Sadakat islami Forum

SADAKAT MEDRESESİ => TALİM VE TECVİD İLİMLERİ => Konuyu başlatan: Fatihan - 06 Aralık 2010, 23:32:43

Başlık: Fakihlerin (ض) Dad Harfi Hakkında Söylediklerinden Bir Kısmı
Gönderen: Fatihan - 06 Aralık 2010, 23:32:43
Muhammed Nemr İbnü Bekr İbni Ahmed Hammâd en-Nablûsî

Tercüme Eden:Molla Ismail Mağnisâvî-Guraba Mecmuası

اَعُوذُ بِااللهِ مِنَ اَلشَّيْطَانِ اَلرَّجِيمِ

بِسمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحيِم

اَلْحَمْدُ الِلّهِ رَبِّ الْعاَلَمِينَ * وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلىَ سَيِّدِناَ مُحَمَّدٍ وَأَلِه اَجْمَعِينَ

(Bundan sonra…

Bu mevzû’da bir takım görüşler vardır. Zamânımızda bilhassa Şâfiî âlimlerinin çoğu, namazlarında fâti-hada Dad harfi yerine zâ/zı harfine benzer veya yakın bir harf telaffuz edenlerin namazlarının sahîh olmadığını söylemektedirler. Aşağıda, sadece bu mesele hakkında yazılan bir kitâbın bir kısmından yapacağımız bir tercüme ile inşâellah dört mezhebin bu husûstaki görüşlerini aktaracak ve meseleye açıklık getirmeye çalışacağız:)
Başlık: Şafi Mezhebinin Bu Konudaki Görüşleri
Gönderen: Fatihan - 06 Aralık 2010, 23:35:29
Şafi Mezhebinin Bu Konudaki Görüşleri

İmâm Nevevî rahimehullah, ‘el-Minhâc’da ‘namazın nasıl kılınacağı’ babında (şöyle) dedi:

“Şayet namaz kılan, (ض) harfi yerine (ظ) harfini okusa, en doğru olan görüşe göre sahih olmaz.”

Er-Ramlî ve el-Hatîb (Şirbînî), ‘yani o kelimeyi (böyle) okumak sahih olmaz’ dediler. Bu (sahîh değildir hükmü), böyle okumak, mananın farklı olmasıyla namaz’ı değiştirdiği içindir.
Çünkü “ض”/dad harfi, (helal, batıl, unutma, bilerek veya bilmeyerek yoldan çıkmak manasına gelen) (ضلال)/dalâl masdarından gelir.
“ظ”/zâ ise, gündüz bir şeyi yaptığı zaman, ظل يفعل كذا,ظلولا (sözlerinden) gelir. Diğer harflere kıyâs ile de böyledir.[1] [İkinci] (“esahh”ın karşıtı olan “sahîh” görüşde ise,) insanların çoğuna (ض) ile (ظ) arasını ayırmak zor olduğu için sahihdir.
Bu hilaf/ anlaşmazlık (“en doğru olan, böyle bir kıraat sahih değildir,” mukabil olan sahih olan kavle göre ise, ‘insanların çoğu bu iki harfin aralarını ayıramayacağı için sahihdir’ şeklindeki zıd görüş, şu iki harfin arasını) ayırmağa gücü yettiği halde istemeyerek ayırmayan veya öğrenmesi mümkin olduğu halde öğrenmeyip (ayırmadan) aciz kalan içindir. (Ancak) öğrenmekten aciz olana bu okuyuş kesinlikle yeter. (Çünki) o ümmîdir. Gücü yetip de kasden ayırmayana gelince. İtimâd edilen görüşe göre kesinlikle yetmez. (Nevevî’nin Sözü)

Şebramlusî, (Nevevî’nin) ‘öğrenmeye kadir olana kesinlikle yetmez’ sözü üzerine şöyle dedi:

‘Hattâ İbni Hacer’in de dediği gibi kasden ve bilerek böyle yaparsa namazı bozulur.’

