Gözyaşı: Yokluğa erenlerin saadet sermayeleridir.
Gözyaşı: Günahkarın çare-i gufranıdır.
Gözyaşı: Nedamet manasını taşır. Allah'a bir nevi tövbedir.
Gözyaşı: Arifin kalbinin tercümanıdır.
Gözyaşı: Mağfiret için Allah'ın kullarından istediği istirhamıdır.
Gözyaşı: Asinin kurtuluş ipidir.
Gözyaşı: Hülasa; vuslata erenlerin yegane istinatgahıdır.
Allah razi ve memnun olsun
Allah razı olsun..
bende bisey eklemek isterim
Allah korkusundan gelen göz yasinin deydigi yeri, cehennem atesi yakamaz
insAllah bizede nasib olur
Alıntı yapılan: "isra"Gözyaşı: Yokluğa erenlerin saadet sermayeleridir.
Gözyaşı: Günahkarın çare-i gufranıdır.
Gözyaşı: Nedamet manasını taşır. Allah'a bir nevi tövbedir.
Gözyaşı: Arifin kalbinin tercümanıdır.
Gözyaşı: Mağfiret için Allah'ın kullarından istediği istirhamıdır.
Gözyaşı: Asinin kurtuluş ipidir.
Gözyaşı: Hülasa; vuslata erenlerin yegane istinatgahıdır.
tabi insanlar icersinde degilde gece yarilarinda kimsenin olmadigi kisinin rabbi ile bas basa kaldigi bir zamanda bir damla göz yasi her seye bedeldir.
Alıntı yapılan: "Müderris_3"Alıntı yapılan: "isra"Gözyaşı: Yokluğa erenlerin saadet sermayeleridir.
Gözyaşı: Günahkarın çare-i gufranıdır.
Gözyaşı: Nedamet manasını taşır. Allah'a bir nevi tövbedir.
Gözyaşı: Arifin kalbinin tercümanıdır.
Gözyaşı: Mağfiret için Allah'ın kullarından istediği istirhamıdır.
Gözyaşı: Asinin kurtuluş ipidir.
Gözyaşı: Hülasa; vuslata erenlerin yegane istinatgahıdır.
tabi insanlar icersinde degilde gece yarilarinda kimsenin olmadigi kisinin rabbi ile bas basa kaldigi bir zamanda bir damla göz yasi her seye bedeldir.
evet buna çopk dikkat etmeli. Allah razı olsun
rabbim razı ve memnun olsun
isra bunu biyerden mi aldın yoksa kendi ifadelerin mi? Ama ne olursa olsun çok güzel ellerine sağlık
Alıntı yapılan: "kardelen78"isra bunu biyerden mi aldın yoksa kendi ifadelerin mi? Ama ne olursa olsun çok güzel ellerine sağlık
kusura bakmayın yeni gördüm..yazı alıntı altına yazmayı unutmuşum..
Alıntı yapılan: "Müderris_3"Alıntı yapılan: "isra"Gözyaşı: Yokluğa erenlerin saadet sermayeleridir.
Gözyaşı: Günahkarın çare-i gufranıdır.
Gözyaşı: Nedamet manasını taşır. Allah'a bir nevi tövbedir.
Gözyaşı: Arifin kalbinin tercümanıdır.
Gözyaşı: Mağfiret için Allah'ın kullarından istediği istirhamıdır.
Gözyaşı: Asinin kurtuluş ipidir.
Gözyaşı: Hülasa; vuslata erenlerin yegane istinatgahıdır.
tabi insanlar icersinde degilde gece yarilarinda kimsenin olmadigi kisinin rabbi ile bas basa kaldigi bir zamanda bir damla göz yasi her seye bedeldir.
:x :x :x :x :x
Alıntı yapılan: "isra"Gözyaşı: Yokluğa erenlerin saadet sermayeleridir.
Gözyaşı: Günahkarın çare-i gufranıdır.
Gözyaşı: Nedamet manasını taşır. Allah'a bir nevi tövbedir.
Gözyaşı: Arifin kalbinin tercümanıdır.
