Sadakat islami Forum

FORUM AKTİVİTELERİMİZ => HAFTANIN MEVZUU ARŞİVİ => Konuyu başlatan: SadakatNet - 29 Ekim 2007, 00:18:51

Başlık: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: SadakatNet - 29 Ekim 2007, 00:18:51
Hafta:    1

Mevzu:

Dünya sevgisi ve ahireti unutmak


Kolay gelsin..

(http://img119.imageshack.us/img119/2379/29ekimke5.jpg)
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: Miftahulkuluub - 29 Ekim 2007, 00:53:00
Hadis-i Kudsi:

"Ey dünya sana hizmet edenin sen işini zorlaştır. Bana hizmet edene ise sen hizmet et."

(Yıllardır bildiğim bu kudsi hadisin kaynağını paylaşan olursa sevinirim.)
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: müteallim - 29 Ekim 2007, 00:55:19

Ayeti celileler.

1-Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir. (Enfal Sûresi, 29)

2-Gerçek şu ki, Allah Katında, yerde debelenenlerin en kötüsü, (bir türlü) akıl erdirmez olan sağırlar ve dilsizlerdir. (Enfal Sûresi, 22)

İnkâr edenlerin, yaşadıkları bu dünyayı gerçek sanıp ahireti unutmalarının ve sadece nefislerinin isteklerini karşılamaya çalışmalarının en önemli sebeplerinden biri, ayetlerde bildirildiği gibi "akıl erdirememeleri"dir. Bu yüzden tüm yaşamlarını bu dünya ile sınırlı sanırlar. Olaylara bakış açıları ve değer yargıları da neredeyse tümüyle dünyaya yöneliktir. Dünya hayatının sadece zahiri yönünü görür, gerçek amacını kavrayamaz, ahireti ise tamamen unutmuş şekilde yaşarlar. Allah Kuran'da bu insanlar için şöyle bildirir:

3-Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır. Kendi nefisleri konusunda düşünmüyorlar mı? Allah, gökleri, yeri ve bu ikisi arasında olanları ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre (ecel) olarak yaratmıştır. Gerçekten, insanlardan çoğu Rablerine kavuşmayı inkâr ediyorlar. (Rum Sûresi, 7-8)
Oysa Allah, Kuran ayetleriyle insanlara dünya hayatının gerçek yüzü hakkında bilgi vermiş ve onları bu sahte dünyaya aldanmamaları konusunda uyarmıştır.

4-Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara 'süslü ve çekici' kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah Katında olandır. (Al-i İmran Sûresi, 14)

5-Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz? (Enam Sûresi, 32)
6-Başka ayetlerde ise Allah; "Hayır; siz çarçabuk geçmekte olanı (dünyayı) seviyorsunuz. Ve ahireti terk edip bırakıyorsunuz." (Kıyamet Sûresi, 20-21)
 sözleriyle insanların asıl hayatlarını yaşayacakları ahireti gözardı ettiklerini hatırlatmıştır. Kuşkusuz bu, insanları sonsuz kayba uğratacak bir davranıştır.

Yüksek ilim sahibi, değerli İslam alimi İmam Gazali de bir sözünde bu konuyu hatırlatmış; geçici dünya nimetlerinin, Allah'ın ahirette vereceklerinin yanında nasıl sönük ve değersiz kalacaklarını anlatarak, insanları asıl olarak ahiret için çalışmaya çağırmıştır:
... Dünyadaki hükümdarların rütbeleri onların sahip oldukları makamların yanında küçük ve sönük kalır, onlarla kıyas bile edilemez! Ahiret sultanlığı hakkında Cenab-ı Hakk şöyle buyurur: "
7-Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk (saltanat) görürsün." (İnsan Sûresi, 20)

Cenab-ı Hakk'ın büyük bir saltanat dediği ahiret mülkünü sen de yüce tut! Sen de çok iyi biliyorsun ki dünya ve içindekiler çok az ve değersiz şeylerdir. Hayat kısa, dünyadaki nimetlerin devamı kısa ve çok azıcık bir süredir. Sonra bizler kalkıyoruz bu azın azını elde etmek ve azıcık bir süre onunla birlikte olmak için canımızı ve malımızı seferber ediyoruz. Bir kısmımız bunu elde ediyor, bir kısmı elde edemiyor elde edenlere imreniyor. Onu elde etmek için canını ve malını tehlikeye attığına hiç bakmıyorlar. (İmam Gazali, Cennete Doğru, (Yedi Geçit), Minhacü'l-Abidin, sf. 319

Ma'rifetnâme'deki hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

Mes'ud o kimsedir ki, dünya onu terk etmeden önce, o dünyayı terk etmiştir.
Dünyaya, burada kalacağınız kadar, âhırete de, orada kalacağınız kadar çalışınız!
Allahü teâlânın kitabından ve Resûlullahın hadislerinden sonra, İslâm kitaplarının en üstünü ve en faidelisi olan MEKTÛ-BAT kitabında, ariflerin ışığı, velilerin önderi, ikinci bin yılının müceddidi İmâm-ı Rabbani hazretleri "kuddise sirruh" buyuruyor ki:
"Server-i kâinat, Habib-i Rabbilâlemin" aleyhissalatü vesselam" buyurdu ki:
"Dünya ile âhıret, birbirinin zıddıdır, birbirine uymaz. Birini razı edersen.öteki gücenir."

Demek ki, bir kimse, dünyayı razı ederse, âhıret ondan gücenir. Ya'ni âhırette eline bir şey geçmez. Dünya, seni Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeyler demektir. Kadın, çocuk, mal, rütbe, mevki düşüncesi, Allahü teâlâyı unutturacak kadar ileri giderse dünya olur. Âhırete faidesi olmayan ilimler, dersler de hep dünyadır.

Dünyaya geldiğin zamanı düşün,
Şen ağlardın, fakat gülerdi âlem,
Öyle bir hayat sür ki, senin gidişin
Sana sevinç olsun âleme matem.
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: candost - 29 Ekim 2007, 01:06:16
İ’lem eyyühe’l-aziz!

 Dört şey için dünyayı kesben değil, kalben terketmek lâzımdır:

1 . Dünyanın ömrü kısa olup, sür’atle zeval ve guruba gider. Zevalin elemiyle, visalin lezzeti zeval buluyor.

2.Dünyanın lezâizi zehirli bala benzer. Lezzeti nisbetinde elemi de vardır.

3. Seni intizar etmekte ve senin de sür’atle ona doğru gitmekte olduğun kabir, dünyanın ziynetli, lezzetli şeylerini hediye olarak kabul etmez. Çünkü dünya ehlince güzel addedilen şey, orada çirkindir.

4. Düşmanlar ve haşerat-ı muzırra arasında bir saat durmakla dost ve büyükler meclisinde senelerce durmak arasındaki muvazene, kabirle dünya arasındaki aynı muvazenedir. Maahaza, Cenab-ı Hak da bir saatlik lezzeti terk etmeye davet ediyor ki, senelerce dostlarınla beraber rahat edesin. Öyleyse, kayıtlı ve kelepçeli olarak sevk edilmezden evvel, Allah’ın davetine icabet et.