Sonra da şöyle söyledi:

Menhec üzerine yazılan İbni Kâsım, Remlî’den (namazın) bozulmayacağını nakletti. (Bitti) Burada (bozulmaz görüşünde) zorluğu gidermek vardır.

Buğyetü’l-Müsterşidîn’in ‘namazın rükünleri’ babında şöyle yazılmıştır:


Şayet (namaz kılan), fatiha-ı şeriflerde “ض” yerine “ظ” harfini okusa, esah/en doğru olan fetvada namazı bozulur.
Esah’ın/en sahîh’in mukabili taklid edilmesi caiz olan kuvvetli bir görüştür. O da, “ض ile ظ arasını ayırmak zor olduğu için (namaz) bozulmaz’(fetvası)dır.

Fahruddîn er-Razî’nin Tefsir’inde şöyle denilmiştir:


(ض) harfi ile (ظ) harfleri birbirine benzediği için (ض)’ı (ظ) harfine çevirerek okumak caizdir. Bu ise avamdan yükü hafifletir ve onlara zorlamanın olmamasını gerektirir.

Şayet, (ض) harfini (ظ)/dan başka bir harfe çevirse, Ramlî ve Hatîb’in de dediği gibi, kesinlikle sahih olmaz.

Fahruddîn Râzi birinci cüz (اعوذ با الله من الشيطان الرجيم)‘in tefsirinde şöyle dedi:

Bize göre seçilen görüş, (ض) harfinin (ظ) harfiyle karışmasının namazı bozmayacağıdır. Buna, ikisinin arasında ciddî bir benzerliğin bulunması ve aralarını ayırmanın da zor olması delâlet etmektedir. (O halde), ikisinin arasının ayırma teklifinin (zorunluluğunun) düşünülmesi gerekir.

Benzerliğin açıklanması ise, bir takım yönlerledir:

Birinci Vecih/Yön: İkisi de mechûre harflerdendirler.

İkinci Vecih/Yön: İkisi de rıhve harflerindendirler.

Üçüncü Vecih/Yön: İkisi de İtbâk harflerindendirler.

Dördüncü Vecih/Yön: Her ne kadar (ظ)’nın çıkış yeri dil ucuyla üst ön dişlerin ucu arasından, (ض)’ın mahreci ise, dilin kökünün yanıyla onu takip eden azı dişler ise de, (ض)’ın yumuşaklığından dolayı inbisât açıklık hasıl olur. Bu sebeple (ض)’ın mahreci (ظ) mahrecine yaklaşır.

Beşinci Vecih/Yön: “ض” harfini söylemek Arablara mahsustur. Aleyhissalâtü vesellâm Efendimiz “ben en iyi (ض) okuyanım’ buyurdu. Anlattığımız yönlerle sabit oldu ki, (ض) ile (ظ) arasında benzerlik çoktur ve (aralarını) ayırmak da zordur.

Bu böyle olunca, biz de şöyle diyoruz: Eğer (ض) ile (ظ) aralarını ayırmak mutlaka göz önünde bulundurulmuş olsaydı, elbette ki Resûlüllâh ve Sahabe zamanı’nda ve hassaten Acemler İslam’a girince bu istenirdi. Böyle bir istek bulunmayınca, kesinlikle bilmiş olduk ki, Mü’minlere (ض)” ile (ظ)’nın) arasını ayırmak yükünü yüklemek yerinde değildir.

