Sadakat islami Forum

EDEBİYAT KÖŞESİ => SERBEST KÜRSÜ => Konuyu başlatan: Tuğra - 20 Nisan 2011, 01:23:28

Başlık: Nükleer enerjinin alternatifi var mı?
Gönderen: Tuğra - 20 Nisan 2011, 01:23:28

Japonya'daki felaketle birlikte pek çok ülke "nükleer enerji"den vazgeçmenin yollarını aramaya başladı... Peki nükleer enerjiden vazgeçerken yeni enerji kaynakları yaratmak mümkün mü? Sürdürülebilir Enerji Uzmanı Haluk Sayar yanıtlıyor...

"Nükleer enerjinin sonu geldi"... Japonya'daki nükleer felaketin ardından artık bu başlıkları taşıyan haberler gündemin ön sıralarında... Peki nükleerin alternatifi var mı?

Sürdürülebilir Enerji Uzmanı Haluk Sayar, sorularımızı yanıtladı:

- Sizce nükleer enerjinin sonu geldi mi gerçekten?

Sonun başlangıcı zaten öncesinden gelmişti.  Nükleer enerji üzerindeki zaten var olan endişeler, Japonyadaki son gelişmelerle bugün artık somut bir korkuya dönmüştür.

İnsanların böyle bir riskle birlikte yaşamak istemeyeceklerini düşünüyorum. Sonuçta devlet adamları yeni nükleer santral kurulması konusunda vatandaşlarını ikna etmekte zorlanacaklardır.

İtibarını ve fiyat avantajını kaybetmiş nükleer enerji santrallerine sahip olmanın, ülkelere siyasi ve askeri güç kattığını düşünenlerin sayısı bugün İran örneğinde görüldüğü gibi hiç de az değil.

Nükleer teknoloji yavaş yavaş yerini yeni ve yenilenebilir enerji teknolojilerine bırakmak zorunda. Bu kısa süre içerisinde belli ki olmayacak.

Özellikle gelişmekte olan ülkelerde halen nükleer enerji santrali inşaatleri devam etmekte. Ancak kuşkusuz son felaket bu geçiş sürecini hızlandıracaktır.

- Güneş ve rüzgar enerjisi nükleere bir alternatif olabilir mi?

Teknolojiler ne kadar eskiyse, o kadar çok uygulama şansı buluyor ve vazgeçmesi de o kadar zor oluyor. Örneğin nükleer enerji santralleri özellikle 1970'li yıllardan itibaren yoğunlukla kullanıma giriyor.

Bugün özellikle birçok endüstrileşmiş ülke, enerji üretimlerinin önemli bir kısmını özellikle 20-40 yıl önce yapılmış nükleer enerji sanralleriyle karşılıyor. Bununla birlikte 1990'lı yılların ortalarından itibaren kendini teknoekonomik olarak kanıtlamaya başlamış yeni ve yenilenebilir enerji teknolojilerine geçişin bir anda gerçekleşmesi mümkün olmayacaktır.

Güneş enerjisi elektriğin olmadığı bölgeler için de hayati önem taşıyor. Devenin üzerindeki panellerle çalışan küçük buzdolapları elektriksiz köylere ilaç taşıyor...

Türkiyenin elektrik üretimindeki toplam kurulu gücü 45.000 MW iken, Türkiye de rüzgar enerjisi potansiyeli 85.000 MW'dır. Sadece Konya ilinin %2,5'u oranında bir alanı güneş pili ile kaplayabilsek teknik olarak Türkiyenin toplam elektrik üretiminin tamamını karşılayabiliriz.

Türkiye'de rüzgar kurulu gücü 2.000 MW'a yaklaşmıştır. Rüzgar enerjisi kurulu gücü önümüzdeki dönemde hızla artacaktır. Bunun en önemli nedeni rüzgar enerji projelerinin artık teknik ve ekonomik olarak kendini kanıtlamış olması ve diğer enerji kaynaklarına göre yatırımcılara daha cazip gelmeye başlamasındandır. Aynı konu güneş enerjisi teknolojileri için de çok yakında aynı şekilde gerçekleşecektir.

Bu da güneş enerjisi ile çalışan bir çöp kutusu... Artık dünyanın pek çok yerinde güneş enerjisi günlük hayatın içinde kullanılıyor...

Türkiye, önümüzdeki yıllarda enerji üretiminin hangi kaynaktan ne kadar miktarda karşılayacağını -yenilenebilir enerji teknolojileriyle ilgili teknik gelişmeleri gözönüne alarak- planlamalıdır.

Nükleer enerjiden kWh başına elektrik üretim maliyetleri artan santral güvenlik önlemlerinin fiyata etkisyle birlikte, her geçen gün üretim maliyeti biraz daha düşen güneş enerjisi santrallerinden üretilen elektrik fiyatlarına çok yaklaşmıştır. Kısaca fiyat avantajı da kalmamıştır, nükleer seçeneğin.

Rüzgar ve güneş enerji seçenekleriyle ilgili en büyük teknik eleştiri kesintili enerji kaynakları olduğu yönündedir. Rüzgar aynı anda Türkiyenin her coğrafi bölgesinde aynı anda aniden kesilip, esmeye başlamaz.

Üretim kapasitesinde belirli bir düşme olmasına rağmen, Türkiye de yaygın bir coğrafyada kurulmuş olan yüzlerce rüzgar santrali sürekli enerji üretmeye devam edecektir. Güneş enerjisi ise sadece kesintili olması nedeniyle vazgeçilmeyecek denli büyük potansiyele sahiptir. Özellikle yazın soğutma kullanımında artan pik elektrik ihtiyacını karşılamak için ideal bir çözümdür.
 