FesübhanAllah, Cenab-ı Hakkın insanlara fazl ve keremi o kadar büyüktür ki, insana vedia olarak verdiği malı, büyük bir semeni ile insandan satın alır, ibka ve himaye eder. Eğer insan o malı temellük edip Allah’a satmazsa, büyük bir belâya düşer. Çünkü o malı uhdesine almış oluyor. Halbuki kudreti taahhüde kâfi gelmiyor. Çünkü, arkasına alırsa, beli kırılır, eliyle tutarsa, kaçar, tutulmaz. En nihayet meccânen fena olur gider, yalnız günahları miras kalır.

risalei nurdan-mesnevi-i nuriye kitabından.
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: kenz - 29 Ekim 2007, 01:23:09
El-Misver İbnu Mhreme (radıyAllahu anhümâ)'ye Amr İbnu Avf (radıyAllahu anh) şunu anlatmıştır: "Resûlullah (aleyhissalâm vesselâm) Ebu Ubeyde (radıyAllahu anh)'yi Bahreyn'e, oranın cizyesin getirmek üzere yolladı. Mallarla dönünce Ensâr geldiğini işitti. Sabah namazını Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'le kıldılar. Namaz bitince, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın etrafını sardılar. Resûlullah (aleyhissalàtu vesselâm) tebessüm buyurdular ve: "Öyle zannediyorum, Ebu Ubeyde'nin bir şeyler getirdiğini işittiniz" dedi. Hep birlikte: "Evet!" dediler. Bunun üzerine şunları söyledi:

"Öyleyse sevinin ve sizi sevindiren şeyi ümid edin. Allah' a yemin olsun, sizler için fakirlikten korkmuyorum. Ben size dünyanın genişlemesinden korkuyorum. Sizden öncekilere dünya genişlemişti de hemen dünya için birbirleriyle boğuşmaya başladılar ve helak oldular. Genişleyen dünyanın onlar gibi sizi de helak etmesinde korkuyorum."

Buharî Rikâk 7, Cizye 1, Megâzî 11; Müslim, Zühd 6, (2961); Tirmizî, Kıyâmet 29, (2464).

Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: müteallim - 29 Ekim 2007, 01:30:32
Hadis-i Kudsi:

"Ey dünya sana hizmet edenin sen işini zorlaştır. Bana hizmet edene ise sen hizmet et."

(Yıllardır bildiğim bu kudsi hadisin kaynağını paylaşan olursa sevinirim.)

ruhul-beyan tefsiri cild 3 sahife 23 de bulabilirsiniz.
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: İsra - 29 Ekim 2007, 05:36:29


Dünya senin bineğindir.Eğer ona hakim olur,binersen,seni yüklenip taşır,eğer hakim olamazsan,o sana biner ve seni ezer,öldürür. Hasan-ı Basrî (K.S.)

Dünya kalbe yerleşince,ahiret kalpten göç edip gider. Dârani

Dünya velinin kıymetsiz oyuncağı,delinin değerli salıncağıdır. Ali Tayyar

Dünya bir deryâ, âhiret sahil, gemi takva, bütün insanlar da yolcu. Ebû Ya'kub İshak




                                                                             
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: İsra - 29 Ekim 2007, 05:43:05
Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı.Ankebut:64
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: kenz - 29 Ekim 2007, 22:26:23
---Dahhâk (R.A) Peygamber efendimiz'e İnsanların zahidi kimdir? diye sorunca Fakirlik ve belaya sabredenler, dünya zinetini terkedenler, baki olanı fani üzerine tercih edenler gelmeyen günü hesap etmeyip nefsini ölülerden sayanlardır.Buyurdu.(Abdullâtif s.341)


---Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: Dünya tatlı ve manzarası caziptir.Allah sizi dünyada halef kılacak ve nasıl muamele edeceğinize bakacaktır.Binaenaleyh,Dünyadan ve kadınlardan korunun. (Müslim)


---Yine Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: Dünya mü'minin zindanı, Kabir kal'ası, Cennet de barınağıdır.Dünya kafirin cenneti,Kabir zindanı,cehennem de barınağıdır.(Dekaik'ul-Ahbâr)


Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: enfa - 29 Ekim 2007, 23:53:22
Ebu Said (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) minbere oturdu, biz de etrafında yerlerimizi aldık. Buyurdular ki:

"Sizin için korktuğum şeylerden biri, dünyanın süs ve güzelliklerinin sizlere açılmasıdır!"

Bir adam (araya girerek söze karıştı ve):

"Yani (nâil olacağımız) hayır, şer mi getirecek?" dedi. Resülullah (aleyhissalâtü vesselâm) bu soru üzerine süküt etti. (Adama: "Sana ne oluyor da Resülullah'ın sözünü kesip, onunla konuşmaya kalkıyorsun? O sana konuşmuyor ki!.." diye paylıyanlar oldu). Gördük ki, kendisine vahiy gelmekte. Derken vahiy hâli açılmış, yüzündeki terleri silmekte idi.

"Şu soru soran nerede?" diye söze başladı. Ve sanki adamı (sorusu sebebiyle) takdir ediyor gibiydi: Sözlerine şöyle devam etti:

"Muhakkak ki, hayır, şer getirmez. Ancak derenin bitirdikleri arasında, ya çatlatarak öldüren ya da ölüme yaklaştıran bitki de var. Yalnız yeşil ot yiyen hayvanlar müstesna. Zira bunlar yeyip böğürleri şişince güneşe karşı dururlar. (Geviş getirirler), akıtırlar ve rahatça defi hacet yaparlar, sonra tekrar dönüp yayılırlar.

Şüphesiz ki, bu mal hoştur, tatlıdır. Ondan fakire, yetime ve yolcuya veren bu malın Müslüman sâhibi en iyi (insan)'dir. Bunu haketmeden alan, yediği halde doymayan kimse gibidir. O mal, kıyamet günü aleyhinde şâhidlik yapacaktır."

Buhâri, Zekât 47, Cum'a 28, Cihâd 37, Rikâk 7; Müslim Zekât 123, (1052); Nesâi, Zekât 81, (5, 90).

                                   *****

Hz. Enes (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Dünya sevgisi her çeşit hatalı davranışların başıdır. Bir şeye olan sevgin seni kör ve sağır yapar."

Rezin ilâvesidir. Beyhaki Şuabu'l-İman'da kaydetmiştir. Hadisin ikinci yarısı Ebü Dâvud'da tahric edilmiştir. Edep 125, (5150).

                                   *****

Sehl İbnu Sa'd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Eğer dünya Allah nazarında sivri sineğin kanadı kadar bir değer taşısaydı tek bir kafire ondan bir yudum su içirmezdi."

Tirmizi, Zühd 13, (2321); İbnu Mâce, Zühd 11, (2410).

                                   *****

Ali İbnu Ebi Tâlib (radıyalllâhu anh) buyurdular ki: "Dünya arkasını dönmüş gidiyor, âhiret ise yönelmiş geliyor. Bunlardan her ikisinin de kendine has evlatları var. Sizler âhiretin evlatları olun. Sakın dünyanın evlatları olmayın. Zira bugün amel var hesap yok, yarın ise hesap var amel yok."

Buhâri, muallak (senetsiz) olarak kaydetmiştir. (ftikâk 4).

Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: afka - 30 Ekim 2007, 20:09:36
Kıymetli dostlar ağırlıklı olarak dünyanın kötü gösterildiği hadisler ele alınmış .Belki yeri burası değil ama hadisleri anlam problemi diye bir husus var oda zahirine göre ele almak.Oysa unutmayalım ki biz ahiret derecelerinide bu dünyadan kazanıyoruz.Bir lokma bir hırka mantığı müslümanın tarzı değildir.Hülasa hem yüzdüreceğiz hem su almayacağız.(Müzakereye farklı bir katı adına)
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: Miftahulkuluub - 30 Ekim 2007, 21:43:13
Yefne-l malü ve tebga amelek ;)  (İmam-ı Birgüvi hz.)
Başlık: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: Fatihan - 31 Ekim 2007, 11:56:18
Şemseddin Habibullah (k.s) buyurdu ki:

“Dünya mel’ûndur.Allah(c.c.) sevgisi ile dünya sevgisi bir araya gelmez.Allah’ın rızasına kavuşmak için mâsivayı (Allah’tan başka her şey) terk etmek lazımdır.”