Gözyaşı: Mağfiret için Allah'ın kullarından istediği istirhamıdır.
Gözyaşı: Asinin kurtuluş ipidir.
Gözyaşı: Hülasa; vuslata erenlerin yegane istinatgahıdır.
harika bir yazı
Allah razı olsun.
Alıntı Yaptabi insanlar icersinde degilde gece yarilarinda kimsenin olmadigi kisinin rabbi ile bas basa kaldigi bir zamanda bir damla göz yasi her seye bedeldir.
Zikir esnasınsda ağlamak dediniz de....Tasavvuf açısından zikir esnasında ağlamanın hükmü
“Bir şahsın, ism-i Mevlâ zikredildiği vakit yüzünü yerlere sürmesi, gözlerinden yaşlar akıtması iyi değildir.
"Onun bu hâli, nefsinin harûn edilmiş olduğuna (azgınlığına, inatçılık ve huysuzluğuna, doğru gitmediğine), yahut gizli bir sûrette vucûd(1) ve enâiyet(2)le helâk kılındığına delildir.
“Eğer bu hâl ve tavır lâzım ise (mutlaka ağlamak istiyorsa), onu cevf-i leylde (gecenin ortasında) karanlık ve yalnız bir mekânda, Allâh’tan mâada hiç bir ferdin huzûr ve ıttılâı bulunmayan (kimsenin görüp duymadığı) yerde yapmak muvâfıktır.
“Böyle bir şahsın etvâr-ı mezkûresini istihsân (anlatılan bu tavırlarını, zikir esnasındaki ağlayıp sızlamalarını hoş ve güzel görmek), büyük günah ve vebâl teşkil eder. Bu gibi ahvâle şâhid olmaktan kaçınınız, hazer ediniz (sakınınız)!” (3)
DİPNOTLAR
(1) Vucûd, varlık demektir. Tasavvufta, insanın kendinde bir varlık görmesi, yani kibir mânâsınadır ki, kula yakışmaz. Nitekim Arapça bir şiirde mealen, “Senin vucûdun öyle bir günahtır ki, başka hiçbir günah onunla mukayese edilemez” denilmiştir. Zira hakiki varlık, Cenâb-ı Hakk’ın varlığıdır.
(2) Enâiyet veya enâniyet, kişinin “ben” demesidir. Tasavvufta, insanın nefsine varlık tanıması, her şeyi kendisine bağlayıp dayandırmasıdır. “Ben yaptım, ben ettim, ben şuyum, ben buyum...” gibi ki, çok kötü, çok çirkin ve pek tehlikeli bir huydur.
(3) Salâhuddîn ibn Mevlânâ Sirâcüddîn, a.g.e, s. 130.
Allah iman edenlerle beraberdir
Alıntı yapılan: "hizbullah"Allah iman edenlerle beraberdir
Arkadaşlar Allah lafzını yazarken buyuk harfle yazmaya dikkat edin (belki konu ile alakalı değil ama )
Bu arada kandiliniz mubarek olsun
İnşAllah Kul kardeşim.Allah razı olsun :x :x :x
çok güzel bir yazı.Allah(A.C.) RAZI OLSUN...
Alıntı yapılan: "ankebut-57"Alıntı Yaptabi insanlar icersinde degilde gece yarilarinda kimsenin olmadigi kisinin rabbi ile bas basa kaldigi bir zamanda bir damla göz yasi her seye bedeldir.
Zikir esnasınsda ağlamak dediniz de....
Tasavvuf açısından zikir esnasında ağlamanın hükmü
“Bir şahsın, ism-i Mevlâ zikredildiği vakit yüzünü yerlere sürmesi, gözlerinden yaşlar akıtması iyi değildir.
"Onun bu hâli, nefsinin harûn edilmiş olduğuna (azgınlığına, inatçılık ve huysuzluğuna, doğru gitmediğine), yahut gizli bir sûrette vucûd(1) ve enâiyet(2)le helâk kılındığına delildir.
“Eğer bu hâl ve tavır lâzım ise (mutlaka ağlamak istiyorsa), onu cevf-i leylde (gecenin ortasında) karanlık ve yalnız bir mekânda, Allâh’tan mâada hiç bir ferdin huzûr ve ıttılâı bulunmayan (kimsenin görüp duymadığı) yerde yapmak muvâfıktır.
“Böyle bir şahsın etvâr-ı mezkûresini istihsân (anlatılan bu tavırlarını, zikir esnasındaki ağlayıp sızlamalarını hoş ve güzel görmek), büyük günah ve vebâl teşkil eder. Bu gibi ahvâle şâhid olmaktan kaçınınız, hazer ediniz (sakınınız)!” (3)
DİPNOTLAR
(1) Vucûd, varlık demektir. Tasavvufta, insanın kendinde bir varlık görmesi, yani kibir mânâsınadır ki, kula yakışmaz. Nitekim Arapça bir şiirde mealen, “Senin vucûdun öyle bir günahtır ki, başka hiçbir günah onunla mukayese edilemez” denilmiştir. Zira hakiki varlık, Cenâb-ı Hakk’ın varlığıdır.
(2) Enâiyet veya enâniyet, kişinin “ben” demesidir. Tasavvufta, insanın nefsine varlık tanıması, her şeyi kendisine bağlayıp dayandırmasıdır. “Ben yaptım, ben ettim, ben şuyum, ben buyum...” gibi ki, çok kötü, çok çirkin ve pek tehlikeli bir huydur.
(3) Salâhuddîn ibn Mevlânâ Sirâcüddîn, a.g.e, s. 130.
Allah razı olsun kardeşim....
Alıntı yapılan: "fatihan"Alıntı yapılan: "ankebut-57"Alıntı Yaptabi insanlar icersinde degilde gece yarilarinda kimsenin olmadigi kisinin rabbi ile bas basa kaldigi bir zamanda bir damla göz yasi her seye bedeldir.
Zikir esnasınsda ağlamak dediniz de....
Tasavvuf açısından zikir esnasında ağlamanın hükmü
“Bir şahsın, ism-i Mevlâ zikredildiği vakit yüzünü yerlere sürmesi, gözlerinden yaşlar akıtması iyi değildir.
"Onun bu hâli, nefsinin harûn edilmiş olduğuna (azgınlığına, inatçılık ve huysuzluğuna, doğru gitmediğine), yahut gizli bir sûrette vucûd(1) ve enâiyet(2)le helâk kılındığına delildir.
“Eğer bu hâl ve tavır lâzım ise (mutlaka ağlamak istiyorsa), onu cevf-i leylde (gecenin ortasında) karanlık ve yalnız bir mekânda, Allâh’tan mâada hiç bir ferdin huzûr ve ıttılâı bulunmayan (kimsenin görüp duymadığı) yerde yapmak muvâfıktır.
“Böyle bir şahsın etvâr-ı mezkûresini istihsân (anlatılan bu tavırlarını, zikir esnasındaki ağlayıp sızlamalarını hoş ve güzel görmek), büyük günah ve vebâl teşkil eder. Bu gibi ahvâle şâhid olmaktan kaçınınız, hazer ediniz (sakınınız)!” (3)
DİPNOTLAR
(1) Vucûd, varlık demektir. Tasavvufta, insanın kendinde bir varlık görmesi, yani kibir mânâsınadır ki, kula yakışmaz. Nitekim Arapça bir şiirde mealen, “Senin vucûdun öyle bir günahtır ki, başka hiçbir günah onunla mukayese edilemez” denilmiştir. Zira hakiki varlık, Cenâb-ı Hakk’ın varlığıdır.
(2) Enâiyet veya enâniyet, kişinin “ben” demesidir. Tasavvufta, insanın nefsine varlık tanıması, her şeyi kendisine bağlayıp dayandırmasıdır. “Ben yaptım, ben ettim, ben şuyum, ben buyum...” gibi ki, çok kötü, çok çirkin ve pek tehlikeli bir huydur.
(3) Salâhuddîn ibn Mevlânâ Sirâcüddîn, a.g.e, s. 130.
Allah razı olsun kardeşim....