Yutkundu Egdi Başını
Gitmişti makama arz-ı hâl için,
'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Bir azar yedi ki oldu o biçim...
'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı,
Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...
Bir baktı konağa alttan yukarı,
'Vay' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Çekti ayakları kahveye vardı,
Açtı tabakasın, sigara sardı.
Daldı.. neden sonra garsonu gördü,
'Çay' dedi, yutkundu, eğdi başını.
İçmedi, masada unuttu çayı;
Kalktı ki garsona vere parayı,
Uzattı çakmağı ve sigarayı,
'Say' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş,
Sandım can evime döktüler ateş.
Sordum: 'memleketin neresi gardaş? '
'Köy' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden,
Ağzına küfürler doldu zehirden;
Salladı dilini... vazgeçti birden,
'Oy' dedi, yutkundu, eğdi başını.
ABDURRAHİM KARAKOÇ
cok güzel.ellerine saglik
teşekkür ederiz paylaşımınız için. bu şiiri birde bedirhan Gökçe'nin yorumundan dinleseniz eminim daha çok beğenirsiniz. selametle...
Allah razı olsun paylaştıgın için
Ugur isilak da yorumlamisti sanirim :? eger hatirladigim oysa cok güzeldi bu da cok güzel
sagolasin
Allah razı olsun kardeşim
Alıntı yapılan: hifa - 12 Şubat 2007, 00:06:07
teşekkür ederiz paylaşımınız için. bu şiiri birde bedirhan Gökçe'nin yorumundan dinleseniz eminim daha çok beğenirsiniz. selametle...
Dün sabaha karşı kendimle konuştum
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum
Yokuşun başında bir düşman vardı
Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum