Sadakat islami Forum

SADAKAT DİNLENME TESİSLERİ => KÖŞE YAZISI VE MAKALELER => BASINDAN => Mehmet Şevket Eygi Bey'in Günlük Yazıları => Konuyu başlatan: Mücteba - 02 Mart 2012, 13:16:50

Başlık: Kriptolar
Gönderen: Mücteba - 02 Mart 2012, 13:16:50
Kriptolar

Biz hepimiz Ermeniyiz diye bağıranların kaçta kaçı Ermenidir? Sanırım onların içinde, kimlik kartlarının din hanesinde Ermeni Gregoryen yazan bir kişi bile yoktur.

Ülkemizde Kripto Ermeniler var mıdır? Vardır ve hem de çoktur.

İsmi Müslüman, kartta dini İslam yazıyor ama asıl kimliği Ermeni.

Fransa'da yayınlanan La Croix günlük gazetesinde (29 Ağustos 2005) Patrik Mesrob cenaplarıyla yapılan bir röportajda, 1915 ile 1918 arasında Müslüman yapılan 200 bin Ermeni kadın ve kızının torunlarının bugünkü sayısı bir buçuk milyon olarak gösterilmişti.

Rakamlar tartışılabilir ama ülkemizde hayli yüksek sayıda Kripto Ermeni bulunduğu tartışılamaz. Çünkü taş gibi bir realitedir.

Bunların büyük bir kısmı iğreti olarak Alevî görünmektedir.

Hepsini suçlamam ama PKK'nın beyin takımı, kurucusu bu Kriptolar ile Kripto Yahudilerdir. Kürt görünen, Alevî görünen Kriptolar.

Gerçek ve samimî Alevîleri ve gerçek Kürtleri tenzih ederim.

Türkiyenin en büyük problemlerinden biri Kripto Ermeniler ve Kripto Yahudilerdir.

Bu meselenin çözümü var mıdır?

Ölümden başka her şeyin çaresi olduğuna göre bunun da vardır elbette.

Birinci çare: Bu meseleyi iyi niyetli, bilgece, medenîce, yüksek seviyede araştırmak, incelemek.

İkinci çare: Gerçekleri, realiteyi inkar etmemek.

Üçüncü çare: Meseleye olumlu yaklaşmak.

Dördüncü çare: Osmanlı'nın "Milletler Birliği sistemine" dönmek. Bugünkü resmî ideoloji, bugünkü vesayet sistemi (hâlâ devam ediyor), ABD ve İsrail baskılarıyla bu sisteme dönmek çok zordur.

Halkımız birçok konuda kasıtlı olarak cahil bırakılmıştır. Osmanlı'nın milletler sistemi ne demektir, bilen kaç kişi çıkar.

Televizyonlarda, yazılı basında, akademik çevrelerde Kripto Yahudiler ile Kripto Ermeniler meselesi konuşulmuyor, yazılmıyor, tartışılmıyor. Başımızı kuma sokmuşuz, bilmezlikten gelmiyoruz.

Şunu artık kabul etmeliyiz: M. Kemal Paşa'nın ölümünden sonra uydurulmuş Kemalizm ideolojisi ve bugünkü düzen felsefesiyle temel problemlerimizi sağlıklı bir şekilde çözmenin imkanı yoktur.

Enkazından kırka yakın irili ufaklı devlet çıkan Osmanlı cihan imparatorluğu bunca çeşitliliği, bunca dini, bunca ırkı, bunca lisanı nasıl bir arada tutup idare edebilmiştir? Bunu düşünmemiz lazımdır.

Bu sorunun cevabı işkembeden uluorta konuşmakla, çalakalem yazmakla bulunmaz.

Türkiye'nin dominant faktörü olan Sünnî Müslümanlar bu konuda çareler, çözümler üretmekle vazifeli ve hükümlüdür.

Başbağlar köyündeki katliamın hesabını bile soramayan, canileri ve katilleri yakalatamayan Sünnîler mi? (Başbağlar şehitleri için Fatiha okuyup sevabını onların ruhlarına bağışlayalım. Kanları yerde kaldı. Rûz-i Cezada bizden davacı olacaklarından korkuyorum.)