“Her kim dünyaya düşkün olanlar arasına karışırsa, sohbetin bereketlerine kavuşamaz! Bir kimse dünyaya düşkün olanlar arasına ihtiyaç olduğu kadar karışır ve hâlis niyetle ve Bâtıni nisbetini muhafaza ederk aralarında bulunursa zararı yoktur.”
Başlık: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: Fatihan - 31 Ekim 2007, 13:27:50
Selçuklu Sultânı Rükneddîn, Mevlânâ'ya beş kese altın gönderip almasını arzu etti. Talebelerinden Mecdüddîn, Mevlânâ'ya altınları arz edince; "Beni hakîkaten seviyorsanız, bu altınları dışarıdaki çamurun içine atın!" buyurdu. Talebeleri bu emri derhal yerine getirdiler. Dünyâya kıymet veren bâzı kimseler, bu altınları almak için çamurun içinde aramaya başladılar. Fakat üstleri, başları, yüzleri çamurdan görünmez hâle geldi. Mevlânâ, talebelerine onların bu vaziyetlerini göstererek; "Bu altınlar, şu gördüğünüz dünyâ ehlinin üstünü başını batırdığı gibi, âhiret ehli olanların da kalbini karartır, kirletir. Çeşitli günahlara sevkedip, ibâdetlerden alıkoyar. Bu sözlerimi yanlış anlamayınız. Dünyâ için çalışmayınız demek istemiyorum. Dünyâ malının muhabbetini kalbinize koymayınız diyorum. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyâya, yarın ölecekmiş gibi âhirete çalışmak lâzım geldiğini herkes bilir. Burada dikkat edilecek nokta; hırs ve tamâ yapmadan kanâat üzere bulunmaktır. Dünyâda, âhiret saâdeti için çalışmalı, kazanmalı, niyeti düzeltmelidir. Çünkü İslâmiyet, insanlara faydalı olmayı emreder. En büyük saâdet, en büyük sermâye, helâlinden kazanıp, hayır ve hasenât yaparak âhirete göndermektir. Buna rağmen asıl sermâye, mal, mülk, para sâhibi olmak değil, ilim, amel, ihlâs ve güzel ahlâk sâhibi olmaktır." buyurdu.

17 Aralık 2005 Fazilet Takviminden....
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: müteallim - 01 Kasım 2007, 00:19:36
Yefne-l malü ve tebga amelek ;)  (İmam-ı Birgüvi hz.)
Yefne-l malü ve tebga ve amelek
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: Miftahulkuluub - 01 Kasım 2007, 00:32:14


17 Aralık 2005 Fazilet Takviminden....

İşte böyle hangi kitaptan dergiden takvimden vs. şeklindeki kaynaklar daha çok dikkatimi çekiyor. İnternetten copy- pastelere % 1 de olsa acaba gözüyle bakıyorum.
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: Lika - 01 Kasım 2007, 03:27:46
İhya-i Ulumuddin
İmam-ı Gazali

Dünyanın Zemmi


Kula Göre Dünyanın Hakîkati


Dünyayı kötülemek, dünyanın ne olduğunu bilmedikçe yeterli değildir. Dünyanın nesinden korunmak, nesinden korunmamak gerektiğini bilmeden onu kötülemek bir fayda vermez. Bu bakımdan kötülenen dünyayı belirtmemiz mutlaka lâzımdır. Allah'a giden yolu kesene bir düşman olduğundan dolayı kendi-sinden korunmak ve sakınmak gereken dünyanın ne olduğunu beyan etmeliyiz. O halde deriz ki: Senin dünya ve ahiretin, kalbinin hallerinden olan iki halden ibarettirler. O hallerden yakın olana dünya denilir. O, ölümden önceki herşey demektir. Geciken ve ölümden sonra gelene ahiret denilir. O da ölümden sonrasıdır. Bu bakımdan dünyada her ne nasibin, gayen, şehvetin ve lezzetin varsa ölümden önce meydana gelir ve o şey senin için dünyadır.
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: Lika - 01 Kasım 2007, 03:30:55
Hadîs-i Şeriflerde de dünya hayatının aldatıcılığı ve fânîliği üzerinde durulmuş, buna karşı insanlar uyarılmıştır:

"Haberdar olun! Dünya mel'undur. Dünyada olan (mal, mülk) de mel'un! Ancak Allah'ın zikri ve ona yaklaştıran şeylerle bilen ve öğreten (kimse) müstesna!"

"Siz akar edinip de dünyaya rağbet etmeyiniz. "

"Şayet dünya, Allah katında sivrisineğin kanadına denk olsaydı, O (Allah) hiçbir kâfire ondan bir yudum su bile içirmezdi. "

"Ademoğlu, malım malım diyor. Ey Ademoğlu, senin yiyip tükettiğin, giyip eskittiğin, yahut tasadduk edip (sevabını) defterine geçirdiğinden başka senin malın mı var!"

Abdullah b. Mes'ud (r.a.) demiştir ki: Rasûlullah (SallAllahu Aleyhi Vesellem) bir hasır üzerinde uyumuştu. Yan tarafında iz bırakmış olduğu halde kalktı. Biz: "Ey Allah'ın Rasûlü(SallAllahu Aleyhi Vesellem), sizin için bir döşek edinsek..." dedik. Rasûl-i Ekrem (SallAllahu Aleyhi Vesellem): "Benim dünyaya ülfetim yoktur (ki yatağa rağbet edeyim). Bu dünyada ancak ağaç altında gölgelenen, sonra ayrılıp terk eden binekli (yolcu) gibiyim" buyurdular. (Riyazü's-Sâlihîn, çev. M. Emre, s. 354-356)
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: Lika - 01 Kasım 2007, 03:52:44
“Ömrün bitmiş, fakat sen yalvarmış yakarmışsın, sana bir gün daha verilmiş; işte şimdi öyle bir günde bulunuyorsun. Öyle bir günde ne yapacaksan, her gün aynı gayretle o işe sarıl, öyle çalış, öyle ibadet et, öyle yaşa.”

İmam-ı Gazali
Başlık: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: Fatihan - 01 Kasım 2007, 16:50:26
Dünya Ahiretin Tarlası

Hasis(cimri)lerden biri, birgün çarşıda otururken bir fakir gelip, bir kap yoğurt parası ister.Hasis, “İnayet ola!” der, ama dilenci gitmez, asılır.Çarnâçar cebinden on para çıkarıp öfkeyle kaldırır, yere atar.
Hasis o gece rüyasında kendisini cennette görür.Şöyle ki: Bir geniş sahrâ, ulu ağaçlar, güzel akarsular.Sahrâda bir hayli dolaşır, yorulur, nihayet-i karnı acıkır.Ama ortada yiyeceğe benzer bir şey göremez.O sırada karşısındaki meleğe der ki;
-Ben burada açlıktan öleceğim! Melek,
-Ha, evet bu akşam bir kap yoğurt göndermiştin, deyip gider, bir kap yoğurt getirir.Hasis sorar:
-Hani ya ekmek?
-Ekmek göndermedin ki!
-Vay, burada dünyada iken ne gönderilirse o mu yenilecek?
-“Dünya ahiretin tarlası” değil mi? Diye melek cevap verir.


