Sadakat islami Forum

FORUM AKTİVİTELERİMİZ => VAKT-İ MUHABBET => Konuyu başlatan: Hâsıl-ı Kelam - 02 Ocak 2011, 00:00:09

Başlık: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Hâsıl-ı Kelam - 02 Ocak 2011, 00:00:09
5 Ocak 2011 Çarşamba günü akşamı Show TV'de başlayacak "Muhteşem Yüzyıl" dizisineizleyici tepkisi çığ gibi büyüyor. Henüz daha dizinin fragmanları yayınlanırken RTÜK ve Show Tv'ye tepki telefonları ve maillerin yağdığı öğrenildi. Dizinin yayına başlamadan bu kadar tepki görmesi dikkate değer bulundu.


Ahlâktan ve gerçeklerden çok uzak

'Gönül Erleri' isimli bir grup, dizinin yayına başlamaması için RTÜK'e ve yayıncı kanala tepkilerini iletiyor. Grubun dizi ile ilgili hazırladığı protesto metninde şu ifadeler yer alıyor:

"Bu dizide reyting uğruna geçmişimiz karalanıyor, ecdadımız şehvet düşkünü gibi gösterilmek isteniyor. Geçmişiyle övünen milletler geleceğe güvenle bakarlar. Bizim geçmişimiz bu dizide anlatılanlar gibi değil. Anlı, şanlı şerefli tarihimizle alay ediliyor. Osmanlı yarı çıplak raks eden cariyelerle değil, dünya medeniyetine ve İslam alemi'ne yaptığı hizmetlerle anılmalıdır. O Kanuni ki, "haldaşım, gardaşım, yoldaşım" diye hitap ettiği, Ebussuud gibi bir ulema (27 yıl Şeyhulislamımızdı) ile ağabey-kardeş idi, yakınlık içinde idi... Fransa'da dans başlayınca nasıl uyardı ve bir uyarısı ile nasıl yasaklandı... Bu yanlışa, saygısızlığa dur demek elimizde. Değerlerimizle, geçmişimizle, ecdadımızla alay edilmesine, onların şehvet düşkünü, sapkın olarak gösterilmesine, mahremlerine dil uzatılmasına izin vermeyelim. Bu dizideki mahrem sahneler düzeltilene ya da yayından kaldırılana kadar tepkimizi göstereceğiz."

Hazırlık süreci 1.5 yıl süren dizide Kanuni rolünü Halit Ergenç, Hürrem rolünü ise Meryem Uzerli oynayacak.Hazırlıklarına 3,5 milyon lira harcandığı belirtilen dizide rol alacak diğer oyunculardan bazıları şöyle: Nebahat Çehre, Nur Aysan, Selma Ergeç ve Okan Yalabık. Senaryosunu Meral Okay'ın yazdığı dizinin yönetmenliğini de Yağmur ve Durul Taylan yapacak

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK), rtuk@rtuk.gov.tr mail adresinden ve 0312 297 50 00 numaralı telefondan istek ve önerileriniz bildirebilirsiniz.
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: mazlum - 02 Ocak 2011, 00:06:48
Bu bidirin ve uyarın için Tşk ler .
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Tuğra - 02 Ocak 2011, 00:54:07
Sadakat ailesi olarak gerekli tepkiyi verelim çevremize de duyuralım
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: 33.yıldız - 02 Ocak 2011, 01:02:38
Sadakat ailesi olarak gerekli tepkiyi verelim çevremize de duyuralım

inşAllah. reklamlarını görünce midemiz kalktı zaten, bilbordlara bile reklamını vermişlerdi
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Ay Işığı - 02 Ocak 2011, 01:22:14
Gerekeni yapalım inşaAllah.
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: sehle - 02 Ocak 2011, 01:30:15
Gerekeni yapalım inşaAllah.
inşaAllah Pasif kalmayalım
Allah c.c.razı olsun Hâsıl-ı Kelam
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Tuğra - 02 Ocak 2011, 01:31:54
Önce maille tanıdıklarınıza bu sayfanın da linkini vererek yollayabilirsiniz
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Mahi - 02 Ocak 2011, 02:01:50
Gerekeni yapalım inşaAllah.
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: İsra - 02 Ocak 2011, 02:45:48
Sadakat ailesi olarak gerekli tepkiyi verelim çevremize de duyuralım
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Fatihan - 03 Ocak 2011, 01:44:57
Osmanlı tarihinin en şanlı döneminin çarpıtıldığı "Muhteşem Yüzyıl" dizisine tepki yağmaya başladı. Haberkultur.net yazarı Handan Özduygu'ya göre, Show TV'nin yeni dizisi Muhteşem Yüzyıl, Kanuni Sultan Süleyman'ın şerefli tarihi, haremdeki kızların hepsinin padişahın koynuna girmek için hazırlandığı iç gıcıklayıcı müstehcen sahnelerle anlatacak. İşte o yzaı;

Osmanlı ve saray denince aklına sadece müstehcen cariye hikayeleri gelenlerin reyting uğruna tarihi istismar etmelerinin yeni bir örneği 'Muhteşem Yüzyıl' Show tv de yayına girmek üzeredir...