- Bunların dışında başka hangi kaynaklar kullanılabilir?

Türkiye yenilenebilir enerji kaynakları açısından oldukça zengin bir ülkedir.

Türkiyenin 31500 MW kurulu eşdeğer güce kadar kurulabilecek jeotermal enerji kapasitesi bulunmaktadır.

Biyokütle potansiyeli henüz kesin olarak öngörülmemiş olmasına rağmen çok büyüktür. Şöyle ki bugün dahi tezek, odun vs gibi organik maddelerin direk yakılmasıyla toplam birincil enerji ihtiyacının %10'una yakın kısmı biyokütle ile karşılanmaktadır.

Yeni teknolojiler kullanılarak bu organik atık veya maddelerden çok daha verimli yararlanmak teknolojik olarak mümkündür.

Çevreye, bölge sosyo ekonomik düzenine ve kültürel varlıklarımıza zarar vermemek koşuluyla halen hidrolik potansiyelimizde bulunmaktadır.

- Türkiye yenilenebilir enerji kaynaklarını ne denli verimli kullanıyor?

Bahreyn'deki bu gökdelen de enerjisinin büyük bir kısmını rüzgardan elde ediyor...

Türkiye henüz rüzgar ve birkaç jeotermal enerjisi projesinden yararlanmaya henüz başlamıştır. Özellikle güneş enerjisinden sıcak su üretimi dışında hemen hemen hiç yararlanamamaktadır. Biyokütle enerjisi 3 ayrı formda üretilebilmektedir; katı, sıvı, gaz. Birkaç çöpgazı projesinde başka biogazdan henüz yararlanamamaktayız.

Biodizel konusu üzerinde düşünülmesi gereken bir başka önemli potansiyeldir. Bazı Güney Amerika ülkelerindeki olumsuzluklardan ders alınarak, üzerindeki vergi yükü haifletilirse çok önemli bir potansiyele sahiptir.

Gerek tarım gerekse orman alanlarımızdan çıkan atıkların doğal olarak çürümeye bırakılmaktansa, bu kaynaklardan da enerji üretilebilir.

- Enerjiyi verimli kullanmak ne denli önemli? Ne denli uygulanabiliyor?

Enerjiyi yüksek maliyetlerle, çevreyi yok etme pahasına üretip, verimsiz kullanmak en büyük mantıksızlık olsa gerek. Herşeyden önce enerji verimliliğiyle ilgili yapılabilecek tüm iyileştirmeler yapılmalı.

Enerji kaçaklarının minimize edilmesi için her türlü alt yapı gözden geçirilmeli, binalarda ve sanayide özellikle eski yapı ve tesislerde enerji kullanımını azaltacak her türlü önlem alınmalı. Türkiye'nin enerji verimliliği yasası daha yeni uygulamaya kondu.

Enerji verimliliği konusunda Türkiyenin karnesi oldukça zayıf. şöyle ki Elektrik İşleri Etüd idaresi tarafından kullanılanan enerjinin %30'unun tasarruf edilebilir olduğu ifade edilmişti.

Kısaca enerji üretimi ve kullanımda ilk önce enerji verimliliği geliyor. Arkasından üretebildiğimiz kadar yenilenebilir enerji üreterek, En son da hala ihtiyacımız kaldıysa, fosil yakıtları en verimli şekilde kullanarak enerji ihtiyacımızı karşılamamız gerekiyor

- Evinde yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak isteyenler neler yapabilir? Kendi kendini ne kadar sürede finanse edebiliyor?

Güneş enerjisinden hem elektrik üretimi hem de sıcak su üretimi için yararlanabilirler. Yeni çıkan yasaya göre güneşten üretilen elektrik, şebekeye 13 cent/kWh fiyatla satılabilecektir. Aslında bu fiyat beklentilerin çok altında.

Ancak fiyatlar hızla düşüyor. Güneşi bol bir ilimizde 8-10 sene civarında kendini finase edebiliyor, sonrasında ise üretilen elektrik, güneş panelleri ömrü boyunca (25 yıl) bedavaya geliyor. Finans kuruluşlarının sistemin finansmanıyla ilgili,son kullanıcılar için kazanırken ödeyecekleri yeni finans modelleri geliştireceğini düşünüyorum.

Pasif yöntemlerle dahi önemli enerji kazançları sağlanabilmektedir. Yeni ev alacakların artık o yapının "enerji karnesi"ne göre ev almalarını öneriyorum.

Kaynak: ntvmsnbc
Başlık: Ynt: Nükleer enerjinin alternatifi var mı?
Gönderen: mazhar - 20 Nisan 2011, 09:36:06
"Sonun başlangıcı zaten öncesinden gelmişti.  Nükleer enerji üzerindeki zaten var olan endişeler, Japonyadaki son gelişmelerle bugün artık somut bir korkuya dönmüştür.

İnsanların böyle bir riskle birlikte yaşamak istemeyeceklerini düşünüyorum. Sonuçta devlet adamları yeni nükleer santral kurulması konusunda vatandaşlarını ikna etmekte zorlanacaklardır."