(Türkiye gazetesinin 9 Şubat 2012 tarihli nüshasında yayınlanan "Ermeniler Gerçek Kimliğine Dönüyor" başlıklı haberi, internetten indirip mutlaka okuyunuz, bir kere daha okuyunuz, üçüncü defa okursanız daha iyi olur.)


Mehmet Şevket EYGİ - 2 Mart 2012 Cuma
Başlık: Ynt: Kriptolar
Gönderen: mazhar - 24 Haziran 2012, 08:51:54
Ali Bayramoğlu hakkında şok iddia

Gerçek kimliğini gizlemeye çalışan bir “kripto” olduğu ileri sürülen Ali Bayramoğlu, bugün bakın ne yazdı:
Habervaktim'in Yeni Şafak Yazarı Ali Bayramoğlu ile ilgili dünkü haberi özellikle medya camiasına bomba gibi düştü... Özellikle twitter olmak üzere sosyal paylaşım sitelerinde de Habervaktim'in bu haberi tartışılıyor...

Peki Ali Bayramoğlu herhangi bir açıklamada bulundu mu?

Herkes bu sorunun cevabını merak ediyor.

Bayramoğlu, terör örgütünün paravan kuruluşu olarak gösterilen DPI'nın toplantısına katılmak için Galler'de olduğu için, bu soruyu kendisine yöneltememiştik.

Bugün gözler Bayramoğlu'nun Yeni Şafak'taki yazısına çevrilmişti.

Ancak Bayramoğlu, hakkındaki bu şok iddiaları okurlarından gizlemeye çalıştı.

Konuya hiç değinmeyen Bayramoğlu, yine "Kürt sorunu"nu yazdı... Terör örgütü KCK kapsamında gerçekleşen tutuklamaları eleştirdi yine...

DÜN YAYINLADIĞIMIZ HABER ŞÖYLEYDİ


Türkiye'nin Ermenistan politikası ve terörle mücadele yöntemini yerden yere vururken, Ermenilere soykırım tezini savunan ve sürekli “açılım” öğütleyen yazılarıyla bilinen Yazar Ali Bayramoğlu'nun gerçek kimliğini gizlemeye çalışan bir “kripto” olduğu ileri sürülüyor.

Bayramoğlu'nun aslen Ermeni kökenli olduğu ancak çok yakın dostları dışında kimseyle gerçek kimliğini paylaşmadığı iddia ediliyor.

Uzun bir süredir gazeteciler arasında dillendirilen Ali Bayramoğlu hakkındaki bu iddianın artık yazarı olduğu Yeni Şafak'ta da bilindiği belirtiliyor.

Habervaktim'in edindiği bilgilere göre, Yeni Şafak çalışanları, Bayramoğlu'nun Ermeni kökenli olmasına değil, “Ermenicilik yapması”na tepki gösteriyor.

Yeni Şafak'tan bir yetkilinin bir dost sohbetinde, yazarları Ali Bayramoğlu hakkında “Ermeni kökenli olmasından bir rahatsızlık duymuyorum, olabilir tabi. Ama yazılarında Ermenicilik yapıyor ya, bu beni çok rahatsız ediyor” dediği öğrenildi.

DPI TOPLANTISI İÇİN GALLER'DE




İddialarla ilgili olarak Ali Bayramoğlu ile görüşerek, bir açıklamasının olup olmayacağını sormak istedik. Ancak Bayramoğlu'nun Türkiye'de olmadığı; PKK'nın paravan kuruluşu olduğu ortaya çıkan İngiltere merkezli DPI adlı örgütün toplantısına katılmak için Galler'e gittiği öğrenildi.

TÜRK KAMUOYU CEVAP BEKLİYOR

Türk kamuoyu, yazılarını ırkçı saiklerle kaleme aldığı ileri sürülen Ali Bayramoğlu'nun bu iddialara açıklık getirmesini bekliyor. En başta Yeni Şafak okurları, Bayramoğlu'nun bu iddiaların doğru olup olmadığına cevap vermesini istiyor.

