Sadakat islami Forum

EDEBİYAT KÖŞESİ => ŞİİR => Konuyu başlatan: sentez - 13 Eylül 2006, 16:27:47

Başlık: Mevlana k.s den
Gönderen: sentez - 13 Eylül 2006, 16:27:47
MEVLANA'DAN...

Gülen nar, bağı bahceyi de güldürür;
Erlerle sohbet seni de erlere katar.
Katı taş olsan,  mermer kesilsen bile bir gönül sahibine ulaştın mı inci olursun.

Allah, bize yardım etmek dilerse gönlümüze, ağlayıp inleme isteğini verir.
Ne mutlu gözdür o göz ki O'nun için ağlar;  
Ne kutlu gönüldür ki O'nun için yanar-kavrulur.  
Her ağlamanın sonu gülmektir;  
Sonu gören kişi mutlu bir kuldur.
Nerde akarsu varsa orada yeşillik vardır;  
Nerde akan gözyası varsa oraya Rahmet gelir.

İnleyen dolap gibi gözlerinden yaşlar saç da can alanında yeşillikler bitsin. Ağlamak istiyorsan gözyaşı dökenlere acı;
Acınmak isitiyorsan sen de acı aşıklara.

Gam gördün mü bağışlanma dile;
Çünkü gam, yaptıgı işi yaratıcısının buyruğuyla yapar.
Tanrı isterse gamın ta kendisi neşe olur;
Ayak bağının ta kendisi hürlük kesilir.
Ey oğul, gözünü açarsan yumuşaklık suyunun da Tanrı buyruğuyla varolduğunu görürsün, öfke ateşinin de.
Başlık: MEVLANA k.s DEN
Gönderen: sentez - 15 Eylül 2006, 21:59:56
Bu dünya zindandır;
Biz de dünyadaki mahpuslarız
Del zindanı kurtar kendini.

Geminin içindeki su, gemiyi batırır;
Gemi altındaki suysa gemiye arka olur.
Malı-mülkü gönlünden sürmüştü de
Bu yüzden Süleyman, ancak yoksul adını takınmıştı.
Ağzı kapalı testi, uçsuz-bucaksız denizin üstünde
Hava dolu bir gönülle yüzer-gider.
İçte yoksulluk havası oldu mu,
İnsan, dünya denizinin üstünde eğleşir.
Bu dünya, tümden onun mülküdür de
Gönlünün gözünde hiçbir şey değildir mal-mülk.
İmanını yenile; ama dille söyleyerek değil,
Gizlice dileğini yenileyen kişi.
Dile uyuş yenilendikçe iman yenilenemez;
Çünkü nefsin dileğine uyuş,  
O kapının kilididir ancak.

Her şeyin adı, bize göre, görünüsüne uygundur;
Fakat Tanrı'ya göre içyüzüne uygundur.
Musa'ya göre sopasının adı sopadır;
Fakat Tanrı katında o sopanın adı ejderhadır.
Hasılı sonumuz ne olacaksa,
Tanrı katında gerçekten adımız odur bizim.

İnsanlarda gördüğün nice zulümler var ki bunlar,
Onlara vuran, huyundur senin.
İnananlar birbirinin aynasıdır;
Bu haberi Peygamber'den getirirler.

Sen dilersen ates tatlı su olur;
Dilemezsen su da ates kesilir.
Bizde ki su istek de senin icadin;
Zulümden kurtulmamız da senin lutfun.
Bu isteği biz istemeden vermişsin bize;
İhsan definesini herkese açmışsın.
Başlık: MEVLANA k.s DEN
Gönderen: sentez - 16 Eylül 2006, 17:55:50
Söz söylemek için önce duymak, dinlemek gerek.
Sen de söze, dinlemek yolundan gir.

Dilden, ağızdan ansızın çıkan söz, bil ki yaydan fırlamış bir oktur sanki.
Ay oğul, o ok, bir daha geri dönmez; suyu baştan kesmek gerek.

A dil,
Hem sonsuz bir haznesin sen;
Hem dermanı bulunmaz bir dertsin sen.

Yandım ben;
Birisi kavını tutuşturmak isterse
Benden tutustursun da
Bu çerçöpü alevlesin-gitsin.
Başlık: MEVLANA k.s DEN
Gönderen: sentez - 17 Eylül 2006, 18:52:12
Sel selliğini yapmaya,
Gürleyip akmaya başladı mı
Başından kes seli;
Yoksa her yanı rezil eder, yıkar gider.
Fakat yıkılacakmış alem,
Varsın yıkılsın, gam yemem ben;
Yıkık yerin altında padişahın definesi bulunur.
Tanrı'ya batmış kişi,
Daha da fazla batmak ister;
Can denizinin dalgası gibi alt-üst olmayı diler.
Denizin dibi mi daha hoş gelir ona, üstü mü,
O'nun oku mu daha güzeldir, kalkanı mı?
A gönül, neş'eyi beladan ayırd edersen, vesvese tarafından paralanmıs olursun.
Dileğine erişmekte şeker tadı bile olsa değil mi ki sevgili, dilekten vazgeçmeni istiyor; vazgeç dilekten.
A dost, aşıkların yaşayışı ölmektedir;  gönül vermedikçe gönlü bulamazsın sen.

Ten gözü görebilir mi; gamlanman, gülmen hayale gelebilir mi?
Sen gamlanmaya, gülmeye bağlanmış gönüle,
Onu görmeye layık bir gönül deme.
Gama, gülüşe bağlı olan kişi, bu iki eğreti şeyle diridir.
O, sonu olmayan yemyeşil aşk bahçesinde, gamdan, neş'eden, başka ne de çok meyveler var.
Aşıklık bu iki halden de üstündür;
Baharsız, güzsüz yemyeşildir, teru tazedir.


Dünyanın lütüflarda bulunması, yaltaklanması hoş bir lokmadır ama
Az ye o lokmayı;
Çünkü ateşlerle dolu bir lokmadır o.
Ateş gizlidir de tadı meydandadır;
Fakat dumanı işin sonunda belirir.

Baharlardan taş yeşerir mi hiç?
Sen de toprak ol da senden renk-renk güller bitsin.
Yıllardır gönüller tırmalayan taş oldun;
Denemek için bir zamancagız da toprak kesil.