Sadakat islami Forum

SADAKAT DİNLENME TESİSLERİ => KÖŞE YAZISI VE MAKALELER => BASINDAN => Mehmet Şevket Eygi Bey'in Günlük Yazıları => Konuyu başlatan: Mücteba - 19 Ocak 2012, 12:30:05

Başlık: Sümbül Efendi Camii'nde
Gönderen: Mücteba - 19 Ocak 2012, 12:30:05
Sümbül Efendi Camii'nde

PAZAR sabahı Sümbül Efendi cami-i şerifine gittim. İç kısım dolmuştu, son cemaat mahallinde yer bulup namaz kılabildim. Yeterli değildi ama çok şükür cemaat vardı. İmam efendi namazı çok güzel kıldırdı, kıraati fevkalade idi. Yazık ki, hoparlörler çok açılmıştı ve tilavete zarar verdi. Yüksek sesli hoparlörler ezana ve Kur'an tilavetine eza veriyor; 75, bilemediniz 80 desibel yeter, 130 desibel açılırsa sesi bozuyor.

Namazdan sonra bir miktar tesbihat yapıldı. Sümbül Sinan hazretlerinin ruhu şad olsun.
Caminin haziresinde meşhur hattat Hafız Osman'ın kabri yer alıyor. Gelip geçen bilsin ve Fatiha okusun diye Frenk yazısıyla mermer bir levha koymuşlar, üstüne de Arapça Hüve'l-Baki yazmışlar. Hat o kadar çirkindi ki, önünden geçerken utancımdan yerin dibine girdim. Sen hattat-ı şehîr Hafız Osman'ın kabrine böyle bir levha koy, olacak şey değil. Ya Rabbi ne günlere kaldık!
Cami ehli Müslüman sofu kesimin estetik ve sanat boyutu genellikle çok güdük.

Camilerin içine, avlusuna, kapısına çok çirkin yazılar konuluyor.
Müslüman kardeş pabucunu öyle değil, böyle tut.
Men women WC...
Klima cihazının görünür yerine: Cihazı görevlilerden başkası kurcalayamaz.
Cep telefonunuzu kapatınız...
Vs...vs...v....
Bazı camilerin avlu giriş kapısına ışıklı levhalar yerleştirilmiş. Çok basit, çok bayağı şeyler. Hani işkembeci dükkanlarının levhaları gibi...
Her zaman yazarım, camilere sözde hayır olsun diye Tahtakale'de 10-15 liraya satılan iğrenç pilli Çin saatleri konuluyor. Biri mihrabın sağına, biri soluna... Bunların hepsi atılmalıdır.

Eski büyük camilerde birkaç yüz yıllık, hem maddî hem de sanat değeri olan kıymetli ve zarif antika saatler vardı. Onların çoğu yok oldu, yerlerine pis ucuz saatler konuldu. Zevk sahibi kültürlü insanlar böyle çirkin ve sanatsız işporta mallarını mutfaklarına bile asmaz.
Namazdan sonra kahvaltı için Eyüp Sultan'a gittim.
Oradan Dolapdere'deki eski pazarına uğradım. İkisi harika maroken ciltli yedi kitap, bir sırlı topraktan ibrik, bir italyan alabaster kutu, üzeri elle boyanmış birkaç porselen eşya aldım.
Artık meteoroloji raporlarına inanmıyorum. Kar yağacak demişlerdi, hava günlük güneşlikti.
Eve geldim. Balkonda on beş yirmi kumru yem bekliyordu, onlarda bir tas buğday serptim.
Kapıdaki simsiyah sevimli kedi de acıkmıştı, onu da doyurdum.
İnşaAllah bugün zararlı ve kötü bir şey yapmamışımdır.
(Önümüzdeki pazarlardan birinde sabah namazını Sümbül Efendi Camii'nde kılmanızı tavsiye ederim. İnşaAllah bu arada muhterem görevliler hoparlörleri biraz kısarlar da o güzelim kıraatler ve tesbihat, kulakları tırmalayan aşırı yüksek ses yüzünden bozulmaz.)


Mehmet Şevket EYGİ - 19 Ocak 2012 Perşembe