Sadakat islami Forum

EĞİTİM, AİLE, KÜLTÜR-SANAT, SAĞLIK => GENEL KÜLTÜR-SANAT => Konuyu başlatan: İsra - 28 Şubat 2008, 04:31:26

Başlık: Ebru Sanatı
Gönderen: İsra - 28 Şubat 2008, 04:31:26
Ebru Tarihi

Ebru sanatının ilk kez ne zaman ve nerede yapıldığı tam olarak bilinememektedir. Tarihi ve kimin tarafından yapıldığı belli olmayan bazı eserler vardır.

Bugün kayıtlardaki en eski ebru 1595 yılına aittir. Şebek Mehmed Efendi imzasını taşır. Ancak, bir sanatın gelişmesi ve kabul görmesi için yüzlerce yıl geçmesi gerektiğini ve kayıtlarda da detaylı bir arama yapılmadığını düşünürsek bu sanatın çok daha eskilere dayanan bir geçmişi olduğunu kabul etmemiz gerekir.

Ayrıca, ebru kelimesinin Farsça'daki EBRİ kökünden geldiğini iddia edenler olsa da, bu kelimenin kullanılmasından yıllar öncesinde, Türkistan'da EBRE kelimesinin çok yakın anlamda kullanıldığı bilinmektedir. Yani kelimenin Farsça'ya zamanın Türkçe'sinden geçmiş olma olasılığı yüksektir. Osmanlı'nın son devirlerinde yaşamış olan Üsküdarlı Şeyh Sadık Efendi, Ebru Sanatı'nın inceliklerini öğrenmek için Buhara'ya gitmiştir. Bu da, Ebru Sanatı'nın Orta Asya kökenli olduğuna dair güçlü bir kanıttır.

Ebru Sanatı'nın günümüze ulaşmasında, Üsküdarlı Şeyh Sadık'ın büyük payı vardır. Onun devamında, Hezarfen Edhem Efendi, Necmeddin Okyay ve Mustafa Düzgünman, bir yandan sanattaki geleneği korumuş, aynı zamanda da ebru çeşitlerini tanzim ederek Ebru'yu güçlü bir sanat haline getirmişlerdir.

Ebru Sanatı ile ilgili yazılmış ilk eser, Tertib-i Risale-i Ebri adını taşır ve 1608 tarihlidir. Basitçe ebru yapımından ve ebru sanatçılığından bahseder.

Osmanlı'da ise Şebek Mehmed Efendi'den sonraki en önemli Ebru Sanatçısı, Hatip Ebrusu'na da adını veren İstanbullu Hatip Mehmed Efendi'dir.Aynı zamanda hattat olan sanatçı, Ayasofya Camii'nde hatiplik yapmış ve 1773 yılında vefat etmiştir.


Ebru Nedir?

Kâğıt süsleme sanatlarının en önemlilerinden biri... Bütün Osmanlı sanatlarında olduğu gibi usta-çırak usulü ile öğrenilen ve sanatçının iradesi dışında birçok değişkenden etkilenen bir sanattır.

Ebru; renklerin suyla dansının yarattığı bir ahenktir aslında. Bazı kaynaklar ebrunun, yüz suyu anlamına gelen "ab-ı ru" sözcüğünden, bazı kaynaklar ise Orta Asya dillerinden Çağatayca'da hareli görünüm, damarlı kumaş ya da kağıt anlamına gelen "ebre"den geldiğini söylese de en yaygın kanı, kelimenin kökeninin Farsça; bulutumsu, bulut gibi anlamına gelen "ebri" den gelmekte olduğudur. Her ne şekilde isimlendirilse isimlendirilsin insanlara da isim olan ebru, gizemli bir ahenk taşıyor.

Zorlu ve emek isteyen bir sanat olan ebru, geri dönüşü olmayan, tekrarı olmayan, çok değişkenli bir sanattır.

Birçok eski eserde süsleme amacıyla kullanılan ebru, geleneksel el sanatlarımızdan olmasına rağmen yakın zamana kadar unutulma tehlikesi ile karşı karşıyaydı. Dünya çapında çeşitli milletler tarafından sahiplenmeye başlanmış, bazı ülkelerde ebru yapımı sırasında kullanılan malzemeleri üreten firmalar boy göstermişti.

Ebru sanatında son devrin piri merhum Mustafa Düzgünman gerek yetiştirdiği öğrencilerle gerek bu sanata kazandırdığı anlayışla manevi hazinelerimizden birinin payidar kalmasında büyük rol oynamıştır.


Geleneksel Türk Ebru Sanatında Kullanılan Malzemeler

Kağıt : Emici özelliği fazla ve mat olanları tercih edilir. Genellikle birinci hamur kâğıt kullanılır.

Kitre: Kitre, Anadolu’da yetişen, geven türü dikenli bitkilerden elde edilen, yapışma özelliği az olan bir zamk çeşididir. Suyla birlikte karıştırılarak uygun kıvam elde edilir. İpek kitresi ise, toz halinde hazır olarak satılmaktadır. Piyasada aktarlarda bulunabilen kitrenin plaka halinde, beyaz ve topraksız olanları tercih edilmelidir.