Osmanlı tarihinin en muhteşem dönemi, anlı şanlı 46 yıl dünyaya hükmetmiş 'Muhteşem Süleyman' ismi ile tarihe geçmiş bir padişahın, kadın düşkünü olarak anılması fevkalade çirkin ve yanlıştır...

Muhteşem Yüzyılın, Muhteşem Süleyman'ın şerefli tarihi, haremdeki kızların hepsinin padişahın koynuna girmek için hazırlandığı iç gıcıklayıcı müstehcen sahnelerle anlatmak, nasıl bir anlayıştır, üzerinde düşünmek gerek…

Dizinin senaristi Meral Okay, diziyi anlattığı bir televizyon programında:

“Bildiğimiz resmi tarihin dışında da bir tarih var tabii ki… Belgelerle ortaya çıkan, daha asık yüzlü bir tarih… Ama öbür tarafta o tarihi yapan, o tarihi şekillendiren insanların bir de kendi hayatları, kimlikleri var” diyor…

Yani her önüne gelenin kendi hayatı algılayışına, kendi dünya görüşüne, kimliğine, ahlaki yapısına göre tarihi şekillendirdiğini gayet açık bir dille ifade ederken, dizinin senaryosunu yazarken de kendi dünya görüşünü, tarihi şahsiyetlere nasıl bir rahatlıkla giydirdiğini bir anlamda ifade ve itiraf ediyor…

Tarihi erkekler yazdığı için, erkeklerle ilgili daha fazla şey bilindiğini vurgulayan Okay, haremin kapalı bir kapalı kutu olduğunu belirterek; harem ancak oryantalistlerin ‘olsa olsa böyledir' diyerek yazdıkları bir şey olduğunu röportajında ifade etmiş. Tanıtımları izlediğinizde de Okay'ın haremi, padişahın emrinde vur patlasın çal oynasın, her gece bir cariye ile bir umumhane gibi anlatmayı seçtiğini görüyoruz.

‘Muhteşem Yüzyıl' ın muhteşem bir pervasızlık ve fütursuzluk içinde saygısız anlatımı, adeta çobansız bir sürüye karşı buyurgan, ben yaptım oldu rahatlığı, nereye kadar doğrusu merak ediyoruz.

Bir dizide Kanuni Sultan Süleyman anlatılacaksa vurgu neden onun herkesi hayran bırakacak entelektüel kişiliğine, seferlerine, zaferlerine, insanlık tarihinin medeniyet seviyesini nasıl yükselttiğine değil de koca cihan padişahının devşirme bir kadının elinde nasıl madara olduğu vurgusu yakıştırılır ve yapıştırılır. Bir erkeğin padişah da olsa, eşine duyduğu aşk neticede, muhteremdir, güzeldir, saygı gerektiren bir durumdur, peki ama niçin, neden, bu kadar müptezel bir dille anlatılır…

Aklı selim ve insaf duygusu ile bir gerçek tarihe bakın, bir de dizideki erotik-müstehcen sahnelere bakın, bu gözü dönmüş, haddi aşmış anlatım, bu kadar zaman sonra dahi olsa Osmanlıya karşı batılı zihnin hazımsızlığıdır sadece... Bir İslam Halifesinin, bu kadar seçkin, nitelikli ve başarılı olmasına tahammül edemeyenler, çamur at izi kalsın basitliği içinde, yaşadığı aşkı mümkün olduğu kadar çirkinleştirme yolunu seçmiştir.

Hükümdarlığı boyunca ortaya koyduğu adalet, kanun ve nizama karşılık tarihte ‘Kanuni' ünvanı ile anılmış ‘Muhibbi' mahlası ile yazdığı 3500 şiirlik divanı olan, mektuplarını “Bende-i Hûdâ, Süleyman-ı bî-riya” diye imzalayan mümtaz özel bir şahsiyettir söz konusu olan… Devrin Şeyhülislamı, aynı zamanda yakın dostu, Ebussuud Efendiye yazdığı bir mektubunda:

“Halde haldaşum, sinde sindaşum, ahiret karındaşum, tarik-i Hak' da yoldaşım Molla Ebussuud Hazretlerine duâ-i iblağından sonra nedür halinüz ve nicedür mizac-ı lazımü'l-imtizacınız” içten mütevazi ifadeleri ile anılmış, tanınmıştır.

