Sadakat islami Forum

DİNİ KATEGORİLER => İSLAM-GENEL => Konuyu başlatan: Fatihan - 23 Şubat 2009, 13:30:02

Başlık: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: Fatihan - 23 Şubat 2009, 13:30:02
Müslümanlar arasındaki dehşet verici kafa karışıklığının başlangıcı 1970'lere dayanır. O tarihlerde Diyanet'e hakim olan zihniyet, Osmanlı idaresindeki Suriye'den Mısır'a kaçmış olan reformcu ve yenilikçi Reşid Rıza'nın Telfik-i Mezahib (Mezheplerin fıkıh hükümlerini karışık olarak uygulamak) lehindeki kitabını Osmanlıca'dan bugünkü Türkçeye çevirtip yayınlamıştı.

Bendeniz o zaman Almanya'da sürgünde bulunuyordum. 1974'te Af Kanunu çıktıktan sonra vatanıma döndüğümde şöyle bir vak'a anlatmışlardı: Bir cami, kürsüde turfa bir vaiz haykırıyor "Ey Müslümanlar! Problemlerimize çare ve çözüm getirecek çok değerli bir kitap ayınlandı. Ankara'dan yeterli miktarda getirttik, camiden çıkarken birer nüsha alınız..." Bu kitap Telfik-i Mezahib kitabıymış...

Zehi gaflet!... Farmason, taqiyyeci, yalancı, Müslümanları aldatan, Halife-i Müslimîn Gazi Sultan Abdülhamid-i Sanî hazretlerini bir İngiliz ajanı ile birlikte tahttan indirme planları yapan Cemalüddin Efganî'nin talebesi Abduh'un şakirdi bir adamın yanlış bir tezi savunan kitabını okuyarak Müslümanlar kurtulacakmış...

Bu zihniyet, ictihad yapmaya ehliyeti olmayan kimselerin işkembeden ictihad yapmalarını tavsiye ediyordu. Eskiden ümmet dört büyük müctehide bağlıydı. Şimdi bozukların ve bid'atçilerin sayesinde yüzbinlerce naylon müctehidimiz oldu.

"Kur'ân Yahudileri ve Hıristiyanları İslâm'a çağırmıyor..." diyenler bile çıktı.

Vah vah, ne günlere kaldık!..

Kıyamet'e kadar kapanmayacak bir fitne fesat, nifak şikak, çekişme, verimsiz tartışma kapısını açtılar.

Birtakım mezhepsizlerin iddia ettiği gibi dört hak mezhep bir bölünme değildir. Asıl bölünme mezhepsizliktir. Ehl-i Sünnet içinde dört fıkıh sistemi vardır. Mezhepsizlikte ise on binlerce, yüz binlerce sistem değil, sistemsizlik, kafa karışıklığı bulunmaktadır.

Artık bu işler kolay kolay düzelmez.

Mezhepsiz bid'atçiler ictihad yaptıklarını, dini doğrudan doğruya Kur'ân'dan öğrendiklerini, Kutsal Kitabımızı doğru şekilde tefsir ettiklerini sanıyorlar. Bu zan onları gururlandırıyor, kendileriyle iftihar ediyorlar, kibre düşüyorlar.

Birtakım Rafizîler de bu toz duman, bu kargaşa içinde pür ümid bekliyor. Ehl-i Sünnet Müslümanları kendi fıkıhlarını bırakacak ve onların mezhebine girecek.

Zehi gaflet... Zehi gaflet...

Mezhep ve fıkıh lehindeki bir yazımı iktibas etmiş olan internet sitesine bir okuyucu şu mail'i göndermiş: "İbn Arabî'yi destekleyenin imanından şüphe ederim."

Ne kadar aşırı fikirlerdir bunlar.

Mezhepsizlik Arap ülkelerinde Müslümanları yüceltti ve kurtardı mı ki, Türkiye'de kurtarsın?

Mezhepler putmuş... Ne hezeyanlar ne hezeyanlar...

Bu konuları Şiî kardeşlerimle tartışmak istemem. Onları kendi hallerine bırakırım. Benim sözüm Ehl-i Sünnet Müslümanlarınadır. İslâm'ı doğru anlamak ve uygulamak istiyorsanız, dört mezhepten birinin fıkhını kabul edeceksiniz ve (istisnaî ve zarurî) haller dışında bütünüyle uygulayacaksınız.

