Sadakat islami Forum

SADAKAT DİNLENME TESİSLERİ => KÖŞE YAZISI VE MAKALELER => BASINDAN => Ali EREN Bey'in Kaleminden => Konuyu başlatan: Mücteba - 26 Temmuz 2013, 16:12:01

Başlık: Kadına şiddeti meşru gösteren hadisler (!)
Gönderen: Mücteba - 26 Temmuz 2013, 16:12:01
Kadına şiddeti meşru gösteren hadisler (!)

Değerli okuyucu! Bir önceki makalemizde, "TÜRKİYE İSLAMDA REFORM YAPMAYA HAZIRLANIYOR" diye bir arabaşlık var.
Orada okuduğunuz gibi, bendeniz DİB Sayın Görmez'e, bu konuyla alâkalı bazı sorular sormuştum o da hadislerin ayıklanması diye bir şey olmadığına dair cevaplar vermişti. Oysa bu mesele, Avrupa ve Amerika'da yayınlanan gazetelerde haber olduğu gibi Türkiye medyasına da yansımıştı. Hatta bendeniz bu konuda 6/7/2006 tarihinde bir yazı yazmıştım.

Sayın Başkan böyle bir şey yok dese de, bu meselenin merkezinde bizzat kendisi gözüküyordu. Bu konuyla alâkalı o günlerdeki haberin başlığı şöyle idi:

DİYANET, KADINA ŞİDDETİ MEŞRU GÖSTEREN HADISLERİ ATIYOR.

Haberi okuduğunuz zaman, Sayın Başkan'ın bu çalışmanın neresinde olduğunu zaten açıkça siz de görmüş olacaksınız.

İşte o haber:
Diyanet hadisler üzerinde çalışıyor
Diyanet, Hazreti Muhammed'e atfedilen ancak doğruluğu olmayan hadislerin ayıklanması için çalışma başlattı. 35 bilim adamı tarafından 5 ciltlik yeni hadis kitabı hazırlanıyor.

35 bilim adamının hazırladığı yeni hadis kitabı, 5 cilt olarak 2007 yılı sonunda yayımlanacak.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Görmez, "Hazreti Muhammed'e atfedilen ancak doğruluğu olmayan hadislerin ayıklanması için çalışma başlatıldığını" açıkladı.

Görmez, "Peygamberimiz'den nakilde bulunulurken aynı hassasiyet gösterilmiyor. İnsanlar, pazarda patlıcanını satamamış, 'peygamberimiz buyurdu ki, patlıcan her derde devadır' diye dahi hadis uydurabilmişlerdir" diye konuştu.
NTV

***

İkinci bir haber:
Diyanet'ten hadis TEMİZLİĞİ
8 Haziran 2006 / Okan KONURALP / HÜRRİYET

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Hazreti Muhammed'e atfedilen, ancak doğruluğu olmayan, özellikle de kadına yönelik şiddeti meşru gösteren hadislerin temizlenmesi için düğmeye bastı.

Bardakoğlu:
"...İslam teolojik anlamda da bir temizlikten geçecek. İlahiyat Fakülteleri'nde yapılan hadis çalışmalarında, kadına yönelik şiddeti meşru gören pek çok hadisin, Peygamber Efendimiz'in hadisi olmadığı kanıtlandı."

2007'DE TAMAM


"Kadın konusunda kitabımız hazırlanıyor. İslam'da kadının yerini en ayrıntılı ve doğru biçimde gösteren bir referans kitap olacak bu. Bu yıl içinde yayınlanacak. İkincisi de Kuran-ı Kerim tefsiri gibi, Hz. Muhammed'in hadislerinin günümüze nasıl taşınacağına dair, kapsamlı bir hadis çalışması.
Toplam 5 cilt olacak bu referans kitap, hadislerle ilgili tartışmaları büyük ölçüde bitirecek. Kitap, 2007 yılında tamamlanacak."

***

Bu hadis çalışmasının 2007'de tamamlanması planlanmışsa da hazırlanmış olduğunu duyoruz ama, 2012 sonunda hâlâ piyasaya çıkmış değil. Belki basıldı ama henüz ortada yok.

