On Üç Yaşındaki Kız
Yeni bir haber: On üç yaşındaki kız ile dost hayatı yaşayan genç, kızı öldürme sebebi olarak, çocuğumu kürtajla aldırmış, ben de onu boğarak öldürdüm demiş.
Bundan birkaç sene önce bir tv programına davet edilmiştim. Sunucu hanım "Yurdun bazı yörelerinde on dört yaşındaki kızları evlendiriyorlar; bu yaştaki kızlar çocuk sayılır, bunları evlendirmek cinayettir..." demişti.
Maalesef ülkemizde (istisnaî de olsa) on dört değil, on üç yaşında kızlar gayr-i meşru yollardan hamile kalabiliyor.
Jinekoloji (kadın ve doğum) uzmanlarıyla konuşabilirseniz onlar bu konuda sizlere çok garip ve üzücü şeyler anlatacaklardır.
Ülkemizde korkunç bir cinsellik patlaması vardır. Bunun birinci sebebi medyanın müstehcen yayınlar yapmasıdır.
Elinize çağdaş bir gazete alıyorsunuz, gazetecilikle hiç ama hiç ilgisi olmamasına rağmen şehvetli çıplak kadın resimleri görüyorsunuz. Tv'lerde de sekse, cinsel tahriklere büyük yer ayrılıyor.
Bundan kırk sene önceleri Müslüman kesim müstehcen yayınlardan, seks patlamasından çok rahatsızdı. Makaleler yazılıyor, kitaplar çıkartılıyor, yüksek sesle protesto ediliyordu. Artık böyle bir tepki yok.
Günahsız insan ve toplum olmaz. Lakin günahların, ayıpların frenlenmesi, gizlenmesi, önlenmesi, işlenmesinin zorlaştırılması lazımdır. Bu yapılmazsa, günah ve ayıp lağımları patlar, pislik selleri oluşur ve büyük bir kokuşma meydana gelir.
Analı babalı on üç yaşındaki bir kız nasıl oluyor da, kendisinden on iki yaş büyük bir adamla gayr-i meşru cinsel münasebetler yapabiliyor, çocuk peydahlıyor, çocuğunu kürtajla aldırıyor?
Bugünkü Avrupa medeniyeti ile İslam'ın ahlak, namus ve iffet anlayışı asla bağdaşmaz. Bizim kara dediğimize onlar ak der.
İffet kavram ve değeri İslamın temel ilkelerindendir. Müslüman bir toplum iffet konusunda yoldan çıkarsa dejenere olur ve çöker.
Bugünkü iffetsizlikte, seks patlamasında rejimin de büyük rolü olmuştur.
Zinayı suç olmaktan çıkarttılar.
AB norm ve standartlarına göre Bursa Kültür Parkı'nda geceleri çalıların altında sevişmek serbesttir ve kolluk kuvvetleri bu konuda hiçbir önlem alamaz. Yalova Yenikapı feribotunda yüzlerce yolcunun içinde bir saat boyunca birbirine sarılmak, öpüşmek, karşılıklı mıncıklaşmak da serbesttir. Feribotun güvenlik memuru, şikayet eden Müslüman hanıma ne cevap vermişti:
Bu konuda bir şey yapamayız... İstemiyorsanız gemiye binmeyiniz!..
İstanbul'un bazı yerleri bilhassa geceleri seks pazarları ve panayırları haline gelmiştir.
Yurt dışından bol miktarda seks işçisi getirilmektedir.
TC başlıklı vesika ile yapılan yasal, vergili, korumalı seksin yanında bin misli yarı-gizli seks faaliyetleri yapılmaktadır.
Polisin bunları bilmemesi düşünülemez. Şehir baştan başa dijital kameralarla donatılmıştır.
Dilimizde "İbadet de gizli, kabahat da gizli" diye bir tabir vardır.