İtikatta İbn Teymiyye ve onun gibi aşırılara tâbi olmayacak, Ehl-i Sünnet imamlarına ve gerçek ulemaya tâbi olacaksınız.

Kur'ân'ı kendi re'yinizle ve hevanızla yorumlamayacaksınız.

Dinde reformculuktan ve yenilikten ateşten kaçar gibi kaçacaksınız.

Resulullah Efendimiz'in (sallalahu aleyhi ve sellem) sünnetine sımsıkı sarılacaksınız.

Ashab-ı Kiram'ın tamamını sevip sayacaksınız.

Onların bazısının arasında bundan 1400 sene evvel cereyan etmiş bazı üzücü hadiseleri dinin esası olarak kabul etmeyecek ve bunlar hakkındaki hükmü Âdil-i Mutlak olan Yüce Rabbimiz'e bırakacaksınız.

Velhasıl din konusunda tartışmayacaksınız, çekişmeyeceksiniz.

Bilmeyenler bilenlere tabi olacak. Yüce Kur'ân'da "Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" buyurulmuştur.

İslâmî hiyerarşiye riayet edeceksiniz. Mezhebi, fıkhı inkar etmek bir ordudaki rütbeleri, hiyerarşiyi, disiplini inkar etmek gibidir.

Bizi Resulullah'a, O'ndan, Yüce Rabbimiz'e ulaştıran nuranî bir silsileye bağlanmak zorundayız.

Bu silsile gerçek fakihlerin ve mürşidlerin silsilesidir.

Mezhepsizlikte silsile milsile, icazet micazet yoktur. Mezhep devamlılıktır, mezhepsizlik kopukluktur.

Bazı mezhepsiz kardeşlerimi uyarıyorum. Bendenize sövüp sayarak, hakaret ederek, saçma sapan konuşarak bir yere varamazsınız.

Tefsir ve fıkıhta Resulullah Efendimiz'in iki büyük talebesi vardı. İbn Abbas ve İbn Mes'ud (radiyAllahu anhüma) hazretleri. Onlar Tabîi'nden talebe yetiştirdiler. Onlar da tebe-i Tabiî'nden... Böylece karnen ba'de karnin (bir nesilden öteki nesle) icazetli gerçek müfessirler ve fukaha yetişti. Bu devirde gerçek İslâm'ı onlar anlatıyor, öğretiyor. Bu muhterem zevata tabi olmakta büyük yararlar vardır.

Resulullah'a geçerli ve sahih bir silsile ile bağlı icazetli gerçek ulemaya, fukahaya, müfessirlere, muhaddislere ve diğer din bilginlerine bağlananlar Mevlalarını bulurlar. Bunları inkar edip, dini kendi nefs, heva ve cehaletleriyle yorumlamaya yeltenenler ise, yanlış yorumları yüzünden korkarım belalarını bulacaklardır.

Seçim bize aittir.



Mehmet Şevket EYGİ
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: kuruhüyük - 23 Şubat 2009, 15:01:16
Esslamüaleyküm..muhterem,muhtereme,müslüman kardeşler,ümmeti Huhammedin evlatları,yukarıda sayın Şevket beyin yazısında tadat edildiği üzere zaruriyyatı mühimme olan uyarısını dikkatle okıyalım ona göre ayağımızı denk alalım zira itikat bozukluğu tamir edilmez bir arızadır,haramiler,bilerek,bilmiyerek ayrı bir yol ihdas ederek hem kendilerini hemde uyanları felakete sürüklüyorlar dikkat! kuruhüyük



Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: Tuğra - 05 Mart 2010, 23:50:18
Teşekkür ederiz.
Başlık: Bir Mezhepsize!
Gönderen: 33.yıldız - 26 Mart 2010, 15:51:19
Hezeyannameni okudum, kahkaha ile güldüm. Dört fıkıh mezhebi bölücülüktür. Mezhepler puttur... gibi lâflar ediyorsun. Aklınca bütün Müslümanları mezhepsizlikte birleştirmek istiyorsun.