Basılıp basılmaması ayrı mesele de şuna hayret etmek lâzım:
Kadına şiddet uygulanmasını söyleyen hadisler mi var ki, Diyanet böyle bir icraata kalkışıyor!
Yoksa, dinî meseleleri saptırmak için pusuda bekleyen kartel medyası, yine yalan bir habere imza mı attı?..

Hayır!.. Yukarıda da okuduğunuz gibi haber yalan değil. Gerçekten Diyanet'in böyle bir çalışması var. CNN televizyon kanalında, Taha Akyol'un Eğrisi-Doğrusu programında, o zaman Diyanet'te Başkan Yardımcısı olan Doç. Mehmet Görmez bu konuda açıkça bilgi vermişti...

İyi ama, İslam âlimleri zaten, gerçek ve uydurma hadisleri birbirinden çoktan ayırmış vaziyetteler. Zaten bu husustaki eserler de ortada. İlim câmiasından bunu bilmeyen de yok. Yani, gerçek hadisler de uydurma hadisler de biliniyor. Bunu, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Sayın Mehmet Görmez de bizim kadar bilir. Vaziyet bu iken, sahih/doğru hadisler, "Şu doğru, şu yanlış" diye tekrar elemeden mi geçirilecek?

İslamın tebliğinden 14 asır sonra bu nasıl iş!
Sayın Mehmet Görmez, bahsettiğim programda Taha Akyol'un bir sorusuna şöyle cevap veriyordu:
"Tatar/Kazan âlimlerinden büyük bir âlim bu konulara nasıl bir yöntemle bakmamız gerektiğini öğretiyor bizlere."

Büyük bir âlim dediği, 1875-1949 yılları arasında yaşamış olan Rusyalı Musâ Cârullah...
Şimdi bu ne demek Sayın Başkan!

İslam âlemi, 14 asır boyunca bu konulara nasıl bakılacağını söyleyen hiçbir âlim yetiştirememiş, hep câhil kalmış da, bunu öğretmek kala kala Musâ Cârullah'a mı kalmış?

Gerçi Cârullah'ı öne çıkarmaya çalışan, sadece Sayın Görmez değil. Nasıl göremiyorlarsa, şuurlarını sıkı sıkıya kapatırcasına ondaki dinî çarpıklığı göremeyenler, başkalarına da göstermemek için midir nedir, 1999'da da Cârullah'ı bir anma toplantısı yapmışlardı.
Madem öyle, gelin Müslümanlara büyük âlim diye lanse edilen Musâ Cârullah'ı yakından göstermeye çalışalım.

MÛSÂ CÂRULLAH KİMDİR?..

Musa Cârullah
Komünizmin ne olduğunu bilmeyecek kadar gâfil olan ve Lenin'e komünist ihtilali için destek veren, komünizm geldikten sonra da canını zor kurtaran Musa Cârullah'ı tanıtmadan önce, iki âyet-i kerimeyi hatırlatalım.

Allah (c.c.) bu âyet-i kerimelerde Peygamberimiz'e hitaben şöyle buyuruyor:
"De ki, Ben ancak sizin gibi bir insanım. Yalnız, ilâhınız bir ilahtır diye bana vahyolunuyor." (Fussilet, 6. Kehf 18.)

Âyette açıkça buyuruluyor ki: Allah resûlü, insan üstü bir varlık değildir; o da bir insandır. Fakat o diğer insanlardan farklıdır. Farkı da, kendisine vahiy gelmesidir. Ve o peygamber, kendisine vahiy geldiği için diğer kimselerin ulaşamayacağı yüksek bir makama sahiptir...