Buradaki ibadetten maksat nafile ibadetlerdir. Farz ibadetler açıkta yapılır, herkes görür... Lakin nafile namazlar, nafile oruçlar, zekat dışındaki nafile sadakalar gizli verilir. Öyle ki, sağ elin verdiğinden, sol elin hali olmaz.
Bir punduna getirip "Efendim dün gece saat ikide uyandım, dörde kadar teheccüd kıldım..." gibi sözler münafıklık alametidir.
Nafile oruç tutan kimsenin, oruçlu olduğunu (ev halkı ve bazı yakınları dışında) kimse bilmemelidir.
Maneviyat büyükleri, nafile oruç tuttuğunu bildirmemek için gerekirse oruç bozulur, bilahare kaza edilir demiştir.
Kabahatler ve günahlar da gizli olmalıdır.
Müslüman bir ülkede çeşitli fuhşiyat (azgınlıklar), büyük günahlar, çirkin haller; küstahça, pervasızca, rezilce, utanmazca, açıkça işlenirse durum çok vahim demektir. Böyle bir toplumun üzerine azap inmesinden korkulur. Açıkça ve küstahça günah işleyen azgınlarla birlikte, onları engellemeye çalışmayan emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmayan sözde iyiler de azaba çarpılabilir.
Türkiye Müslümanlarının bir İmam-ı Kebiri, bir Ümmet teşkilatı, bir gücü olsaydı, bugünkü açık günahların hiç olmazsa bir kısmı önlenebilirdi.
Hiç unutmayalım: On üç yaşındaki kız (bazılarına göre ağzı süt kokan yavrucak) dost tutuyor, gebe kalıyor, çocuğunu aldırıyor, dostu da buna kızıp onu boğuyor... Bazı gazetelere bakınız, sanki genelev bültenleri... Bazı televizyonlara bakınız... Şu sıcak günlerde sokaklara, meydanlara bakınız... Sultanahmet Camii'ni gezmeye gelmiş turistlere bakınız...
Bunlar İslam'a göre iyi şeyler değildir.
Bunlara alışmak çok kötü bir alışkanlıktır.
Müslümanın münker (dinen yasaklanmış, çirkin görülmüş, büyük günah sayılmış) şeylerden razı olmaması gerekir. Gücü ve statüsü nispetinde bunlara muhalefet etmesi gerekir. İslam'ın emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını eda etmemek en büyük fitnedir.
Dostundan gebe kalan on üç yaşındaki kıza, kürtajla aldırıp katlettirdiği çocuğuna, kızı boğarak öldüren gence yazık oldu.
Topluma da...
Mehmet Şevket EYGİ - 13 Temmuz 2012 Cuma
Müslüman bir ülkede çeşitli fuhşiyat (azgınlıklar), büyük günahlar, çirkin haller; küstahça, pervasızca, rezilce, utanmazca, açıkça işlenirse durum çok vahim demektir. Böyle bir toplumun üzerine azap inmesinden korkulur. Açıkça ve küstahça günah işleyen azgınlarla birlikte, onları engellemeye çalışmayan emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmayan sözde iyiler de azaba çarpılabilir.
Bosna, Suriye ve Irak'ın başına gelen belalar bizede gelebilir.
Her yer güllük gülistanlık ! Ekomomimiz(kalkınma) hızımız dünyada ilk onun içinde... Ekonomide Avrupayı geçtık!Bütün yolları otaban yaptık! sıfır problemli bir dış politakımız var! Suriye ve İsrail dışında dünyada sözümüz geçiyor..! Yağmasak bile gürlüyoruz...
Artik millet herseyi alabiliyor, bir bagimliligi yok, gücü herseye yetiyor, karni ac kalmiyor, herkezin cepinde az cok parasi var. Elindeki nimeti insan unutuyor, gecmis ac kaldigi ve korku altinda yasadigi dönemleri unutuyor. Sükür etmemeye basliyor, Ana Babayi saymiyor.
Avrupanin dinsizlesmesi de bununlan basladiydi.
.