Tekne: Ebru yapımında tekne dediğimiz, içine kitre konan kaplar kullanılır.

Fırça: Fırçanın sapı için, esnek olduğundan dolayı gül dalı kullanılır. Kıllar ise, at kuyruğundan elde edilir.

Boyalar: Ebru yapımında genellikle oksit kırmızı, oksit sarı, oksit siyah, lahur çiviti kullanılır. Diğer renkler de bunların karışımından elde edilir. Güzel bir ebru için renkleri uyumlu kullanmak önemlidir. Bu nedenle koyu renklerden başlanarak renkler kullanılır. Tabandaki siyah boya, üzerindeki boyaları canlı ve aktif gösterir. Aralardaki beyazlar da renklere hareket getirir.

Öd: Renklerin kitre üzerinde kalmasını sağlar. Boyanın içine atılarak kullanılır. İpek boyalar için kullanılmaz.

Biz: Büyük, kalınca iğne olup, ebruya şekil vermekte kullanılır.

Ebru Nasıl Yapılır?

Ebru yapımına başlamadan önce seçilecek kağıdın ölçüsüne uygun büyüklükte bir tekne alınır, tekne kitreli su ile doldurulur.

Ebru teknesi basitçe alüminyum bir baklava tepsisi gibidir. Kitre, bir bitkinin özü olup baharatçılarda (aktarlarda) satılır. Sinme bir avuç veya tepeleme iki çoba kaşığı kitre iki litre kadar su içinde 2, 3 veya 4 gün bekletilerek kitrenin su içinde iyice şişmesi sağlanır. Şişen kitre su içinde el ile yoğurularak suya karışması sağlanır. Kitreli su boza kıvamında veya az seyreği olmalıdır. Hazırlanan sıvı ince bir tülbent ile süzülerek temizlenir. Son haliyle tekneye yavaşça (köpürtmeden) boşaltılır.

Değişik renklerde toprak boyalar ayrı ayrı iki cam yüzey (veya seramik, krom) arasında iyice ezilir. Ezilme esnasında hafif su katılır. Ezilme sonrasında meydana gelen çamur benzeri boyaya sığır ödü katılarak 15 gün veya bir ay kadar bekletilir. Boyanın öd asidiyle pişmesi sağlanır. Beklemeden sonra mamül sulandırılarak kullanılır. Boya açılmıyorsa öd katılır. Rengi açmak için su kullanılır.

Bir ebru bir defa yapılabilir.

Hazırlanan boyalar fırça veya metal çubuk yardımıyla daha önce hazırlanmış olan kitreli suyun üst yüzeyine damlatılır.Boyaların açılmasını ve şekillerin yuvarlaklığını kesin olarak bilemeyiz. Ancak fikir sahibi oluruz. Yaptığımız ebrunun tam olarak nasıl olacağını değil neye benzeyeceğini bilebiliriz. Bu yüzden iki defa aynı ebruyu yapmak imkansızdır.

Kağıt tekneye serilir, iş tamamlanır.

Kağıt düzgünce tekne üzerine bırakılır, görüntünün kağıda işlemesi sağlanır. Kağıt temiz bir ortamda kurumaya bırakılır.

Su yüzeyinde meydana gelen şekiller, teknik gereksinme sonucu daha çok soyut olarak gelişir. Bu düzenlemeden sonra seçilen kağıt su yüzeyine yatırılır. Birkaç saniye sonra kaldırılır ve kitreli suyu süzülünceye kadar iki ucundan asılır.

Bu ebrû tekniğinde sanatçı, boyaların kitreli su üzerindeki dağılışına yeterince hakim olamaz. Bu yüzden bir takım kalıplaşmış ebrû tipleri oluşmuştur.


Ebru Çeşitleri

Battal Ebru : Boyaların koyu renkten başlanarak, açık renge doğru fırça yardımıyla Kitreli su üzerine serpilmesiyle elde edilir. Boyalar daha sonra kağıda geçirilir. Basit bir ebru çeşidi gibi görünmekle birlikte, boyaların yüzeyde eşit miktarda ve büyüklükte dağılmasını sağlamak, özellikle ebru yapmaya yeni başlayanlar için pek de kolay olmamaktadır. Diğer ebru çeşitlerine geçebilmek için önce Battal Ebruyu doğru yapmak gerekir.

Gel - Git Ebrusu : Battal Ebru yapıldıktan sonra ince bir çubuk yardımıyla üzerine paralel çizgiler çekilerek oluşturulur.

Şal Ebrusu : Gel-Git Ebrusu yapıldıktan sonra yine ince bir çubuk yardımıyla enine üç adet, boyuna da iki adet ( S ) harfi, bunların aralarına da istenildiği gibi kavisler çizilerek hazırlanır.

Somaki (Mermer) Ebrusu : Gel-Git veya şal Ebrusu üzerine fırça yardımıyla Battal Ebru yapılarak elde edilir.