Cârullah ise, Kitâbü's-Sünne isimli eserinde, bu âyet hakkında şöyle diyor:
"Bu âyette Hz. Peygamber kendisini ümmetin bir ferdi gibi takdim ediyor. Öyleyse ümmetin her ferdi de peygamber gibidir." (ÜÇ MUHAMMED, sa: 28)
Buna kısaca iki maddeyle cevap verelim:
1- Âyet peygamber sözü değil, Allah kelamıdır. Onun için, "Hz. Peygamber bu âyette kendisini ümmetin bir ferdi gibi takdim ediyor" denilmez. Bunu diyebilmek için, insanın hem İslâmî ilimlerden hem de imandan nasibi olmaması lâzım.
2- Hâşâ! Ümmetin her ferdini bırakın, hiçbir ferdi peygamber gibi olamaz. Hangi Müslüman ben peygamber gibiyim diyebilir? Musa Cârullah'ı sevenler, boşuna "Şunu demek istedi, bunu demek istedi" diye çabalayıp durmasınlar.
1999'da yapılan Cârullah'ı anma toplantısına katılan gazeteci Ayhan Katırcıkara, onu sevenlerin konuşmalarına inanıp, önce Cârullah'ı övücü bir yazı yazmıştı. Bu yazısı üzerine ikaz edilmiş, o da Mûsâ Cârullah'ın eserlerine ulaşmış, araştırmış ve onunla ilgili gerçek bilgiler edinmiş ve o bilgileri okuyucusuna aktarmıştı.

İŞTE O BİLGİLERDEN BİR KISMI...

"Mûsâ Cârullah, dini, aklı esir alan bir inanç sistemi olarak kabul ettiğinden, "Akıl, önce din esâretinden kurtulmalı" diyor.

Mezhepleri kabul etmiyor.

İmam Gazâlî, Taftâzânî ve İmam Buhârî gibi büyük din âlimlerini bir kalemde silip atıyor.
Hadis-i şeriflerin çoğunun uydurma olduğunu ileri sürüyor.

(Buraya dikkat! Sayın Mehmet Görmez, "O (Cârullah) bize, bu meselelere nasıl bakmamız gerektiğini öğretiyor" diyordu. Oysa Cârullah'ın, hadislere bakışı işte böyle imiş.)

Kitabının bir yerinde, "İslâmiyet tek bir adam tarafından ortaya konulmuştur" demesinden de anlaşılacağı gibi, İslamı ilâhî bir inanç sistemi olarak görmüyor, eksik ve kusurlu buluyor.
Sayın Katırcıkara'dan iktibas bitti...

Değerli okuyucu!

Herkes bilir ki, biz Müslümanlar inancımızı itikad kitaplarından, ibâdetlerimizi fıkıh kitaplarından, âyetlerin açıklamalarını da tefsirlerden öğreniriz. Bunlar atılırsa geriye din diye bir şey kalmaz.
Cârullah ise bakın ne diyor:
"Medreseleri çekirge sürüleri gibi istîlâ etmiş fıkıh, kelam, usul, tefsir...."

Bu zatın, üstüne üstlük bir de şiddetli Osmanlı muârızlığı var.
Diyor ki, "Osmanlılar, böyle yanlış, fenâ ve sabit kâidelere bağlı kaldılar."

Değerli okuyucu!

Yıl 1917... Moskova'da, Rusya Müslümanları Kurultayı yapılıyor. Mûsâ Cârullah da orada divan üyesi. İşte oradaki konuşmalardan bir cümle:
"Efendiler! Unutmayınız ki, Kur'an'ın bazı kuralları eskimiştir. Bunları tarihin malı saymak lâzım..."
(Rusya Birinci Müslümanlar Konseyi Tutanakları- Kültür Bakanlığı yayınları sh. 394)

Değerli okuyucu!

Bu sözü söyleyen, eğer önceden Müslüman idiyse, bundan sonra müslümanlıkla hiçbir alâkası kalmaz.
Bu sözün, "Bu zamanda Kur'an'ın bilmem şu kadar âyetinin tatbiki mümkün değildir" diyen Süleyman Demirel'in söylediğininden hiçbir farkı yoktur...


Ali EREN | 26.07.2013 09:55 | [ur=http://www.haberkita.com/kadina-siddeti-mesru-gosteren-hadisler-_89760.htmll]www.haberkita.com[/url]
Başlık: Ynt: Kadına şiddeti meşru gösteren hadisler (!)
Gönderen: mazhar - 28 Temmuz 2013, 11:24:50
Musa Carullah,Din de değişiklikler yapmaya çalışanların Kazakistan temsilcisi ....
Bizimkiler de peşine düşmüş.
Başlık: Ynt: Kadına şiddeti meşru gösteren hadisler (!)
Gönderen: osmanlı - 28 Temmuz 2013, 14:41:45
musa carullah olmuş cartalı moşe