14 Eylül 2005 Fazilet Takviminden….
Başlık: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: kenz - 01 Kasım 2007, 18:49:09
Muhammed b. Münkedir,Câbir b. Abdullah'tan naklen şöyle anlattı:
Resulullah'ın bir meclisinde hazır bulundum.Beyaz yüzlü,güzel saçlı,üzerinde beyaz elbise olan biri huzurundaydı.
Ya ResulAllah, sana selam,dedi Resulullah (s.a.v.) onun selamına şöyle mukabele etti:
"Sana da,Allahın selamı ve rahmeti olsun."
Bundan sonra o gelen sordu;Resulullah (s.a.v.) cevapladı.
Ya Resulullah (s.a.v.) dünya nedir?
"Dünya uykudakinin rüyasıdır.Dünya ehli ya mükafat görecek ya da ceza alacaktır."
Ya Resulullah (s.a.v.) Ahiret nedir?
"Ebedi hayattır.Orada bir grup cennete bir grup da cehenneme girecektir."
Ya Resulullah (s.a.v.) Cennet nedir?
"Dünyanın karşılığıdır.Dünyayı bırakana oranın ebedi nimeti verilir."
Cehennem nedir?
"O da dünyanın karşılığıdır.Dünyayı isteyip ahireti unutana verilir.Oradan ebediyyen ayrılmaz."
Bu ümmetin hayırlısı kimdir?
"Dünyada Allah'a itaat eden ve ömrünü o yönde bitirendir."
Dünyada iken nasıl olmalıdır?
"Geçip giden kafilesi arayan eteği belinde biri gibi olmalıdır."
Dünyada karar (Kalma zamanı ) ne kadardır?
"Bir kafileden kısa bir zman ayrılmak kadar bir şey"
Dünya ile ahiretin arası ne kadardır?
"Göz açıp kapayıncaya kadar bir zaman."
Bundan sonra o kimse geçip gitti.Nereye gittiğini gören olmadı.Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Bu gelen Cebrail (a.s.) idi. Sizin dünyaya karşı kanaatkâr, ahirete karşı rağbetli olmanızı temin için geldi."
(Tenbihü'l Gâfilin S. 271-272)
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: Fatihan - 03 Kasım 2007, 13:15:03
(http://img529.imageshack.us/img529/3764/duaic5.jpg)
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ
Gönderen: Vuslat Yolcusu - 12 Kasım 2007, 00:27:10
Resül-i Ekrem ölü bir koyunun yanindan gecerken:Gördügünüz su koyun ölüsünün sahibi nezdinde bir kiymeti var mi?diye sorunca,oradakiler,kiymeti olmadigi icin onu buraya atti,dediler.Bunun üzerine resüli ekrem:Nefsim  yedi kudretinde olan Allaha yemin ederim ki,bu dünya bu koyunun sahibi yaninda olan kiymetinden ziyade Allah katinda degerli degildir.Eger dünyanin Allah katinda sivri sinek kanadi kadar bir kiymeti olsaydi,Allahü Teala ondan kafire bir yudum su icirmezdi,buyurdu (ihyau´ulumi´d-din)               H-S :dünya melun ,dünyada olan her sey melun,yalniz Allah icin olan müstesna. g2))
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: mustantık - 18 Kasım 2007, 20:32:16
1. (1965)- Ebû  Saîd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtü vesselâm) minbere oturdu, biz de etrafında yerlerimizi aldık. Buyurdular ki:"Sizin için korktuğum şeylerden biri, dünyanın süs ve güzelliklerinin sizlere açılmasıdır!"Bir adam(araya girerek söze karıştı ve)"Yani (nâil olacağımız) hayır, şer mi getirecek?"dedi.Resûlullah(aleyhissalâtü vesselâm) bu soru üzerine sükût etti. (Adama: "Sana ne oluyor da Resûlullah'ın sözünü kesip, onunla konuşmaya kalkıyorsun? O sana konuşmuyor ki!."diyepaylıyanlar oldu).Gördük ki, kendisi ne vahiy gelmekte. Derken vahiy hâli açılmış, yüzündeki terleri silmekte idi."Şu soru soran nerede?" diye söze başladı. Ve sanki adamı (sorusu sebebiyle) takdir ediyor gibiydi: Sözlerine şöyle devam etti:"Muhakkak ki, hayır, şer getirmez. Ancak derenin (11) bitirdikleri arasında, ya çatlatarak öldüren ya da ölüme yaklaştıran bitki de var.Yalnız yeşil ot yiyen hayvanlar müstes na. Zîra bunlar yeyip böğürleri şişince güneşe karşı dururlar .(Geviş getirirler),akıtırlar ve rahatça def-i hâcet yaparlar,sonra tekrar dönüp yayılırlar.Şüphesiz ki, bu mal hoştur, tatlıdır. Ondan fakire, yetime ve yolcuya veren bu malın Müslüman sâhibi en iyi (insan)'dir. Bunu haketmeden alan, yediği halde doymayan kimse gibidir. O mal, kıyamet günü aleyhinde şâhidlik yapacaktır." [Buhârî, Zekât 47, Cum'a 28, Cihâd 37, Rikâk 7; Müslim Zekât 123, (1052); Nesâî, Zekât 81, (5, 90).]
            2. (1966)-Yine Ebû Saîd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah(aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Dünya tatlı ve hoştur. Allah sizi ona vâris kılacak ve nasıl hareket edeceğinize bakacaktır. Öyleyse dünyadan sakının, kadından da sakının! Zîra Benî İsrâil'in ilk fitnesi kadın yüzünden çıkmıştır." [Müslim, Zikr 99, (2742); Tirmizî, Fiten 26, (2192); İbnu Mâce, Fiten 19, (4000).]
Müslim'in bir rivâyetinde: "Kendinden sonra erkeklere, kadından daha zararlı bir fitne bırakmadım" buyurulmuştur."
            3. (1967)- Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah(aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Dünya mel'undur, içindekiler de mel'undur, ancak zikrullah ve zikrullah'a yardımcı olanlarla âlim veya müteallim hâriç." [Tirmizî, Zühd 14, (2323); İbnu Mâce, Zühd 3, (4112).]
            4. (1968)-Yine Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah(aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Dünya, mü'mine hapishâne, kâfire cennettir." [Müslim, Zühd 1, (2956); Tirmizî, Zühd 16, (2325).]
           5.(1969)-Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor:"Dünya sevgisi her çeşit hatalı davranışların başıdır. Bir şeye olan sevgin seni kör ve sağır yapar."[Rezin ilâvesidir. Beyhakî Şuabu'l-Îman'da kaydetmiştir. Hadisin ikinci yarısı Ebû Dâvud'da tahric edilmiştir. (Edep 125, (5150).]
            6. (1970)- İbnu Mes'ûd (radıyalllâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtü vesselâm)'ın yanına girmiştir. Onu bir hasır örgünün üzerinde uyumuş buldum. Hasır, (vüçudunun açık olan) yan taraflarında izler bırakmıştı."Ey Allah'ın Resûlü dedim, sana bir yaygı te'min etsek de hasırın üstüne sersek, onun sertliğine karşı sizi korusa!""Ben kim, dünya kim. Dünya ile benim misâlim, bir ağacın altında gölgelenip sonra terkedip giden yolcunun misali gibidir." [Tirmizî, Zühd 44, (2378). Tirmizî hadisin sahih olduğunu söyledi.]
            7. (1971)- Sehl İbnu Sa'd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Eğer dünya Allah nazarında sivri  sineğin kanadı kadar bir değer taşısaydı tek bir kâfire ondan bir yudum su içirmezdi." [Tirmizî, Zühd 13, (2321); İbnu Mâce, Zühd 11, (2410).]
            8.1972)- Katâde İbnu Nu'mân (radıyallâhu anh) anlatı yor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah bir kulu sevdi mi, onu dünyâdan korur. Tıpkı sizden birinin hastasına suyu yasaklaması gibi."[Tirmizî, Tıbb 1, (2037).]
            9. (1973)- Ali İbnu Ebî Tâlib (radıyalllâhu anh) buyurdular ki: "Dünya arkasını dönmüş gidiyor, âhiret ise yönelmiş geliyor. Bunlardan her ikisinin de kendine has evlatları var. Sizler âhiretin evlatları olun. Sakın dünyanın evlatları  olmayın. Zîra bugün amel var hesap yok, yarın ise hesap var amel yok." [Rezîn tahric etmiştik. Buhârî, muallak (senetsiz) olarak kaydetmiştir. (Rikâk 4).]      
KÜTÜBÜ SİTTE cilt 7 233
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: Pırıltı - 17 Aralık 2007, 15:54:34
nedendir bilinmez ama insanların böle hep bi dünya sevigisi vardır içinde hep başkalarına uymak(kendisi gibi olmamak),paraya düşkünlük...ama ahiretle ilgili hiç öle mi (DEĞİLLL)!!(ayrıca bunları sölerken bn kendim hep ahireti düşünürüm çok iyiyim demek istemiyorum da tüm insanlardan bahsediyorum)!!..
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: mustantık - 22 Aralık 2007, 01:41:23
عن أبى سعيد رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: جَلَسَ رسولُ اللّهِ  عَلى المِنْبرِ وَجَلَسْنَا حَوْلَهُ. فقَالَ: إنَّ مِمَّا أخَافُ عَلَيْكُمْ مَا يُفْتَحُ عَلَيْكُمْ مِنْ زَهْرَةِ الدُّنْيَا وَزِينَتِهَا. فقَالَ رَجُلٌ: أوَ يَأتِى الخَيْرُ بِالشَّرِّ؟ فَسَكَتَ رسولُ اللّهِ فَرُئِينَا أنَّهُ يَنْزِلُ عَلَيْهِ فَأفَاقَ يَمْسَحُ عَنْهُ الرُّحَضَاءَ. وقالَ: أينَ هذَا السَّائِلُ؟ وَكَأنَّهُ حَمِدَهُ. فقَالَ: إنَّهُ لا َيَأتِى الخَيْرُ بِالشَّرِّ وَإنَّ مِمَّا يُنْبِتُ الرَّبِيعُ مَا يَقْتُلُ حَبَطاً أوْ يُلِمُّ إّلاَ آكلةَ الخُضْرَةِ فَإنَّهَا أكَلَتْ حَتَّى إذَا امْتَدَّتْ خَاصِرَتَاهَا فَاسْتَقْبَلَتْ عَيْنَ الشَّمْسِ فثَلَطَتْ وَبَالَتْ ثُمَّ رَتَعَتْ، وَإنَّ هذَا المَالَ خَضِرٌ حُلْوٌ وَنِعْمَ صَاحِبُ المُسْلِمِ هُوَ لِمَنْ أعْطى مِنْهُ المِسْكِينَ وَاليَتِيمَ وَابْنَ السَّبِيل. وَإنَّ مَنْ يَأخُذُهُ بِغَيْرِ حَقِّهِ كَمَنْ يَأكُلُ وَلاَ يَشْبَعُ وَيَكُونُ عَلَيْهِ شَهِيداً يَوْمَ الْقِيَامَةِ. أخرجه الشيخان والنسائى.
       )- Ebû  Saîd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtü vesselâm) minbere oturdu, biz de etrafında yerlerimizi aldık. Buyurdular ki:"Sizin için korktuğum şeylerden biri, dünyanın süs ve güzelliklerinin sizlere açılmasıdır!"Bir adam(araya girerek söze karıştı ve)"Yani (nâil olacağımız) hayır, şer mi getirecek?"dedi.Resûlullah(aleyhissalâtü vesselâm) bu soru üzerine sükût etti. (Adama: "Sana ne oluyor da Resûlullah'ın sözünü kesip, onunla konuşmaya kalkıyorsun? O sana konuşmuyor ki!."diyepaylıyanlar oldu).Gördük ki, kendisi ne vahiy gelmekte. Derken vahiy hâli açılmış, yüzündeki terleri silmekte idi."Şu soru soran nerede?" diye söze başladı. Ve sanki adamı (sorusu sebebiyle) takdir ediyor gibiydi: Sözlerine şöyle devam etti:"Muhakkak ki, hayır, şer getirmez. Ancak derenin (11) bitirdikleri arasında, ya çatlatarak öldüren ya da ölüme yaklaştıran bitki de var.Yalnız yeşil ot yiyen hayvanlar müstes na. Zîra bunlar yeyip böğürleri şişince güneşe karşı dururlar .(Geviş getirirler),akıtırlar ve rahatça def-i hâcet yaparlar,sonra tekrar dönüp yayılırlar.Şüphesiz ki, bu mal hoştur, tatlıdır. Ondan fakire, yetime ve yolcuya veren bu malın Müslüman sâhibi en iyi (insan)'dir. Bunu haketmeden alan, yediği halde doymayan kimse gibidir. O mal, kıyamet günü aleyhinde şâhidlik yapacaktır." [Buhârî, Zekât 47, Cum'a 28, Cihâd 37, Rikâk 7; Müslim Zekât 123, (1052); Nesâî, Zekât 81, (5, 90).]
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: mustantık - 22 Aralık 2007, 01:42:42
Ebû Saîd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah(aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Dünya tatlı ve hoştur. Allah sizi ona vâris kılacak ve nasıl hareket edeceğinize bakacaktır. Öyleyse dünyadan sakının, kadından da sakının! Zîra Benî İsrâil'in ilk fitnesi kadın yüzünden çıkmıştır." [Müslim, Zikr 99, (2742); Tirmizî, Fiten 26, (2192); İbnu Mâce, Fiten 19, (4000).]
Müslim'in bir rivâyetinde: "Kendinden sonra erkeklere, kadından daha zararlı bir fitne bırakmadım" buyurulmuştur.
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: mustantık - 22 Aralık 2007, 01:45:38
Sehl İbnu Sa'd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Eğer dünya Allah nazarında sivri  sineğin kanadı kadar bir değer taşısaydı tek bir kâfire ondan bir yudum su içirmezdi." [Tirmizî, Zühd 13, (2321); İbnu Mâce, Zühd 11, (2410).]
Başlık: Ynt: DÜNYA SEVGİSİ VE AHİRETİ UNUTMAK [29 EKİM 2007]
Gönderen: mustantık - 22 Aralık 2007, 01:47:41
Ali İbnu Ebî Tâlib (radıyalllâhu anh) buyurdular ki: "Dünya arkasını dönmüş gidiyor, âhiret ise yönelmiş geliyor. Bunlardan her ikisinin de kendine has evlatları var. Sizler âhiretin evlatları olun. Sakın dünyanın evlatları  olmayın. Zîra bugün amel var hesap yok, yarın ise hesap var amel yok." [Rezîn tahric etmiştik. Buhârî, muallak (senetsiz) olarak kaydetmiştir. (Rikâk 4).]        
(Arkadaşlar bu yazdıklarımı Kütübü Sitte cilt 7 sayfa 233 de bulabilrsiniz.)
Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: Nakkaş - 14 Mart 2008, 17:26:51
Ashâb-ı kiramdan Hârisü’l-Ensârî (r.a.) şöyle demiştir:

“Nefsimi dünya (sevgi ve hırsın)dan çektim; sanki, Rabbim Têâlâ’nın Arş’ını açıkça görür gibi oldum. Âdeta, cennette cennet ehlinin birbirleriyle ziyaretleşmelerini; cehennemliklerin de, birbirleriyle lânetleşmelerini seyrediyor gibiydim.”
 
Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz, “Dünya sevgisi, bütün hataların başıdır” buyurmuşlardır. Kezâ, kalplerin dört kısım olduğunu bildirdikleri hadîs-i şeriflerinde de; bunlar arasında mü’minin kalbininin, bütün kötülüklerden arınmış olduğunu ve içinde parlayan bir nûr bulunduğunu beyan etmişlerdir.

(Taberânî, Mu‘cemü’s-Sağîr, 1077)
Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: TimSaL - 15 Haziran 2008, 00:43:17
rahmetli dedemden işittiğm bir söz kaynağını bilmiyorum:

Kimbilirki kim kazana kim yiye

Ahmak o'ki dünya için gam yiye.
Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: emanet - 07 Temmuz 2008, 13:44:41
AllahIM DÜNYAYI ELİMDEN  ALMA KALBİMEDE KOYMA
Başlık: Senden sonrakiler kurtulamayacak!
Gönderen: Ferzin - 18 Temmuz 2008, 00:02:28
Zeyd bin Erkam hazretleri anlatır: Birgün Ebû Bekr Sıddîk ile bir arada bulunuyorduk. Su istedi. Su ile bal getirdiler. Bunu görünce ağlamaya başladı. O kadar ağladı ki, yanındakileri de ağlattı. Kendisine sordular: “Yâ Ebâ Bekr, niçin bu kadar ağlıyorsun?” Şöyle cevap verdi:


Birgün Resûlullahın yanında bulunuyordum. Bir kaç defa "Def ol git!" buyurdu. Etrafımda kimse yoktu. Bunun üzerine merak edip sordum:


- Yâ ResûlAllah, kimi kovuyorsunuz? Cevaben buyurdu ki:


- Bu dünya kendisini süsleyip bana yaklaşmak istedi. Ben de kendisine, benden uzaklaşmasını söyledim. Giderken geri döndü, "Sen benden kurtuldun, fakat senden sonra gelecekler benden kurtulamayacak."
dedi.