Bir yanda Şeyhül İslam Ebussuud, bir yanda Mimar Sinan ve şaheserleri ile tarihe iz bırakmış, insanlığın hayranlığını kazanmış, bir padişahı meziyetleri ve güzellikleri ile anlatmak için, elbette sizin de birdonanımve alt yapı sahibi olmanız gerekirdi. Ama senaryoyu yazan Meral Okay, Muhibbinin şiirlerine yer verirken birçoğunu anlayamadığı için olsa gerek, bazılarını duruma göre kendisinin uydurduğunu söyleme rahatlığı içindedir…

Hayatı sadece müstehcenlik ve ahlaksızlık üzerine kurulu sananların hazırladığı bu dizinin yayını durdurulmalı ya da mahrem sahneler çıkarılmalıdır... Osmanlı yarı çıplak raks eden cariyelerle değil, dünya medeniyetine yaptığı hizmetlerle anılmalıdır...
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Tuğra - 03 Ocak 2011, 01:47:46
Şu anda reklamını verdiler. Hz Allah bildiği gibi yapsın bunları.
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: mazlum - 03 Ocak 2011, 01:57:48
Af edersiniz fakat bir laf vardır onu kullanacam , Hatta bu lafı'da ,Dogrumu yanlışmı konusunda yazıp yorumlayalım İnşaAllah. ( Eceli gelen Kelp Cami duvarına pislermiş )
Mevla görelim neyler , neylerse güzel eyler .
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: tunike - 03 Ocak 2011, 13:09:10
teşekkürler herkez üstüne düşeni yapsın
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: teksir - 03 Ocak 2011, 14:44:46
Af edersiniz fakat bir laf vardır onu kullanacam , Hatta bu lafı'da ,Dogrumu yanlışmı konusunda yazıp yorumlayalım İnşaAllah. ( Eceli gelen Kelp Cami duvarına pislermiş )
Mevla görelim neyler , neylerse güzel eyler .
gh8))

birde bunu oyayan oynatanlar yazan senaristlerin ila.. acaba soylari kokleri nesilleri nerden???
Hepimize maglumki bir cogunun kokeni farkli irklardan osmanliyla alakasi olmadigi icin bu kadar ve isteklerine gore yorumlaya biliyorlar

hz.Allah sonumuzu hayr eylesin
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: ihvan - 03 Ocak 2011, 17:07:31
hiç bir şey yapamasakta..show edepsizini kapatalım...bu dizi olmasada bizde show diye bir kanalizasyon yok.
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Günbatımı - 03 Ocak 2011, 17:46:13
reklamlarını görünce midemiz kalktı zaten,
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Günbatımı - 03 Ocak 2011, 17:58:56
0312 4441178 Rtük iletişim hattı.
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Hâsıl-ı Kelam - 03 Ocak 2011, 18:18:58
0312 4441178 Rtük iletişim hattı.

teşekkürler
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Tuğra - 03 Ocak 2011, 19:55:09
Alıntı
bu dizi olmasada bizde show diye bir kanalizasyon yok.

Uygun bir benzetme olmuş..
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: iniz_hay - 03 Ocak 2011, 20:23:24
bu (show) kanalizasyona bakmayınız mideniz bozulabilir.
Başlık: Muhteşem Yüzyıl'a dair
Gönderen: Fatihan - 04 Ocak 2011, 11:58:54
6 Ocak 2011 tarihinde Show TV ekranlarında Osmanlı Tarihi'nin en kudresli yıllarını anlatan "Muhteşem Yüzyıl" başlayacak. Dizi başlamadan özellikle harem sahneleriyle ilgili bir çok yorum yapıldı. Açıkçası dizide en azından birkaç bölüm görmeden bu tip yorumlar yapmak pek doğru olmaz lakin şu bir gerçektir ki harem, gerek Ahmed Akgündüz, gerek İlber Ortaylı gerek Halil İnalcık'ın tespit ve çalışmalarına göre; "bir eğitim kurumudur". Burada cariyeler ve hatta kadınefendiler, musiki dersinden tutun da hat sanatına, tasavvuftan klasik ev işlerine, batı edebiyatına dair kitaplar okumaktan erkek işleri olarak bildiğimiz konuların eğitimine kadar her şeyi öğrenirler. Bu konuda uzmanlaşıp profesyonelce beste yapanı da, kitap yazanı da olmuştur. O kitaplar şu an satışta, merak eden alıp okuyabilir. Osmanlı Tarihi'nin ne yerilmeye ne de övülmeye ihtiyacı vardır. 3 yıldır gerek blog yazarları olarak gerek farklı mecralarda bunu söylüyoruz. Tarih orada duruyor. Ezbere konuşmadan, arşivlerle belgelerle kaynaklarla konuşan yapımlar istiyoruz.