Taraklı Ebru : Ebru teknesinin eninden 5 mm. küçük tahtalarla, belli aralıklarla dizilmiş toplu iğne, tel veya ince çivi ile hazırlanan taraklar kullanılarak yapılır. Önce Gel-Git Ebrusu oluşturulur, daha sonra Gel-Git enine hazırlandıysa boyuna, boyuna hazırlandıysa enine tarak yardımıyla tarama yapılır. Eğer istenirse üzerine enine veya boyuna " S " harfleri çizilerek taraklı şal ebrusu oluşturulur.

Hafif Ebru : Üzerine daha sonra yazı yazmak için oluşturulan, renkleri
soluk ve cansız ebrulardır. Burada yazı ön plana çıkar. Hazırlanan kitreye su ilave etmek ve boyalara da damlalık yardımıyla öd ve su, ilave edilerek oluşturulan malzemeyle yapılır.

Akkase Ebru : Arap zamkı kullanılarak hafif Ebrunun bazı kısımları kapatılır. Sonra daha koyu bir ebru yapılır. Arap zamkı sürülen yerler ikinci boyaları almazlar, boş kalan bu yerlere daha sonra yazı veya Tezhip yapılabilir.

Kumlu-Kılçıklı Ebru : Tekne iyice kullanıldıktan sonra dibinde kalan kitreden bu çeşit ebru yapılır. Kitrenin kirlenmesiyle oluşan mukavemet ve boyadaki su oranının az olmasıyla, teknede boyaların çatlaklar oluşturmasıyla elde edilir.

Yazılı Ebru : Arap zamkıyla yazılan yazıların olduğu kısım boya almaz ve o bölüm boş kalır. Yazılı Ebruyu hem Hat hem de Ebru sanatı ile uğraşan sanatçılar yapmışlardır.

Hatip Ebrusu : Zemine Battal Ebru yapılır, sonra Hatip Ebrusunda kullanılacak renkler seçilir. Tekneye boyuna ve enine dört-beş adet eşit aralıklarla boya damlatılır, içlerine diğer renkler de aynı şekilde damlatılır. Burada boyaların çaplarının eşit olmasına dikkat etmek gerekir. Daha sonra üzerlerine çubuk yardımıyla şekil verilir.

Çiçekli Ebrular : Zemine Battal Ebrusu yapılıp üzerine çubuklar yardımıyla lale, gelincik, karanfil, papatya gibi çiçekler yapılarak hazırlanır.

İsmail Dündar


Ebru Örnekler:

(http://img104.imageshack.us/img104/8669/b1vy9.gif)(http://img212.imageshack.us/img212/1286/300pxpapermarbling003frwj9.jpg)


Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: Asfa - 28 Şubat 2008, 12:26:01
bende bir kaç defa ebru yaptım çok zevkli ve çok güzel sonuçlar ortaya çıkıyor.bu örneklerde çok hoş gerçekten teşekkürler isra.
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: duha - 28 Şubat 2008, 17:52:04
bi gün mutlaka denicem : ) tşkrler...
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: Ber-ceste - 28 Şubat 2008, 21:44:24
Teşekkürler. Yapılması göründüğü kadar kolay değil bildiğim kadarı ile. Çok emek ve sabır isteyen bir sanat.
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: İsra - 29 Şubat 2008, 03:56:22
Evet Khan dediğiniz gibi emek ve sabır isteyen bir sanat ama yinede öğrenilmeye değer bir sanat diye düşünüyorum :)

Maide kardeşim yaptığın eserleri bizimle paylaşırsan seviniriz :)
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: Asfa - 29 Şubat 2008, 12:22:08
Evet Khan dediğiniz gibi emek ve sabır isteyen bir sanat ama yinede öğrenilmeye değer bir sanat diye düşünüyorum :)

Maide kardeşim yaptığın eserleri bizimle paylaşırsan seviniriz :)
yaptığım şeyler pek güzel olmasada bende paylaşmayı çok isterim fakat bilgisayarda resimleri varmı bilemiyorum eğer bulabilirsem konuya koymaya çalışacağım teşekkürler...
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: enfa - 29 Şubat 2008, 23:21:35
teşekkürler isra, ben de birgün mutlaka kursuna ulaşabilcem inş :)
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: ruy-ı zemin - 05 Mayıs 2008, 19:56:20
bunlarda bizden

(http://img125.imageshack.us/img125/318/ebrupr7.jpg)

(http://img225.imageshack.us/img225/928/ebru1sl7.jpg)

(http://img225.imageshack.us/img225/7606/ebrusanatpj0.jpg)

(http://img398.imageshack.us/img398/7989/ebrusanat2gz3.jpg)

(http://img125.imageshack.us/img125/5981/ebrusanat3ph3.jpg)

(http://img125.imageshack.us/img125/6619/ebrusanat5el8.jpg)

(http://img125.imageshack.us/img125/5894/ebrusanat6af2.jpg)

(http://img398.imageshack.us/img398/8273/ebrusanat7dk8.jpg)

(http://img398.imageshack.us/img398/9643/ebrusanat1zx8.jpg)

(http://img125.imageshack.us/img125/7400/engzelebrusanatresmihs9.jpg)