Başlık: Hanefi Mezhebinin Bu Konudaki Görüşleri
Gönderen: Fatihan - 06 Aralık 2010, 23:56:20
Hanefi Mezhebinin Bu Konudaki Görüşleri

Fetâvâ-ı Hindiyye’nin birinci cild, okuyucu hataları hakkında olan beşinci fasl’ında (şöyle) dedi:

Namaz kılan bir harf yerine başka bir harf okusa ve (bu okuyuş) manayı değiştirmese, (ان المسلمين) yerine (ان المسلمون) ve (إن الظالمين) yerine (الظالمون إن) gibi okusa, bu onun namazını bozmaz.
Eğer manayı değiştirirse ve (ط) ile (ص) harfleri gibi iki harfin arasını meşakkatsiz ayırmak da mümkin ise ve (الصالحات) yerine (الطالحات) okusa, namazı herkese göre bozulur.
Lâkin (ض) ile (ظ), (ص) ile (س) ve (ط) ile (ت) gibi iki harfin arasını ayırmak ancak meşakkatle mümkin ise, (bu hususta) âlimler ihtilaf ettiler: Onların çoğu ‘onun namazı bozulmaz’ dediler. Fetavâ-ı Kâdıhân’da böyle söylenmiştir. Meşâyıhın çoğu da böyle fetva verdiler.

Kadı İmam Ebu’l-Hasen ve Kadı İmam Ebû Âsım, eğer ‘kasden böyle yaparsa namazı bozulur; diline böyle geldi veya ayırmayı bilmiyorsa, namazı bozulmaz’ dediler. Sözlerin âdl/doğru olanı ve seçilen görüş de budur. Kerderî’nin el-Vecîz’inde böyle yazılmıştır. Kim de bazı harfleri güzel yapamıyorsa, mazur sayılmaz; çalışması gerekir.

Kemâl İbnü’l-Humâm, Fethu’l-Kadîr’in birinci cildinin kıraat babında (şöyle) dedi:

(ص) ile (ط) gibi İki harfin arasını ayırmak meşakkatsiz ise, namaz kılan, (الصالحات) yerine (الطالحات) okusa namazı bozulur.
Eğer bu ayırmak, (ظ) ile (ض), (ص) ile (س) ve (ط) ile (ت) aralarını ayırmak gibi zorlukla oluyor ise, denilmiştir ki bozulur. Âlimlerin çoğu da bozulmaz dediler.

Demek istiyor ki, (iki harfden birini) diğeriyle değiştirirse bozulmaz.

İbnü Abidin de ‘okuyanın yanlışlıkları’ bahsinde bunun gibisini fazlasıyla nakletti. İstersen oraya muracaât et.

Mar’aşî şöyle dedi:

(ض) yerine (ط) okuyanın da namazı bozulur. Çünki aralarında benzerlik olmadığı için ayırmakta zorluk yoktur. Nitekim bunu Molla Aliyyül Karî’den naklettik.

Rûhu’l-Beyan Tefsiri’nde (وما هو علي الغيب بضنين) ayeti celilesinin tefsirinde şöyle denilmiştir:

Kurân okuyanın (ض) ile (ظ) harflerinin çıkış yerlerini mutlaka bilmesi lazımdır. Çünki, (ض)’ın mahreci dil kökünün yan tarafından ve sağdan veya soldan onu (dilin yan tarafından) takib eden azı dişleri(nin arasından)dır. (ظ)’nın mahreci ise dil ucuyla üst ön dişlerin dipleridir.

Şayet, Namaz kılan iki harften (ض) ile (ظ) birini diğerinin yerine koysa (ne olur?) dense,

Biz şöyle deriz:

‘El-Muhîtu’l-Burhânî’de şöyle denilmiştir:

(ض) yerine (ظ) okusa, veya aksine olsa (“ظ” yerine “ض” okusa) kıyas namazının bozulmuş olmasıdır. Âlimlerin çoğunun görüşü budur.
Âlimlerimiz, insanların çoğu, husûsan Arab olmayanlar hakkındaki zarûrettten dolayı ‘namazın bozmayacağı’na hükmettiler. Çünki Arab olmayanların çoğu, iki harfin arasını, ayıramazlar; ayırsalar bile, yanlış ayırırlar.
Başlık: Maliki Mezhebinin Bu Konudaki Görüşleri
Gönderen: Fatihan - 06 Aralık 2010, 23:59:58
Maliki Mezhebinin Bu Konudaki Görüşleri