Sana soruyorum:

1. Dört fıkıh mezhebi usûlde, temelde, esasta birdir. Bunlar kalkar, mezhepsizlik yayılırsa dört değil, dört bin, hattâ mezhepsiz Müslümanlar sayısınca bid'at mezhebi çıkacaktır. Senin birleşme, birleştirme dediğin bu mudur?

2. Telfik-i mezahibten bahs ediyorsun. Böyle bir şey dini oyuncak etmek olmaz mı? Bir hakim hem Türk, hem Rus, hem Portekiz, hem Paraguay, hem Fiji Adaları ceza kanunlarına göre hüküm verebilir mi?

3. İlâhî kelâm olan Arapça Kur'ân ile kul kelâmı olan tercüme ve meâlleri bir tutuyorsun. Sende kuş kadar akıl yok.

4. Kur'ân "Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" buyuruyor. Sen ise, Kur'ân'ı anlamakta, yorumlamakta, ondan hüküm çıkarmakta cahillerle âlimlerin bir olduğunu, herkesin eline rastgele bir meal alarak kutsal kitabı anlayabileceğini iddia ediyorsun. MaşaAllah bu yaşta bu zekâ akıllara seza.

Hezeyanların, mantıksızlıkların, tutarsızlıkların o kadar çok ki, bunların hepsini sıralayıp, herbiri hakkında birer sayfa reddiye yazılmak gerekse kocaman bir kitap olur.

Sana tavsiye ediyorum: Bu saçmalıkları bırak, dört mezhepten birini bütünüyle kabul et. Müslümanlığı hayatına onun hükümleriyle uygula ve fitne fesat çıkartmaktan, Müslümanları bölmekten vaz geç. Böyle yaparsan senin için hayırlı olur.

m.şevked eygi
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: ihvan - 26 Mart 2010, 17:08:07
Resulullah'a geçerli ve sahih bir silsile ile bağlı icazetli gerçek ulemaya, fukahaya, müfessirlere, muhaddislere ve diğer din bilginlerine bağlananlar Mevlalarını bulurlar. Bunları inkar edip, dini kendi nefs, heva ve cehaletleriyle yorumlamaya yeltenenler ise, yanlış yorumları yüzünden korkarım belalarını bulacaklardır.

Seçim bize aittir.


Mehmet Şevket EYGİ
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: 33.yıldız - 28 Mart 2010, 20:57:20
Mezhepsizlik fitnesi

Dört hak mezhebe ve fıkha aleyhtar olan mezhepsizler, bir kısım Selefîler, Sünnet inkarcıları, Kur'ân'dan başka dinî delil kabul etmeyenler, mezheplere put diyenler...

Bunlara bakılırsa dört mezhep olması bir bölünme ve parçalanma işi...

Bu iddia tamamen hezeyandır.

Çünkü dört hak mezhep esasta, usûlde, temelde birdir.

Dört hak mezhep şubelerdir. Aslında tek hak mezhep vardır, o da Ehl-i Sünnet ve Cemaat mezhebidir.

Zaruriyat-ı diniyede hepsi aynı çizgidedir.

İhtilaf (çeşitlilik) olan konular, teferruatla (esasa taalluk etmeyen ayrıntılar) ilgilidir.

Müslümanlar birlik olmak istiyorsa dört mezhepten birinin hükümlerini bütün olarak kabul etmelidir.

Mezhepler kabul edilmez, her Müslüman İslâm'ı kendi kafasına, re'yine, hevesine göre yorumlar ve uygularsa dört değil, binlerce, on binlerce, hatta Müslümanlar sayısınca bâtıl mezhep çıkar.

Dört mezhep Selef-i Sâlihîn İslâmlığıdır.

Dört mezhep Kur'ân'a, Sünnet'e, icmâ-i ümmete uygundur.

Mezhepsizlik en büyük ve en tehlikeli bid'attir.

Selefîlik bir mezhep ve fıkıh değildir, bid'attir.

Kur'ân'da, Sünnet'te birleşmenin ilk şartı, Kitabullah'ı câhillerin kendi kafalarına göre yorumlamamaları ve ondan hüküm çıkartmamalarıdır.

Yorum hizmet ve yetkisi Ümmetin bilenlerine aittir.

Bu bilenlere ulema ve fukaha denir.

Onlar, ucu Resullerin (Sallalahu aleyhi ve sellem) Seyyidine ulaşan icazetlere sahiptir.