Osmanlı'da harem ve cariyelerle padişahlar arasında statüyü kaynaklarıyla iyi derecede öğrenebilmek adına şu 2 kitabı şiddetle tavsiye ederim:

Prof.Dr. Ahmed Akgündüz - Osmanlı'da Harem
Prof.Dr. Ahmed Akgündüz - Bilinmeyen Osmanlı
Aslı Sancar - Harem
Leyla Açba - Bir Çerkes Prensesinin Harem Hatıraları

Harem özellikle batılı yazarlar ve ressamlar tarafından tamamen çarpıtılmış, erotizm yuvasına çevirilmiş ve tüm dünyaya böyle sunulmuştur. Ancak günümüzde gerek arşiv çalışmalarında gerekse kaynaklara dayalı yapılan araştırmalarda bu izler net biçimde temizlenmiştir, temizlenmeye devam etmektedir.

Dileriz ki bu yapım, tarihi gerçeklere dayanarak dönemi en iyi anlatan yapımlardan biri olur. Biz de "Sonunda birileri tarihimize yakışır bir yapım sundu" deriz.

Yağız Gönüler
Gizlenen Tarihimiz
Kurucu / Yazar
Başlık: Muhteşem Yüzyıl'a eğitimcilerden tepki!
Gönderen: Hâsıl-ı Kelam - 04 Ocak 2011, 16:38:39
Türkiye’nin en büyük memur sendikası olan Memur-Sen’e bağlı Eğitimciler Birliği Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Emrullah AYDIN yaptığı açıklamada “5 Ocakta, Show TV televizyon kanalında senarist Meral Okay’a göre “Muhteşem Yüzyıl” bize göre ise “Muhteşem Rezalet” ya da “Yüzyılın Rezaleti” adıyla yayın hayatına başlayacak olan bu dizide oryantalizmin zirve yapacağı; reyting ve birilerini memnun etme uğruna ecdadımızın karalanıp şanlı tarihimizin, milli-manevi değerlerimizin tahrip edilmeye çalışılacağının, dizinin fragmanından anlaşıldığını” söyledi.

Aydın, açıklamasının devamında “Kerameti kendinden menkul senarist ve yapımcının kimler olduğuna bakıldığında bu dizinin ayrıca ideolojik bir kampanyanın da bir parçası olduğunun görüleceğini” ifade etti.

Ekranlara gelecek olan bu diziye toplumun her kesiminden olduğu gibi eğitimciler olarak kendilerinin de tepki gösterdiklerinin altını çizen Eğitim-Bir-Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Emrullah AYDIN, yaptığı açıklamada nasıl bir zihniyet ile karşı karşıya olduğumuzu ve ne şekilde hareket edilmesi gerektiğini anlattı:

Zihniyetleri hiç değişmedi: Cihan Devleti’ni haremden ibaret zanneden zavallılar var…

Sözde bu dizide ‘Öleceğini bile bile sefere çıkan, sarayda ölmekten korkan, er meydanında ölmeyi arzulayan, Osmanlı Devleti’ne en yüksek ve en ihtişamlı dönemi yaşatan, ayrıca Müslümanların halifesi sıfatıyla dünyaya Allah’ın adını ve adaletini yaymaya çalışan ve çıktığı seferde vefat eden Muhteşem Süleyman; elinde kadehiyle zevk ü sefa hayatı süren, kadına düşkün şehvet müptelası olan bir padişah olarak’ sunuluyor. Halbu ki Kanuni Sultan Süleyman ordusunun başında sefere çıktığı bir sırada vefat etmiştir.

Bu iftiralarla Osmanlı sultanları şehvet hastası, harem düşkünü olduğu imajını topluma yerleştirmek ve millet ile geçmiş arasında kurulmaya çalışılan kuvvetli bağ yok edilmek istenmektedir. Maddi beklentiler, reyting hesapları ve birilerini sevindirmek uğruna altın levhalarla dolu şanlı tarihimize iftira atmayı büyük bir saygısızlık olarak görmekteyiz.

Bu ve benzeri dizilerle zihinlerindeki yalanları millete yutturmaya çalışanların artık hedeflerine ulaşamayacaklarını vurgulamak istiyorum. Çünkü insanımız kararını vermiştir. Öze dönüş başlamıştır. Bu millet kendisini yeniden uyutma çabasında olanlara rağbet etmeyecektir.

