Sadakat islami Forum

SADAKAT DİNLENME TESİSLERİ => KÖŞE YAZISI VE MAKALELER => BASINDAN => Mehmet Şevket Eygi Bey'in Günlük Yazıları => Konuyu başlatan: Mücteba - 05 Ekim 2013, 23:57:21

Başlık: Halife ve Hilâfet | Bazı Teklifler
Gönderen: Mücteba - 05 Ekim 2013, 23:57:21
Halife ve Hilâfet

İMAMET, Hilafet, islamî riyaset  konusu eski karanlık günlerde tabu idi. Bu konuyu kimse kurcalayamazdı. Kurcalamaya kalkanı TCK 163'üncü maddeler çarpardı. Bir çarpardı pir çarpardı. Sanık tutuklanır,  ağır cezada yargılanır, beraat ederse, zaten uzun müddet içeride yatmış olur. Mahkum olursa zindanda sürünür, ardından sürgüne gönderilirdi.

Hakikî Hilafet Sultan İkinci Abdülhamid'le son bulmuştur.

Sultan Reşad'ın, Sultan Vahidüddinin halifelikleri sûrî halifeliktir.

Son Halife Abdülmecid bin Abdülaziz Han'ın halifeliği bir "ism ve resm" halifeliğidir.

Efendimizden sonraki Râşid halifelik devri otuz yıl sürmüştür.

Ondan sonra hükümdarlık devri başlamıştır. Âhir zamanda zuhur edeceği mânevî tevatürle bilinen Mehdi hazretleri hakikî ve râşid Halife olacaktır.

1924'ten bu yana İslam dünyasının başında  "ismen ve resmen" de olsa bir Halife bulunmamaktadır.

Soru şudur:  Acaba dünyevî otoritesi olmayan, buna karşılık büyük bir mânevî otoritesi olan çok ehliyetli, çok muhterem, çok dirayetli bir zat Halife seçilse, Müslümanlar ona biat ve itaat etseler, "başlangıçta" bu İmamın siyasî yaptırım gücü olmasa, lakin en azından Ümmet birliğini temsil etse, Müslümanları birleştirse, ıslahları için çalışsa  iyi olmaz mı veya başka bir tabirle daha az kötü olmaz mı?

Emperyalist ve sömürgeci güçlerin,  İslam dünyasının başına, kendilerine hizmet edecek uysal, kukla, fantoş,  evcil bir Halife getirmek istediklerine dair hayli rivayet bulunmaktadır.

Böyle bir olup bitti, İslam dünyası için çok büyük bir felaket olur.

Düşünün bir kere: İsrail, Siyonizm, ABD, Evangelistler, Papalık, öteki derin güçler, uluslararası finans imparatorluğu Müslümanların başına uygun bir Halife getiriyor... Böyle bir şey gerçekleşirse Müslümanlar ne  yapacak?

Papalığın devleti yok (siz Vatican'a devlet mi diyorsunuz?)... Bildiğimiz ordular gibi ordusu yok... Lakin  büyük bir mânevî otoritesi var.

Hiç olmayacağına, İslam dünyasının  (hakikî Hilafete geçilinceye kadar) böyle bir lideri olsa, fena mı olur, iyi mi olur?

Hz. Mehdi zuhur edinceye kadar İslam dünyasında gerçek ve râşid bir Halife ve Hilafet olmayacağına inanıyorum.

Hilafetin hem dünyevî, hem dinî bir riyaset olduğunu bilmeyecek kadar cahil ve aptal değilim.

Bendeniz bir Müslüman olarak,  Müslümanların başında sûrî de olsa bir reis, bir halife, bir İmam veya emîr olmamasından şikâyetçiyim.

Bu konuda çare ve çözümler arıyorum.

Su devirde, dört başı mamur, efradını câmi, ağyarını mâni bir halife seçilemez, bir Hilafet sistemi kurulamaz.  Bunu da biliyorum.

Peki İslam alemi bugünkü gibi kaos ve anarşi içinde başıboş mu kalsın?

Bu boşluktan istifade ederek İslam düşmanları Ümmetin başına sahte bir Halife mi getirsinler?

Ulemanın, fukahanın, ziyalı Müslümanların bu konuyu ilmin, hikmetin ışığında, realitenin acı gerçeklerini hesaba katarak tartışmaları, müzakere etmeleri gerekmez mi?

Müslüman halk yığınlarına Hilafet, İmamet, Emîrlik kavram ve değerlerinin öğretilmesi gerekmez mi?

Fikrî bir temel atılması icab etmez mi?

Sultan Abdülhamid-i Sâni Han hazretleri râşid  halife değildi ama Müslümanlar için ne büyük nimet olduğu,  tahttan indirilmesinden sonra anlaşıldı.

Halifelerin iki otoritesi vardır: Dünyevî siyasî otorite...  Dinî mânevî otorite... Bu ikisi bir araya gelmiyor diye Hilafet isteğimizden büsbütün vaz mı geçelim?

Tarihe bakalım: 1299'da veya 1300 tarihinde Osmanlı,  Söğüt şehri ile Domaniç yaylasından ibaret minicik, küçücük, esamisi okunmaz bir beylik değil midi? Sonra büyüdü büyüdü ve tarihte emsali görülmemiş bir cihan devleti oldu.

