Sadakat islami Forum

DİNİ KATEGORİLER => GÖNÜL SULTANLARIMIZ => Konuyu başlatan: antepli - 01 Aralık 2005, 17:04:21

Başlık: ABDÜLHAKÎM ARVÂSÎ HZ.
Gönderen: antepli - 01 Aralık 2005, 17:04:21
Hicrî 1281 (m.1865)'de Van’ın Başkale kazâsında doğdu. Babası Seyyid Mustafa Efendi âlim ve fâdıl idi. Seyyid oldukları Irak'taki şer’î mahkeme defterlerinde yazılıdır. İlk tahsilini babasından aldı. Daha sonra Arvas’a giderek yüksek tahsilini zamanın en büyük âlimi Seyyid Fehim-i Arvâsî “rahmetullahi aleyh” hazretlerinin huzûrunda tamamladı. 19 yaşında mutlak icâzet aldı. Başkalede 30 yıl tedris ve irşad ile meşgul oldu. Yani ders okuttu.
  1914'de Ruslar Doğu’yu işgal edince hicret ederek Irak, Adana, Eskişehir yoluyle İstanbul’a geldi. Eyûb Sultan'da yerleşti. 1919’da Medrese-tül Mütehassısîn'e, yâni İlahiyat Fakültesi'ne Müderris (Ordinaryüs Profesör) olarak tayin edildi. İstanbul'da çeşitli câmilerde senelerce ilim neşr etti.
  Her hâli ve hareketi ile İslâmiyyete uyardı. Çok mütevâzî olup “Ben” dediği işitilmemiştir. Çok heybetli ve temkîn sâhibiydi. Misafiri çok severdi. Yardım yapmaktan hoşlanırdı. Ziyâretlere gider, davetlere icâbet ederdi.
  27 Kasım 1943 de Ankara'da vefât etti. Mübarek kabri Ankara'nın Bağlum kasabasındadır. Buyurdular ki:
  “İnsanlığı kaplayan sıkıntıların birinci sebebi, Hakka karşı şirk koşmaktır. İlim ve fen ilerlediği halde insanlığın ufuklarını sarmış olan fesad karanlığı hep imansızlığın neticesidir. Hakkı tanımadıkça, Hakkı sevmedikçe, Hak teâlâyı hâkim bilip O’na kulluk etmedikçe insanlar birbiri ile sevişemez.”
  “Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür. Evliyânın sözünde Rabbânî tesir vardır.”
  “Temiz ve yeni elbise giyiniz. Gittiğiniz yerlerde ahlâkınızla, sözlerinizle İslâmın vakârını kıymetini gösterinız.”  
 “Çeşitli, lezzetli yemeklerle ve tatlı, soğuk şerbetlerle bedenlerinizi rahat ve hoş tutunuz.”
  “Bir vakit namazımı kaçırmaktansa, bin kere ölmeyi tercih ederim.”
Başlık: ABDÜLHAKÎM ARVÂSÎ HZ.
Gönderen: antepli - 01 Aralık 2005, 17:06:52
Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretleri buyurdular ki:

Evliyânın huzûruna dolu giden boş, boş giden dolu döner.

Namaz, aman namaz, nerede ve ne şart altında olursa olsun mutlaka namaz kılın...

Temiz ve yeni elbise giyiniz. Gittiğiniz yerlerde, ahlâkınızla, sözlerinizle, giyinişinizle İslâmın vekârını, kıymetini gösteriniz.

Allahü teâlâ dilediğini yapar. İster sebepli ister sebepsiz, dilediği gibi azap veya lütfeder. Güzel ve doğru onun dilediğidir.

Kur'ân-ı kerîm şifâdır. Fakat şifâ, suyun geldiği boruya tâbidir. Pis borudan şifâ gelmez.

Gerçek kerâmet, kerâmetin gizlenmesidir. Bunun dışında görünenler, velînin irâde ve ihtiyârı ile değildir. İlâhî hikmet öyle gerektiriyor demektir.

Hakk'ı sevmedikçe, Hak teâlâyı hâkim bilip, ona kulluk etmedikçe, insanlar birbiri ile sevişemez.