Eğitimcilerimize büyük sorumluluk düşüyor…

Tüm bunlar olup biterken biz eğitimcilere de büyük görevler düştüğünü söylemek istiyorum. Hiçbir eğitimci kamuoyunun gözü önünde cereyan eden bu tartışmalardan kendini uzak tutmamalı ve sorumluluk bilinci ile hareket ederek bu yanlışa tepki göstermelidir. Bizler eğitim camiası ve Eğitim-Bir-Sen üyesi arkadaşlarımız adına bugün bu tepkiyi ortaya koyuyoruz. İlköğretim ile ortaöğretim okullarında görev yapmakta olan sosyal bilgiler ve tarih öğretmenlerimizin; tarihi şahsiyetlerin üzerinden bu milletin karakterini, kutsalını alaşağı eden bu vb. dizilere inat iman, edep, adalet ve yiğitlik abidesi tarihi şahsiyetlerimizi dün olduğu gibi bugün de en güzel ve en doğru şekilde canla başla öğrencilerimize anlatacaklarına inancım sonsuzdur. Çünkü biz eğitimcilerin en önemli sorumluluğu tertemiz zihinleri kirletmek değil; onları doğru bilgilerle aydınlatmaktır.

Fragmanından da anladığımız üzere dizinin neresinden tutmaya çalışırsanız çalışın toplumun hiçbir kesimine fayda sağlamayacağı aşikardır. Hatta içkiyi yasaklamış bir insana içki içiren, ömrü seferlerde geçmesine rağmen onu zevk-şehvet-kadın düşkünü biriymiş gibi gösteren, çirkin ilişkilerin yaşandığı sözüm ona harem hayatının varlığından bahsetmeye çalışan bu diziyi vb.lerini asla seyredilmek üzere öğrencilerimize tavsiye etmeyeceğiz.

Kim bilir dizinin senaristi ve yapımcısı, Topkapı Sarayı’nda harem dairesinin tavanlarında süslemeli olarak yazılı bulunan Kuran ayetlerini de, şehvet düşkünü padişahların(!) kadınlara yazmış olduğu aşk şiirleri(!) olarak izleyiciye aktaracak olmanın tatlı heyecanı(!) içindedir.

Velilerimiz çocuklarını uzak tutmalıdır…

Ayrıca toplumun büyük bir kesiminin ailece ekran başında olduğu bir saatte cinsellik üzerine kurulu bu senaryoyu, toplumun ahlaki değerlerine bir saldırı olarak görmekteyiz. Milyonlarca genç dimağı zehirleyecek, yalan-yanlış düşünceye yönlendirecek olan bu dizi rezaletine karşı çocuklarımızı uzak tutmak suretiyle velilerimizin de duyarlılık göstermesi gerekmektedir.

MEB’i, RTÜK’ü ve diğer ilgili kurumları da görevini yapmaya ve milletin hassasiyetlerine kulak vermeye davet ediyoruz…

Bu dizinin, gençlere kötü mesajlar vereceği ortadadır. Bu mesajı alan genç; ailesine, okul çevresine davranışlarıyla rahatsızlık verecektir. Bu da eğitim-öğretimin olumsuz etkilenmesine sebep olacaktır. Bundan dolayı Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet ÇUBUKÇU’dan bu vb. dizilerle ilgili eğitimciler olarak bir açıklama yapmasını bekliyoruz.

Ayrıca RTÜK yetkililerinin de biran önce harekete geçmesini ve bu diziyi başlamadan yayından kaldırmasını; Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan ise bu dizinin çekimleri için tarihi mekanların tahsisine müsaade etmemesini istiyoruz.”

Aydın, Eğitim-Bir-Sen İstanbul 1 No’lu Şube olarak konunun takipçisi olacaklarını belirterek açıklamasını sona erdirdi.

Haber7
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Mahi - 04 Ocak 2011, 17:41:10
Bu ve benzeri dizilerle zihinlerindeki yalanları millete yutturmaya çalışanların artık hedeflerine ulaşamayacaklarını vurgulamak istiyorum. Çünkü insanımız kararını vermiştir. Öze dönüş başlamıştır. Bu millet kendisini yeniden uyutma çabasında olanlara rağbet etmeyecektir.


