Sadakat islami Forum

SADAKAT DİNLENME TESİSLERİ => KÖŞE YAZISI VE MAKALELER => BASINDAN => Mehmet Şevket Eygi Bey'in Günlük Yazıları => Konuyu başlatan: Mücteba - 15 Şubat 2012, 15:02:11

Başlık: Kraliçe Elizabet'in Tahta Çıkışının 60'cı Yılı
Gönderen: Mücteba - 15 Şubat 2012, 15:02:11
Kraliçe Elizabet'in Tahta Çıkışının 60'cı Yılı

İngiltere, 1952'de tahta çıkan Kraliçe İkinci Elizabet'in 60'cı hükümdarlık yılını kutladı. Seksenini geçmiş olan taçlı devlet başkanı, daha nice yıllar halkına ve devletine hizmet edeceğini bildirerek istifa/feragat etmeyeceğini açıklamış oldu.

1952... Türkiye'ye bakalım: 1946 seçimlerini hile ve şaibe ile kazanmış olan Millî Şef İsmet Paşa, nihayet 14 Mayıs 1950 seçimlerinde devrilir. Yerine Celal Bayar cumhurbaşkanı olur. Celal Bayar 1960 askerî darbesiyle alaşağı edilir. Kendisi, Başbakan, kabine üyeleri, iktidar partisinin milletvekilleri Yassıada zindanlarına atılır.

Adnan Menderes ve iki bakanı asılarak idam edilir. Cesetleri ailelerine verilmez, dinî tören yapılmadan orada bir çukura atılıp gömülür.

Celal Bayar asılmaktan zor kurtulur.

Darbeden sonra Orgeneral Cemal Gürsel tepeden inme cumhurbaşkanı olur.

Sivil Cumhurbaşkanı adayı Prof. Ali Fuad Başgil canını zor kurtarır, İsviçre'ye sürgüne gönderilir.

Cemal Gürsel amansız ve acayip bir hastalığa yakalanır.

Yerine Orgeneral Cevdet Sunay geçer.

Arada 12 Mart 1971 askerî darbesi olur.

General Sunay'dan sonra Amiral Fahri Korutürk cumhurbaşkanı seçilir.

Daha sonra 12 Eylül askerî darbesi olur, bütün yurtta sıkıyönetim ilan edilir, devletin başına Orgeneral Sıtkı Evren geçer.

Sonra Turgut Özal sivil cumhurbaşkanı olur.

Ardından Süleyman Demirel.

Ardından şimdiki Cumhurbaşkanı sivil Abdullah Gül.

Bu arada yılı şu anda hatırımda değil 28 Şubat post-modern örtülü darbesi olur.

Daha askerî darbeler ve devrimler olacakmış ama...

Yahu yazarken aklım karışıyor, son altmış küsur yılda bizde ne kadar çok darbe, devlet başkanı değişikliği, ihtilal, inkılap, iğtişaş, fitne fesat, sıkıyönetim, işkence, tutuklama, faili meçhul cinayet olmuş.

Bizde bunlar olurken İngiltere krallığının başında tek hükümdar var: İkinci Elizabet...

İngiltere'de ne darbe olmuş, ne ihtilal, ne rejim değişikliği.

Dünyanın öbür ucundaki Japonya'da da böyle... Çok eskiye dayandığı için ne zaman başladığı bilinmeyen imparatorluk rejiminin Mikadosu Hiro Hito, 1926 tarihinde tahta çıktı, 1989'da ölünceye kadar Doğan Güneş devletinin hükümdarlığını yaptı. Japonlar imparatorlarına o kadar bağlı ve sadık idiler ki, Amerikalılar, 1945'te Japonya yenilip kayıtsız şartsız teslim olunca Hiro Hito'yu tahtından indirip orada cumhuriyet kurmaya cesaret edemediler. Belki de milyonlarca Japon intihar ederdi...

İngiltere ve Japonya tarihî devamlılık ülkeleridir.

Biri krallık, ötekisi imparatorluktur.

Japonya'da ikinci dünya savaşından sonra kopukluk olmuştur ama o büyük kopukluğu az zamanda tamir etmişlerdir.

İngilizler Latin harfleriyle, Japonlar kendi millî yazılarıyla yazıp dururlar.

İngilizlerin kanunları, örfleri, adetleri, kurumları eskidir.

Bazı resmî törenlerde birkaç yüz yıl önceki kıyafetleri giyen askerleri ve memurları vardır.

Japonlar isterlerse kimono giyebilir.

İyi ve kuvvetli lise tahsili görmüş İngiliz gençleri Shakespeare'in İngilizcesini anlayabilir.

İngiltere sömürge impatarorluğunu kaybetti ama yine birinci sınıf devlet.

"İngiltere'deki krallık sistemi mi daha istikrarlı, insan haklarına daha saygılı, daha âdil, din ve inanç hürriyeti konusunda daha elverişlidir; yoksa...................?" gibi bir soru sormayacağım. Bu yaşta başımı belaya sokmak istemem.

Âmme hukuku uzmanı değilim. Çokbilmiş bilgiçler konuyu saptırmadan, demagoji yapmadan cevap versinler, bendenizi aydınlatsınlar...


Mehmet Şevket EYGİ - 15 Şubat 2012 Çarşamba