Sadakat islami Forum

SADAKAT DİNLENME TESİSLERİ => KÖŞE YAZISI VE MAKALELER => BASINDAN => Mehmet Şevket Eygi Bey'in Günlük Yazıları => Konuyu başlatan: Mücteba - 22 Aralık 2011, 12:45:23

Başlık: Geçen Pazar
Gönderen: Mücteba - 22 Aralık 2011, 12:45:23
Geçen Pazar

Geçen Pazar, sabah namazını Şehzadebaşı Camii'nde kıldım. İmam Ali Rıza Ercan Çakıroğlu hocanın kıraati çok güzeldi, zevk ile dinleyip ibadet ettik. Fazla cemaat yoktu. Müslümanların namazla, hele sabah namazı ile araları yok... Allah kusurlarımızı bağışlasın ve ibadetlerimizi kabul buyursun.

Kahvaltı için Eyüp Sultana gittik.

Dolapdere bitpazarına uğradık. Bir iki parça aldık. İki adet Limoges porseleni, iki adet de hangi Ortaasya Türk ülkesinde yapılmışsa, üzerlerinde eski Selçuk eserlerinin resimleri ve krilce yazılar olan iki madenî duvar tabağı.

Daha sonra yolumuzun üzerindeki Küçükpazar bitpazarına uğradık. Belediye zabıtası pazarın dağılması için anons yapıyordu. Ara sokakta birkaç fakir üç beş lira ekmek parası kazansa, ne ziyanı olur?.. Fatih Belediye Başkanı muhterem Mustafa Demir beyefendiden rica ediyorum: Bu bitpazarına ilişmesin. Dünyanın her yerinde, en medenî ve kalkınmış ülkelerde bile böyle pazarlar kurulur. Bendeniz Almanya'dayken beş sene boyunca Hannover'de Leine nehri kenarında cumartesileri kurulan bitpazarına gittim, ne kitaplar, ne porselenler, ne kristaller aldım.

İnternetin görsel kısmında Marches aux puces kelimeleriyle aranırsa dünyanın çeşitli yerlerindeki bitpazarlarına ait fotoğraflar görülebilir.

Galata köprüsü üzerinde balık tutanlara engel olunmadığı gibi bitpazarlarına da olunmamalıdır.

Eskiden Pazar günleri Beyazıt meydanında ve Kadıköy'ündeki Salı pazarı mevkiinde de büyük pazarlar kuruluyordu. Bunların kaldırılması da yanlış oldu. Buralara Ortaasya ülkelerinden, Gürcistan'dan, Ermenistan'dan satıcılar, bavul ticareti yapanlar geliyordu. Onların pek mütevazı ekmek paralarına mani olundu.

Feriköyü halinde her Pazar eski/antika eşya pazarı kuruluyormuş. Henüz gidemedim.

El işi sanat eşyalarına ihtiyacım yok. Benimkisi eğlenmek. Alışlanlıkların en faydalısı kitap ve sanat eşyası toplamaktır. Sanat eşyası denilince sadece müzayedelerde ve antikacı dükkanlarında yüksek fiyatlara satılan eserler hatıra gelmesin. Onlar da sanat tabiî ama çok ucuzları da var ve onlar da göze hoş görünüyor, dekorasyona yarıyor.

Kitap ve sanat eşyası toplamak gibi faydalı ve kültürel hobileri olmayanlar, zararlı alışkanlıklara kapılabiliyor.
Bazılarını sayayım:
Sık sık lüks restoranlara gidip büyük paralar ödeyerek tıkınmak ve sonunda hasta olmak...
Nargilehanelere gidip saatlerce nargile tokurdatmak ve yine hasta olmak...
Köprüde soğukta tir tir titreyerek balık tutmak...
Çılgınlar gibi para peşinde koşmak...
Marka tutkunu ve meftunu olmak...
Lüks ve pahalı otomobiliyle çalım satmak...
Her gün rakı içip demlenmek...
Günde en az üç saat gıybet etmek vs...


Maraş'tan bir dostum geldi. Akşam yemeğini evde yedik, Balat'ta eski Orkide pastanesinde kahve içtik.


Mehmet Şevket EYGİ - 22 Aralık 2011 Perşembe