Sadakat islami Forum

SADAKAT DİNLENME TESİSLERİ => KÖŞE YAZISI VE MAKALELER => BASINDAN => Mehmet Şevket Eygi Bey'in Günlük Yazıları => Konuyu başlatan: Mücteba - 01 Aralık 2011, 12:53:02

Başlık: Vasıflı Mü'min ile Vasıfsız Mü'min Bir Olmaz
Gönderen: Mücteba - 01 Aralık 2011, 12:53:02
Vasıflı Mü'min ile Vasıfsız Mü'min Bir Olmaz

MÜ'MİNLER hukuk önünde bir tarağın dişleri gibi eşittir ama mutlak eşitlik yoktur.

Âlim mü'min ile cahil mü'min eşit değildir. Kur'an "Bilenlerle bilmeyerler bir olur mu?" buyuruyor.

Takvalı mü'min ile takvasız veya takvası az mü'min de eşit değildir.

Cömert mü'min ile cimri mü'min elbette bir olmaz.

Cesur ve şeci' mü'min ile korkak ve cebîn mü'min bir değildir.

Tahkikî imanlı mü'min ile taklidî imanlı mü'min bir değildir.

Musallî mü'min ile bînamaz mü'min bir olmaz.

Kanaatkâr mü'min ile müsrif mü'min bir değildir.

Bir delikten çıkan tarafından iki defa sokulmayan uyanık mü'min ile, bir delikten çıkan tarafından bin kere sokulan, bin birinci defa sokulmaya hazır ve aday olan mü'min hiç bir olur mu?

Geniş ufuklu, uzak görüşlü mü'min ile dar ufuklu basiretsiz mü'min bir olmaz.

Vasıflı mü'min ile vasıfsız mü'min de bir değildir.

Vasıflı, güçlü, üstün, uyanık mü'minler:

1. Devamlı olarak esaret hayatı yaşamazlar.

2. Devamlı olarak zelil kalmazlar, zillet zincirlerini kırarlar.

3. Asla haram yemezler.

4. Rüşvet alıp vermezler.

5. Devlet ve Belediye bütçelerini hortumlamazlar.

6. Vakıf mallarına göz dikmezler, onları zimmetlerine geçirmezler.

7. Kirli, kara, necis, gayr-i meşru kazanç ve servetlere sahip olmazlar.

8. Lüks ve israf bataklıklarına batmazlar.

9. Gurur ve kibir sergilemezler.

10. Kur'anın, Şeriatın, İslam dininin kesin şekilde yasaklamış olduğu küfre yol açan yeminleri yapmazlar.

11. Yalan söylemezler.

12. Emanetlere hıyanet etmezler.

13. Vaadlerini tutarlar.

14. Cemaat, tarikat, hizip, fırka holiganlığı, militanlığı yapmazlar.

15. Onlarda Ümmet şuuru vardır.

16. Parçayı bütünle özdeşleştirmek yahut parçayı bütünden önemli ve büyük görmek gibi mantıksızlıklar yapmazlar.

17. Gerçek ve vasıflı mü'minler ulemayı, fukahayı, sülehayı, evliyaullahı, sadat-ı kiramı severler, onlara hürmet ederler ama onları asla erbab haline getirip putlaştırmazlar.

18. Gerektiğinden darülharbten darülislama hicret ederler.

19. Onlar ne doğrudan doğruya, ne de dolaylı olarak ribaya, faize bulaşırlar.

20. Vasıflı gerçek mü'minler dinde reform, dinde yenilik, dinde değişim, BOP İslamlığı, hadîs-i şeriflerin AB standartlarına ve Feminizm ideolojine göre ayıklanması, light/ılımlı İslam, Fazlurrahmanın tarihsellik mezhebi, Farmason Afganî, Farmason Abduh, Farmason Reşid Rıza ekolü gibi bid'atlere bulaşmazlar; Kur'an, Sünnet, Selef-i Sâlihîn, cumhur-i ulema, Sevad-ı âzam yolundan sapmazlar.

Evet yüksek mü'min vardır, kalitesi alçak mü'min vardır.

Bir İslam toplumunda din ve dünya işleri yüksek, vasıflı, güçlü, gerçek, üstün mü'minlerin elinde olmazsa; din ve dünya işlerinde seviyesizlerin söz hakkı olursa o toplum iflah olmaz, selamet bulmaz, onun üzerine kurtuluş güneşi doğmaz.

İslamî hizmetlerin içine kesinlikle üçkağıtçıları, dolandırıcıları, din sömürücülerini, arivistleri, haram yiyicileri, fırsatçıları, gulûlcüleri, münafıkları, müraîleri, şarlatanları, soytarıları sokmamak gerekir.

Allah için kurban; küp için kavurma zihniyetiyle hizmet edenler, gerçekten hizmet etmezler, hezimete sebep olurlar.

Genç Müslüman nesilleri vasıflı, âlim, firasetli, hikmetli, gerçekten dindar, ihlaslı, takvalı, âhirete yönelik vasıflı Müslümanlar olarak yetiştirmezsek geleceğimiz karanlıktır, hem de çok karanlık.


Mehmet Şevket EYGİ - 1 Aralık 2011 Perşembe