Sadakat islami Forum

SADAKAT DİNLENME TESİSLERİ => KÖŞE YAZISI VE MAKALELER => BASINDAN => Mehmet Şevket Eygi Bey'in Günlük Yazıları => Konuyu başlatan: Mücteba - 30 Aralık 2011, 06:23:01

Başlık: Camilerdeki Sıralar ve Dolaplar
Gönderen: Mücteba - 30 Aralık 2011, 06:23:01
Camilerdeki Sıralar ve Dolaplar

Bendeniz İstanbul'da bazı camilerin arka tarafında sinema koltukları gibi sıra halinde oturaklar gördüm.

Allah razı olsun Diyanet fetva heyeti bu gibi sıraların İslam ibadethanelerine yakışmadığına, kaldırılması gerektiğine dair karar verdi ama bazıları hâlâ duruyor.

Hiç lüzumu yok iken, durup dururken camilere sıralar, sandalyeler, tabureler koyma işini kimler çıkartmıştır? Sakın bu işin içinde bir bityeniği olmasın?

Dinde reformcuların, dinde yenilikçilerin, "üç ibrahimî dincilerin", Fazlurrahmancıların işi midir bu?

Bizim dinimiz, Şeriatımız, fıkhımız ayakta duramayanların, dizlerini bükemeyenlerin, secde edemeyenlerin nasıl namaz kılacaklarını açıkça anlatıyor. Bu durumda olan kimseler her zaman bulunmuştur.

On dört asır boyunca camilere, mescitlere sıra, sandalye konulmamış da bu devirde birdenbire bu bid'at nasıl çıkmıştır.

M. Kemal Paşa, İsmet Paşa, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat zamanlarında bile böyle bir şey yapılmamıştı.

Sakın bu iş dinde reformcuların gizli ve sinsi bir marifeti olmasın?

Erkekleri camiye sokmayıp, kadınlarla doldurmak gibi.

Hutbelerde M. K. Paşaya rahmet okumalar gibi. (Niçin Kazım Karabekir Paşayı, öteki paşaları zikr etmiyorlar?)

Beş vakit namazı üç vakitte eda etmek gibi. (Ehl-i Sünnet mezheplerinin hiçbirinde -hac ve sefer dışında- böyle bir şey yoktur.)

Kur'an Yahudileri İslam'a çağırmıyor bâtıl iddiaları gibi.

Kur'an Hıristiyanları İslama çağırmıyor sapık iddiaları gibi.

Acaba bazıları üç hak ibrahimî din vardır, camilerimizi, sıralar sandalyeler koyarak o mekanları kiliselere ve sinagogları benzetelim mi diyorlar?

Bunlar ilhamlarını Farmason Afganî'den, Farmason Abduh'tan, Farmason Reşid Rıza'dan mı alıyorlar?

Bu adamların bazıları Mehmed âkif deyip duruyor. Bilmiyorlar mı, ki, merhum Âkif, camilerde hakikî Kur'anın yerine benim tercümemi okutturulur korkusuyla bunca yıl emek vererek, göz nuru dökerek hazırladığı o güzel tercümesini yaktırtmıştır.

Ülkemizde birileri din konusunda ne dolaplar çeviriyor.

Ramazan'da İslam büyükleriyle, Müslüman hocalar ile iftar etmeyip de; patriklerle, papazlarla, zangoçlarla, pastörlerle, monsenyörlerle neşeli ve muhabbetli iftarlar yapanların gayeleri nedir?

Yahudiler ve Hıristiyanlarla diyalog yapılıyor da, Müslümanlarla niçin yapılmıyor?

Öncelikle Müslümanların kendi aralarında diyalog yapıp birleşmeleri gerekmez mi?

Evet, camilere konulan sıralar ve sandalyeler mâsum bir ihtiyaç için midir, yoksa bunda bir dolap mı vardır?

Sıralar, sandalyeler, dolaplar...


Mehmet Şevket EYGİ - 30 Aralık 2011 Cuma