YENİ ŞAFAK OKURLARI: BU BİZİM EN TABİ HAKKIMIZ

Yeni Şafak okurları “Açıklansın ki, yazılıp çizilenlerin ne düşüncelerle o şekilde yazılıp çizilmiş olabileceğini bilelim. Para verip alarak, okuduğumuz bir gazete yazarının gerçek kimliğini bilmek bizim en tabi hakkımız. Aksi bize haksızlık demektir. Bu iddiaların doğru olup olmadığına Bayramoğlu sessiz kalacaksa, gazete yönetimi cevap vermeli. Bizleri bu konuda aydınlatmalı” diyor.

Habervaktim.com.Habervaktim.com




Küfür cephesine cevap


Taraf'a koşan Ali Bayramoğlu, Habervaktim'in gündeme getirdiği hakkındaki iddialara cevap vermek yerine sitemize ve işin içine soktuğu Akit'e saldırdı. İşte cevabımız:


Ermeni olmayı hakaret aracına çeviriyorlar” diyen Bayramoğlu, “gerçek kimliğini gizleyen bir kripto olduğu” iddiasının gündeme getirilmesini “hedef gösterme” olarak değerlendirdi.

Bayramoğlu'na kucak açan gazetenin Taraf olması dikkat çekti.

Taraf'ın Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan'ın Ali Bayramoğlu ile pek çok ortak özelliği bulunuyor.

Her iki isim de Türkiye'ye karşı Ermeni tezlerini savunuyor; BDP ve PKK'ya toz kondurmazken, sürekli dindar çevreleri, hükümeti, devleti ve TSK'nın bütününü hedef alıyorlar.




KÜFÜR CEPHESİ OLUŞTURDULAR



Taraf sözde haberinde, Bayramoğlu'nun açıklamalarının yanı sıra, kendileri gibi düşünen birkaç ismin görüşünü yansıttı ve "Bayramoğlu'na gazeteci ve yazarlardan destek geldiğini" savundu.

Taraf'ın "Bayramoğlu'na gazeteciler ve yazarlardan destek" diyerek aktardığı isimler Ahmet Hakan Coşkun, Ethem Mahçupyan, Hüseyin Hatemi, Nagehan Alçı, Ahmet Turan Alkan'dı... Bu isimler Habervaktim ve Akit'i suçladı…
Haberimizle Bayramoğlu'nun hedef gösterilmiş olduğunu ileri sürdüler…


İÇ ANADOLU GAZETECİLER CEMİYETİ'NDEN AÇIKLAMA

İç Anadolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Hüseyin Yakut, Ali Bayramoğlu hakkındaki iddialar ve bu haberimize yönelik tepkileri Habervaktim'e değerlendirdi.

BU SALDIRILAR HABERVAKTİM VE AKİT'İ ALÇALTMAZ YÜCELTİR


Bayramoğlu'nun ülke meseleleri üzerine görüş bildiren bir isim olduğunu, neyi ne maksatla yazıp çizdiğinin bilinmesi gerektiğini, Habervaktim'in gündeme getirdiği iddiaların bal gibi haber değeri taşıdığını anlatan Yakut “Bu gibi isimlerin saldırıları Habervaktim ve Akit'i alçaltmaz aksine yüceltir. Türk kamuoyu bu isimleri de Habervaktim ve Akit'i de iyi bilir” dedi.
Bayramoğlu ile ilgili haberimizden ötürü sitemiz ve Akit'e saldıran AHC'nin ne denli bir dönek olduğunu cümle alemin bildiğini; Hüseyin Hatemi'nin ise Türkiye'de Şii sözcülüğü yaptığını, eşinin de Fener Rum Patriği Bartholomeos'un avukatı olduğunu hatırlatan Yakut, şöyle konuştu:

