Yetmiş üç fırka hadisinin çeşitli rivayetlerine bakıldığında kurtuluş fırkanın Sahabeyi Kirama tabi olmakla mümkün olduğunu, bir başka rivayete baktığımızda Efendimizin Sünnetine tabi olmakla mümkün olduğunu, başka bir rivayete baktığımızda ise Cemaat ile mümkün olduğu dikkat çekmektedir. Muhtelif rivayetler bir araya getirildiğinde kurtuluş fırkanın Ehli sünnet vel Cemaat mezhebinin olduğu kuşkusuzdur.
Bu ise 'ben ehli sünnetim' demekle, yani laf üretmekle değil bilakis yaşamakla ve inanmakla mümkündür. Nasılki bal'ın lezzetinden bahsedildiğinde damağımızda bal oluşmuyorsa, nasılki örneğin 'bu forumda ateş var' denildiğinde forum yanmıyorsa, 'Ehli Sünnet mezhebine mensubum' demeklede Ehli Sünnet olunmuyor.
Ehli Sünnete mensub olabilmek için bu yüce mezhebin kriterlerine uymak gerekiyor.
Bunun çizgisini huvesi huvesine takip etmek gerekiyor.
Bu ise yalnız 'amel' ile mümkün değildir. 'Amel'in yanı sıra Asr suresinde buyrulduğu üzere 'Hakkı ve sabrı tavsiye etmekle', Tevbe suresinde beyan edildiği üzere 'emri bil maruf nehyi anil münker' vecibesini yerine getirmekle mümkündür. Allahımızın kırmızı çizgisini muhafaza etmekle mümkündür. Bu ise cemaat olmadan olmaz.
Bu gün dendiğine göre mezhepler arasında en yaygın mezhebin Ehli Sünnet mezhebi olduğu söylenmektedir. Sizcede öylemi? Bence değil. Bence Ehli sünnet olanlar zannedildiği kadar yaygın değildir.
Sizlere 2 örnek; Bu gün birçokları Ehi sünnetim demeleriyle birlikte 'Haremlik Selamlık' mevzusunu teferruat sayıp 'hangi devirde yaşıyoruz' diyenler az değildir. Oysaki haremlik selamlık mevzu'u çok meşhur hadisi şeriflerle, ayeti kerimelerle üzerinde ısrarla durulan mevzu'dur.
Osmanı Uşi rh'in buyurduğu gibi: 'Peygamber efendimizin şeriatı Kıyametin sabahına kadar bakidir'. O halde onun hangi şeriatı geride kala bilirki? Hangi hükmün nesh edileceğine bizmi karar veriyoruz? Biz kimizki?
Yine Nur suresinde beyan edildiği üzere örtünmenin farz olduğunu görüyoruz. Oysaki bugün 'ehli sünnetim' diyen çok kalabalık grup bunun teferruat olduğunu söylerler. Yahu farzın teferruatı olurmu? Başörtüsü 'teferruattır' demek başörtüsünü takmamaktan daha vahimdir. Velevki bunu söyleyen tesettürlü bir hanım olsun.
Meatte'essüf acizane tespitim odurki, zamanımızda kendini ehli sünnet zannedipte bilinci olmaksızın, iyi niyetli bir müslüman olduğu halde 'reformcu' olanlar hiçte az değildir.
Kıymetli vaktinizi uzun uzadıya almamak için çok kısa kestim. Bu hususta sizlerin düşünce ve tecrübelerinizi merak etmiyor değilim doğrusu. Hörmetlerimle...
Teşekkür ederiz hocam.
Anlatım harika .
Mevlam korusun bizleri..