(http://img225.imageshack.us/img225/8168/gzelebrusanathg3.jpg)
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: Lika - 05 Mayıs 2008, 20:22:00
Teşekkür ederiz ruy-ı zemin :)
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: İsra - 06 Mayıs 2008, 02:06:29
Ellerinize sağlık,çok güzeller
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: ruy-ı zemin - 06 Mayıs 2008, 13:51:58
bizim bi öğretmenimiz vardı kulağı çınlasın "herşeyden birşey" öğretmişti. hiç unutamam ebru sanatınıda öğretmeye çalışmıştı. arkadaşalr çok güzel yaparlardı. ben hiç yapamazdım. aslında ebruyu çok seviyorum. özellikle gülü. ama yapamazdım işte. demek ki o bizi sevmemiş.
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: Himmet - 06 Mayıs 2008, 17:33:38
Birde nahoş kokusu olmasa idi..
Zamanında bizde tezhib zemini için tekne açmıştık.Ama hala aklıma gelince midem bulanıyor.Kolay görünsede herkezin yapabileği birşey değil.Sanatla uğraşanlar için daha kolay oluyor ama ebru yapımı biraz dağınıklığı getiriyor.
Başlık: Ebru Sanatı
Gönderen: Mahi - 21 Haziran 2008, 10:50:09
Ebrûli


Geldiler...Söz yerde kalmasın dediler, kucaklamaya geldiler.Geldiler; güzellik katmak için cümle güzel sözlere. Ve özüne ufuklar açabilmek için sözün, yağmur yağmur yağmaya bulutlar getirdiler. Yazıların çevresine nisan nisan göklerden, mermer mermer damarlardan ziynetler kondurdular. Dalga dalga, çiçek çiçek, renk renk bulutlar getirdiler ve adına bulutumsu, bulut renginde, bulutlu mânâsına ebrî dediler, peşisıra akşamları savurdular.

Geldiler...
Önce sevgilinin kaşındaki kıvrıma, sonra kız çocuklarına ebrû diye ad koyup şânını yücelttiler bulutumsuyu âleme destân eylediler. Avrupa'da "Türk kâğıdı" Arapta "mücezza" adıyla süslendi kâğıtlar damar damar. İlk örneğini Buhârâ semalarındaki bulutlardan almıştı ebrû; ilk gözyaşını Türkistan yaylalarında bıraktı kıvrım saçlı güzel. Durgun sularına ay düştü çeyiz sandıklarına istiflenen şiirlerin ve bir fesleğen yaprağına yazıldı berrak âmentüler. Anadolu'ya getirdiğinde kar çiğnemekten yorgun esir tacirleri bu Çiğil güzelini, İstanbul tahtında Muhteşem Süleyman oturuyor, Fuzulî, "ilim bir kıyl ü kâl imiş ancak" diyordu.

Geldiler...
Budaksız çam ya çinkodan tekneler yapıp içine bal kıvamında kitreli sular doldurdular. Desteseng ile ezdiler bir mermer üzerinde boyalarını ve merhem merhem sakladılar kavanozlarda eleğimsağmalara öykünerek Lahor'dan, Bedahşan'dan, Bengal'den insanlar kendine rastlıyordu renklerinde... Çividî topraklardan, kırmız böceğinden, kibrît-i ahmerden... At kuyruğu fırçalar ile serptiler boyaları semender renkli tekneye ve gönüllerinden geçeni nakşettiler Ayvazovski dalgalarının köpüklerine âraf kuşları gibi.

Geldiler...
Su üzerine resim yaptılar önce, kalp çizdiler, şakayık ve karanfil resmettiler. Bir denizci türküsü tutturdular tavlon güvertede, sersefil şîrpençeleri erittiler beyaz hurafeler özgürlüğünde. Renk renk hercâîler, deste deste sünbüller, üftade karanfiller. İlle lâleler... Solmasın, sararmasın diye bunca çiçek, kağıtlara sardılar yapraklarını, dallarıdallarını; Filistin'de bir kuyu Yusuf'u sarar gibi, Yed-i Beyzâ'da asa, denizi yarar gibi... Boynu bükük aldanmalar yıldız yıldız ekildi bahçelere ve kuş dilini bilenler yazdı en eski kafiyeleri suyun üstüne.

Geldiler...
Suya resmettikleri güzelliklerden hâreler ve menevişlerle asalet verip kâğıda, cilt cilt varaklara gülgunî kerrakeler giydirdiler, zahriyelerden şemselere atıldılar; hatimelerde zerefşâna çatıldılar. Sevincinden bulutlarda dolaşıyordu ilk kez kitap olalı kitap. Ayetler, hadisler, kıtalar, beyitler... Kelam-ı kibar ve darb-ı meseller... Hayatın horozlu aynasına vurgun murakkalarla asılırken duvarlara harfler ve kelimeler, en âsûde uykularını uyumak üzere ilk kez yasladılar başlarını bulutlara ve her uyandırılışta bir kez daha zinde yaşadılar hayatı. Siyah ebrûlerini duruben çatıp gamze oklarını âşıka atan dilberler bir ebrûli yaşmak takındılar.