Halife zindanda da olsa Halifedir.

Hilafet bir semboldür, bir bayraktır,  bir değerdir.

Hilafet şuuruna sahip uyanık Müslümanlar olmalıyız.

Ciddî konular seviyeli bir şekilde tartışılmalı, müzakere edilmelidir.

Çok yakın bir tehlike karşısındayız:  İslam düşmanları başımıza sahte bir Halife getirmek istiyor.

Buna karşı ne gibi tedbirler almalıyız?

Bütün şartlara sahip olmasa bile dindarlık, samimiyet, ihlas, dirayet,  ehliyet, şecaat, firaset, kiyaset şartlarını kendinde toplayan bir zata biat ve itaat edilse, hiç halife olmamasından daha az kötü olmaz mı?

Bir soru da şudur: Hiç olmayacağına, sûrî bir halife olsa fena mı olur,  iyi mi?

Sûrî halifelikten gerçek halifeliğe geçilemez mi?

Bendenize saldıran, hakaret eden, mugalata yapanlar, iftira edenler lütfen biraz ciddî ve sakin olsunlar.               

Son sorular: Halife ve Hilafet olsun mu?.. Olmasın mı?..  Hep böyle Halifesiz mi kalalım?..  Bugünkü birbirinden kopuk bin hizipli, parçalı,  İslamcılıklı kaos ve anarşi hep böyle devam etsin mi?...Tel Aviv'de, Washington'da,  Roma'da,  Londra'da kukla  halife hesapları ve stratejileri yapılırken   bizim bugünkü halimiz   Müslümanlığa yakışır mı?.. Peygamberimizin (Salat ve selam olsun ona) "Zamanındaki İmama biat etmeden önce ölen kişi, sanki cahiliyet ölümüyle ölür" hadîsine göre bizim durumumuz  nedir?... Bugünkü Ümmetsizlik, İmamsızlık,  topyekun kaos ve anarşi hep böyle devam eder mi?



* (İkinci yazı)

Bazı Teklifler


BENDENİZE izin verirseniz bazı tekliflerde bulunmak istiyorum.  (İzin vermiyorsanız bu yazımı lütfen okumayınız...)

Birinci teklifim: Eviniz camiye yakın ise ve siz sabah namazlarını hep evde kılıyorsanız, hiç olmazsa haftada bir,  seher vaktinde camiye gidip cemaatle namaz kılsanız iyi olmaz mı?         

İkinci teklifim: Okula giden sevgili canınız ciğeriniz çocuğunuza bin yıllık millî yazımızı ne zaman öğrettireceksiniz? Bu hayırlı işe hemen başlasanız çok iyi olmaz mı?

Üçüncü teklifim: (Tesettürlü hanımlara ve kızlaradır)  Çok rengârenk alaca bulaca Avrupa modası eşarpları bırakıp, onların yerine bir tek pastel renkli, göze batmayan, bakışları çekmeyen sade örtüler kullansanız,  Kur'an Sünnet ve Şeriattaki tesettüre daha uygun olmaz mı?

Dördüncü teklifim: (Namaz kılan beylere ve gençleredir) Lütfen cebinizde güzel bir namaz takkesi bulundursanız ve   baş açık namaz kılmasanız  ne iyi olur. Erkeklerin namazda başlarının örtülü olması sünnet ve edebtendir. Cebimde yer yok bahanesini bırakalım. O meret, kafa şişirici, ömür törpüsü telefonlara yer bulunuyor da, Resul-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya efendimizin sünnetini yerine getirmek için takkeye yer yok mu?

Beşinci teklifim: (İşte bu çok zor...)  Dinî bir grubu futbol kulübü tutar gibi tutuyorsak;  parça, sekt  holiganı, militanı, delisi, fanatiği isek, bundan kurtulmak için, acaba bir şeyler yapabilir miyiz?

Altıncı teklifim: Ehl-i Tevhid,  Ehl-i İman, Ehl-i Kıble, Ehl-i Sünnet din ve iman kardeşlerimizi ötekileştirmekten ne zaman vaz geçeceğiz?

Yedinci teklifim: Her gün en az iki sayfa çok faydalı, çok uyarıcı, çok ıslah edici, çok aydınlatıcı kitap okusak ne iyi olur.

Sekizinci teklifim: Bütün Ehl-i Sünnet ilmihal kitaplarında yazılı olan;  kemal sıfatlarla sıfatlı, noksan sıfatlardan münezzeh Allahü Tealanın on dört sıfatını yirmi dört saat içinde ezberlesek bizim için ne iyi olur.

Dokuzuncu teklifim: Resulullah Efendimize her gün yeniden biat edelim. Onun Allah katından getirdiği Kitaba, Din-i Mübin-i İslama, Şeriata, Sünnetine, ahlakına uyacağımızı beyan edelim.  Söz Müslümanı değil, hal Müslümanı olalım.

Selam ve hürmetlerimle.

Mehmet Şevket EYGİ | 05 Ekim 2013 Cumartesi 00:37