut cizilmiyor mihriban
Boşa bağlanmış bülbül gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım karabahtım tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor mihriban
Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor mihriban
<<<en sevdiğim siirleri arasında....
AŞK HİKAYESİ
Başımdan bir kova sevda döküldü
Islanmadım, üşümedim, yandım oy!
İplik iplik damarlarım söküldü
Kurşun yemiş güvercine döndüm oy!
Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
Anladım ki kendi gönlüm dar bana
Alev dolu bardakları yâr bana
Sunuverdi içtim içtim kandım oy!
Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım
Ne zamana, ne kendime alıştım
Kırk senede yedi hasret bölüştüm
Yedi dünya bana düştü sandım oy!
Gönül şahinimi yordum gerçeğe
Sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe
Teselliden kanat kırdım gerçeğe
Tecellinin sinesine kondum oy!
HAK YOL İSLAM YAZACAĞIZ
Kör dünyanın göbeğine
Hak yol İSLAM yazacağız.
Kuşların göz bebeğine
Hak yol İSLAM yazacağız.
Yola, ağaca, pınara
Esen yele, yağan kara
Yağmur yüklü bulutlara
Hak yol İSLAM yazacağız.
Koç burcuna, yay burcuna
Bebeklerin avucuna
Minarelerin ucuna
Hak yol İSLAM yazacağız.
Bucak bucak, köşe köşe
Kara taşa, kor ateşe
Yıldıza, aya, güneşe
Hak yol İSLAM yazacağız.
Askerlerin miğferine
Kağnıların tekerine
Budanın tunç heykeline
Hak yol İSLAM yazacağız.
Her kapının eşiğine
Her sofranın kaşığına
Balaların beşiğine
Hak yol İSLAM yazacağız.
Herkes duyacak, bilecek
Saklanmaz gayri bu gerçek
Yaprak yaprak, çiçek çiçek
Hak yol İSLAM yazacağız.
yazar-sairin evi ankarada.. ev adresini ve telefon numarasını alperen yayınlarından alabilirsiniz...
Bir ziyaret edip halinini hatrını sorabilirsiniz...