Kur'ân elbette bütün insanlığa gönderilmiştir ama onun tefsirini (yorumunu), ondan şer'î hüküm çıkartmayı herkes yapamaz.

Kur'ân'da "Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" buyuruluyor.

"Ebu Hanife de benim gibi bir insandır. Ben de onun gibi ictihad yaparım" demek cahillik ve saygısızlıktır.

1400 yıllık İslâm tarihinde Ebu Hanife gibi çok az alim, fakih, imam (din önderi) çıkmıştır.

Ebu Hanife mutlak müctehittir.

Din konusunda engin ilmi vardı. Yüksek akıl ve firâset sahibi idi. Takvalı bir Müslümandı. Büyük ahlaka, mürüvvete, sezgiye sahipti. Biyolojik bakımdan insan olmak başka şeydir, Ebu Hanife ayarında bir âlim, örnek ve olgun Müslüman olmak başka şeydir.

Mezhepsizlik çok büyük bir fitnedir.

Bu devirde Sultan Abdülhamid yaşasa ve hâkim olsaydı mezhepsizliğe izin vermezdi.

Bütün Müslümanlar insan olarak eşittir ama alimlerle cahiller eşit değildir.

Müslümanların birlik olmasını istiyorsak, mutlaka bir fıkıh mezhebine bağlı olmamız gerekir.

Böyle bir birlik olmazsa Müslümanlar güçlü olamaz.

Ümmete en büyük zararı, din konusunda câhilane tartışanlar veriyor.

Mezhepleri kötüleyen ilahiyatçılara inanmayınız, kanmayınız.

Dinimizi icazetli ulemanın, fukahanın, müfessirlerin, muhaddislerin muteber ve güvenilir kitaplarından öğrenelim.

Mezhepsizlerin kitaplarını okumayalım.

Osmanlı devlet-i İslâmiyesi ve Hilâfeti altı yüz küsur sene şu prensiplerle ayakta kalmıştır.

1. Bid'atlerden ve sapıklıklardan uzak sahih ve temiz itikad.

2. Dört hak mezhep.

3. İslâm'ın zâhirine ve Şeriata mutabık olmak şartıyla tasavvuf ve tarikat.

Mezhepsizlik İslâm dünyasını böldükçe böler... Müslümanları birbirine düşürür, zararlı tartışmalara ve çekişmelere yol açar.

Birleşme ulema ve fukahaya bağlanmakla olur.

Onlar esasta, temelde, usûlde, zaruriyat-ı diniyede ihtilaf etmemişlerdir.Teferruatta, ayrıntılarda farklı görüşleri olmuştur, bu çeşitlilik de bir rahmet ve zenginliktir.

Şeytanın tuzaklarına düşmeyelim.

mehmet şevket eygi
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: Lika - 29 Mart 2010, 03:52:17
Teşekkürler.
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: turk_ay - 19 Nisan 2010, 16:00:56
Elinize yüreğinize sağlık aydınlattığınz için çok teşekkür ederim.
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: ben biryolcuyum - 19 Nisan 2010, 17:54:55
ellerininize sağlık çok şumullu paylaşım olmuş Allah ehli sünnetten ayırmasın ayağımızı kaydırmasın.
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: osmanlı - 19 Nisan 2010, 21:47:51
öLÜMÜNE EHLİ SÜNNET
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: duha - 02 Aralık 2010, 02:48:22
Teşekkürler.
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: ferdi - 02 Aralık 2010, 19:59:25
Dini tamir altında din tahripçileri mezhepsizler....Kendilerine: "Yeryüzünde (Allah'ın
emirleri dışına çıkarak) sakın fesat çıkarmayın (bozgunculuk yapmayın)!"   denildiği zaman: (Ne Fesadı)"Bizler sadece ıslah ediyoruz" derler.Dikkat edin Fesad çıkaranlar ta kendileridir,fakat farkında değillerdir(bakara11-12)