Bu hadiseyi naklettikten sonra, hazret-i Ebû Bekir, “Bal ile suyu görünce bu hadiseyi hatırladım. Onun için ağlıyorum” buyurdu.


Ma'rifetname’deki hadîs-i şerîflerde dünya şöyle bildirildi:


“Bu dünya bir köprüdür ki, bundan hemen geçesiniz. Bunun tamiri ile uğraşmayıp, yolunuza devam edesiniz.”


“Arzûsu âhıret olup, âhıret neyyeti ile çalışana, Allahü teâlâ dünyayı hizmetçi yapar.”


“Yalnız dünya için çalışana sadece kaderinde olan kadar gelir. İşleri karışık üzüntüsü çok olur.” “Paraya, yiyeceğe tapınan kimse helâk oldu!”


Bu dünya âhıretin tarlasıdır. Burada tohumlarını ekmeyip yiyenler, böylece bir tohumdan kat kat meyve kazanmaktan mahrum kalanlar, ne kadar zavallıdır. Kardeşin kardeşten, ananın evlâddan kaçacağı o gün için, hazırlanmıyanlar, dünyada da âhırettede, aldanıyorlar ve sonunda pişman olacaklardır.


Şimdi bir kimse senelerce ibâdet etse, ömrünü nefsini temizlemekle geçirse, güzel huyları ile yanındakilere ve keşfettiği âletler ile bütün insanlara faydalı olsa, Muhammed aleyhisselâma tâbi' olmadıkça ebedî saâdete kavuşamaz.


Aklı başında olan, bu dünyayı fırsat bilip, bu kısa zamanda tohum ekerek, yanî Allahü teâlânın beğendiği işi yaparak, âyet-i kerîmede bildirilen, kat kat fazla meyveleri toplar. Cenâb-ı Hak bu kısa zamanda yapılacak hayırlı işlere ve ibâdetlere sonsuz ni'metler ihsân edecektir.

M.Oruç
Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: Ferzin - 19 Temmuz 2008, 12:18:03
İmamı Rabbani Hz.leri buyuruyorlar ki;

"Karışık dünya işlerinde kalp sıkıntısı lazım gelmez. Bu suri ve fani alemde ilahi rızayı kazanmalı...
Güçlüğün içinde kolaylık vardır. Kerimler eşyayı kerih (kötü) görmezler."

C.1- M.150

***

"Çeşitli dünya işleri batının haraplığına sebep olmasın. Zira dünya ahiretin kirası olmaz..."

C.1 - M.183

***

(Şerafettin Hüseyin'e)

"Ey Oğul! Deni dünyanın teravetine (hoşgörünüşüne) aldanma. Ve manasız olan boş işlerine itibar etme! Çünkü gadddar ve bi itibardır. Bunu bugün anlamazsınız, yakında anlayacaksınız. Yani, ya ani musibet ya da ölüm yakalar, fakat ne fayda!.."

C.1 - M.189
Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: Ferzin - 22 Temmuz 2008, 18:05:16
İsa As. buyurdular ki;

Dünyayı kendine efendi eden ona köle olur. Sonra nasıl kurtulur.

Dünya serveti afete uğrayabilir. Ahiret serveti için korku yoktur. Ona ehemmiyet veriniz..

Dünyanın imarı, ahiretin ihmaline sebeptir.

Kısa şehvet, uzun pişmanlığa sebeptir.
Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: Ferzin - 24 Temmuz 2008, 23:32:30
Ey Ademoğlu! Gaflet ederde ahiret için hazırlanmazsan bil ki başkası senin için hazırlanmaz. Mutlaka huzur'u İlahiye çıkacaksın, unutma! Rasulüllah S.A.V. kabirden bahsederken ağlardı. Biz de ahirette halimiz ne olur diye düşünmeliyiz.

Hayatüs-sahabe S.1827-1829
Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: Ferzin - 30 Temmuz 2008, 12:26:43
''Dünya, seni Allah'ü Teala'dan uzaklaştıran şeyler,demektir.Kadın- çocuk-mal-rütbe- düşüncesi Allah'ü Teala'yı unutturacak kadar ileriye giderse dünya olur .''

Mektubat-C.1 M. 73
Başlık: Dünya Mutlak Manada Kötü Değildir
Gönderen: Ber-ceste - 10 Ağustos 2008, 13:17:29
Bir adam, Hz. Ali (kerramellâhü vecheh)’nin yanında dünyayı kötüleyince, o;

“Dünya mutlak mânâda kötü değildir” dedi ve şu açıklamayı yaptı:

“Dünya, Allah ve Resûlü’ne itaat edenler ve insanlara karşı dürüst yaşayanlar için, doğruluk yurdu olur. İhtivâ ettiği kudret eserlerinden ibret alıp kulluk şuuruna erenler için, kurtuluş yurdudur. Âhiret azığını hazırlayanlar için de, servet yurdudur.”
Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: Eymen - 15 Ağustos 2008, 05:21:33
Dünyayı zemmedip yeren ayet ve misaller pek çoktur. Kur’an Kerim ayetlerinin çoğu dünyanın zemmi, insanları ondan vazgeçirmek ve ahirete davet ile alakalıdır. Hatta peygamberlerin maksadı gönderilmelerin sebebi de budur. Yüce kitabımızda “Biliniz ki dünya hayatı şüphesiz ancak bir oyun ve eğlencedir ve bir süstür ve aranızda bir öğünmedir ve mallarda ve evlatça bir çoğalıştır. Bir yağmur misali gibi ki onun bittirdiği ot (ve diğer mahsuller) çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurur. Artık onu sararmış görürsün sonrada kırık bir çöp olur. Ahirette ise şiddetli bir azap vardır ve Allâh’tan bir mağfiret ve bir rıza vardır. Dünya  hayatı ancak bir aldatıştan başka bir şey değildir” buyurulmuştur. Resulüllâh (sav) efendimizde “ Dünyada, içindekilerde lanet olunmuştur. Ancak Allâh rızası için yapılanlar müstesna” buyurmuştur.[1]

         Bilesin ki: Kalbe düşen her zulmet ve küdüretin (safi olmayan – bulanıklık) tevbe, istiğfar nedamet ve Hak- teala hazretlerine iltica ile izalesi kolaydır. Ancak dünya sevgisi yolundan kalbe giren zulmet hariç. Böyle bir şey kalbi harap edeceğinden bunun izalesi gayet zordur. Hem de son derece.... hatta özürlenmenin  nihayetindedir. Resulüllâh (sav) efendimiz “Dünya sevgisi her hatanın başıdır” buyurduğu yerde sadık oldu. Allâh-ü teala bizi ve sizi dünyayı sevmekten, dünyayı sevenleri sevmekten ve onlara karışıp sohbet etmekten ve beraber olmakta korusun. Çünkü bu (onlarla beraber olmak) öldürücü zehirdir, helâke götüren bir hastalıktır.[2] Kur’an-ı Azımüşan’da “Deki eğer sizin babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kazandığınız mallar, kesata uğramasından korktuğunuz ticaret, razı ve hoşnut olduğunuz meskenler sizin için Allâh-ü teâlâ’dan ve resulünden ve Allâh yolunda cihattan daha sevgili ise artık Allâh’ın emrini (azab ve kahrını) getirinceye kadar bekleyin ve Allâh-ü teala fâsıklar olan kavmi hidayete erdirmez”[3] “Ey iman edenler mallarınız ve çocuklarınız sizi Allâh’ı zikr etmekten alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar hüsrana uğrayanlardır”[4] yani en büyük zarara duçar olanlardır  buyurulmuştur.

