Sadakat islami Forum

SADAKAT DİNLENME TESİSLERİ => KÖŞE YAZISI VE MAKALELER => BASINDAN => Mehmet Şevket Eygi Bey'in Günlük Yazıları => Konuyu başlatan: Mücteba - 28 Aralık 2011, 04:42:34

Başlık: Toplumu Yıkan Kanunlar
Gönderen: Mücteba - 28 Aralık 2011, 04:42:34
Toplumu Yıkan Kanunlar

Bireylerin (fertlerin) başlıca dört çeşit kan grubundan birine mensup ve sekiz ana karakterden biriyle karakterli oluşları; beyaz, siyah, sarışın, esmer, uzun boylu, kısa boylu, çekik gözlü olmak gibi çeşitliliklerin bulunduğu şu dünyada ülkelerin ve halkların da kendilerine mahsus özellikleri vardır.

Halkların kimliklerini, karakterlerini, kültürlerini değiştirmek mümkün değildir.

Norveçlilere uygun elbise bedenleri Türk halkına uymaz.

Kanunlar ve nizamlar da böyledir.

Her ülkenin kendi medenî kanunu ve ceza kanunu vardır.

Bugünkü Türk Medenî Kanunu ve Türk Ceza Kanunu bizim sosyal yapımıza, kimliğimize, kültürümüze, toplumsal karakterimize uygun değildir.

Kaç defa yazdım, bir kere daha tekrar etmeme izin veriniz:

Bugünkü Medenî Kanun ve Ceza Kanunu Türkiye'yi çökertir.

Medenî Kanun, toplumun temeli olan aileyi yıkıyor, Ceza Kanunu toplumu yıkıyor.

Türkiye halkı sosyal ve kültürel sağlığını ve dengesini yitiriyor.

Artık bir tek halk yok, halklar var.

İç barış ve toplumsal mutabakat berhava edilmiştir.

Bir tasarı hazırlandı, Meclis'te müzakere edildi ve kanunlaştı... İş o kadar ucuz ve kolay değildir.

İsveç'te, İsviçre'de tıkır tıkır işleyen bir kanun, Türkiyenin temellerini dinamitleyebilir.

Bize, toplum yapımıza, karakter(lerim)ize, millî kültür ve kimliğimize uygun, millî ve yerli kanunlar lazımdır.

Soruyorum:

Zinayı suç olarak kabul etmeyen bir Ceza Kanunu bize uyar mı?

Uyduğunu kim iddia edebilir.

Zina suç sayılmamalıymış, zina yapan kadınlar ve erkekler cezalandırılmamalıymış... Avrupalı böyle düşünse de biz düşünemeyiz.

Boyu 170 santim olan zayıf bir kimseye, 190 boylu, iri vücutlu bir adamın elbiselerini giydirirseniz neye benzer? Soytarıya değil mi?

41 numara ayakkabı giyen birinin ayaklarına 45 numara kundura giydirirseniz Şarlo'ya benzemez mi?

Toplumumuzda vahim çatlaklar, ârızalar başlamıştır. Son Abant toplantısında, her yıl 100 bin çocuğun suç işlediği belirtildi. Çocuklarımız ve gençlerimizin büyük bir kısmı raydan çıkmıştır.

Koskoca delikanlı, yaşı 17 yıl küsur ay... Evlense çoluk çocuğu olacak. Geziyor, tozuyor, her şeyi yapıyor; kanun bunu çocuk sayıyor. Olur mu böyle şey?

Suçluları gerektiği gibi cezalandırmayan bir Ceza Kanunu, suçların patlamasına sebep olur.

Zinayı suç saymayan bir Medenî Kanun ailenin çökmesine, ardından toplumun çökmesine sebep olur.

Suç işlemeye meyilli olanları korkutarak, suç işlenmesini önleyemeyen bir kanun, Ceza Kanunu değil, Yıkım Kanunu olur.

Depremler oluyor, binalar yıkılıyor, insanlar ölüyor ve çürük binaları inşa eden, onlara ruhsat veren şahıs ve kurumlar cezalandırılmıyor.

Bu ne biçim hukuk sistemidir ve yargıdır?

Türkiyeyi kurtarmak ve yükseltmek istiyorsak, Avrupayı bırakmalı, kendimize uyan kanunlar yapmalıyız.

Bu konuda bize örnek olacak ülkelerin başında Singapur gelmektedir.

Orada Batı demokrasisi yok ama adalet var, sosyal adalet var, nizam intizam var, çok geniş, engin bir din ve kimlik hürriyeti var, çoğulculuk var, çeşitlilik var, millî gelirin âdil şekilde paylaşımı var, âqil bir idare var.


Bunlar anarşik ve sahte bir demokrasiye tercih edilmez mi?

Zinanın serbest olmasını savunanlara bunları anlatmak ne kadar zor.


Mehmet Şevket EYGİ - 28 Aralık 2011 Çarşamba
Başlık: Ynt: Toplumu Yıkan Kanunlar
Gönderen: mazhar - 01 Haziran 2012, 08:37:56


Kürtaj cinayet ise zina neden serbest?
 