Sayın,Haluk Sayar yukarıda kestirme ve güzel bir şekilde anlatmış.Paylaşım için teşekkür.
Başlık: Ynt: Nükleer enerjinin alternatifi var mı?
Gönderen: mazhar - 26 Haziran 2011, 02:57:51
   Time dergisinde yer alan habere göre,hala kimse korkudan Fukuşima'daki santral çevresine gidemiyormuş ve bu yüzden deprem sonrası sızıntı yapan santral de iyleştirme çalışmaları doğru  dürüst yapılamıyormuş. Bunun üzerine Japonya'daki 60 yaş üstü bir grup emekli mühendis ortaya çıkmış ve  radyasyon nedeni ile oluşacak kanser riskinden çekinmediklerini ve gençler yerine kendilerinin buraya gitmek istediklerini açıklamış.Düşünebiliyor musunuz koskoca Japonya'daki durum bu.
 

    İşte bu nedenle Türkiye de yapılacak olan nükleer santral şimdilerde daha çok sorgulanıyor.


Sabah gazetesi s.11
08-06-2011   (Ş.k.)
Başlık: Ynt: Nükleer enerjinin alternatifi var mı?
Gönderen: mazhar - 24 Mart 2012, 08:50:09


Enerji tarımı  


Nüfus artışı, sanayileşme hızı, yurtiçi ve yurtdışı ticaretin yaygınlaşması, yeni teknolojilerin hizmete sunduğu araç ve makine çeşitlenmesi ve benzeri faktörler, her geçen gün enerji ihtiyacını artırmaktadır. Zira enerji tüketimi, ülkeler için bir gelişmişlik kriteridir. İhtiyaç duyulan enerjinin iki kaynağı bulunmaktadır:

Birincisi ve en yaygın olarak kullanılanı fosil yakıtlar (petrol, doğalgaz ve kömür),

Diğeri de enerji bitkileridir.

Yapılan tahminlere göre fosil yakıt rezervi, yukarıda sayılan enerji tüketim faktörlerinin hızına cevap verecek potansiyelde rezerve sahip değildir. Mevcut fosil kaynakları, sürdürülebilir bir gelecek vaat etmemektedir. Uzmanlarınca yapılan tahminlere göre 2004 yılı fosil yakıt rezervlerinin kömürde 186 yıl, petrolde 41 yıl, gazda da 60 yıllık olduğu şeklindedir. Yakılan fosil yakıtlardan çıkan karbondioksit emisyonların küresel ısınma ve kuraklığa sebep oluşu da artısıdır.

Geriye dönüp bakıldığında, 1973 yılında Irak-İran, ilk Körfez savaşı, küresel ekonomik kriz ile son günlerde yaşamakta olduğumuz Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki karışıklıklar sebebiyle artan petrol fiyatları, tüm ülkeleri sürdürülebilir ve yenilenebilir yerel kaynaklar arayışına itmiştir. Ayrıca, gelişmiş ülkelerde fosil kaynak kullanımının sebep olduğu büyük çevre sorunlarındaki hassasiyet, petrol fiyatlarındaki artış her ülkenin ilgisini çekmekte ve biyoyakıt üretiminin teşvikini güncelleştirmiş bulunmaktadır. Bu sorunların ülkemizi de ilgilendirdiği konusunda bir farkındalığın oluşması beklenmektedir.

Öngörülen teşvikleri uygulayan Fransa, ABD, Brezilya ve Almanya’da 2004’te uygulamaya konulan saf ve karışım biyoetanol için yasal düzenlemelerle vergi muafiyeti getirmiştir. AB ülkeleri dışa bağımlılığı azaltmak, yerel üretimi artırmak için aldığı stratejik kararlar ile ithal biyoyakıtların girişini engellemek amacıyla yüksek miktarlarda (19.22 _/hl) gümrük vergileri koymuştur. Bunun sebeplerini şu gerekçelerle açıklamaktadırlar:

1) Kırsal alanlarda büyüme ve istihdamın teşviki,

2) Karbondioksit emisyonunun düşürülmesi ve

3) AB’nin enerji bağımlığının azaltılması.

AB ülkeleri; komisyonun 2003/30 EC direktifi doğrultusunda biyoyakıt uygulamasından faydalanmak amacıyla ve bir an önce şu önlemlerin alınmasını da istemektedir:

1) Bu önlemlerin ulusal bazda uygulanmasıyla sürdürülebilir bir pazarın hazırlanması,

2) Bu endüstriyi rekabetçi ürünlerden korumak için küresel ve dengeli bir ithalat politikasının yürütülmesi ve

3) Yakıt etanolu içeren ve yakıt etanolu için özel bir gümrük kodunun hazırlanması.

Konunun önemine binaen 23-24 Mart 2006 tarihinde AB Konseyinde devlet ve hükümet başkanları, yenilenebilir enerji kaynakları ve biyoyakıtlarla ilgili kararları destekleme yönünde görüş belirtmişlerdir. Bu gelişmeler, AB ülkelerinde biyoetanol sektörüne yapılan yatırımları cazip kıldığı için artırmış, AB ülkelerinde tarımsal hammadde üretiminde yeterli bir potansiyele ulaşılması ve kârlılığı yüksek bir pazar beklentisini haklı çıkarmıştır. Bu pazar 2006 yılında 600.000 tonluk bir seviyeye, 2010 yılında da 10.5 milyon ton hedefine ulaşılmıştır.

AB başka neler yapıyor?