İnşAllah...
Başlık: Muhteşem Yüzyıl'a şikayet yağmuru
Gönderen: Eymen - 04 Ocak 2011, 20:25:51
Özel bir televizyon kanalının fragmanlarını yayınladığı Muhteşem Yüzyıl dizisi, izleyiciden ve tarihçilerden büyük tepki gördü. Kanuni'nin içki içtiğini, harem hayatını cinsellikten ibaret gösterdiğini iddia eden vatandaşlar, Radyo ve Telvizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) telefonlarını kilitledi. RTÜK'ü mail yağmuruna tutan vatandaşlar, dizinin yayınlanmasına karşı çıktı.

Dizinin yayından kaldırılmasını isteyen binlerce vatandaş, sosyal paylaşım sitelerinde de sayfalar açtı. Facebook'ta 5 bin üyeye ulaşan sayfada diziye tepkiler yağıyor. "Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatından kesitler sunma iddiasıyla çekilen Muhteşem Yüzyıl, Osmanlı Devleti'ni kendi zihinlerinde oluşturdukları 'harem'den ibaret sananların çarpık tarih anlayışını bir kez daha gözler önüne serdi" sözlerinin yer aldığını Facebook'ta, RTÜK'e mail atılması isteniyor. İzleyicilerin; RTÜK'ün www.rtuk.org.tr/sayfalar/GorusOneri.aspx adresinden şikayetlerini dile getirebilecekleri ifade edildi. (İHA)

Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: cennet_nuru - 04 Ocak 2011, 22:16:22
Sadakat ailesi olarak gerekli tepkiyi verelim çevremize de duyuralım
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: enfa - 04 Ocak 2011, 23:44:38
Gültekin Avcı da dizide işlenen konuyu ve tepkileri dile getiren bir yazı kaleme aldı...

İşte Avcı'nın o yazısı...

"Muhteşem Yüzyıl" kimin fantezisi?

Bizim tarih temalı TV ve sinema yapımlarımız neden hep suni solunumla yol almaya çalışıyorlar?

Suni solunum diyorum çünkü tarih temalı bir yapımda gerçek soluklar tarihi bilgi ve belgelerden alınır.

Fantezilerinizle hareket edemezsiniz tarihte. Manipülasyon yapamazsınız.

İslam ve Osmanlı tarihi söz konusu olunca nedense oryantalist bakış açısı zirve yapıyor.

İlber Ortaylı'nın bir cevabı geldi aklıma.

Sanırım İstanbul Kanatlarımın Altında filmiyle ilgili konuşuyordu. "Ben sanatçıyım, tarihe uymak zorunda değilim falan diyorlar, ama saçmalamak zorunda hiç değilsiniz" demişti hoca.

 Kanuni Sultan Süleyman'ı anlatan "Muhteşem Yüzyıl"ın fragmanını defaatle izledim.

Açık söylemek gerekirse Muhteşem Yüzyıl mı, Erotik Yüzyıl mı karar veremiyorsunuz.

Harem ve kadın düşkünü bir Süleyman profili çıkıyor karşınıza.

"Sanat için sanat" yapıyorsanız bile, milletin ortak tarihi kimsenin dilediği gibi kullanacağı bir orta malı değil.

Aşk-ı Memnu'yla Halid Ziya'yı, Yaprak Dökümü'yle Reşat Nuri'yi taciz ettiniz.

Tarihin gösterdiği Süleyman'ın yerini, sizin fanteziniz 'Erotik Süleyman' alınca sanatsallık tavan mı yapacak? Kuşkusuz hayır.

Belki reyting tavan yapacak ama kim kaybedecek?

Millet ve tarih.

Kimse Kanuni'yi putlaştırdığımı düşünmesin.

Konu Kanuni'yse hem pompalanan malzeme hem de hakiki malzeme ortada.

Tarihçi olmak şart değil.

Açar bakarsınız İsmail Hakkı Uzunçarşılı'yı, İsmail Hami Danişmend'in Kronoloji'sini, Yılmaz Öztuna'yı, Hammer'i...

Bunların eserlerinden Müneccimbaşı, Aşıkpaşazade ve Naima gibi üstatların o konudaki görüşlerine de ulaşabiliyorsunuz.

Hangisinde "harem sevdalısı erotik bir Süleyman" imajı varsa işte burada der koyarsınız ortaya.

Hiçbirisinde "Muhteşem Yüzyıl'ın 'pompaladığı' Süleyman yok.

Son seferi Zigetvar'da savaş meydanında ölen bir Sultan var.

Yılmaz Öztuna'ya göre, öleceğini bile bile sefere çıkan, sarayda ölmekten korkan, er meydanında ölmeyi arzulayan bir Süleyman.

Bu son seferine hastalığı sebebiyle araba ve tahtırevanla götürülür ve sadece şehirleri geçerken ata biner Sultan.