Suçları kabahatlarından büyük.Hayallerinde oturtmuşlar karşılarına mez-heb imamlarını, yine hayalen onları teker teker her mesele hakkında konuşturuyorlar. Mezheb imamları
sanki talebe, bunlar da imtihan heyeti. Veya mezheb imamları maznun,bunlar da hüküm heyeti, hâkimler....Hayallerinde mezheb imamlarını dinledikten sonra, “Bu meselede sen, sen, sen yanlış söyledin. Sadece seninki doğru; ikinci meselede de seninki doğru” diyerek, bir meselede birinin ictihadını diğer bir meselede başka birinin ictihadını
kabul ederek mezheb çorbası yapıyorlar. Onların bu halleri, gözü iyi görmeyen bir devenin bir oradan bir buradan otlamasına benzer ki, bunun ilmî adı “Mezheblerde telfik”, ulemânın bu tavır hakkındaki hükmü ise şudur: Zındıklık…(Ali Eren)
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: 33.yıldız - 05 Aralık 2010, 20:56:56
Telfiki mezahib de önemli bir konu.
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: evdadettin - 22 Aralık 2010, 17:27:52
    
Müslüman kardeşim,sadece Kur'an-ı kerime ve hadislere göre ibadet yapmak doğrudur.Ancak o ibadeti yaparken en ince ayrıntısına kadar doğru yapmak gerekir.Onun içinde 4 hak meshep imamlarınna uymak zorunludur.Hepsini birlikte tatbik etmek,yaptığın ibadeti şüpheye düşürür.Örneğin;Hanefi mezhebinde abdestli iken vücudunun bir yerinden kanın akması abdesti bozar ancak şafi mesebinde belli ölçüye kadar kan akmaz ise bozmaz.

Sen bir mezhebe bağlı değilsen yaptığın ibadetler şüpheye düşer,belkide kabul olmaz.Kur'an-ı kerimde ve hadislerde ibadetlerin nasıl yapılacağı vardır ancak en ince ayrıntısı yoktur.Bu dört mezhebin imamları yazdıkları veya öğrettikleri ilimler kendi kafalarına göre yazmamıştır,peygamberimizin sünnetlerine ve Allah'ın kelamı olan Kur'an-ı kerime göre açıklamışlardır.
    
Bütün insanlara önce lazım olan şey,(Ehl-i sünnet)alimlerinin kitablarında bildirdikleri gibi,bir iman ve itikat edinmektir.Halbuki,Peygamberimiz"aleyhisselam"buyurduk ki,(Kur'an-ı kerimden kendi aklı ile,kendi düşüncesi ve bilgisi ile ma'na çıkaran kafirdir).(Berika) ve (Hadika) da dil afetlerinin ellincisi.
    
Dört mezhepte ictihad derecesine yükselmiş olan alimlere ve bunların yetiştirmiş oldukları büyük alimlere(Ehl-i sünnet) alimleri denir.Ehl-i sünnetin reisi ve kurucusu, (İmam-ı a'zam Ebu Hanife Nu'man bin Sabit)ve iki imam,Ebu Mensur Ma-türidi ve Ebul-Hasen-i Eş'aridir.

Ben bu yazıyı hiç bir mesebe uymayan arkadaşım için geniş kaynaklardan alarak yazdım,bir müslüman kardeşimize faydalı olabildiysem ne mutlu.
                                                                                                                                                                                                                                                                                       
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: uykucu - 22 Aralık 2010, 17:50:51
Güzel paylaşımlar için herkese teşekkürler.Emeğinize sağlık
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: mazhar - 11 Mart 2012, 20:55:08


Ehli Sünneti Yıkmak İsteyenler


1. Bir kısım mezhepsizlerin, reformcuların, dinde yenilik ve değişim isteyenlerin, Mutezile mezhebine bağlı olanların, Rafızîlerin, Necdîlerin, Kemalistlerin, Kripto Yahudilerin ve Kripto Hıristiyanların asıl hedefleri ve amaçları Ehl-i Sünnet ve Cemaati yıkmaktır.

2. Bu maksatla en fazla İmamı Âzam Ebû Hanife'ye saldırıyorlar. Çünkü halkımızın büyük kısmı Hanefîdir. Hanefîliği yıkmadıkça amaçlarına ulaşamayacaklarını biliyorlar.