Avrupa Komisyonu, 13 Nisan 2011 tarihinde enerji ürünlerinin vergilendirilmesinde çevreye zarar vermeyen temiz enerjinin tüketimini destekleyen vergilendirme sisteminin benimsenmesine yönelik bir öneri sundu. Söz konusu öneri, 2003 yılında yayımlanan enerjinin vergilendirilmesine ilişkin yönergenin yeniden gözden geçirilmesini içermektedir. Hâlihazırda uygulanmakta olan yönerge ile elektrik, fuel oil, havayolu dışındaki ulaştırma ve tarımda kullanılan yakıt için düşük vergi oranları uygulanmaktadır.

Avrupa Komisyonu’nun vergilendirmeden sorumlu üyesi Algirdas Semeta, amaçlarının yeni bir vergi koymak değil, enerjinin vergilendirilmesinin AB’nin iklim değişikliğiyle mücadele, enerji verimliliği ve adil rekabet gibi yüksek hedeflerinin gerçekleştirilmesi olduğunu açıkladı. Enerjinin vergilendirilmesine ilişkin yönergenin revizyonunun acil olduğunu belirten Semeta, yeni yönergenin, bütün üye ülkelerde vergilendirme sisteminin yeşil ekonomiyi destekler nitelikte olmasını sağlama amacını gütmesinin yanı sıra büyüme ve istihdamı da artırmayı hedeflediğini belirtmiştir. Yeni yönergeyle, minimum vergi oranı enerji ürünlerinde karbon gazı emisyonları ve her ürünün içerdiği enerji olmak üzere iki unsurdan oluşacaktır. Söz konusu yönergenin 2013’te yürürlüğe girmesi öngörülmektedir.

Fosil yakıtlardaki kaynağın sınırlarına yaklaşılmasına karşın küresel ısınma başta olmak üzere çevrenin olumsuz etkilerinden geleceğimizin korunması için diğer ülkeler gibi Türkiye de biyoyakıt üretimine eğilmek zorundadır. Dünyadaki son gelişmelere bakıldığında bu ilgi hem AB’de ve hem de diğer gelişmiş ülkelerde gözlemlenmektedir. Bu konuda Türkiye’nin de çok hızlı eyleme geçmesi gerekmektedir. Özellikle bitkisel yağlardan elde edilen biyodizel konusunda AB’nin geçmişinin henüz fazla olmaması Türkiye’nin bu konuda çok da geç kalmadığını göstermektedir.

Bütün bu gelişmeler, bizim birinci derecede değerlendirebileceğimiz biyoyakıt kaynağı olan şeker pancarını işleyen şeker fabrikalarını blok satışı şeklinde elden çıkarma işleri ile meşgul olduğumuz günlerde olmaktadır.

Çok düşündürücü değil mi?


Hüseyin Koç
Haber vaktim.com
Başlık: Ynt: Nükleer enerjinin alternatifi var mı?
Gönderen: mazhar - 05 Mayıs 2012, 00:10:04


Güneş enerjisi ile dünyayı turladı


(http://image.haber7.com/haber/haber7/photos/2010/158220120504075357671.jpg)

Denize kıyısı olmayan İsviçre'nin PlanetSolar isimli katamaranı, güneş enerjisiyle dünya turunu tamamlayan ilk gemi oldu.


Fransa'nın güneyindeki Monako limanına öğleden sonra giren ve coşkulu bir kalabalık tarafından karşılanan 5 kişilik mürettebatın bulunduğu katamaran, Eylül 2010'da başladığı yolculuğunu 60 bin kilometre yol katederek tamamladı.

Projenin şefi 40 yaşındaki Raphael Domjan, karaya ayak bastığında kendisini çevreleyen kalabalık ve İsviçreli sponsorlara hitaben yaptığı açıklamada, denizde geçirdikleri anları, Samanyolu'nda dolaşan bir uzay gemisinin yolculuğuna benzeterek, "Başardık, bu dünya için olumlu bir mesaj, gezegenimizi ve biyo-çeşitliliği korumalıyız" dedi.

Bu projeye 8 yıl önce başladığında o zamanki teknolojinin şimdiki gibi olmadığını, çok ilerleme kaydedildiğini söyleyen Domjan, yaptıkları yolculuğun güneş enerjisi endüstrisine bir ivme kazandırmasını umduğunu belirtti.

Almanya'nın Kiel kentindeki tersanelerde inşa edilen 35 metre uzunluğunda ve 23 metre genişliğindeki katamaranın güneş panelleri 537 metrekare alana sahip bulunuyor. Bu paneller, iyi havalarda saatte 500 ila 600 kilowatt elektrik üretiyor ve bataryaların yüzde 100 dolmasını ve geminin 300 kilometre yol katetmesini sağlıyor.

Katamaranda motordan bilgisayarlara, sıcak suya kadar herşey güneş enerjisinden elde ediliyor.

(AFP-BUR-DEL)Haber yedi 7
Başlık: Ynt: Nükleer enerjinin alternatifi var mı?
Gönderen: mazhar - 30 Mayıs 2012, 08:50:24
Temiz enerjide işbirliği
Ağaoğlu, temiz enerjide üretim yaptığı iki santralin satışında Doğan Grubu ile anlaştı


Akdeniz Elektrik Üretim A.Ş bünyesinde mevcut kurulu gücü 33 MW olan Mersin Rüzgar Enerjisi Santrali ile Galata Wind Enerji Limited Şirketi bünyesinde kurulu gücü 93 MW olan Bandırma’daki Şah Rüzgar Enerjisi Santrali hisselerinin tamamının alımı ve devri konusunda Akdeniz İnşaat ve Eğitim Hizmetleri A.Ş ile Doğan Enerji Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş arasında anlaşma imzalandı.

