Sadakat islami Forum

DİNİ KATEGORİLER => GÖNÜL SULTANLARIMIZ => HZ. PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) => Konuyu başlatan: Abi-hayat - 30 Mart 2005, 19:22:00

Başlık: Askin Atesi!!
Gönderen: Abi-hayat - 30 Mart 2005, 19:22:00
Ne zaman gördün rüyanda Peygamberimiz aleyhisselatu wesselami

- Iki sene önce gördüm O’nu. Çok sevinmis, Yüce Allah’a hamdetmistim. Müthis bir duyguydu, yasayanlar ancak bilir bunu. Görmedinse anlatamam o duyguyu. O hazzi yasaman lazim.

- Muhammed’in bu sözleriyle müthis sarsilmisti Selim. Muhammed ile Peygamber aleyhisselatu wesselam hakkinda yaptiklari sohbette, söz rüyada Peygamber aleyhisselatu wesselam’i görmeye gelmis ve bu sözler derinden etkilemisti onu. Çünkü bugüne dek hiç düsünmemisti bunu. Oysa etrafindaki birçok insan, hatta babasi bile Hz. Resulullah aleyhisselatu wesselam’i rüyasinda gördügünü söylemis, bunun için Mevlid bile okutmustu. Yine okudugu bir hadis-i serifte Hz. Resulullah aleyhisselatu wesselam, rüyasinda kendisini görenin gerçekten gördügünü ve kendi sekline seytanin giremedigini belirtiyordu. Baska bir hadiste de, rüyanin vahyin çesitlerinden ve peygamberligin bir cüzü oldugunu okumustu. Okumustu okumasina, ama tüm bunlar su anki gibi sarsilmasina yetmemisti.

“Ben neden göremiyorum., Yüce Resulü? Neden bugüne kadar bunu düsünemedim bile?!. O’nu (SAV) görebilmeyi ne kadar çok istiyorum, keske görebilsem, ah keske!.. Bunun için her seyi yapabilirim. Yeter ki o duyguyu, o hazzi ben de yasayayim. Bilmem ki, Yüce Resul aleyhisselatu wesselam’i görebilmek için ne yapmali?” diye kendi kendine konusuyordu Selim, Yüce Resulü aleyhisselatu wesselam’i düsündükçe.

O günden sonra mahzunlasmaya basladi Selim. Çok düsünüyordu bu konuyu. O’nu (SAV) rüyasinda görebilenleri çok takdir ediyor, onlara gipta ediyordu. Kendisi de, onlar gibi bu duyguyu yasamayi çok istiyor ve dualarinda da bunu diliyordu.

Aklina, bir ara okudugu bazi kitaplarda, özellikle de dua ve zikir kitaplarinda bu konu ile ilgili bazi namaz ve dua çesitlerinin oldugu geldi. Ama o kitaplari nasil bulacakti? Nasil olursa olsun, mutlaka bulmaliydi. Belki de bir vesile bulur, bu hasretine son verirdi.

Vakit kaybetmeden arkadaslarindan sorusturdu o kitaplari. Bereket versin ki, aradigi konu onlarda bulunuyordu. Kitaplari eline aldiginda büyük bir sevinç duymus, duygulanmisti. Hemen kitaplardaki namazlari, dualari ve akabinde yapilacak seyleri ögrenmek için, vaktinin çogunu bunlari okumaya ve anlamaya ayirdi. Kaç rekat namaz kilinacak, her rekatta Fatiha’dan sonra neler okunacak, namaz bitiminde hangi dualar, zikirler yapilacak, dualardan sonra hemen mi yatilacak?.. Evet tüm bunlara azami dikkat ediyordu. En ince detaylarina varincaya kadar her seyi inceliyordu.

Her seyi ögrenmisti artik. Bir iki gün içinde, sirasiyla tek tek uygulamaya basladi ögrendiklerini, Yüce Resulü (SAV) görebilmek için…

Büyük ümitlerle yatagina giriyordu geceleyin. Geceleri iple çekiyordu adeta. Hiç bu kadar sevkli, istekli yattigini hatirlamiyordu.

Ama heyhat! Yaptiklarinin hiçbirisi fayda vermemisti. Yüce Resul aleyhisselatu wesselam yine gelmemisti ziyaretine. Her uyandigi sabah büyük bir hayal kirikligi yasiyor ve çok üzülüyordu. Bir yerde eksiklik vardi mutlaka, ama nerede? Daha ne yapmasi gerekiyordu acaba?