TEPKİ ERMENİ OLMALARINA DEĞİL, ERMENİCİLİK YAPMALARINA

“Diğer isimlere baktığımızda, onların da benzeri bir duruş ve bağlantı içinde olduklarını görürüz. O yüzden bunları çok da kaale almamalı. Bu kişilerin hakaretleri Habervaktim ve Akit'i alçaltmaz yüceltir. Türk toplumu bu insanların ne olup ne olmadığını biliyor, Habervaktim ve Akit'in İslami hassasiyetini ve milli duruşunu da çok iyi biliyor. Mahçupyan ve Bayaromğlu Ermeni olabilir bu önemli değil. Ancak Ermenicilik yapıyorlarsa bu normal karşılanamaz. Habervaktim ve Akit'in buna karşı yayınlarını takdirle karşılıyorum. Tepki Ermeni olmalarına değil, Ermenicilik yapılıyor olmasına… Eminim ki bu millet de, Anadolu da bu duruşu takdirle karşılıyor. O yüzden onlar ne kadar saldırırsa, Habervaktim ve Akit o kadar yücelir…"


AKİT'İN MÜCADELESİ KAVMİYETÇİLİK YAPANLARLA


Gazeteciler ve Yazarlar Birliği Onursal Başkanı D. Mehmet Doğan da, şunları söyledi:



“Akit'in ve Habervaktim'in yayın siyaseti İslami hassasiyete dayanır. Akit geçmişte de böyleydi, bugün de böyle. Akit'in mücadelesi kavimlerle, milletlerle ya da her hangi bir etnisiteyle değil. Akit'in mücadelesi kavmiyetçilik yapanlarla, temel değerlerimizi hedef alan zihniyetle… Akit gazetesi bizim mahalleden, bizim çevreden, bizim kavimden kaygısıyla hareket etmez, tamamen İslam'ı ölçüleri referans alarak hareket eder. Akit'in yayın siyaseti temel esaslar üzerinedir, konjonktürel değildir.”




Habervaktim.com.Habervaktim.com





Başlık: Ynt: Kriptolar
Gönderen: mazhar - 24 Haziran 2012, 08:53:42
Ermeniler gerçek kimliğine dönüyor09 Şubat 2012 Perşembe


Yıllarca kimliğini saklayan Ermeniler, son dönemde yaşanan iyileşmenin etkisiyle özlerine dönmeye başladı
Ermeni Diasporası, dünyanın her yerinde Türkiye aleyhine karalama kampanyaları düzenlerken ülkemizde yaşayan Ermeni asıllı vatandaşlar birer birer özüne dönmeye başladı. Türkiye’nin değiştiğine dikkat çeken “Kripto Ermeni” olarak bilinen vatandaşlar, artık kendilerini gizleme gereği de duymuyor. Kilisede vaftiz olup gerçek isimlerini alıyor. Ermeni cemaatinde de tartışma konusu haline gelen Kripto Ermenilerden asıl kimliklerine dönenler yaklaşık iki yıldır bir dernek çatısı altında faaliyet gösteriyor. İsmini değiştirip, kilisede vaftiz olarak Ermeni kimliğine dönenlerin kurduğu Dersimli Ermeniler İnanç ve Sosyal Yardımlaşma Derneğinin geçtiğimiz ay İstanbul’da düzenlediği yemekli davete yaklaşık 550 kişi katıldı. Gazetemize konuşan Dersimli Ermeniler Derneği Başkanı Miran Pirgiç Gültekin de Selahattin olan ismini 2 yıl önce değiştirerek kilisede vaftiz olmuş.

http://www.sadakat.net/forum/basindan/ermeniler_gercek_kimligine_donuyor-t56410.0.html
Başlık: Ynt: Kriptolar
Gönderen: mazhar - 25 Haziran 2012, 08:17:51
Yeni Şafak bu yazıların altına imza atabilecek mi?

Ali Bayramoğlu Yeni Şafak'ta Ermeni tezleriyle ilgili ve AK Parti Hükümeti'ne karşı öyle yazılar kaleme alıyor ki, gazete yönetiminin bu yazıların altına imza atıp atamayacağı merak ediliyor.


Liberal-demokrat” görünümlü Ali Bayramoğlu'nun, Türkiye'nin Ermenistan politikası ve terörle mücadele yöntemini yerden yere vururken, Ermenilere soykırım tezini savunduğu ve KCK operasyonlarını eleştirdiği; PKK paravanı DPI adlı İngiltere merkezli örgütün toplantılarını hiç kaçırmadığı biliniyor.

Yeni Şafak'ın ise yayınları ile gerek Ermeni soykırımı iddiaları ve gerekse terörle mücadele konusunda Bayramoğlu'ndan çok farklı bir yerde durduğu görülüyor.