İmza töreninde Ağaoğlu Şirketler Grubu Genel Müdürü Hasan Rahvalı ve Doğan Holding İcra Kurulu Başkanı (CEO) Yahya Üzdiyen hazır bulundu. Anlaşma kapsamında, her iki şirket için toplam 240 milyon Avro şirket değeri belirlendi.

Akdeniz Elektrik Üretim A.Ş’de 9 MW, Galata Wind Enerji Limited Şirketi’nde 12 MW kapasite artırımı çalışmalarına halen devam edilmektedir. Çalışmalar tamamlandığında santraller toplam 147 MW kapasiteye ulaşacak ve yıllık yaklaşık 530 milyon kWh üretim yapacağı öngörülmektedir.

Anlaşmaya ilişkin bir değerlendirme yapan Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, satışı yapılan Mersin RES ve Bandırma Şah RES’in dışında grup bünyesindeki 17 santralde toplam 1.000 (bin) MW yenilenebilir enerji yatırımı projesini geliştirmeye devam ettiklerini belirtti.

Ali Ağaoğlu, cari açıkla mücadele etmek zorunda olan Türkiye ekonomisi için enerji alanında yapılacak her türlü değer artışının çok büyük bir önem taşıdığını, bu nedenle Doğan Enerji ile yapılan anlaşmadan büyük memnuniyet duyduğunu vurguladı. Ali Ağaoğlu satışla ilgili olarak; “Her iki rüzgar santrali de sıfırdan alıp kurduğumuz ve sadece üretime geçirmekle yetinmeyip kapasite artırımı yaptığımız dünya çapında çok verimli yatırımlar. Bizim sıfırdan alıp bir yere getirmek ve satmak gibi bir anlayışımız var. Enerjide de, böyle bir değer üretip ardından başarılı bir satış yaptık. Doğan Grubu ülkemizde enerjiye yatırım yapan en önemli gruplardan biri. Her iki yatırımı da çok daha iyi seviyelere getireceklerine inanıyorum ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Varılan anlaşmayla ilgili Doğan Holding CEO’su Yahya Üzdiyen “Ekonomimizin büyüme motoru olan enerji alanı, Grubumuzun ana iş kollarından birini oluşturmaktadır. Son olarak Nisan 2012’de gerçekleştirdiğimiz Geleceğe Bakış toplantımızda gaz, petrol arama, dağıtım ve elektrik üretimi alanları ile birlikte özellikle yenilenebilir enerji alanında yatırım fırsatlarını takip ettiğimizi duyurmuştuk. Bugün, bu alanda değerli projeler yaratmış olan ülkemizin önemli ve saygın işgruplarından Ağaoğlu Grubu ile rüzgar enerjisi üretiminde bir anlaşmaya vardığımızı açıklamaktan mutluyuz. Doğan Enerji şirketimiz enerji alanında Türkiye’nin önemli oyuncularından biri olma hedefi doğrultusunda mevcut HES’lerine ilaveten portföyüne katacağı Mersin/Mut ve Bandırma/Şah Rüzgar Enerjisi santralleri ile tüm paydaşlarımız ve ülke ekonomisi için değer yaratmaya devam edecektir.” dedi.


Basın
Başlık: Ynt: Nükleer enerjinin alternatifi var mı?
Gönderen: mazhar - 26 Haziran 2012, 21:40:16
Türkiye enerjide yöneliyor


(http://temizenerjiler.files.wordpress.com/2011/05/chinaoffshoreturbines.jpg?w=300&h=199)

2007 yılından sonra lisanslı rüzgâr enerjisi üretim lisansı vermeyen Enerji Bakanlığı, 10 Mart 2012 tarihinden itibaren Lisanssız Enerji Üretim Yönetmeliği tebliği ile küçük ölçekli enerji üretim şirketlerinin önünü açtı
Türkiye Lisanssız Elektrik Üretim Derneği Başkanı Yalçın Kıroğlu, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası'nda (MUTSO) Muğla'da rüzgar enerjisi yatırımı yapmak isteyen girişimciler ile bir araya geldi. Uysallar Enerji tarafından MUGİAD'ın katkıları ve Muğla Ticaret ve Sanayi Odası'nın ev sahipliğinde düzenlenen “Rüzgar Türbinleri ve Lisanssız Elektrik Üretimi” konferansında kurulacak rüzgar türbinleri hakkında katılımcılara bilgiler verildi. Türkiye Lisanssız Elektrik Üretim Derneği Başkanı Yalçın Kıroğlu, Türkiye, Avrupa ve Dünya'daki rüzgar enerjisi üretimi ile ilgili rakamsal bilgiler aktarırken, Türkiye'nin rüzgar enerjisi kapasitesinin yıllık 53 bin MW olmasına rağmen, bunun ancak Bin 800 MW'sını kullanabildiğini açıkladı.
(http://www.limitsizenerji.com/images/stories/ruzgar_enerjisi_yeni.gif)
Devletin 2007 yılından sonra Lisanslı Rüzgar Enerjisi üretim izni vermediğini belirten Kıroğlu, 10 Mart 2012 tarihinde yayımlanan Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği uygulamalarına dair tebliğ ile küçük ölçekli şirketlerin de enerji üretimi yapabileceğini söyledi. Kıroğlu, “Dünyada son üç yılda Çin ve ABD rüzgar enerjisine büyük yatırımlar yaptı. Üç yıl önce Almanya dünyada ilk sırada iken, bu gün Çin ve ABD ilk iki sırayı paylaşıyor. Avrupa'da Almanya 29 MW ile ilk sırada yer alırken, Türkiye 9. Sırada ve Bin 800 MW rüzgardan enerji üretebiliyor. Türkiye'de Ege ve Trakya Bölgesi rüzgar enerjisi üretimi için en ideal bölge. Rüzgar enerjisi, 2015 yılında enerji üretim metotları içinde en ekonomik olan metot olarak belirlendi. 1979 yılında 40 cent olarak belirlenen enerji üretimi, 2010'da bu rakam 2 cente kadar düştü. 1996 yılında dünyada 6 bin 100 MW olan rüzgar enerjisi üretimi 2011 yılında 238 bin 651 MW'a yükseldi. Önümüzdeki yıl içinde rüzgar enerjisine dünyada 20 milyar Euro yatırım yapılması bekleniyor. Kurulan bir rüzgar enerjisi santralinin geri dönüşümü 4 ila 5,5 yıl arasında değişiyor” dedi