Geldiler...
Çıtalar üzerinde koyu gölgelerde kuruttukları taze ebrûlara mühreyle fön çektiler, zerefşân ile sürme. Ad koydular her birine desen desen ve battalın öbek öbek renklerini hafif bülbül yuvalarıyla tarttılar. Çiçekliler, gelgitler, akkâseler, çifte âherliler... Sen de kılçıklı, ben diyeyim kumlu; sen somaki söyle, ben sünbül duyayım; sen taraklı öğren, ben tarama anlatayım... Sefere gecikmiş tayfalar anlattı yayla göçlerin telli turnalarına Ahd-i Atik efsaneleri buram buram, ve derinliklerinde kayboldu kekeme hüzünlerle ritmik sevinçler.

Geldiler...
Sanatlarını adlarıyla andırmak üzere geldiler ve Ayasofya kürsüsünde Hatip, gül yetiştiren adamın ruhundan Necmeddin oldu ebrunun adı. Yahudi ile Şebek... Hezarfen Edhem, Şeyh Sadık ve Sami'ler... Suda bir Lafza-i celal, kayıtsız aruz adımlarında bir Sa'dâbâd-lâlesi... Sonra bir Mustafa Düzgünman ve gelincik ebrusu, şakayıklar.

Geliyorlar...
Japonya'dan Amerika'ya; Avustralya'dan Ümitburnu'na kadim "Türk kâğıdı"nı bir medeniyet mihengiyle tartarak geliyorlar.
Kalkın ve ağlayın!.. Kaldığı yerden devam etsin rüyalar...

İskender PALA
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: Fatihan - 21 Haziran 2008, 16:16:02
Geçen sene heveslenip kursuna gitmiştim.Aslında yapması çok kolay ama biraz beceri istiyor.Kurs bitince malzemeleri alıp hemen yapmaya başlayacaktım Hâlâ başlayacağım....
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: atkneyll - 30 Ekim 2008, 20:04:19
Çok şükür :) Bu konuyu arıyordum ben de.. Mutalaka olmalı diyordum.. Ebru sanatı... Ebru yapmak benim en büyük zevkim diyebilirm iyi ki var :) Paylaşım için teşekkürler.. Bu arada fatihan kardeşim daha fazla bekletme tekneyi:) inan pişman olmayacaksın ;)
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: İsra - 30 Ekim 2008, 20:15:38
atkneyll kardeşim sizinde eserlerinizi görmek isteriz :)
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: atkneyll - 30 Ekim 2008, 20:37:52
Sizin için resmlerini çeker paylaşırım inşaAllah kardeşim ;)
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: ay-yüzlüm - 30 Ekim 2008, 23:59:49
elinize sağlık her biri birinden güzel çalışmalar olmuşş

bende ilkokul çağlarımda yapmştım sonra hiç denemedim

kumaş boyamasına çiçek yapımına  gittim ama bu ebru sanatıda ayrıca bir hüner istiyor..
Başlık: Ebrûname
Gönderen: Lika - 27 Nisan 2009, 02:33:38
(http://img110.imageshack.us/img110/2538/eser3125qn.jpg)

(http://img460.imageshack.us/img460/1923/ebruzernesuluboyaayasofyavekiz.jpg)

(http://img47.imageshack.us/img47/7268/karanfilebrusuzerinesuluboyakz.jpg)

(http://img47.imageshack.us/img47/3656/gelincikebrusu0fb.jpg)

(http://img481.imageshack.us/img481/7871/laleebrusuzerinesuluboyaayasof.jpg)

(http://img478.imageshack.us/img478/4609/laleebrusuzerinesuluboyakzkule.jpg)

(http://img216.imageshack.us/img216/4609/laleebrusuzerinesuluboyakzkule.jpg)
Başlık: "Ebrûdaki görünen şu nukâşâta iyi bak!
Gönderen: Lika - 27 Nisan 2009, 02:38:07
"Ebrûdaki görünen şu nukâşâta iyi bak!
(http://img171.imageshack.us/img171/9782/ebrubyopticloxxj5.jpg)




Fırça, çanak, boya, tekne vâsıtadır bilmiş ol!

Hep suver-i ilmîyyedir mezâhirde görünen."



Mustafa Esat Düzgünman'ın Ebrûname isimli şiirinden alınan mısralar...
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: BT 857 - 27 Nisan 2009, 02:46:32
cok güzel cok hos..birgün mutlaka yapmak isterim.
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: Lika - 27 Nisan 2009, 18:45:12
cok güzel cok hos..birgün mutlaka yapmak isterim.

Kesinlikle tavsiye ederiz :)
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: ENE 67 - 27 Nisan 2009, 18:49:20
Cok güzel bir sanat gercekden
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: Lika - 27 Nisan 2009, 21:22:55
İşte böyle cömert olmak, sanatkâr olmanın ayrı bir erdemi olsa gerek, ne mutlu sana ve ne mutlu bize ki; bu bilgileri de senden öğrenme imkanı buluyoruz.

