Sadakat islami Forum

SADAKAT DİNLENME TESİSLERİ => KÖŞE YAZISI VE MAKALELER => BASINDAN => Mehmet Şevket Eygi Bey'in Günlük Yazıları => Konuyu başlatan: Mücteba - 14 Eylül 2013, 15:43:00

Başlık: Latin Alfabesi Türk Alfabesi Değildir!
Gönderen: Mücteba - 14 Eylül 2013, 15:43:00
Latin Alfabesi Türk Alfabesi Değildir!

1928'den bu yana kullanageldiğimiz alfabe Türk alfabesi değil, Latin alfabesidir.

Bizim millî elifbamız, bin yıldan fazla kullanmış olduğumuz İslam-Kur'an yazısıdır.

Türklerin tarih boyunca kullanmış oldukları çeşitli millî alfabeleri vardır, 1928'de alfabe devrimi yapanlar samimî olsalardı, bu kadim millî alfabelerden birini almaları gerekirdi. Alfabe devrimi Türkiye'de İslam düşüncesinin, kültürünün, medeniyetinin, eğitiminin, irfanının belini kırmış, büyük bir kopukluğa sebep olmuş,  fikir hayatımızı felç etmiştir.

Alfabe devrimi, millî kimlik ve kültürümüze, evrensel insan haklarına ve hürriyetlerine, hukuka, eşitliğe aykırıdır.

Niçin eşitliğe aykırıdır? Lozan ile korunma altına alınmış Rum, Ermeni azınlıklar, Yahudiler, Süryaniler ve diğerleri kendi millî geleneksel yazılarıyla eğitim yapabiliyor, gazete dergi kitap çıkartabiliyor ama Müslüman çoğunluk bin yıllık millî yazısıyla bunları yapamıyor.

İtiraz edecekler, İslam-Kur'an yazısı Arapçadır diyecekler.  Evet öyledir ama biz Türkler onu bin yıldan fazla kullanmış, benimsemiş, işlemiş, güzelleştirmiş ve millîleştirmişizdir. Bin küsur yıldan beri yaşadığımız Anadolu coğrafyası nasıl millî yurdumuz ise, yine bin küsur yıldan beri kullandığımız İslam-Kur'an yazısı da millî yazımızdır.

Japonların yazısı Çin kökenlidir ama onlar o yazıyı millîleştirmişler, Japonlaştırmışlardır.

Alfabe değişikliği, devrimi ve kopukluğu halkımızı İslam'dan uzaklaştırmak için yapılmıştır.

Türk dili ve edebiyatı için en uygun alfabe, yazı sistemi hangisidir?

Cevap: İslam ve Kur'an yazısıdır. Kazanlı filolog ve Türkolog Âlimcan Şeref bey, "Harflerimizin Müdaafası" (Bedir Yayınevi, 0216/519 36 18) adlı eserinde bunu ilmen ispat etmiştir.

Bu konuda Darülfünun müderrislerinden (İst. Üniversitesi profesörlerinden) Musevî Avram Galanti'nin "Arabî Harfleri Terakkimize Mâni Değildir" unvanlı kitabı da mütalaa edilmelidir. (Bedir Yayınevi tarafından Osmanlıca orijinali ve Latin yazısına transkripsiyonu birlikte yayınlanmıştır.)

Türk diline ve edebiyatına en uygunsuz alfabe hangisidir?

Cevap: Latin alfabesidir.

Latin alfabesiyle Türkçe, konuşulduğu gibi yazıldığı, yazıldığı gibi okunduğu için zihni ve zekayı körletir, dumura uğratır.

Alfabe ve dili sadeleştirme devrimlerinden sonra zengin, yazılı, edebî, engin Türk lisanı ve edebiyatı çökmüştür.

Bugün öğretilen ve öğrenilen Türkçe birkaç yüz kelimelik sokak, çarşı pazar, iletişim dilidir. Bununla yüksek ilim, irfan, kültür ve sanat yapılamaz.

Bir millet zengin lisanını, zengin edebiyatını yitirirse, maddeten terakki etse bile dejenere ve aliene olur ve sonunda çöker.

Bugünkü Latin yazısı, sokak Türkçesini bile doğru dürüst ifade etmekten acizdir, nerede kaldı ki, Fuzulî'nin Türkçesini ifade edebilsin.

Zengin Türkçede birisi ince, birisi kalın olmak üzere iki (k) vardır.

Fransızcada (k) ve (q) vardır.

Türkçede uzun (a) vardır, kısa (a)... Uzun (e) vardır, kısa (e)...  Bugünkü  yetersiz, uygunsuz, gayr-i millî alfabe ile bunlar ifade edilemiyor.