ÜRETİLEN ENERJİNİN FAZLASI SATILACAK

Türkiye'de lisanssız rüzgar enerjisi üretiminin önünün açılmasının ardından küçük işletmelerin de enerji üretebileceğini belirten Kıroğlu, “Türkiye'nin 2011 yılında petrol ve doğalgaz ürünlerine enerji harcaması 50 milyar dolar. Türkiye'nin enerji ihtilacının yüzde 64'ü ithal kaynaklardan elde ediliyor. Son çıkan yönetmelik ile artık ülkemiz kendi enerjisini kendi üretebilecek. Bunun için yatırımcının önü açıldı. Her işletme isterse 500 kW'ya kadar lisanssız ürettiği enerjinin fazlasını yine devlete satabilecek veya kullandığı enerji ile takas yapabilecek. Bunun için kurulacak rüzgar türbinlerinin enerji şebekelerine yakın mesafelerde kurulması ile maliyeti daha da düşürecek. Rüzgar türbinleri için yurt içi ve yurt dışı fonlardan yararlanabilinir” dedi.
Haber Vaktim.com



Rüzgar Enerjisi  




Rüzgar enerjisi yüzlerce yıldır kullanılmaktadır Rüzgar değirmenleri suyun pompalanmasında ve buğdayın öğütülmesinde uzun yıllardır kullanılmaktadır.

Günümüzde, rüzgar değirmenleri yerlerini rüzgar türbinlerine bırakmıştır. Rüzgar türbinleri rüzgar enerjisi ile elektrik üretirler.
Rüzgar Türbinleri:

Rüzgar türbinleri, rüzgar değirmenleri gibi bir kulenin tepesine monte edilirler. Böylece en fazla miktarda rüzgar enerjisi yakalayabilirler. Ortalama olarak 30 metre yüksekliğe yerleştirilen rüzgar türbinleri böylece daha hızlı ve az çalkantılı rüzgar akımlarını kullanırlar. Rüzgar türbinleri, rüzgarı pervane şeklindeki uzun bıçaklar yardımı ile toplarlar. Genellikle iki veya üç pevane rotor oluşturmak için dingile monte edilir.

Rüzgar türbininin pervaneleri uçak kanadı gibi çalışır. Rüzgar estiği zaman pervanenin alt kısmında düşük basınçlı bir hava bölgesi oluşur. Bu hava bölgesi daha sonra pervaneyi kendine doğru çekerek rotorun dönmesini sağlar. Bu olaya kaldırma denir. Kaldırmanın gücü rüzgarın pervanenin ön yüzüne uyguladığı ve çekme denilen güçten çok daha fazladır. Kaldırma ve çekme olayları ile rüzgar türbininin dönmesi ve bir jeneratör yardımı ile elektrik üretmesi sağlanır.

Rüzgar türbinleri tek başlarına elektrik üretmek için kullanılabildikleri gibi şebekeye bağlı olarak veya fotovoltaik sistemlerle birlikte de kullanılabilirler. Şebekeye bağlı rüzgar türbin sistemleri için genellikle yüksek miktarda rüzgar türbini birbirlerine yakın olarak kurularak bir rüzgar tarlası oluşturulur. Günümüzde birçok elektrik sağlayıcı firmanın rüzgar tarlası vardır.

Tek başına kullanılan rüzgar türbinleri genellikle suyun pompalanması için gerekli elektriği üretmek için veya haberleşme sistemlerini çalıştırmak için kullanılırlar. Fakat rüzgarlı bölgelerde çiftçiler veya köylüler elektrik masraflarını azaltmak için de rüzgar türbinlerini kullanabilir.

Küçük rüzgar enerjisi sistemlerinden elektrik dağıtım şebekelerinin çalışmasını iyiliştirmek için de yararlanılabilir.
http://www.limitsizenerji.com/
Başlık: Ynt: Nükleer enerjinin alternatifi var mı?
Gönderen: mazhar - 04 Ağustos 2012, 10:30:06
"Çiftçi elektriğini güneş enerjisiyle kendi üretsin"

Ulusal Pamuk Konseyi Üyesi ve Şahin Pamuk Enerji AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Cahit Bingöl, pamukta geçen yıla oranla beklenen rekolteye ulaşılamayacağını söyledi.


lusal Pamuk Konseyi Üyesi ve Şahin Pamuk Enerji AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Cahit Bingöl, pamukta geçen yıla oranla beklenen rekolteye ulaşılamayacağını söyledi. Bunun tekstil sektörünü olumsuz etkileyeceğine vurgu yapan Bingöl, "Çiftçi, kendi elektriğini güneş enerjisinden üretebilir. Bunun için de devlet desteği şart." dedi.