Derin derin düsünürken yine Muhammed ile konusmaya karar verdi sonunda. Onunla bulusup konustugunda, Hz. Resulullah aleyhisselatu wesselam’i görme istegini ve bunun için yaptiklarini, ama hiçbirisinin derdine derman olamadigini üzgün üzgün anlatti. Sesinde, sevdiginden ayri düsenlerin ve hasret içinde yasayanlarin sesindeki hüzün vardi.

Ilkin gülümsedi Muhammed, konusmaya basladi sonra;

- Yaptiklarin güzel ve takdir edilecek cinsten ama yetersiz. En önemli noktayi unutmussun. O’nu (SAV) görmek yürek isidir, anlamalisin. Yürekten yanmali, sirilsiklam asik olmalisin. Yakitin, katigin ona duydugun ask olmali. Yaptiklarini onun askiyla süsleyip taçlandirmalisin.

- Nasil yani?

- Sana; yöremizde çokça anlatilan bir hikayeyi anlatayim önce: Bir zamanlar bir mürit, tipki senin gibi, seyhinin yanina gelip Allah Resulü aleyhisselatu wesselam’i rüyasinda görmek istedigin söyler. Þeyh bakar ki mürit bunu sadece diliyle söylüyor, ona bir ders vermek için müridine, aksam yemeginde çok tuzlu mercimek çorbasi içmesini ve su içmeden de yatmasini söyler. Mürit, seyhinin dedigini yapar. Gece rüyasinda suyun pesinden büyük bir hasretle kosar. Kendisini dereler, çaglayanlar ve pinarlar içinde görür. Sabah, seyhinin huzuruna gelip durumu arz edince, seyhi ona söyle der: “Sen suya asiktin, suya ihtiyacin vardi. Bu yüzden hep suyun pesinden kostun. Eger Allah Resulü aleyhisselatu wesselam’i görmek istiyorsan, ona asik olmali, hasretiyle yanmalisin.”

Gelelim sana, yaptiklarin takdire sayan olsa da kabul etmelisin ki bunlar, sekilden ve yüzeysellikten kurtulamiyor. Allah Resulü aleyhisselatu wesselam’i misafir etmek istiyorsun degil mi?

- Evet, hem de çok.

- Peki onu karsilamaya hazir misin?

- Nasil?

- O (SAV), öyle herkesi ziyarete gelmez. Kendisini her yönüyle karsilamaya hazir olanlari ziyarete gelir. Onlari kendi renginden tanir. Çünkü yasamlari, kendi yasaminin aynisidir. Iste sen de, onun rengiyle boyanmalisin. Hayatinin her anini onun çizdigi program çerçevesinde düzenlemelisin. Nehyettiklerinden uzaklasmali, emrettiklerini yapmalisin. Onun yaptigi her seyi velev ki basit bir sey de olsa taklit etmeli, ona uymalisin. Sözün kisasi, onun sünnetini elinden geldigince ihya etmeli, ve onun vasfi olan ‘yürüyen Kur`an’ olmaya çalismalisin. Seni görenler, onun yüce sünnetini hatirlamali, onun kokusunu duymalidir. Bütün bunlar sabir ve azimle, yavas yavas yapilacak seylerdir. Bütün bunlari yapabilirsen emin ol seni ziyarete gelecektir. Çünkü ziyaret edilmeye hak kazanacaksin. Denemeye deger degil mi?

- Evet, açiklamalarin güzel. Allah razi olsun.

- Yüce Allah hepimizden razi olsun. Bir de sunu unutma ki onu görmemek dünyanin sonu degil. Onu görmemek imanin zayifligina veya kisinin kötülügünden kaynaklanmayabilir. Çok degerli insanlar var ki, onu rüyalarinda görememislerdir. Ama onu görebilmek büyük bir lütuftur ki bu zaten tartisilmaz.

- Anladim, Allah razi olsun.

Vedalasip ayrildi Selim. Muhammed’in anlattiklarini gayet yerinde ve mantikli görüyordu. Öyleyse kendisi de gerekeni yapmali, en azindan yapmaya çalismaliydi.

O günden sonra Selim, fikih, siyer ve dua kitaplarinin sürekli okuyucusu olmustu. Sadece okumak için degil, tabi ki… Okuduklarini güzel anlayip en güzel sekilde uygulamakti hedefi. Okudukça ufku açiliyordu. Meger bilmedigi ne çok sey vardi. Allah Resulü aleyhisselatu wesselam’i tanidikça ona olan sevgisi de artiyordu. Ve Allah Resulü aleyhisselatu wesselam, hayatta hiçbir seyi es geçmemis, her seyden kendisinden güzel bir örnek birakmisti varislerine…