Üç yüz kelimelik konuşma Türkçesi için okula gitmeye bile lüzum yoktur. Alfabe, okul, eğitim yazılı zengin edebiyat ve kültür içindir.

Türkiye'yi güçlendirmek, yüceltmek istiyorsak yazılı ve zengin edebî dilimizi kurtarmamız ve yüceltmemiz  gerekir.

Sabataycılara ve gayr-i Müslimlere karışmam ama bütün Türkiyeli Müslümanlar İslam-Kur'an alfabesi ve yazısıyla yazılan zengin Türkçeyi öğrenmelidir.

Bu sene liselerde seçmeli Osmanlıca dersleri okutulacakmış.  Aileler erkek ve kız evlatlarını bu kurslara mutlaka yazdırmalıdır.

Zengin Türkçeyi yitirirsek dinimizi de doğru dürüst öğrenip anlayamayız.

Üç yüz kelimelik sokak Türkçesiyle derin İslamî tefekkür,  kültür ve eğitim olmaz.

Müslüman baba ve anne çocuğuna İngilizce öğretmek için çırpınıyor, para harcıyor,  lakin Osmanlıca öğretmeyi düşünmüyor. Bu korkunç ve ölümcül bir gaflettir.

Çarşı pazar Türkçesiyle doğru din eğitimi yapılamaz.

Türkiye Müslümanlarının  millî  İslam-Kur'an alfabesiyle yazılan zengin Türkçeye dönüş yapması, bu yazı ile gazeteler, dergiler, kitaplar çıkartması, İslam Mektepleri açması  gerekir.

Bütün Ehl-i Sünnet ve Cemaat tarikatları, cemaatleri, dernek ve vakıfları, toplulukları Osmanlıca için seferber olmalıdır.

Bu sahada büyük gayret himmet sarf eden Hayrat Vakfı Risale-i Nur cemaatini candan tebrik ve tahsin ediyorum.

Bu konuda gaflet etmek, gevşeklik sergilemek, vazifeleri ihmal etmek kültürel ölümdür.

Evet ölümün kültürel olanı da vardır.

Gökdelenlerin ve dev nemrudî rezidansların gölgesinde...

Lüks, israf, dağınıklık, parçalanmışlık, plansızlık ve programsızlık, beyinsizlik, şuursuzluk, Ümmetsizlik,  İmamsızlık, dedelerinin mezar taşlarını okuyamayacak kadar cahillik içinde...


Mehmet Şevket EYGİ | 14 Eylül 2013 Cumartesi 00:34
Başlık: Latin Alfabesi Türk Alfabesi Değildir!
Gönderen: mazhar - 14 Eylül 2013, 22:41:05
İSLAM'IN ALAMETİ FARİKASI
   Tarih boyunca  milletler  iki sebeble alfabe değiştirmişlerdir : a) Din değiştirme b) Esaret.  Umumiyetle yeni bir din kabul ederek onun tayin eylediği asabiyete dahil olan milletler,  o din için umumi ve müşterek olan alfabeyi de kabul etmişlerdir.  Bunun tarihde pek çok misali vardır. Türk milletinin İslam harflerini kabulünde bu, saik rol oynamıştır. Fakat islamlaştıktan sonra bu dinin bir nevi alameti farikası mevkinde bulunan  harfleri benimseyip kabul etmek, Türk milletine mahsus bir hareket değildir. Gerçekten Çin ve Endonezya müslümanlarından Salav asıllı çeşitli alfabeler kullanmaktadırlar.  Rusya aynı yolu takip etmiştir.  Hıristiyanlık camiası için de  aynen vaki olan bu hareket tarzını kınamaya ise imkan olmadığı meydandadır. Tarih boyunca bir dinin mensupları arasındaki  en büyük yakınlaşmayı sağlayan daima yazı  beraberliği olmuştur.

Esaret sebebiyle yazı değiştirmenin  zamanımız da bile misalleri  mevcuttur. Mesala bugün moskof idaresi altında yaşayan  Türkler, Kiril asıllı çeşitli alfabeler kullanmaktadırlar. Ruslar, idaresi altındaki müslümanların birlik ve beraberliğini imkansız kılmak için  onların her birine - hepsi de kiril yazısından çıkarılmış-  olan çeşitli alfabeler kullanmayı  mecburi kılmaktadırlar. Hatta bu dessasane hareket, sadece mutelif müslüman unsurların birbirleriyle anlaşmalarını sağlamk için değil, Onları aynı zamanda İslam dünyasından koparmak için  başvuruyorlar.
İsmail Karakuzu