Dünya genelinde birçok tarım ürününü olumsuz etkileyen kuraklığın, dünya tekstil sektörünü yakından ilgilendiren pamukta da önemli oranda rekolte düşüklüğüne sebep olması bekleniyor. Türkiye'nin çöl sıcaklarından etkilenmesi yanı sıra pamuğa en büyük darbenin sık sık kesilen elektrik tarafından vurulduğu, çiftçinin elektrik sorunu yaşadığı için pamuk tarlalarını sulayamadığı belirtiliyor.

Konuyla ilgili değerlendirme yapan Ulusal Pamuk Konseyi Üyesi ve Şahin Pamuk Enerji AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Cahit Bingöl, Türkiye'de bu yıl pamuk çitçisinin görülmemiş bir şekilde mağduriyet yaşadığını söyledi. Bingöl, şunları dile getirdi: "Türk tekstil sanayisinin en önemli ham maddelerinden birisi olan pamuk için maalesef bu yıl fazla olumlu konuşmak çok zor. Bir yandan kuraklık, bir yandan çözüm bulunamayan elektrik sorunu tarlada pamuk üreticisini mağdur ediyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde vatandaşlarımız tarlalarını sağlıklı olarak sulayamamakta, yapılan yatırımlar adeta çöpe gitmektedir. Pamuk fidanları sulanamadığı için tarlalarda aşırı sıcaklardan olumsuz etkilenmekte ve kuraklığında etkisiyle istenen pamuk üretiminde bu yıl önemli oranda rekolte düşüşünün yaşanması beklenmektedir. Bölgenin şu anda en önemli elektrik sonunu teknik alt yapının yetersiz oluşu ve geçen yıla oranla yüzde 50'nin üzerinde yeni abone müracaatının yapılması. Teknik alt yapının revize edilerek düzeltilmesi yönünde elektrik yetkililerinin önemli çabaları bulunuyor. Ancak bölge milletvekillerinin konuyla ilgili yenileme çalışmaları için ciddi ödenekler çıkarması gerekiyor."

Gerek il valilikleri gerekse elektrik idaresinin bu konuda insanüstü gayret içerisinde olduğunu kaydeden Bingöl, "Ancak bunların çözümünde hükümet kanadının da daha duyarlı olması, bölge milletvekillerinin teknik alt yapının değiştirilmesi için gerekli ödenekleri bir an önce çıkarması lazım. Bunun yanında elektrik idaresinin 24 saat görev yapacak çok sayıda mobil ekipler oluşturması gerekir." ifadelerini kullandı.

Kuraklık ve enerji sorunlarıyla boğuşan Türk çiftçisinin güneş enerjisinden elektrik üretimine geçme zamanının da geldiğini vurgulayan Bingöl, şunları söyledi: "Dünyanın birçok ülkesinde devlet destekli olarak çiftçiler kendi enerjilerini kendileri üretmektedir. Türkiye'de de bu mümkündür. Güneş enerjisinden elektrik üreterek çiftçilerimiz enerji sorununu çözebilir. Bu konuda hükümetin ciddi adımlar atması ve destekleyici çalışmalar içerisine girmesi gerekir. Son alınan kararlarla Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgeleri bu konuda kapsam dışı bırakılmış, ancak bölgenin güneş ışığından istenilen verimlilikte yararlanacağı özel olarak yapılan araştırmalarla mümkün görülmektedir. Türk çiftçisi kendi elektriğini üretme noktasında başarılı olursa ürün maliyet fiyatlarında da önemli düşüşler görülecektir. Özellikle ikinci ve üçüncü ürünlerle ilgili sulama çalışmalarındaki enerji açığı güneş enerjisinin elektrik enerjisine çevrilmesiyle mümkün olacaktır. Çiftçilerimizin kendi enerjilerini üretebilmesi için gerek mali gerekse teknik desteklerinin devlet tarafından karşılanması ve bu alanda yapılacak yatırımların ülke ekonomisine büyük bir katma değer olarak dönüş yapacağı unutulmamalıdır." 
Haber kita.com

Yenilenebilir
GE Energy, yeşilin peşinde


GE Energy, Olimpiyat Parkı ve Stratford Şehir merkezinde inşa edilen doğalgaz ve biyo-yakıtlı iki güç merkezine enerji sağlamak üzere, ecomagination sertifikalı Jenbacher kojenerasyon teknolojisini tedarik edeceği konusunda anlaşma yaptı. Olimpiyat Oyunlarının çevresel etkisini asgariye indirmeye yönelik alternatif enerji, su tasarrufu ve geri dönüşüm stratejilerinin kullanımını arttırma yolunda Londra 2012 hedeflerinin bir dönüm noktası olan 10-megavatlık projenin yaklaşık 20 bin konuta güç verme potansiyeli bulunuyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Olimpiyat Altyapı ve Elektrik İşleri Yetkili Direktörü Simon Wright, "GE teknolojisini içeren enerji merkezi girişimi Olimpiyat Parkına kurmakta olduğumuz ileri enerji altyapısına örnek teşkil etmektedir. Enerji Merkezleri Olimpiyat parkındaki altyapı hizmetlerinin kalbini oluşturacak ve dünya çapında sporla dolu bir yazı beslemekle kalmayıp önümüzdeki yıllar boyunca bölgenin sürekli yenilenmesi için de yakıt sağlayacak" şeklinde konuştu.