Kavuştuğunuz her nîmet; hep hakka îmânın hâsıl ettiği kardeşliğin neticesi ve Allahü teâlânın ihsânıdır.

Temiz ve yeni elbise giyiniz. Gittiğiniz yerlerde, ahlâkınızla, sözlerinizle, giyinişinizle İslâmın vekârını, kıymetini gösteriniz.

Gördüğünüz her musîbet ve felâket, kızgınlığın, zulüm ve haksızlık etmenin cezâsıdır.

Beşeriyet ne kadar uğraşırsa uğraşsın, sevip sevilmedikçe; ızdırap ve felâketten kurtulamaz.

Allahü teâlâ dilediğini yapar. İster sebepli ister sebepsiz, dilediği gibi azap veya lütfeder. Güzel ve doğru onun dilediğidir.

Allahü teâlâ bize fadlı, ihsânı ile tecelli etsin; bizi fadlı ile korusun! Adliyle tecelli ederse, yanarız.
Riyâ olmasın diye cemâatten kaçanlar ayrı bir riyâ içindedirler.

Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür.

İlim cehli izale eder, yok eder, ahmaklığı değil.

Cemiyetteki ruh hastalıklarının sebebi, îmân eksikliğidir

14 — ABDÜLHAKÎM EFENDİ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Zâhir ve bâtın ilmlerinde kâmil ve dört mezhebin de fıkh bilgilerinde mâhir, veliy-yi kâmil idi. Rûh bilgilerinin mütehassısı idi. Binikiyüzseksenbir 1281 [m. 1865] senesinde Van vilâyetinin Başkale şehrinde tevellüd, 1362 [m. 1943] de, Eyyübde Murtedâ efendi tekkesi câmi’i imâmı iken, tevkîf edilip, Ankarada vefât etdi. Bağlumda medfûndur. Babası seyyid Mustafâ, seyyid Tâhâ-i Hakkârînin “kuddise sirruh” oğlu olan, seyyid Ubeydüllahın talebesi idi. Seyyid Mustafâ çok kâmil idi. Gördüğü kimsenin, hangi nemâzı kılmadığını, yüzünden anlardı. Bunun babası, seyyid Muhyiddîndir. Onun babası, seyyid Muhammed, bunun babası da, seyyid Abdürrahmândır. İmâm-ı Alî Rızâ bin Mûsâ Kâzım soyundan olup, Seyyid oldukları, Irâkdaki şer’î mahkeme defterlerinde yazılı olduğu gibi, seyyid Abdülkâdir-i Geylânînin torunu olan seyyid Abdürrezzâkın mübârek el yazısı ile de tasdîk edilmiş olduğu, Van mebûsu İbrâhîm Arvâsın 1371 [m. 1952] de basdırdığı (Seyâhatnâme-i Kâsım-ı Bağdâdî) kitâbında yazılıdır.
Başlık: ABDÜLHAKÎM ARVÂSÎ HZ.
Gönderen: EFSuN - 01 Aralık 2005, 21:42:05
Allah razı olsun..
Yanlış hatırlamıyorsam eğer, Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretleri Necip Fazıl Kısakürek'in mirşidiydi değil mi?
Başlık: ABDÜLHAKÎM ARVÂSÎ HZ.
Gönderen: Vuslat Yolcusu - 02 Aralık 2005, 01:58:58
ellerinize saglik :)
Başlık: ABDÜLHAKÎM ARVÂSÎ HZ.
Gönderen: ÇIĞ - 26 Şubat 2007, 13:14:37
Alıntı yapılan: "EFSuN"Allah razı olsun..
Yanlış hatırlamıyorsam eğer, Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretleri Necip Fazıl Kısakürek'in mirşidiydi değil mi?


evet öyleydi..Hatta Üstad "O ve Ben" eserinde Arvasi Hz. leri ile tanışmasını O'nunla olan görüşmelerini anlattı..Çok güzel bir eser tavsiye ederim..Paylaşım için teşekkürler Antepli kardeşim..