Gel, gel, her kim olursan gel!
Allah'a şirk koşanlardan, mecusilerden, puta tapanlardan olsan da gel!
Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir
Tevbeni yüz defa bozmuş olsan bile gel!!!!!!
Hangi aşık vardır ki,
maşukunun(sevgilisinin) varlığında eriyip yok olmasın...
ve yine hangi insan vardır ki;
sevgilisinin arzu ve emirlerine teslim olmadan,
aşıklık iddiasında bulunabilsin
Kim olursan gel sözü Mevlana'ya ait değildir. Bu söz dünyada hiçbir rubaisinde de geçmemektedir. Said Ebul-Hayr'a ait olduğu yönünde bazı rivayetler varsa da, bu tür sözlerin büyüklere ait olmadığı sabittir. Bilginize arzederim..
Alıntı yapılan: "muallim_abi"Kim olursan gel sözü Mevlana'ya ait değildir. Bu söz dünyada hiçbir rubaisinde de geçmemektedir. Said Ebul-Hayr'a ait olduğu yönünde bazı rivayetler varsa da, bu tür sözlerin büyüklere ait olmadığı sabittir. Bilginize arzederim..
alah Allah ne diyeceğimi şaşırdım. eger bu cümleye zahiri olarak bakarsak belki yanlış denilebilir. lakin nerede ve niicin söylenilmiş diye bakmak lazım. eger ne kadar zalim olursan ol , nekadar günahkar olursan ol yine de tevbe et yanımıza hak yoluna gir manasında algılarsak veya bu manalarda söylendiyse süphesiz doğrudur.
Alıntı Yap
Gel, gel, her kim olursan gel!
Allah'a şirk koşanlardan, mecusilerden, puta tapanlardan olsan da gel!
bende bu sözü şöyle algılıyorum.
herkim olursan gel fakat bu kapıdan çıkarken inanmış, muvahhid, müslüman olarak çık.
zira ;bu kapı ümidsizlik kapısı değil; diye bağlanmış cümle.
Cümlenin Mevlana'ya ait olmadığını belirttim.. Bu beyti o mübareğe isnad etmek yanlıştır, zira ona ait değildir.. Ona ait olmayan rubai hakkında yorum yapmak yanlış.. Evet herkes kafasına göre mana da çıkarabilir..
Alıntı yapılan: "muallim_abi"Cümlenin Mevlana'ya ait olmadığını belirttim.. Bu beyti o mübareğe isnad etmek yanlıştır, zira ona ait değildir.. Ona ait olmayan rubai hakkında yorum yapmak yanlış.. Evet herkes kafasına göre mana da çıkarabilir..
new yalan söyleyim biz bunun mevlanaya ait olarak biliyoruz<. ama delilimiz yok yani bize sukut düşer. lakin gercekten çok sasırdım :idea:
peki siz kesin olarak ona ait olmadığını nerden biliyorsunuz açıklayabilirmisiniz bizde öğrenelim..
Rubai Ebu Said Ebu'l-Hayr'a aittir. Kaynak olan eser Afzalü'ddin-i Kaşani'nin divanı. Orada da "Kim olursan ol, tevbe et gel" şeklinde. Rubai, Zümer Suresi, 53'de geçen "Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin" ayetinden yola çıkarak yazılmış. Tevbe etmeyen gelsin diye bir şey yok. Farmasonların icadı.
Konuyla alakalı birçok araştırmacı mesai sarfetmiş. Doç. Dr. Mikai Bayram'ın da araştırması var. Ben bunu ilmi bir heyetin yazısında okumuştum. O yazıyı şimdi bulamadım. Ancak bu kadar bilgi kafi olsa gerek.
Alıntı yapılan: "muallim_abi"Rubai Ebu Said Ebu'l-Hayr'a aittir. Kaynak olan eser Afzalü'ddin-i Kaşani'nin divanı. Orada da "Kim olursan ol, tevbe et gel" şeklinde. Rubai, Zümer Suresi, 53'de geçen "Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin" ayetinden yola çıkarak yazılmış. Tevbe etmeyen gelsin diye bir şey yok. Farmasonların icadı.
Konuyla alakalı birçok araştırmacı mesai sarfetmiş. Doç. Dr. Mikai Bayram'ın da araştırması var. Ben bunu ilmi bir heyetin yazısında okumuştum. O yazıyı şimdi bulamadım. Ancak bu kadar bilgi kafi olsa gerek.
bana kafi gelmiyor. lakin yanlıştırda diyemem tabii ki
Alıntı Yap
muallim_abi demiş ki:
Rubai Ebu Said Ebu'l-Hayr'a aittir. Kaynak olan eser Afzalü'ddin-i Kaşani'nin divanı. Orada da "Kim olursan ol, tevbe et gel" şeklinde. Rubai, Zümer Suresi, 53'de geçen "Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin" ayetinden yola çıkarak yazılmış. Tevbe etmeyen gelsin diye bir şey yok. Farmasonların icadı.
Konuyla alakalı birçok araştırmacı mesai sarfetmiş. Doç. Dr. Mikai Bayram'ın da araştırması var. Ben bunu ilmi bir heyetin yazısında okumuştum. O yazıyı şimdi bulamadım. Ancak bu kadar bilgi kafi olsa gerek.
bana kafi gelmiyor. lakin yanlıştırda diyemem tabii ki
<<Baza,baza!.. = Gel, gel.. Tevbeni bin kere bozmus olsan da yine gel!..>> diye baslayan meshur nazim parcasi Hz. Mevlana nin degildir. Fakat farmasonlar ve modern bektasiyyan taifesi, bu misralari kendi propagandalari icin kullanmak istediklerinden bunu Mevlana ya maletmislerdir......
Ubeydullah Kücük (25 subat 1973) Ihya-u Ulumi´d-din önsözünde yazmistir , Bedir yayinevi 1974, s.64)