Dekneye dökersin boyaları, işte tamam bu dersin. Kâğıdı serer ve muhteşem anı beklersin, sonuç işte bu olmayacaktı... Zira akar boyalar ve hayalinde tasvirlediğin resim su olur gider. Hocamıza bazen hocam, bu akacak gibi dediğimizde, ben ona söyledim akmayacak der :) Bazen de dediğin gibi akmanın sebeblerini, o an için yapılan hataları anlatır hoca. Bir arkadaşım vardı, o kadar uğraşmasına rağmen birçok denemesine rağmen istenilen çalışmayı yapamamış, sonra bir an benden sıyrılıp, içtenlikle dua ettim, Rabbim ben yapan değilim, bunu yapabilmeyi ancak sen bana nasib edebilirsin...

Bu duadan sonra, istediği çalışmayı yapabiliyor. Ebru dersleri, aslında farklı manevi bir ufukta geçer. Tekne besmele ile açılır, Besmele ile renkler suya, sudan hayale ve hayalden kâğıda dökülür...

:)
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: Günbatımı - 28 Nisan 2009, 10:10:36
Çok güzel eserler ve bilgiler... Paylaşanlara çok teşekkürler...

8. sınıfta ebru çalışması yapmıştık. Fakat suyun içine (adı neydi, bir bakayım: kitre) değil de, sıvı bir yağ dökmüştük. Bu, boyaların suyun üstünde kalmasını sağlıyordu. Çok da güzel, zevkli bir çalışma olmuştu...

1-2 yıl önce, evde çocuklarla deneyim dedim.  e56)) Güzelim sanatı mahvettik... Ne zamandır düşünüyorum, bir türlü bulamıyorum: Suyun içine kattığımız basit ama işe yarar madde neydi? diye... e52))  Bilen var mı? Amatörce ebru yapmak isteyenler için?!.
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: Günbatımı - 29 Nisan 2009, 14:59:41
Kişi bu sanatlarla meşgulken daha çok tefekkür ufkunun geliştiğini hissedebiliyor. Manevi sohbetler derken, en çok da bunu kastediyoruz. Bir de hocaların da görüş açıları bu konuda çok önemi. Bir resim yaparken belki bu konular asla konuşlmaz, ya da konuşulamaz, zira resimde kişi ene ye biraz daha yakın olabilme gafletinde olabilir. Yalnız ebruda ene den sıyrılabilmek mümkün. Şöyle ki; suya atılan boyalarda yapılan desenlerin şekil alması, çıkan şekiller tamamen o ankı durumla aynı pararerlik arzedebiliyor. Doğal olarak kişi orada eneye fazla dalmadan,acziyetini idrak ederek, Rabbim'in izni ile oluyor idrakine biraz daha yaklaşabiliyor. Su biraz da acziyetini öğretiyor insana sanki .. Bu üç sanatla meşgul insanlardaki o naif duruşu da gözardı edemeyiz tabiki.

Tefekkürle ebru sanatı arasındaki ilişkiyi ne kadar da mantıklı bir şekilde açıklamışsınız. Ben de merak ederdim zaten alâkayı, tabii sanatın inceliklerini bilmediğim için de çözemezdim, 'vardır bir inceliği' diye düşünürdüm...

Teşekkürler Lika...
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: Lika - 29 Nisan 2009, 23:52:14
Teşekkürler günbatımı, bir nebze de olsa izah edebildiysek ne mutlu bize :)
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: Lika - 29 Nisan 2009, 23:55:04
(http://www.suyuzu.com/ebru2.jpg)

Birbiri içine geçmiş, ancak karışmamış, bakışla ayırdedilebilecek biçimde duran renk ve şekillere "EBRU" denir. Sanat olarak EBRU, su üzerine serpiştirilen sıvı boyanın rasgele bezendiği şekillerin ve bu şekillere müdahele edilmesiyle meydana gelen figürlerin kağıda aktarılarak sergilenmesidir. Ebru sanatının bir özelliği de geleneksel Türk el sanatlarından olmasıdır.

Birçok eski eserde süsleme amacıyla kullanılan ebru, günümüzde daha çok çerçevelenip duvar süsü olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, ebru yapmak insan ruhunu ferahlatan ve pozitif düşünceye yönlendiren bir eylem olduğu için, günümüzün stres dolu dünyasında, hergün daha fazla insanımız ebruya ilgi duymaktadır.

Ebru, geleneksel el sanatlarımızdan olmasına rağmen yakın zamana kadar unutulma tehlikesi ile karşı karşıyaydı. Dünya çapında çeşitli milletler tarafından sahiplenmeye başlanmış, bazı ülkelerde ebru yapımı sırasında kullanılan malzemeleri üreten firmalar boy göstermişti. Ebru sanatında son devrin piri merhum Mustafa Düzgünman gerek yetiştirdiği öğrencilerle gerek bu sanata kazandırdığı anlayışla manevi hazinelerimizden ebru sanatının yaşatılmasında büyük rol oynamıştır.

Ebru yapımına başlamadan önce tekne kitreli su ile doldurulur.

