İstihâreyi sünnette olduğu gibi yapmak gerekir. Fakat istihâreden daha önemli olanın,"istişâre" yani, salih ve temiz bilirkişilere danışma olduğu da bilinmelidir.
Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz: "İstihâre yapan zarar etmez, istişâre edende pişman olmaz" (65 el-Hîndî VN/813 (H. 21532) buyurmuşlardır.
“Bir işi yapmak istediğin zaman (istihâre ve istişâre yaparak) âkıbetini iyi düşün. Hayırlı görürsen yap, hayırlı değilse terk et.”
(Hadîs-i Şerîf, İbn-i Mübârek, ez- Zühd)
Her İşte Hayır ve Şerri Gözetmek
Herhangi bir iş yapmak istenildiğinde dîn ve dünyâca fayda ve zararını iyice düşünmelidir. O husûsda ehil kimselerle istişâre ederek ve istihâre ile netîcesinde hayır olup olmadığını bulmaya çalışmalıdır. Tedbîrsiz iş gören, pişmân olur.
Tedbîr, bir işin sonunu düşünmektir. Yapılacak işin sonunda hayır görülür ise fırsatı hiç kaçırmadan yapmalıdır. Şer görülürse de o işten el çekmelidir.
İmâm-ı Gazâlî Hazretleri buyurdular:
Bir işte hayır olup olmadığını bilmek istersen onu şu üç ölçüye koy. Eğer bu ölçülere uygun gelirse hayırdır, onu yap, uymazsa şerdir, onu terk et.
Evvelâ o işi dînî ölçülere göre değerlendir. Eğer dîne uygun ise yap, değilse terk et.
Eğer bununla hayır yahut şer olduğunu anlayamazsan o vakit onun dîn âlimlerinin ve sâlih kişilerin yaptıklarına uyup uymadığına bak. Onların yaptıklarına uygunsa hayırdır, yap: değilse şerdir, yapma.
Bununla da hayır veya şer olduğunu tesbit edemezsen nefsine ve hevâna arz et. Nefs bir korkuya bağlı olmadan tabiî olarak ondan nefret ediyorsa, o hayırdır. Nefs Allâh’dan bir sevâb ümîd ederek değil de tamahkârlığı yüzünden ona meyl ediyorsa şerdir. Zira nefis dâimâ kötülüğü emreder ve asla hayra meyletmez.
( 03 Haziran 2012 Pazar, Fazilet Takvimi Arkası )
http://www.fazilettakvimi.com/tr/2012/6/3.html
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym
(عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ مَا رَأَيْتُ أَحَدًا أَكْثَرَ مَشْوَرَةً لِأَصْحَابِهِ مِنْ رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ. (ت
Ebû Hüreyre (r.a.) şöyle buyurdu:
“Ashâbıyla Resûlullâh’dan (s.a.v.) daha çok istişâre eden hiç kimse görmedim.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
(http://www.fazilettakvimi.com/public/resimler/site/figur.png)
İstişâre Eden Pişman Olmaz
Bir iş hakkında bazı kimselerin görüşüne müracaat etmeye, onlara danışmaya ve fikir alışverişinde bulunmaya istişâre denir. Bir yerde toplanıp istişârede bulunan topluluğa şûrâ; kendisiyle istişâre edilen kişiye müsteşar denilir.
İstişâre edilecek kimse güvenilir ve hayırsever olmalıdır. Kanâatinin aksine fikir beyan edip karşısındakini aldatan hâinlik etmiş olur. Danışılan şey kendisine ait olsa kendi hakkında ne düşünüyorsa başkası hakkında da öyle düşünüp fikir beyan etmelidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Her kim, kendisiyle istişârede bulunan, danışan kardeşine bildiği halde hayrın ve doğrunun aksine bir şey söylese, fikir beyan etse şüphesiz ona hıyânet etmiş olur.” buyurmuşlardır.
Dinin esaslarına ait hususlarda istişâreye izin yoktur. Hakkında kat’î delil bulunmayan yerlerde; dünya işleri, idârî ve ictimâî meselelerde istişâre sünnettir.
Âyet-i kerîmede Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) Ashabıyla istişârede bulunması emredilmiştir. Bu emir, Peygamber Efendimiz’in onların görüşlerinden istifâde etmesi için değildir. Onların akıllarının, fikirlerinin derecesini bilmesi ve kendilerine olan sevgi ve muhabbetlerini anlaması içindi. Onlarla istişâre ederek, onlara olan muhabbetini göstermiş ve onların kıymetini arttırmıştır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) dünya işlerinde ve idârî işlerinde, hatta husûsi işlerinde bile Ashâbıyla istişârede bulunurlardı. Bir hadîs-i şerîfte “Hiçbir topluluk, istişâreden zarar görüp helâk olmamıştır. İstişareyi terk etmek ise helâke sebep olur.” buyurmuşlardır.
Allâhü Teâlâ Resûlullâh’a (s.a.v.) istişâre yapmayı emir buyurması, ümmeti için istişârenin lüzumunu ve ehemmiyetini bildirir. İstişârenin ne kadar mühim olduğunu şu hadîs-i şerîfler göstermektedir:
• “İstihâre eden mahrûm olmaz; istişâre eden pişman olmaz; iktisât eden (israf etmeyen), fakirlik sıkıntısı çekmez.”
• “Bir millet istişâre yaptıkça işlerinin en doğrusuna yol bulmuş olur.”
(2 Haziran 2015 Salı, Fazilet Takvimi Arkası)
(http://i.imgur.com/E3mvp.png) (http://www.fazilettakvimi.com/tr/2015/6/2.html)
http://www.fazilettakvimi.com/tr/2015/6/2.html