Bizden önce Batılılar'ın 'Muhteşem Süleyman' yaptığı ve sergilere konu ettiği bir simayı, reyting uğruna yerle bir etmenin özel bir amacı olmalı.

Yapımla ilgili kritikler ve tarihçilerin isyanı da ortada.

Devletlerin ve bireylerin istikbali mazinin kökleriyle beslenir.

Geçmişinize dönüp bakacaksınız. Ama adam gibi.

Tarihin üzerine sanat faaliyeti inşa ederken bile ayaklarınız yere basacak.

Yani dengeli olacaksınız hitap ettiğiniz millete karşı. Çünkü o milletin tarihini ekranda resmedeceksiniz.

Kitaplar, ekranlar kadar yoğun ulaşamıyor milletin dimağına.

Tarihi bir şahsiyete ve tarihe iftira etmemeli.

Şahsına ve kalemine saygı duyduğum Ahmet Altan, Kanuni ile İbrahim Paşa arasındaki yakınlığa öyle bir kimlik biçti ki şaşırdım doğrusu.

Muhafazakârlık ve dindarlık elbette farklı şeylerdir.

Muhafazakârın neyi muhafaza ettiğidir önemli olan.

Tarihçi değilim ama baba yadigârı sadrazam Piri Mehmet Paşa'yı azledip yerine Pargalı Makbul İbrahim Paşa'yı sadrazam yapmasını, Kanuni'nin hatalarından biri olarak gördüm hep.

Müneccimbaşı, şehzadeliğinden beri arkadaşı olan Pargalı İbrahim'in, Kanuni Süleyman'ın ayaklarını yıkadığı suyu içtiğini söylüyor.

Müneccimbaşı ve ondan nakille İsmail Hami Danişmend, bu dalkavukluğa (tabasbus) işaret ediyorlar.

Kanuni'nin gençliğinde Manisa Valiliği yaparken İbrahim Paşa'yı tanıdığı ve çok iyi dost oldukları bir gerçek.

Tarihçiler İbrahim Paşanın güzel sesinden ve güzel yüzünden de bahsederler.

Kanuni'nin İbrahim Paşayı teamüllere aykırı olarak Hasodabaşılıktan Sadrazamlığa terfi ettirdiğinden de.

Ama başka bir şey yok. Beraber yatıp kalkmışlar falan bunlar şehir efsanesi.

Ahmet Altan bu iddiasını nereye dayandırıyor bilmiyorum.

Kadın düşkünlüğünün de çocuk sayısıyla ölçülebileceğini sanmıyorum. Giacomo Casanova'nın kaç çocuğu olduğunu bilen var mı?
Başlık: Dizinin fragmanını izleyenler RTÜK'e şikâyet yağdırdı
Gönderen: İsra - 05 Ocak 2011, 10:56:04
Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatını ekranlara taşımaya hazırlanan 'Muhteşem Yüzyıl' dizisi, daha yayınlanmadan şikâyet yağmuruna tutuldu. Fragmanları izleyen vatandaşlar, tarihî gerçeklerin saptırıldığını savunarak, RTÜK'ten dizinin kaldırılmasını istedi. İlk bölümü bugün yayınlanacak olan diziye son 3 günde 5 bine yakın şikâyet geldi. RTÜK, dizi yayına girmeden programa müdahale edemeyeceklerini açıkladı.

Kanuni Sultan Süleyman'ın hükümdarlık döneminin konu edildiği 'Muhteşem Yüzyıl' dizisi, izleyiciden ve tarihçilerden büyük tepki gördü. Vatandaşlar, özel bir televizyon kanalında bugün seyirciyle buluşacak olan dizinin fragmanlarında Kanuni'nin 'kadın ve içki düşkünü' bir sultan olarak gösterilmesine karşı çıktı. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nu (RTÜK) e-mail yağmuruna tutan vatandaşlar, dizinin yayından kaldırılmasını istedi. Dizi için kurula son 3 günde 5 bin şikâyet geldi. Bu oran, toplam şikâyetlerin yüzde 91'ini oluşturdu.

'Muhteşem Yüzyıl' dizisinin fragmanları, 11 Aralık 2010 tarihinden itibaren yayınlanmaya başladı. Tanıtımları izleyen seyirciler, RTÜK web sitesi üzerinden ve RTÜK İletişim Merkezi aracılığı ile diziye yönelik tepkilerini iletti. Dizi fragmanlarının gösterilmeye başlandığı 11 Aralık 2010 tarihinden itibaren 30 Aralık'a kadar RTÜK'e bin 500'e yakın şikâyet geldi. Tüm şikâyetler içindeki oran yüzde 26 olarak gerçekleşti. 31 Aralık 2010-2 Ocak 2011 (3 gün) tarihlerinde ise şikâyet sayısı katlandı. Bu günlerde, şikâyet sayısı yaklaşık 5 bine, toplam şikâyetler içindeki oran ise yüzde 91'e çıktı.