3. Onların stratejilerinde Diyanet'i  "mezhepler üstü" yapmak vardır.

4. Ehl-i Sünneti yıkmak isteyenlerin yüzde 90'ı taqiyye ve kitman yaparak gayelerini gizlemektedir.
http://www.sadakat.net/forum/islamgenel/mehmet_sevket_eygi_beyin_gunluk_yazilari_ve_makaleleri-t53321.520.html#lastPost
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: azizistanbul - 12 Mart 2012, 00:10:33
Mehmet Şevki BEy'e sonuna kadar katılıyorum. Ancak mezhepsizliğin tarihsel gelişiminde sadece diyanetin yaptığı faaliyetlerden birini anlatmış. Aynı zihniyet İMam Hatip Liselerine de hakim olmuş ve milletin tertemiz ehli sünnet evlatlarının kafalarını oldukça karıştırmıştır. Ve bu kafa karışıklığı hala devam etmektedir.
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: mazhar - 12 Mart 2012, 00:20:11
O konuda haklısınız.onunla ilgili bir bilgi bulabilirsem paylaşırım...sizden de bekleriz...
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: azizistanbul - 12 Mart 2012, 13:17:34
O konuda haklısınız.onunla ilgili bir bilgi bulabilirsem paylaşırım...sizden de bekleriz...

konuşmanızı iğneleyici bir uslup olarak algılıyorum. Yanılıyorsam söyleyin.

ben mesajımda sadece bir gerçeği ifade etmeye çalıştım. Hiç kimseye eksik bilgi verilmiş diye bir hesap sorma girişimim olmadı. Ayrıca paylaşımımı da görüşlerimi belirterek yaptım. yani bu konudaki görüşlerimi illa Mehmet Şevket Bey'in yazılarından mı getirmek zorundayım ?

Kendi gördüklerimi kendi duyduklarımı kendi yaşadıklarımdan edindiğimi ifade ettim. Yani kısmi olarak paylaşımı mı yaptım.
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: osmanlı - 12 Mart 2012, 15:07:58
Aziz İstanbul kardeş,

Üstüme vazife değil ama bir üstteki ifadede iğneleyici bir üslup yokki. Ayrıca tahminim mazhar kardeş yinede sizden özür dileyip yanlış anlaşıldığını beyan edecektir.(Yazılarından tanıdığım kadarı ile) Şahsımca aramızda da bu tür tartışma ve nifaka müsaade etmezsek daha iyi olmaz mı?

Bu dünden bozma yarından olma reformcu yenilikçi şahsiyetlerle münakaşa ettiğim vakit, soruyorum kendilerine nasıl abdest alıyorsun ve ne şekil namaz kılıyorsun tarif et diye. Tabiki ya şafii yada hanifiye göre taklit ettikleri için neden beğenmediğin mezheplere göre ibadet ediyorsun? Bu bir muamma değil mi? diyince gevelemeye başlıyorlar. Haa belki bir kalkıp yaşar nuri gibi 2 vakte ve 2şer rekate düşürüp ismailiye veya imamiye gibi namaza benzer bişeyler de yapabilirler.Aslı budur diye.
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: mazhar - 12 Mart 2012, 20:22:59
Alıntı
Aynı zihniyet İMam Hatip Liselerine de hakim olmuş ve milletin tertemiz ehli sünnet evlatlarının kafalarını oldukça karıştırmıştır. Ve bu kafa karışıklığı hala devam etmektedir.


Ah! be,kardeşim nelere takılıyorsunuz,neleri hesap ediyorsunuz,ben ne diyorum siz ne anlıyorsunuz...(ezci kuyem tanburem ci zanet)bu kelime de Kürtcesi...

Ben sizi tastik ediyorum,siz iğnelemekten bahsediyorsunuz...

Alıntı
konuşmanızı iğneleyici bir uslup olarak algılıyorum. Yanılıyorsam söyleyin

Yanılıyorsunuz !
Sizi bilmiyorum da benim benim öyle bir lüksüm yok...İnsanlarla iyi geçinmeyi severim...siz nasıl  bu şekilde algıladınız anlayamadım...

Yaşınız kaç ? bilmiyorum, ama böyle şeylere fazla takılmayın...



Alıntı
ben mesajımda sadece bir gerçeği ifade etmeye çalıştım. Hiç kimseye eksik bilgi verilmiş diye bir hesap sorma girişimim olmadı. Ayrıca paylaşımımı da görüşlerimi belirterek yaptım. yani bu konudaki görüşlerimi illa Mehmet Şevket Bey'in yazılarından mı getirmek zorundayım ?