[1] Tirmizi ve İbni Mace rivayet etti  -  Ramuzdan

[2]  Mektubatı İmam-ı Rabbani   C.1  S.15  M.171

[3] Tevbe Suresi  Ayet:24

[4] Münafikun Suresi  Ayet: 9



Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: Buka - 07 Ekim 2008, 18:36:51
Selman-i Farisî Ebû Derdâ'ya (R. Anhuma) yazdigi bir mektupda der ki, «Ey kardesim aman; dünyada şükrünü ödemeyecek kadar mal biriktirmekten sakin. Çünki ben Peygamber (S.A.S.)'imizin şöyle dedigini duymuştum:

«— Dünyada Allah (CC)'in emirlerine uyan bir kimse sirat köprüsünün başina getirilir, mali önündedir. Mali önünde iken sirat köprüsüne binmek isteyince mali ona «geç, çünki Allah (CC)'in senin üzerindeki hakkini ödedin (şükrünü yerine getirdin)» der.

Arkasindan dünyada Allah (CC)'in emirlerini yerine getirmeyen biri sirat köprüsünün başina getirilir, mali sirtindadir. Bu yükle sirat köprüsüne binmeye kalkişinca sirtindaki mal adama: «vay başina gelene? Allah (CC)'in bendeki hakkini ödeseydin ya (sükür borcunu yerine getirseydin ya)» der. Mal adama ayni sözleri durmadan o kadar çok tekrarlar ki, adam sonunda «vay başima gelenler, keske yok olsam da kurtulsam» diye feryad eder.»
Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: Ber-ceste - 21 Ekim 2008, 21:59:52
* Beyezid-i Bestami K.S.
-"Bu mertebeye nasıl ulaştmız? sualine:
-"Dünyayı toparlayıp sıkıca bağladım. kanaat mancığıma koyup ye'is deryasına attım"  buyurdular.


* Hak Teala sevdigi kuluna dünyayı daraltır; sevmediğine genişletir ve kendini unutmağa sebep kılar. Allahü Teala'yı bir an bile unutturacak dünya meşgalesinden hayır beklenemez. (Fudayl bin İyaz K.S.)
Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: cennet bahçem - 15 Ekim 2010, 17:01:08
EFENDİMİZ sAllahü aleyhi vessellem bu konuda şöyle buyurmuşlardır:
insan yaşlandıkça iki duygu genç kalır dünya sevgisi ve tül_i emel .      kütübi sitte


sizin için korktuğum şeylerden biri dünyanın süs ve güzelliklerinin size açılmasıdır.BUHARİ

Dünya mümine hapishane kafire cennettir.  Müslim zühd 1


Allah bir kulunu sevdimi onu dünyadan uzaklaştırır,tıpkı sizden birinin (perhiz gerektiren hastalığa uğramış)hastasına suyu yasaklaması gibi.
                
Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: cennet_nuru - 15 Ekim 2010, 17:56:10
(İnsan yaşlandıkça, mal hırsı ve tul-i emeli gençleşir.) [Müslim]

(Cenneti isteyen, uzun emelli olmasın, dünya işi, ona ölümü unutturmasın!) [İ.Ebiddünya]

(Ömrü uzun olup İslamiyet’e uymak, büyük saadettir.) [Beyheki]

(Şu kişiye şaşılır ki, o dünyaya talip, ölüm de ona taliptir.) [Ebu Nuaym]

İbrahim Teymi hazretleri, (Şu iki şey, beni hiç bir şeyden zevk almaz duruma getirdi: Ölümü hatırlamak ve ahirette hesaba çekilmek düşüncesi.)

(Dünyayı seven, ahiretine, ahireti seven dünyasına zarar verir. Devamlı olanı geçici olana tercih edin!)

(Ateşle su bir kapta bulunamayacağı gibi, dünya ve ahiret sevgisi de bir müminin kalbinde birlikte bulunmaz.)


(Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi de ahiret için çalışınız!) [İbni Asakir]

(Sizin hayırlınız, ahireti için dünyasını, dünyası için ahiretini terk etmeyen ve insanlara yük olmayandır.) [Deylemi]

(Dünya malından ayrılınca üzülmek, buna kavuşunca sevinmek ve azgınlık yapmak, insanı Cehenneme götürür.) [Tirmizi]

Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: mazlum - 02 Kasım 2010, 01:25:47
“Allah’ın sana ihsan ettiği bu servetle ebedî ahiret yurdunu mamur etmeye gayret göster, ama dünyadan da nasibini unutma!” (Kasas sûresi, 28/77)

“Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın öle­cek­miş gibi ahiret için çalış,” (Muhtâru’l-Ehadis, s.29) buyurmuş­lar­dır.
Başlık: Heyhât! İşte görün
Gönderen: Mahi - 03 Aralık 2010, 23:33:30
Annesinden yeni doğan yavrunun hâline bakmaz mısınız ki, avuçlarını yumar ve sıkar. Sanki, "tuttum dünyayı, elimden kaçmasını istemiyorum" diyor. Ölünce avuçlarını açar; sanki, "heyhât! İşte görün, elimde avucumda hiç bir şey kalmadı; her şeyimi dünyada bırakıp gidiyorum" diyor. (Ahmed Rufâî k.s.)
Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: Mücteba - 04 Aralık 2010, 15:03:50
(http://img529.imageshack.us/img529/3764/duaic5.jpg)
Amin Fatihan
Amin...
Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: mazlum - 19 Aralık 2010, 00:07:06
Hz. Enes(r.a.): buyurdular ki: "Bana, (dünyanızdan) koku ve kadın sevdirildi. Gözümün nuru ise namazda kılındı." Kaynak: Nesai, İşretu'n-Nisa 1, (7, 61)
Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: mazhar - 25 Mayıs 2012, 05:40:56
Alıntı
"Ey Oğul! Mal biriktirenle ilmi saklayan bu dünyaya hasret gider."
Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: yabangulu - 17 Eylül 2012, 01:46:15
Necip Fazil Kisakurek'ten:
Uc bes gunluk dunya icin
gayret ustune gayret
Ebedi alem icin
Gayret yok HAYRET
Başlık: Ynt: Dünya Sevgisi ve Ahireti Unutmak [29 Ekim 2007]
Gönderen: yabangulu - 17 Eylül 2012, 01:47:48
Allah'tan korkana olum Yar gelir
Olumden korkana Dunya dar gelir....sehit Bayram Hoca
Başlık: Allah'ın, Rasûlü'nün ve evliyanın dünyaya bakışı
Gönderen: mazhar - 27 Kasım 2012, 23:45:03
Allah'ın, Rasûlü'nün ve evliyanın dünyaya bakışı

"İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır.


"(Rasûlüm) de ki, size, o istediklerinizden daha hayırlısını haber vereyim mi? Korunan kullar için Rablerinin yanında cennetler var ki, altlarından ırmaklar akar, içlerinde ebedî kalmak üzere onlara, hem tertemiz eşler var, hem de Allah'dan bir rıza vardır. Allah, kullarını hakkıyla görendir." (1)

***

Rivayete göre Rasûlüllah Efendimizden (s.a.v.) sonra tul-i emel (uzun emeller-istekler-arzular) olarak ilk zuhur eden şey, insanların güzel elbisler dikip giymesi ve sağlam binalar yapıp içine yerleşmesidir. Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) zamanında İbn Abbas’ın (r.anhüma) yaptırdığı yüksek bir çardağı gören Resulümüz, (kötü örnek olmaması için onu) hemen yıktırmış ve buyurmuştur ki, "İzâ erâdellâhü bi-abdin şerran, ehleke mâlehû fi'l-mâi ve't-tıyni."