Isı yalıtımın da teşvik eksik

Türkiye'de enerji ithalatına 48 milyar dolar ödeniyor fakat bu miktarın 7.5 milyar doları binaların yalıtımsızlığı nedeniyle her yıl boşa harcanıyor. Bu nedenle gerçekleştirilen faaliyetler sonucunda Türkiye'de ısı yalıtımı yaptırmak enerji tasarrufu için artık zorunlu hale geldi. Binalarda sera gazı emisyonunu azaltan ve ülke ekonomisi için önemli bir tasarruf kalemi olan ısı yalıtımının kamu otoritesi tarafından teşvik edilmesi ve vatandaşların uygulamaya özendirilmesi oldukça önemli. XPS Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Ulu, en başta yalıtım ürünleri ve uygulamalarındaki KDV'nin kaldırılması gerektiğini belirtti. Türkiye'de yeni yeni uygulanmaya başlanan yalıtım kredileri üzerinden devletin vergi ve fon aldığını hatırlatan Ulu, bunu da tüketicilerin ödediğini vurguladı. Ulu, Türkiye'nin gelişmiş ülkelerin çok gerisinde kaldığını belirtti.

İlk güneş pili üretildi

Enerjik çatılar Uzun yıllardır sektöre hizmet veren Ezinç firması, RENEX fuarında tanıtımını gerçekleştirdiği güneş pilleri katılımcıların ilgisini çekti. Ezinç, fosil yakıtların kullanımı ile ortaya çıkan ve küresel ısınmanın önemli sebeplerinden olan karbondioksit gazının azalması konusunda gerekli duyarlılığı gösteriyor. Bu nedenle güneş enerjisi ile elektrik üreten sistemler konusunda gerçekleştirdikleri çalışmaların ardından, Türkiye'de üretilen ilk güneş pillerini kullanıcıların hizmetine sundu. İlk etapta 210 watt güçte üretilen pillerin zamanla geliştirilerek değişik güçte ve farklı modelleri piyasaya sunulacak. Bu konuyla ilgili Ezinç çalışmalarına hız kesmeden devam ettiğini açıkladı.

Enerjik çatılar kurulacak

Permak Enerji Sistemleri, yenilenebilir enerji teknolojileri kullanarak ekonomik, çevre dostu ve etkin çözümler sunuyor. Güneş enerjisinden elektrik üretimine yeni bir vizyon geliştiren Permak Enerji Sistemleri, her konutun kendi elektrik enerjisini üretebilmesi için Permak ET Solar PV güneş panellerini üretti. Şirketin bu amaçla satışa sunduğu Photo Voltaik sistem panellerinin mühendislik ve ARGE çalışmaları Almanya'da yürütülüyor. Yüzde 0 ile yüzde 3 arasında güç performans toleransına sahip paneller 25 yıla kadar ekonomik ömür garantisi ile satılıyor. Güneşin sınırsız ve bedelsiz bir enerji kaynağı olması, Türkiye'nin yüksek güneşlenme potansiyeline sahip olması, sistemlerin modüler olarak çatı ve cephelerde kolayca uygulanabilmesi, bu alanda büyük ilgi yaratıyor.
Globalenerji.com   
     
Başlık: Kocaeli'nde organik atıklardan elde edilen elektrik kullanılmaya başlandı.
Gönderen: mazhar - 08 Kasım 2012, 11:08:33
Organik atıkla aydınlanıyorlar
Kocaeli'nde organik atıklardan elde edilen elektrik kullanılmaya başlandı.
(http://media.ntvmsnbc.com/j/NTVMSNBC/Components/ArtAndPhoto-Fronts/Sections-StoryLevel/Ye%C5%9Fil%20Haber/Organik%20Ya%C5%9Fam/tarim/organikat%C4%B1k.hlarge.jpg)
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin iştiraklerinden olan İzmit Atık ve Artıkları Arıtma, Yakma ve Değerlendirme A.Ş (İZAYDAŞ), sebze ve meyve atıkları, büyükbaş ve tavuk gübreleri kullanarak ürettiği elektriği, ulusal şebekeye vermeye başladı.

İZAYDAŞ'tan yapılan açıklamaya göre, bitkisel ve hayvansal atıklardan elektrik ve kaliteli gübre elde edilmesini hedefleyen tesiste, kentin yeşil alanlardan kesilen çimler, Büyükşehir Belediyesi mezbahalarından getirilen işkembe içi atıklar, hallerdeki sebze ve meyve atıkları ile büyükbaş ve tavuk gübreleri kullanılarak elde edilen biyogazdan saatte 330 kilovat elektrik üretiliyor.

Üretilen elektriğin ulusal şebekeye satışının başlatıldığı belirtilen açıklamada, üretilen elektriğin ulusal şebekeye verilmesi için ilk olarak Enerji Piyasası Denetleme Kurumu'ndan (EPDK) 10 yıl geçerli lisans alındığı ve tesisin geçici kabulünün gerçekleştirildiği kaydedildi.


Açıklamada, geçici kabul için İZAYDAŞ'a gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, TEİAŞ ve TÜBİTAK-MAM yetkililerinin, biyogaz projesinde çeşitli test ve kontroller gerçekleştirdiği ifade edilerek, yapılan işlemlerin ardından biyogaz tesisinde üretilen elektriğin ulusal şebekeye verilmesi konusunda onay verilerek gerekli imzaların atıldığı bildirildi.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, TÜBİTAK MAM, Kocaeli Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi'nin imzaladığı protokolle 2007 yılında başlayan biyogaz projesi, geçen yıl tamamlanmıştı.
ntvmsnbc-.