Kürtaj durup dururken mi gündeme geldi…

Yoksa gündem değiştirmek için mi ortaya atıldı…

Veya bilinçli bir şekilde mi gündem maddesi haline getirildi…

Nasıl gündeme geldiği önemli olmasa da bu konunun tartışılırken sağlam temellere dayandırılarak konuşulması ve yasallaşması çok önemli…

Bu işin…
Bir sağlık tarafı…
Bir insani tarafı…
Bir de dini tarafı var…

Bunları birbirinden bağımsız görüp ne olacağına karar vermek daha sağlıksız sonuçların ortaya çıkmasına sebep olur…

Din sağlığı, sağlık dini tekzip etmez aksine destekler…

Bu sorunu başbakan konuşsa da sağlık bakanlığının ve diyanet işleri başkanlığının konuyla ilgili uzmanları oturup birlikte çözüme kavuşturmalıdır…
Tabi ki insani yönünü ihmal etmeden…

Başbakan kürtajın cinayet olduğunu söylüyor…
Toplumun büyük bir kesimi zaten bunu cinayet olarak kabul ediyor…
Ana rahminde ruh üflenmiş bir canlı ile doğmuş bir canlı arasında bir fark olmadığını herkes biliyor…

Ancak zinanın serbest olduğu bir ülkede…
Tek gecelik ilişkilerin hızla çoğaldığı bir ülkede…
Gayrı meşru ilişkilerin teşvik edildiği bir ülkede…
Kürtajın yasaklanması bu sorunu çözer mi?


Ülkemizde uyuşturucu kullanım yaşının onlu yaşlara düştüğü düşünüldüğünde…
Gayrı meşru ilişkilerin meşru olduğu düşünüldüğünde…
Sigaranın yasak ancak alkolün serbest olduğu düşünüldüğünde…
Bir kısım medyanın her türlü ahlaksızlığı meşru gösterme çabası içinde olduğu düşünüldüğünde…
İnternetin aileleri esir aldığı düşünüldüğünde…
Maddiyatın maneviyatın önüne geçtiği düşünüldüğünde…
Sadece kürtajla ilgili yasa çıkarmak bu sorunu çözmez…
Bu sorunu çözmediği gibi daha büyük sorunların ortaya çıkmasına sebep olur…

Şu anda özel sağlık kurumları bunu sağlıklı ortamda gerçekleştirirken o zaman daha yüksek paralar karşılığında ve tamamen sağlıksız ortamlarda gizli olarak yapacağı unutulmamalıdır…

Kürtaj sonrası psikolojik sorunlar yaşayan annenin sağlıksız ortamlarda kapacağı komplikasyonlar nedeniyle daha büyük tehlikelere maruz kalacağı unutulmamalıdır…

Sosyal hizmetler bünyesinde koruma altına alınan evlilik dışı çocuklar şu an bile büyük bir problem teşkil eder iken bu sayının artmasıyla daha büyük sorunların ortaya çıkacağı unutulmamalıdır…

Toplumun eğitim ve kültür seviyesi düşünüldüğünde şu an bile toplumun bütün yükünü omuzlarına almış kadınların yarın daha büyük sorun ve travmalarla karşı karşıya kalacağı unutulmamalıdır…

Dini nikâhın bile yasak olduğu bir ülkede zinanın serbest olması tezattır…
 Kanaatimce bu işin çözümü aileden geçer ki…

Bir ülkenin temel dayanak noktası ailedir…
Ahlaki dejenerasyon ve yozlaşma ile ailenin ortadan kaldırılması demek bir ülkenin geleceğine dinamit koymak demektir…
Avrupa'da manevi buhran yaşanmasının en büyük nedeni ailenin ortadan kaldırılmasıdır…
Çıkarılacak her yasanın aileyi koruyacak, muhafaza edecek, sağlıklı bir neslin yetiştirilmesine zemin hazırlayacak şekilde çıkarılması gerekir…

Bu yüzden ailenin temeline dinamit koyan her türlü arıza, sorun, problem bertaraf edilecek şekilde yasal düzenleme yapılmalıdır…

Örneğin Müslüman aile yapısını paramparça eden film ve diziler halktan uzak tutulmalıdır…
Aksine Ailenin kutsiyetini ve bütünlüğünü ortaya koyan program dizi ve filmler teşvik edilmelidir…
Aileleri darmadağın eden internetin zararlı yönü mutlaka kontrol altına alınmalı ve internete esir olmuş aileler bu tuzaktan kurtulmalıdır…

Bu nedenle aileyi doğrudan ilgilendiren kürtaj, sezaryen konularında çıkarılacak her yasa, aile temelinde ve ailenin bütünlüğünü sağlayacak şekilde çok geniş bir pencereden bakılarak düzenlenmelidir…

Kürtaj cinayetse zina da yasak olmalıdır…
 




Cevdet Kara.Haber Vaktim.com