Ebru teknesi basitçe alüminyum bir baklava tepsisi gibidir. Kitre ise bir bitkinin öz sıvısı olup baharatçılarda (attarlarda) satılır. Sinme bir avuç veya tepeleme iki çoba kaşığı kitre iki litre kadar su içinde 2, 3 veya 4 gün bekletilerek kitrenin su içinde iyice şişmesi sağlanır. Şişen kitre su içinde el ile yoğurularak suya yedirilir. Kitreli su boza kıvamında veya az seyreği olmalıdır. Hazırlanan sıvı ince bir tülbent ile süzülerek temizlenir. Son haliyle tekneye yavaşça (köpürtmeden) boşaltılır.

Ebru yapımında toprak boya kullanılır.

Değişik renklerde toprak boyalar ayrı ayrı iki cam yüzey (veya seramik, krom) arasında iyice ezilir. Ezilme esnasında hafif su katılır. Elde edilen çamur kıvamındaki boyaya sığır ödü katılarak 15 gün veya bir ay kadar bekletilir. Boyanın öd asidiyle pişmesi sağlanır. Beklemeden sonra mamül sulandırılarak kullanılır. Boya açılmıyorsa öd katılır. Rengi açmak için boya sulandırılır.

Bir ebru bir defa yapılabilir.

Hazırlanan boyalar fırça veya metal çubuk yardımıyla daha önce hazırlanmış olan kitreli suyun üst yüzeyine damlatılır. Bir desen veya figür yapılacaksa yine metal çubuk, tarak v.b. aletler ile şekillendirilir. Boyaların açılmasını ve şekillerin yuvarlaklığını kesin olarak belirleyemeyiz. Ancak fikir sahibi oluruz. Yaptığımız ebrunun tam olarak nasıl olacağını değil neye benzeyeceğini bilebiliriz. Bu yüzden iki defa aynı ebruyu yapmak imkansızdır. Her ebru, yapıldığı anın imzasını taşır adeta...

Kağıt tekneye serilir, iş tamamlanır.

Kağıt düzgünce tekne yüzeyine bırakılır, boyanın kağıda işlemesi sağlanır. Kağıt temiz ve rüzgarsız bir ortamda kurumaya bırakılır.

İsmail Dündar
suyuzu
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: Lika - 29 Nisan 2009, 23:57:21
(http://hatsanati.sitemynet.com/mynet_resimlerim/sl273304.jpg)

(http://hatsanati.sitemynet.com/mynet_resimlerim/sl273301.jpg)

(http://hatsanati.sitemynet.com/mynet_resimlerim/sl273324.jpg)

(http://www.istanbulunustalari.com/media/image/600/400/1275327741ismail_dündar.jpg)

(http://www.istanbulunustalari.com/media/image/600/400/1275327754ismail_dündar_(6).jpg)

(http://www.istanbulunustalari.com/media/image/600/400/1275327746ismail_dündar_(3).jpg)

(http://www.istanbulunustalari.com/media/image/600/400/1275327761ismail_dündar_(7).jpg)

İsmail Dündar

istanbulustaları.com
Başlık: Ebru Sanatı
Gönderen: Tuğra - 27 Kasım 2010, 13:27:41
(http://www.istanbulunustalari.com/media/image/600/400/1275327790ismail_dündar_(16).jpg)

(http://www.istanbulunustalari.com/media/image/600/400/1275327784ismail_dündar_(14).jpg)

(http://www.istanbulunustalari.com/media/image/600/400/1275327778ismail_dündar_(13).jpg)

(http://www.istanbulunustalari.com/media/image/600/400/1275327766ismail_dündar_(11).jpg)

İsmail Dündar

istanbulustaları.com
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: gülkaranfil - 31 Aralık 2010, 23:05:32
Çok hoş, çok çok güzel vesselam.
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: ilimadamı - 07 Şubat 2011, 23:24:00
Hezarfen Edhem Efendi
 


Geçen asrin ebruculari arasinda en maruf olani Üsküdar Özbekler Dergahi Seyhi Ibrahim Edhem Efendi’dir. Özbek Türklerinin kurdugu ve Hacca giden Türkistanlilar’in Istanbul’daki ugrak yeri oldugu için bu isimle anilan dergahin Milli Mücadele tarihimizde de çok önemli bir yeri vardir. Çünkü, Milli Mücadeleye inanarak Anadolu’ya geçecek olan asker veya sivil önemli sahsiyetlerin birçogu, Istanbul’daki son gecelerini burada geçirirler ve ertesi sabaha karsi Samandira üzerinden yola çikarlardi. Fen ve sanat tarihimizde Edhem Efendi’nin önemli bir yeri olmasi gerekirken, unutulup gitmistir. Edhem Efendi’nin dogu ve bati kültürünü sahsinda toplamis kiymetli bir hariciyeci olan torununu taniyanlariniz muhakkak bulunur, Washington büyükelçisi merhum Münir Ertegün. Ya da yakin zamanda kaybettigimiz ve dergahin kabristanina defnedilen önemli müzik adami Ahmet Ertegün’ü. Günümüzde ebru sanatini ayni tekkede icra eden Eda Özbekkangay’da yine Edhem Efendi’nin torunlarindandir.

