Trafik Kazaları Millî Felaketi
AREFE günü kabristan dönüşü, otomobilimizin hemen arkasındaki vasıtanın direksiyonundaki yaşlıca zat çılgın gibiydi. Hiç lüzumu olmadığı halde devamlı kornaya basıyordu. Vasıtalar kuyrukta, adım adım ilerliyor, o adamcağız kornaya basıp duruyor. Be adam kör müsün, yol tıkalı işte... İlk kırmızı ışıkta yanımızdaydı, yeşili beklemeden geçip gitti de kurtulduk.
Bu adam bir kaçıktı ve ona ehliyet verilmişti.
Medyayı takip ediyorsanız hemen her gün "Cinayet gibi trafik kazaları" haberleri okursunuz.
Otobüs duraklarına dalan, yaya kaldırımına çıkan, zavallı insanları biçip öldüren, sakatlayan, hayatlar söndüren veya karartan caniler.
Trafik kazaları millî felaket halini almıştır.
Van ve Erciş zelzelesinde 600 kişi öldü diye milletçe ağladık ama trafik kazaları için o kadar üzülmüyoruz.
Bu memlekette Singapur'daki hukuk, nizam, intizam, âsâyiş olsa bu kadar kaza olur mu?
İsveç'te, Norveç'te niçin bizdeki kadar kaza olmuyor?
Bizde yeterli yol yok, otomobil sayısı hızla çoğalıyor.
Otomobil bir ihtiyaç olmaktan çıkmış, bir fetiş ve statü haline gelmiş.
Birtakım görmemişler bir milyon liraya lüks otomobiller alıyormuş.
İstanbul'da her sabah ve her akşam milyonlarca otomobil, içlerinde sadece bir kişi olduğu halde yolları tıkıyor.
Evinden işine, işinden evine otobüs, metrobüs, vapur, tren olsa bile ille de otomobille gidecek.
Otomobile binmezse incileri dökülür ve üzüntüden ölebilir.
Benim otomobilim 200 bin lira, seninki kaç lira?
Benim otomobilim senin otomobilini döver!
Herif veya karı yürürken dengeli ve akıllı gibi görünüyor ama direksiyon başına geçince canavarlaşıyor.
Artık yaya kaldırımlarında yürümek de güvenli değil. Sarhoş, mecnun, azgın bir sürücü kaldırıma çıkıp ezebilir.
Kadın kocasıyla kavga etmiş, fren yerine gaza basıyor...
İstanbul'un nüfusunu 13 milyon gösterenlere sakın kanmayın, aldanmayın.
Koca şehir Tekirdağ ile sahil şeridinde birleşmiş vaziyette.
Bazıları gökdelen olmak üzere on binlerce yeni inşaat.
Birileri İstanbul'un nüfusunu 40 milyona çıkartmak yolunda.
Bunda büyük rant var.
Otomobil elbette bir ihtiyaç ama aynı zamanda büyük bir bela.
Trafik kazası olabilir ama bu kadar değil ve böyle değil.
Bir ülkede otomobiller sık sık otobüs duraklarına dalıyor, yaya kaldırımlarına çıkıyor, mâsum insanları ezip biçiyorsa o memleketin durumu iyi değildir.
İyi diyenin alnını karışlarım.
Tabanca veya bıçakla adam öldürene müebbet hapis.
Otomobille adam öldürene, otomobil külüstürse az ceza, lüks ise pek az ceza veriliyor.
İnancı olan vatandaşlara sesleniyorum:
İmkanınız nispetinde Allah rızası için sadaka verin, fakirlere yardım edin, kuşlara yem atın, aç kedileri köpekleri doyurun.
Ta ki, inşaAllah belalardan, bu arada trafik belalarından güvende olasınız.
Vatandaş trafiğine kapatılmış yollarda, eskortlarla siren sesleri içinde fırtına gibi, buhran gibi geçip giden devletliler acaba bu trafik kazaları millî felaketi konusu üzerinde dururlar mı?
Mehmet Şevket EYGİ - 13 Kasım 2011 Pazar