Kendi gördüklerimi kendi duyduklarımı kendi yaşadıklarımdan edindiğimi ifade ettim. Yani kısmi olarak paylaşımı mı yaptım


Size hesap sordunuz da demedim-demem de...
Eksik olan, sizin değindiniz gibi O zihniyetin yaptıklarının forum yoluyla paylaşmak. Ben bu konu da bir şeyler bulabilirsem paylaşırım dedim...
...Sizin de bu bununla ilgili bilgileriniz varsa paylaşmanızı istedim..bunda ne var ?



Alıntı
Kendi gördüklerimi kendi duyduklarımı kendi yaşadıklarımdan edindiğimi ifade ettim. Yani kısmi olarak paylaşımı mı yaptım.

 Ben de doğru söylüyorsunuz dedim...Bir  eksikliği söylediniz devamını da bekleriz,demek istedim...
Sadakat net de güzel paylaşımlarımızın devamı dileğiyle...



Osmanlı kardeşim öncelikle benim adıma konuştuğunuz için teşekkür ederim...Bu alıngan,hassas kardeşimize yukarıda dilim döndüğü kadar durumu izah ettim...
Ben zaten tartışmayı sevmem.
Saygılar.


Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: azizistanbul - 13 Mart 2012, 01:15:08
normal hayatta alıngan değilim . ama net ortamında niyetleri anlamak zor oluyor. ayrıca sitede bazı problemlerim oldu. bir iki defa hararetli tartışmalar esnasında konular kilitlendi veya konular  SAdece Ehli İlim ! olanların görebileceği yerlere taşındı . o sebepten sevdiğim takip ettiğim ve kendimce emek vermeye çalıştığım sitede bazen canımı sıkan şeyler oldu. o sebepten dolayı yoğurdu üfleyerek yiyorum. Şöyle söyleyeyim keşke zamanım olsada geçmişteki mesajlarımı kontrol edebilsem sizde bana hak vereceğiniz yazışmalarım oldu. sitenin kıdemllerinden birinin mesajına ya ekleme yaptım yada tenkit ettim çok biliyorsan sen de paylaşımda bulun da görelim tavrını sergiledi. birden o günlere kaydım.  o sebepten biraz alınganlık olmuş olabilir.

dikkat ettiyseniz zaten  mesajımda yanılıyor olabileceğimi ifade ettim.
Başlık: Ynt: Mezhepsizlik Fitnesi Nasıl Çıktı?
Gönderen: İsra - 13 Mart 2012, 13:59:19
normal hayatta alıngan değilim . ama net ortamında niyetleri anlamak zor oluyor. ayrıca sitede bazı problemlerim oldu. bir iki defa hararetli tartışmalar esnasında konular kilitlendi veya konular  SAdece Ehli İlim ! olanların görebileceği yerlere taşındı . o sebepten sevdiğim takip ettiğim ve kendimce emek vermeye çalıştığım sitede bazen canımı sıkan şeyler oldu. o sebepten dolayı yoğurdu üfleyerek yiyorum. Şöyle söyleyeyim keşke zamanım olsada geçmişteki mesajlarımı kontrol edebilsem sizde bana hak vereceğiniz yazışmalarım oldu. sitenin kıdemllerinden birinin mesajına ya ekleme yaptım yada tenkit ettim çok biliyorsan sen de paylaşımda bulun da görelim tavrını sergiledi. birden o günlere kaydım.  o sebepten biraz alınganlık olmuş olabilir.

dikkat ettiyseniz zaten  mesajımda yanılıyor olabileceğimi ifade ettim.

Sanal alem sadece yazılardan ibaret olsuğu için bazen yazılanlar yanlış anlaşılabiliyoruz :)


Azizistanbul kardeşim sizede kıdemlisiniz yorum ve paylaşımlarınızın devamını diliyoruz :)
Başlık: Mezhepsizlik En Tehlikeli Bid'attir
Gönderen: Mücteba - 08 Şubat 2016, 02:31:14

Mezhepsizlik En Tehlikeli Bid'attir (Bedir Yayınevi)

Son zamanlarda ülkemizde Arap dünyasından veya Pakistan taraflarından gelen mezhebsizlik rüzgârları estirilmektedir. İslam Şeriati'ni yıkmayı amaçlayan mezhebsizliği iki zümre destekliyor:

Birinciler, İslam'ın fıkıh hükümlerini, dünyaya ait ahkâmını ortadan kaldırıp dinimizi bir hümanizmaya çevirmek isteyen reformculardır. Bunların içinde bazı İlâhiyat profesörleri bile vardır. Maalesef, din işlerine karışmamaları gereken bazı resmî laik çevreler de, bu cereyanı desteklemekte, yönlendirmekte, uğrunda büyük meblâğlar harcamaktadır.