 

Meali: "Allah bir kuluna şer yani kötülük muamelesi yapmak murad etti mi, onun malını (servetini, parasını-pulunu) su ve toprak ile (inşaatla) helak eder." (2)


***

İbn Mes’ud hazretleri de Peygamberimiz’den (s.a.v.) şöyle rivayet ediyor:


“Bir kavim (bir millet, bir topluluk) gelecek, onlar çamuru (balçığı veya betonu) yükseltecek. Yüksek binalar kuracaklar fakat dinlerini yerlere düşüreceklerdir. (Ve onlar) geniş sahaları kullanacaklardır. Sizin döndüğünüz Kıble’yede dönüp, namaz da kılacaklardır. Ama sizin dininizden başka bir din üzere öleceklerdir." (3
)


***

Hane-i Saadet’ten yani Sevgili Peygamberimizin mübarek ve mes'ut evlerinden bir örnek:

Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) bir sefer dönüşünde âdeti veçile kızı Fatıma’nın (r.anha) evine uğradı ve torunlarını görmek istedi. Ama onun evinin kapısında fazladan bir perde, kızının bileğinde de iki gümüş bilezik görünce, içeriye girmeden geri döndü. Hz. Fatıma hemen perdeyi ve bilezikleri söküp ona gönderdi ve “Baba! Bunları sat, fakirlere tasadduk et” diye yalvardı. Rasûlullah (s.a.v.) hemen Bilâl’i çağırdı ve onları çarşıda satmasını emretti. İki buçuk dirhem (gümüş lira) ettiler. Yani 2,5 dirhem kadar değerleri vardı. Buna rağmen Rasûlullah Efendimiz, onlara karşı çıkmıştı. Hemen o 2,5 dirhemi fakirlere dağıttı ve sonra da kızı Fatıma’nın evine gelerek onu kucakladı ve buyurdu ki:

“Kızım! Çok güzel yaptın!”


***

Hz. İsa’ya (a.s.) Yahudi asıllı havarileri soruyorlar:

- “Nasıl oluyor? Siz suda yürüyorsunuz da, biz yürüyemiyor, batıyoruz!” İsa (a.s.):

- “Sizin nazarınızda altın ile gümüş nasıl şeylerdir?” diye soruyor. Yahudi asıllı havarileri:

- “Çok iyi, çok güzel şeylerdir” deyince. Hz. İsa onlara:

- “Fakat benim nazarımda altın ile gümüşün topraktan hiç bir farkı yoktur. İşte sizin su üzerinde yürüyemeyişinizin sebebi de budur!” buyuruyor. (4)


***

Ehlullahtan-Allah dostlarından şöyle naklediliyor:

Hz. Allah geçmiş peygamberlerden (aleyhimüsselam) birine indirdiği kitabında şöyle buyurmuştur:

“Ben kulumu üç şeyden müstağni kılarsam, ona nimetimi tamamlamışım demektir.


a) Hükümdarın ve devlet adamlarının gelip, onun kapısını çalmasından.

b) Tedavi için gidip onun bir doktorun kapısını çalmasından.

c) İhtiyaç içinde kıvrandığı için, gidip başkalarının kapısını çalmasından...” (5)
***

 

Hatem-i Esamm (k.s.) hazretleri şöyle buyuruyor:

Üç şey var ki, onlara üç şey daha ilave etmeden bekleyen boşuna bekliyor demektir... Ve onlarsız bir şey bulacağını zanneden, yalancıdır, aldanmıştır.

 

O üç şey şunlardır:

a) Bir kimse Allah’tan korktuğunu iddia ediyorsa, değil haramlardan şüpheli şeylerden bile kaçınmalı ve sakınmalıdır. Eğer o kimse şüpheli şeylerden kaçınmıyorsa, bil ki Allah korkusu iddiası yalandır, sahtedir.

b) Kim cenneti arzuladığını söylüyor amma malını Allah yolunda harcamıyorsa, bil ki onun da cennet arzusu sahte ve yalandır.

c) Kim Peygamber Efendimizi (s.a.v.) sevdiğini iddia ediyor, ama fakirliği sevmiyor, dünyaya dalıyor ve sarılıyorsa, bil ki o kimse de davasında-söylediklerinde yalancıdır ve sahtekârdır.

 


Ve yine meşhur âlimlerden Muhammed bin Mukatil’in evinde Hatem-i Esamm lüks ve şatafat görünce ona soruyor:

“Ey Muhammed!
Sen yaşadığın bu evde kime tabi olarak yaşıyorsun? Nedir bu evin bu kadar geniş olması? Nedir bu evdeki yataklar, koltuklar, eşyalar? Söyle; sen, bu evde kime tabisin? Peygamberimiz’e mi? Onun Ashab'ına mı? Tabiin'e mi? Müctehidin-i Kiram’a mı? Yoksa, söyle Firavun’a mı? Nemrud’a mı?

"Sizler; abdestte üç defa yıkanacak bir azayı 4 defa yıkayan Müslümana suyu israf ettin, israf ise haramdır diye fetva veriyorsunuz. Peki, bu evdeki lüks ve israf karşısında Allah’a ne cevap vereceksiniz", diyor ve hemen kalkıp gidiyor. (6)

***

Cüneyd-i Bağdadi (k.s.) hazretleri bir gün çarşıda şeytanı çırılçıplak dolaşırken görmüş... Elinde de bir parça ekmek varmış ve onu yiyormuş. Hz. Cüneyt hayretle sormuş:

“Ey şeytan! Bu ne haldir? Böyle çırılçıplak gezerken ve ekmek yerken, bu insanlardan hiç mi utanmıyorsun?” Şeytan da ona:

“Sen ne diyorsun ey Cüneyt! Acaba yeryüzünde şimdi kendinden utanılacak kişi kaldı mı? Onlar, çoktan kara toprağı boyladılar ve çoktan çürüyüp gittiler” deyip yoluna devam edip gitmiş. (7)


***

 

Mevzumuza Kur'an-ı Kerim'den bir ayetle başladık, dilerseniz Rasûlümüzün (s.a.v.) bir hadis-i şerifleriyle noktalayalım. Buyuruyor ki Sevgili Peygamberimiz:

"Sizden sonra (ashaptan sonra) öyle insanlar gelecek ki
; onlar, türlü-türlü ve zevkli yemekler yiyecekler. Rengârenk ve lüks bineklere binecekler. Ve, rengârenk ve güzel hanımlarla da evlenecekler. Lüks ve çeşit çeşit kumaşlardan giyinecekler. Öyle bir mide ve iştahları olacak ki, az yemekle asla doymayacaklar. Öyle nefis ve hevaları olacak ki, çoğa bile kanaat etmiyecek (daha çoğunu arzu edecekler). Onlar, dünyaya tam dalmış ve bağlanmışlardır. Onların gece-gündüz düşündükleri ve hatta tapındıkları dünya ve dünyalıktır. Öyle ki, dünyayı Allah’tan başka kendilerine İlâh edinmişlerdir. Ve bütün çabaları dünya ve dünyalık elde etmek içindir. Ve onlar, yalnız heva u hevesleri peşinde koşarlar (bunlar hakkında) Abullahın oğlu Muhammed’in kesin hükmü şudur: Sizler, veya sizden sonra gelecekler, veya onlardan da sonra geleceklerden o güne (o kimselere) kim yetişirse, bunlara sakın selam vermesin. Hastalarını ziyaret etmesin. Ölenlerinin cenazesine de gitmesin. Ve yaşlılarına da hürmet etmesin. Zira o gün bunları yapanlar, İslamiyet’in yıkılmasına yardım etmiş olurlar." (8)


KAYNAKLAR
(1) Alu İmrân, 14-15.
(2) Ebû Dâvud an Aişete r.anha, İmam Gazali, İhyau Ulûmiddin (Terc.), C. 4, S. 431.
(3) İmam Gazali, İhyau Ulûmiddin, C. 4, S. 433.
(4) İmam Gazali, a.g.e., C. 3, S. 518.
(5) İmam Gazali, a.g.e., C 4 S 230.
(6) İmam Şa'ranî, Tabakatü’l-Kübra, C. 1, S. 308.
(7) İmam Şa'ranî, a.g.e., C. 1, S. 331.
(8) İmam Gazali, a.g.e., C. 3, S. 516.

halisece.com