Sadakat islami Forum

EĞİTİM, AİLE, KÜLTÜR-SANAT, SAĞLIK => TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİMİZ => Konuyu başlatan: 33.yıldız - 21 Ağustos 2010, 13:04:10

Başlık: Sultan Abdülhamid Zamanında İstanbul’da Din
Gönderen: 33.yıldız - 21 Ağustos 2010, 13:04:10
Sultan İkinci Abdülhamid Han zamanında İstanbul'da dinî durum şöyleydi:

(1) Osmanlı'nın "Milletler(Dinî cemaatler) sistemi" uygulanıyordu.

(2) Birinci Millet, çoğunluğu oluşturan "İslâm Milleti" idi.

(3) İkinci millet "Ortodoks Rum Milleti" idi.

(4) Bu ikisinden sonraki Milletler ve cemaatler şunlardı: Ermeni Milleti, Katolik Latin Milleti, Yahudi Milleti ve diğerleri.

(5) Her Millet okul açabilir ve çocuklarını kendi dinine göre yetiştirebilirdi.

(6) Müslümanların medreseleri vardı. En ünlü ve yüksek medreseler Fatih ve Süleymaniye sahn medreseleri idi.

(7) Bütün Müslüman okullarda her sabah din ve Kur'ân dersi vardı.

(8) En ileri, en parlak, en modern, şimdilerde "Batı'ya açılmış pencere" gibi gösterilen Galatasaray Mekteb-i Sultanîsi'nde (Lisesinde) Müslüman öğrenciler günlük namazları okul camiinde okul imamının ardında cemaatle kılmak zorunda idiler.

(9) Ramazan ayında açıkta oruç yemek yasaktı.

(10) Ehl-i Sünnet dairesi içinde olmayan Şiîlerin kendi camileri ve okulları vardı.

(11) Bütün Müslüman kadınları çarşaf ve peçe giyerdi. (Daha önce yaşmak ve ferace vardı, sonra çarşaf ve peçeye geçildi.)

(12) Nüfusu bir milyon olan şehirde yüzlerce tasavvuf tekkesi, zaviyesi, dergahı vardı, genellikle perşembeyi cumaya bağlayan gecelerde toplu zikir yapılırdı.

(13) Halife ve Hakan Sultan Abdülhamid Şazelî tarikatına mensuptu. Şeyhi Muhammed Zâfir el-Medenî ile hemen hemen her gece gizlice görüşürdü. Başka şeyhleri ve intisabları da vardı.

(14) Sultan Abdülhamid beş vakit namazını kılan dindar bir devlet reisiydi.

(15) Kızları 11 yaşına gelince onları tesettüre sokardı.

(16) Şehirdeki toplu taşıma vasıtalarında (tramvay, tren, vapur) kadınlar için ayrı oturma yerleri vardı.

(17) Kadınlara laf atanlar, onları rahatsız edenler tutuklanırdı.

(18) İslâmî konularda, İslâmî eğitimde Ehl-i Sünnet ve Cemaat itikadı ve mezhebi esas alınmıştı.

(19) Dinde reform, dinde yenilik, dinde değişiklik, ılımlı İslâm, Şeriatsız İslâm gibi konular dile getirilemezdi.

(20) Padişah her Cuma günü Yıldız Cami-i şerifinde Cuma Selamlığına çıkar, Cuma namazı kılardı.

(21) Müslüman halkın yüzde 90'i beş vakit namazı kılardı.

(22) Selanik Dönmeleri namaz kılar, oruç tutar gibi görünürdü.

(23) Farmason Cemalüddin Afganî Teşvikiye'de ev hapsinde idi.

(24) Bütün kışlaların, askerî mekteplerin, askerî birliklerin camileri, mescidleri, imamları vardı, ezan okunur namaz kılınırdı. Savaş gemilerinde müftüler veya imamlar olurdu.

(25) Ehliyeti ve icazeti olmayanların Kur'ân tercümesi, Kur'ân meali, Kur'ân tefsiri yayınlamasına izin ve ruhsat verilmezdi.

(26) Dinî kitaplar şeyhülislamlık dairesinde kontrol ve tedkik edilirdi.

(27) Müslümanlar arasında günlük hayatta, matbuatta, resmî işlerde İslâmî Hicrî takvim ile Rumî takvim esas alınmıştı. Efrencî takvim kullanılmazdı.

(28) Günlük vakit, alaturka ezanî saate göre ayarlanmıştı. Her gün güneş batarken saat 12.00'yi gösterirdi.

(29) Hıristiyan devlet memurları şapka giymezler, fes giyerlerdi.

(30) Müslümanların şapka giymesi yasaktı. Zaten giymek istemezlerdi.

Yukarıdaki yazıyı tartışmak için yazmadım. Bunlar iyi midir konusu tartışmalıdır. Dindar Müslümanlara göre iyidir, İslâm'a karşı olanlara veya ılımlı İslâm taraftarlarına, reformculara göre iyi değildir.

Rumlar ve Ermeniler için SultanAbdülhamid devri bir Altın Devir'di. Aradan yüz sene geçtikten sonra bir o zamanki hallerine, bir de bu günkü hal-i perişanlarına baksınlar...

Mehmet Şevket Eygi-20 AĞUSTOS 2010