Eş-Şeyh Ebu’l-Berakât Seyidî Ahmed Ed-Derdîr, Muhtasaru’l-Halîl üzerine yazmış olduğu Şerhu’l-Kebîr’inde, ‘cemaatla namaz kılmanın hükmü’ faslında (şöyle) dedi:

 

[(ض)ile (ظ)’nın] veya (ص) ile (س), yâhud da (ذ) ile (ز) [arasını ayırmayan(imâm)a] uyanın namazı, mutlak olarak bozulur mu, veya, namazı kıldıranın namazı sahîh olur mu? Onun kendi namazı, -o (bu harfleri) bilerek karıştırmadıkça- her hâl ve kârda sahihdir ve i’timâd edilen görüş de budur. (Bu husûslarda imâmlarımız arasında) [anlaşmazlık (vardır).]

Muhtasaru’l-Halîl metnindeki) naklin açığı, bazı şârihler(in şerhlerin)de olanın aksine hiçbir kayıdla kayıdlı olmamasıdır. Evet, bu (hüküm) kasıdlı olmayan hakkındadır. Nitekim bu, musannif(Halîl)’in (Muhtasar’ındaki) ‘ayırmayan’ sözünden de anlaşılmaktadır.
Başlık: Hanbeli Mezhebinin Bu Konudaki Görüşleri
Gönderen: Fatihan - 07 Aralık 2010, 00:00:51
Hanbeli Mezhebinin Bu Konudaki Görüşleri

Iknâ’ ve Şerhi’nde cemaat ile namaz kılmak babında (şöyle) dedi:

“Önceden geçen sebeble, [ondan]/fatiha’dan (ر)’yı (غ) ve benzeri şekilde okuyan peltek bir okuyucu gibi, [bir başka harfe çevrilmeyecek olan bir harfi başka bir harfe çevirip okuyanın hükmü, onda ma'nâyı değiştiren bir yanlış okumakla yanlış okuyanın hükmü(gibi)dir.] Bu sebeble onu değiştirmeyen ve yanlış okumayana imam olması sahih değildir.

[Ancak, (المغضوب) ve (الضالين) kelimelerinin “(ض)” harfi böyle değildir.] Onu [“(ظ)”ya] çevirse, çevirmeyene imam olması [sahihdir.] Çünki bununla ümmî olmaz. Bunun açığı, “ikisinin arasındaki lafzen ve manen olan farkı bilse bile, [kendi gibisine] imamlığı sahih olduğu [gibi] (çevirmeyene de imamlığı sahihdir). [Çünki bu ikisinden] yani (ض) ile (ظ)’dan [her biri dil ucundan ve dişlerin arasındandır.
Aynı şekilde, ses Mahreci de birdir.
Bunu Şeyh, Şerhu Umde’de söyledi. Eğer onu düzeltmeye gücü yetse], yani geçen, bir harfi kendine idğâm edilmeyecek bir harfe idğâm etmeyi, (المغضوب) ve (الضالين)’nin (ض)’ı (ظ)’ya çevirmenin dışında olan bir harfi başka bir harfin yerinde getirmeyi veya manayı bozan bir yanlış okumayı düzeltmeye (gücü yeterse) namazı [bunları düzelmedikçe sahih olmaz.] Çünki o, onu Kurân olmaktan çıkardı.