İkinci sınıf mezhebsizler, zâhirde dindar ve tâvizsiz görünen bazı mutaassıplardır ki, onlar kendi bozuk itikadlarını ve sapık mezheblerini Türkiye'de yayabilmek için sünnî mezhebleri yıkmak gayesini gütmektedir.

Birtakım câhillerin ağzında şu cümle sakız olmuştur: "Asr-ı Saadette mezheb var mıydı? Yoktu. O halde mezheb bid'attir!"

Bunlara deriz ki: Asr-ı Saâdet'te, Kur'an-ı Kerim de, baştan sona kadar tek bir Mushaf halinde yazılmamıştı. Huffâzın hâfızalarında, parçalar halinde şurada burada yazılmış bulunuyordu. Yemâme savaşında Ashab-ı Kiram'dan hayli hâfızın şehid olmaları karşısında endişeye düşen bazı sahabe Halife-i Müslimîn Hazret-i Ebûbekr'e müracaat ederek, Kur'anın kitap halinde yazılmasını talep etmişler ve ondan sonra ilk Mushaf ortaya çıkmıştır. Asr-ı Saâdet'te yoktu diye Mushaf'a bidat denilebilir mi? İşte Mushaf Kur'an'ın ilâhî nazmını, mezheb de, o nazmda ve onun tefsiri mâhiyetinde olan Sünnet'teki Şeriat hükümlerini bir araya getiren bir müessesedir. Elzemdir, faydalıdır, zarûrîdir.

Bazı makaleler, risâleler, kitaplar vardır ki, isimleri muhteviyatlarından daha önemlidir. İşte Türkiye Müslümanlarına sunduğumuz bu kitabın birinci bölümünü teşkil eden, merhum Muhammed Zâhid el-Kevserî'nin (Düzcelidir) "Mezhebsizlik Dinsizliğe Köprüdür" başlıklı makalesi ile, onu takib eden ve Suriye ulemasından Said Ramazan el-Bütî'nin te lif ettiği "Mezhebsizlik İslam Şeriati'ni Tehdit Eden En Tehlikeli Bid'attir" kitabının başlıkları böyledir. Hicrî 14'üncü asrın, miladî 20'nci asrın iki büyük din âlimi, işte Müslümanları bu başlıkları taşıyan yazılarıyla uyarıyorlar.

Mezhebsizlik İslam Şeriati'ni yıkmak, on dört asrın birikimi olan İslam kültürünün hukuk hazinesini dışlamak; ilâhî nizam olan İslam'ı ya bir hümanizma, yahut da bir ideoloji derekesine düşürmek demektir.

"Herkes dinini Kur'an'dan öğrensin, mezheblere lüzum yoktur..." fikri tatbikatta anarşi doğurur. Mezhebsizler de namaz kılmayı, abdest almayı, orucun ahkâmını ilmihal ve fıkıh kitaplarından, yâni mezheblerden öğrenmektedir.

Mezhebsizlik İslam Dünyası için bir çare ve çözüm değil, bir intihardır.

(...)

Ubeydullah Küçük (Kitabın Önsözünden)



(http://www.camlicakitap.com/public_depo/kitaplar/buyuk/183.jpg)

Mezhepsizlik En Tehlikeli Bid'attir

Said Ramazan El-Bûtî
Bedir Yayınları
(http://www.camlicakitap.com/kitap/mezhepsizlik-en-tehlikeli-bid-attir-183)

Kategori: İtikadi Mevzular
Sayfa: 200
Stok: 8
Boyut: 13x19,5 cm
Dil: Türkçe
ISBN: 975-8514-431 (http://www.camlicakitap.com/kitap/mezhepsizlik-en-tehlikeli-bid-attir-183)[/size]