Bu noktada Habervaktim.com olarak, Yeni Şafak yönetimine, bazı yazıları hatırlatarak, “Bu yazıların altına imza atabilecek misiniz?” diye sormak istiyoruz.


ÖRNEĞİN BU YAZININ ALTINA




Ali Bayramoğlu, 20 Mart 2010 tarihli yazısında, Türkiye'de kaçak çalışan Ermenileri savunuyor…




Türkiye'de milyonlarca işsiz varken, kaçak olarak çalışan Ermenilerin sınır dışı edilmesinden rahatsız olan Bayramoğlu, Başbakan Erdoğan'ın bu konudaki çıkışını sert bir dille eleştiriyor:




“Türkiye sorunlarının çözümünün büyük ölçüde değişmeye ve yenilenmeye bağlı olduğunu biliyor. Bu rağmen zaman zaman eski hastalığımız depreşiyor.

Son günlerde bazı konularda seçim öncesini andıran popülizan hava ve siyasetçi tavrı Türk siyasetine yine egemen oluyor. Başbakan'ın kaçak Ermenileri bir koz olarak evlerine gönderme uyarısı, kendisine yönelik eleştirileri tepkiyle karşılaması, bu konudaki sertliği sürdürmesi de işte böyle bir koku saçıyor.

Neden?

Neden oluyor bunlar?

Bu sapmaları yönlendiren temel olarak değer ve zihniyet meseleleridir. Yanıtın da bu meseleyle yakından ilişkisi var.

Zihniyet çekirdeği deyince, sık söyleriz, ataerkil bir zihniyetin, merkeziyetçi bir siyasi yapının egemen olduğu bir düzende, bu ülkede kurumsal değişim düzeyi ne olursa olsun, 'fikir' ve 'çıkar' arasındaki ölümcül çelişki pek kolay aşılamıyor.

Çıkarın, fikri araç haline getirmesinin önünde durulamıyor.

Ve güç merkezlerinin fikir ittifaklarından değil, çıkar ittifaklarından oluşması kaçınılmaz oluyor.”




VE BU YAZISININ ALTINA




İri medya organlarının Deniz Feneri ile ilgili olarak dillendirdiği iddiaların karşısında duran gazetelerden biri de Yeni Şafak'tı.




Nitekim, Deniz Feneri'yle ilgili iddiaların pek çoğunun asılsız olduğu anlaşıldı ve mahkemeden beraat kararı çıktı.




Yazarı Ali Bayramoğlu ise 23.09.2008 tarihli yazısında, mahkemenin beraat ettirdiği Deniz Feneri'ne suizanda bulunması yetmiyormuş gibi bir de Başbakan Erdoğan'a “yargıya baskı yap” dayatmasında bulunuyordu:




“Deniz Feneri meselesinde artık çıplak bir gerçek haline gelen Türkiye boyutunun üzerine hükümetin ve Başbakan'ın niçin ve neden gitmediğini anlamak mümkün değildir..

Siyasi iktidarın işi bunların üzerine gitmek, varsa kendi içindeki karanlık noktaları, pislikleri temizlemek, şaibeli ve tartışmalı olanları açığa almak değil midir?

Hükümet ve Başbakan bunun yapmadıkça kendisine yönelik soruların artacağının farkında değil midir?

The Economist dergisinin, Deniz Feneri davasıyla ilgili olarak "Artık AK Parti ak değil mi?" başlığıyla bir haber yayımlamasının nedeni ve anlamının farkında değil midir?

Almanya'daki mahkeme kararından sonra Deniz Feneri meselesi siyasi çatışmaların bir manivelası olmaktan çıkmıştır...

Alman mahkemesi "bu rastladığımız en büyük dolandırıcılık olayıdır ve asıl failleri Türkiye'dedir, milyonlarca avro Türkiye'ye akmıştır" dedi ve mahkumiyet kararları verdi.

Suçlular suçlarını mahkeme önünde ikrar ettiler...

AK Parti'nin ilk ve temel işi bu asil faillerin ve kara paranın peşine düşmek olmalıdır...”


Habervaktim.com

Habervaktim.com