Müntehâ ve Şerhinde (şöyle) dedi:

Ümmînin imamlığı caiz değildir. (Ümmî), kişiyi anaya nisbet etmek demektir. Sanki o, (hâlâ) anasının doğurduğu haldedir. Denildi ki, (‘ümmî’, kişiyi) Arab Ümmeti’ne nisbet etmektir. Aslı, ‘yazı yazamayan’ demektir. Örfde/fıkıh ıstılahında ise, fatihayı ezberlemeyen veya fâtihâ’da, idğam edilmeyecek, (başka bir harfin içine sokulayacak) bir harfi idğam eden (başka harfe sokup şeddeleyerek onun gibi okuyan) demektir. (Mesela), (لله)’nin (ه)’sini (رَبِّ)’nin (ر)/’sına idğam etmek, (هَِّربِّ) şeklinde okumak veya ondan çevilmeyecek bir harfi başka bir harfe çeviren gibi. O da elsağdır/ra’yı ğayn okuyandır.) Çünki İmamı Buharî ve Ebû Dâvûd “ليؤمكم أقرأكم”/“size en (güzel) okuyanınız imamlık yapsın” hadisini rivâyet etmiş,[2] Zührî, “Sünnet, Kurân’dan bir şey bilmeyenin insanlar tarafından imam yapılmamasını getirmiştir” demiştir ve imam cemâatın okumasını üstlenmiştir. Ancak, “المغضوب”nin “ض”ı “الضالين”nin “ض”ını “ظ” ya kalb ederse, aradaki lafzen ve manen olan farkı bilsin veya bilmesin, ümmî olmaz… (Münteha ve Şerhi’nden Nakil Bitti.)

Şu (إتحاف العباد في معرفة النطق بالضاد )/“ض”harfini söylemeyi bilmek hakkında Allah’ın kullarına hediye” isimli kitabımda söylemek istediğim son söz şudur: Allah celle celâlühû bunu -her ne kadar o ikbâl ve iltifat’a layık değilse de- sırf kendi rızası için eylesin. Raûf ve Rahîm olan Resûlünü de razı eylesin. Lakin amelin kabûl edilmesi ve dilencinin boş çevrilmemesi gibi yüce hasletlerin Efendimiz’e has kılınması, büyük imam el-Ebûsîrî’nin yaptığı münacaât ile yalvarmaya sevketti:

Ey “ض”ı okuyanların en fasihi!.. Ondan razı ol.

Burada bir hata veya ayak sürçmesini görenden onu düzeltmesini ve bana güzel ahlakın gerektirdiği ile muamele etmesini umuyorum. Çünki ben anlayışı kıt, kulacı kısa, zihni keskin olamayan ve bilgisi az olanım.

والحمد لله رب العالمين

* (إتحاف العباد في معرفة النطق بالضاد) isimli kitâbdan alınmıştır.

[1] Bir harfi başka bir harfle okumak caiz olmadığı gibi “ض” harfini “ ظ” harfine çevirerek okumak da caiz olmaz.

[2] ‘Kari,’ ‘akra’ devr-i saâdette fıkhı ve Sünneti en iyi bilen manasındaydı. Âlimlere kurrâ denilirdi. Nitekim Ebû Bekr efendimiz radıyAllahu anhu’dan daha iyi okuyanlar var idiyse de efkah O olduğundan Nebî sallellâhu aleyhi ve sellem tarafından imâm O yapılmıştı. Bu dediğimiz Hanefî Mezhebi âlimleri hadîsden ve Efendimizin tatbîkatından kalkarak hadîsi böyle anlamışlardır; diğerleri ise hadîsin zahirine tutunmakla iktifâ etmişler ve onu Nebevî tatbikat çerçevesinde anlamamışlardır.

Başlık: Ynt: Fakihlerin (ض) Dad Harfi Hakkında Söylediklerinden Bir Kısmı
Gönderen: Fatihan - 07 Aralık 2010, 00:13:31
Bu konuyu daha önce aşağıdaki başlıklarda da müzakare etmiştik:

Velezzallin meselesinin hükmü nedir? (http://www.sadakat.net/forum/islami_sorulariniz_ve_cevaplari/velezzallin_meselesinin_hukmu_nedir-t27813.0.html)

Mahreç (http://www.sadakat.net/forum/talim-ve-tecvid-ilimleri/mahrec-t10663.0.html)