Edhem Efendi 1829 yilinda iste bu Özbekler Tekkesi’nde dogmustur. Daha önce bahsi geçen Seyh Sadik Efendi’nin ogludur. Türk, Arap, Fars ve Çagatay dillerini siir yazacak kadar iyi bilen Edhem Efendi, yasi ilerledikten sonra hat sanatina merak sarip Çarsambali Arif bey’den Ta’lik hattini ögrenerek icazet almistir. Müsbet ilimlere özellikle matematik ve kozmografyaya olan ilgisi sebebiyle ünlü matematikçimiz Salih Zeki Bey ve Mekteb-i Harbiye Naziri Galip Pasa, bu konularda kendisiyle sik sik görüsmeye gelen alimlerimizdendir. Dogramacilik, marangozluk, oymacilik, hakkaklik, mühürcülük, dökmecilik, tornacilik, demircilik, tesviyecilik, makinecilik, matbaacilik, dokumacilik, mimarlik gibi fen ve sanatlarda ihtisas sahibi olmustur. Ebruculuk onun pek çok meziyetlerinden bir tanesidir. Bu yüzden hezarfen (bin sanat sahibi) lakabiyla anilmaktadir. Dergahdaki kuyudan suyu kendi kendine çeken bir alet yapan Edhem Efendi eserleriyle 1867 Paris Sergisi’ne katilmis ve madalya almistir. Almanya’ya gönderdigi bir sünnet makinesi takdirname ile ödüllendirilmistir. Bir ara ufak bir litografya makinesi tedarik edip matbaaciliga da baslamis, nihayet Rizapasa Yokusu’nda kurdugu matbaada kitap basmistir. Dergahta bir sandal insa edip, yaptigi pervaneli buhar makinesini ona tatbik etmis ve Üsküdar Balaban Iskelesi’ne hamalla indirterek buharla bu makineyi çalistirmistir. Pervane kuvvetiyle Üsküdar Pasalimani’na kadar yürüttügü sandali kendi tabiriyle jurnal korkusundan daha ileri götürmeyerek, yine hamallara yükletip dergaha çikarttirmistir. Edhem Efendi kendi sözü ile belirtelim saatçilik hariç her seyle ilgilenmistir. Örnegin Hac mevsiminde dergaha gelen bir Hintli’den kumas dokumasini ögrenip nadide Hint kumaslari dokumus ve bunlardan saray için hazirlamistir.

Ebruculugu babasindan ögrenen Edhem Efendi’nin tekkenin ihtiyaçlarini karsilamak için yaptigi ebru kagitlari denkler halinde gönderildigi Beyazit’taki kagitçilar çarsisinda pek begenilerek aranir, satin alinirdi. Sultan Abdülaziz de onun ebrularini görüp begendikten sonra, sahsen tanimak istemis, huzuruna kabul ederek kendi pehlivan cüssesinin yaninda Efendi’nin pek ufak tefek kaldigini görünce “bunlari bu adam mi yapiyor? Sözleriyle hayretini gizleyememistir.

Eserlerinden elde kalan pek az bir kismi, bugün torun çocuklarinin oturdugu ve Vakiflar Idaresi’nin mali olan Üsküdar Özbekler Dergahi’nda muhafaza edilmektedir. Yaptigi eserlerin ve ebrularin bulundugu dolabin üstüne, kendisi tarafindan tertip edilmis, asli Arapça olan su beytin yazdirilmasini vasiyet etmistir. “Nakislar dolapta saklidir, yapan da toprakta gömülüdür.” Bu levha vefatindan sonra, ebruculukta talebesi olan Hattat Aziz Efendi’ye yazdirilarak, dolabin üstüne konmustur. Ibrahim Edhem Efendi 8 Ocak 1904 tarihinde vefat etmistir.


*Hezarfen Edhem Efendi ebrularindan
 
 
 
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: münzir - 07 Şubat 2011, 23:47:00
Bu sene ebru kursuna katılacaktım olmadı, İnşaAllah gelecek sene yine niyetliyim...
Başlık: Ynt: Ebru Sanatı
Gönderen: Mücteba - 07 Haziran 2012, 11:17:18
Ebru Sanatı

Türk Güzel Sanatlarından bîr Çeşit kâğıt Bezeme, süsleme sanatı. Bir zamanlar ülkemizde çok yaygın olan bu sanat, günümüzde diğer klasik Türk sanatları gibi unutulmaya yüz tutmuştur.

Kitap sanatlarımız içerisinde (Hatt, tezhip, minyatür, cilt) seçkin bir yeri olan ebrû; Farsça «kaş» mânâsına geldiği gibi, «yüz suyu, namus, şeref» karşılığı terkiplerde de gösterilir. Çağatayca «bulut gibi» demektir ve buluta benzemektedir;

Ebruda kullanılacak malzeme şöyle sıralanabilir:
Toprak boya, kitre, öd, ebru teknesi, ebru fırçaları, şekil yapmaya yarayan âletler (at kuyruğu kılı, ince ve kalın teller, iğne, özel taraklar çivi vb,) ve kâğıt.


(http://i.imgur.com/E3mvp.png) (http://www.fazilettakvimi.com)