Artik Selim de namazlarinda daha husulu ve sünnet namazlarina daha dikkatliydi. Mümkün oldugunca Pazartesi ve Persembe oruçlarini tutuyor, sadaka veriyordu. Hadisler isiginda kendisine günlük virdler edinmis her gün virdlerle kalbini Yüceler Yücesine bagliyordu. Abdestin sünnetlerine tam manasiyla uyuyor, abdestten sonra sünnet namazini kiliyordu. Duha, Ewwabin ile gece namazlarini kaçirmamaya dikkat ediyor ve çokça dua ediyordu. Hz. Resulullah aleyhisselatu wesselam’a ulasmaya en büyük vesile olan salavati dilinden düsürmüyordu. Hz. Resulullah aleyhisselatu wesselam’dan ögrendigi gibi gece yatmadan önce abdest aliyor, sünnet olan sureleri okuyup vücudunu sivazliyor, Yüce Allah’i zikredip dua bittikten sonra sag yani üzerine yatiyordu. Kisacasi; hayatinin her alanina sünneti hakim kilma çabasindaydi artik. Hayat, yeni yeni anlam kazaniyordu Selim için.

Tabii önce tüm bunlari yaparken, seytanin ve nefsinin vesveseleriyle zorluklar çektiyse de, azmederek, sabrederek, seytanin hilesinin zayifligini düsünerek ve Yüce Allah’a siginarak tüm zorluklarin üstesinden gelmeyi basardi.

Hayat böyle devam ediyordu. Her gün yeni bir seyler ögreniyor, ögrendiklerini, hayatina tatbik etme telasina düsüyordu. Ve tüm bunlar onu, Hz. Resulullah aleyhisselatu wesselam’a tam manasiyla asik etmisti. O’nu (SAV) öylesine seviyordu ki, mübarek isminin anilmasi, hüngür hüngür aglamasina yetiyordu. Mem u Zin ve Leyla ile Mecnun’un asklari, onun aski yaninda oldukça sönük kaliyordu. Onlarin o fani aski, ancak ask okyanusundan bir damla olabilirdi.

Ve bir sabah…

Hayatinin en mutlu sabahina uyaniyordu, gözlerindeki sevinç gözyaslariyla Selim. Zira uzun süre bekledigi Kutlu Misafir aleyhisselatu wesselam kendisini ziyarete gelmis, gözlerinden ve yanaklarindan defalarca öpmüs, simsiki bagrina basmisti. Selim de O’nu (SAV) mübarek ellerinden öpmüstü. Sarilmisti, sevinçle. Ve bir emanet birakmisti ona Hz. Resulullah aleyhisselatu wesselam. Böyle devam etmesini de istemisti.

Ondan mutlusu yoktu artik. Hemen kosup güzelce abdest aldi. O esnada kardesi, radyoyu açmisti. Sesini yükselterek zikirler esliginde sunlari söylüyordu sanatçi:

“Muhammed aleyhisselatu wesselam’in gözleri sürmeli sürmeli

Asik olan rüyasinda görmeli görmeli”

Ne kadar da güzel bir tevafuktu bu böyle!.. Bu güzel günü kendisine bahsettigi için Yüceler Yücesine sükür secdesine kapandi.

O günden sonra ne zaman bu ani hatirladiysa, yine sevinçten gözleri yasariyor, hamd ediyordu.

Evet… Asik olmak gerekiyordu, kavusmak için.



Inzar Dergisi’nden (Kasim 2004, 2. Sayi)
Başlık: Re: Askin Atesi!!
Gönderen: Meryem islam - 30 Mart 2005, 22:44:10
Alıntı yapılan: "~aklima~"

 O’nu (SAV) görmek yürek isidir, anlamalisin. Yürekten yanmali, sirilsiklam asik olmalisin. Yakitin, katigin ona duydugun ask olmali. Yaptiklarini onun askiyla süsleyip taçlandirmalisin.



“Muhammed aleyhisselatu wesselam’in gözleri sürmeli sürmeli

Asik olan rüyasinda görmeli görmeli”
Evet… Asik olmak gerekiyordu, kavusmak için.



Inzar Dergisi’nden (Kasim 2004, 2. Sayi)


  ...

Bizlerle paylastigin icin Allah razi olsun kardesim,cok cok sey hatirlattin bize...
Başlık: Askin Atesi!!
Gönderen: Abi-hayat - 30 Mart 2005, 23:58:33
amin cumlemizden ins..
Başlık: Askin Atesi!!
Gönderen: verda - 31 Mart 2005, 01:57:25
coook guzeldii  :cry:  Rabbim bizede nasip etsin insaAllah.. :cry:
Başlık: Ynt: Askin Atesi!!
Gönderen: lalegül - 15 Ocak 2012, 02:37:19
teşekkürler paylaşımınız için.