Vatandaşlar RTÜK'e, fragmanda gösterildiği kadarı ile Osmanlı hanedanının yanlış tanıtıldığını, gerçeklerin kasıtlı olarak saptırıldığını vurgulayan mesajlar gönderdi. Dizinin yayından kaldırılmasını isteyen binlerce vatandaş da sosyal paylaşım sitelerinde sayfalar açtı. Facebook'ta 5 bin üyeye ulaşan sayfada diziye tepkiler yükseliyor.

"Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatından kesitler sunma iddiasıyla çekilen Muhteşem Yüzyıl, Osmanlı Devleti'ni kendi zihinlerinde oluşturdukları 'harem'den ibaret sananların çarpık tarih anlayışını bir kez daha gözler önüne serdi." sözlerinin yer aldığı sayfada, RTÜK'e e-mail atılması isteniyor. İzleyicilerin RTÜK'ün www.rtuk.org.tr/sayfalar/GorusOneri.aspx adresinden şikâyetlerini dile getirebilecekleri ifade ediliyor.

Programların yayınlandıktan sonra denetlendiğini belirten RTÜK yetkilileri ise bu aşamada müdahalenin söz konusu olmadığını hatırlatarak, program yayınlanmadan gelen bildirimlerin değerlendirmeye konu olamayacağını ifade etti.

zaman
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: GöNüLDeN - 05 Ocak 2011, 11:38:52
Allah razı olsun kardeşim.. Show Tv Kınıyorum ve diziyi İzlemiyorum!!
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: turk_ay - 05 Ocak 2011, 12:52:18
Ben dahi şikayetimi ilettim herkesin bu hususta duyarlı olacağını tahmin ediyorum. Çok teşekkür ederim bilgilendirme için bi haberdim böyle olaydan :(
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: uykucu - 05 Ocak 2011, 13:37:40
Değil diziyi izlemek fragmanlarını bile izlemiyorum.Daha doğrusu izleyemiyorum.Midem bulanıyor.Biz -osmanlı tarihini bilenler olmasak- kendi tarihimizden soğutucaklar.Ama bilmedikleri bir şey var bizler tek yürek olmayı bilen bir toplumuz.Her türlü olumsuzluğa karşı kendi aramızda küskün olsakta "mevzu bahis vatan olunca gerisi teferruattır"
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Tuğra - 05 Ocak 2011, 15:12:09
0312 4441178 Rtük iletişim hattı.

4000 şikayet telefonu gelirse dizinin yayından kaldırılabileceğini öğrendim bugün..
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: osmanlı - 05 Ocak 2011, 19:02:29
Hodri meydan rtük dedim. Kurtlar vadisi pusu daki dirayetinizi göreyim dedim.
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: cennet_nuru - 06 Ocak 2011, 01:27:42
0312 4441178 Rtük iletişim hattı.

4000 şikayet telefonu gelirse dizinin yayından kaldırılabileceğini öğrendim bugün..

Hadi sadakat ailesi biz başarırız bunu kardeşlerm...
Başlık: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: fazıl14 - 06 Ocak 2011, 08:02:50
Essalamu Aleykum..

Şanlı Ecdadımızın Bırakmış Olduğu Tarihimize Sahip Çıkmak Her Müslüman Türk Evladının Vazifesidir..Osmanlımızın Ne Olduğu Belirsiz Kişiler Tarafından Karalanmasına Sessiz Kalmak,Ecdadımıza İhanettir..Tepkimizi Dile Getirelim İnşaAllah Kardeşlerim..

Şikayet İçin: http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/GorusOneri.aspx Adresinden Formu Dolduralım İnşaAllah..

KURULUŞ ADI: SHOW TV
YAYIN ADI : MUHTEŞEM YÜZYIL
YAYIN TARİHİ : 5 OCAK
YAYIN SAATİ : 20:00
Başlık: Muhteşem Yüzyıl ya da iğrenç senaryo
Gönderen: Hâsıl-ı Kelam - 06 Ocak 2011, 08:39:02
Show TV‘de bu akşam ilk bölümü yayınlanacak “Muhteşem Yüzyıl” adlı dizinin fragmanları birkaç haftadır internette, televizyonda, her yerde gözümüze batıyor. Evet, tam anlamıyla batıyor. Tarih mezunu biri olarak değil, az çok tarihi bilen biri olarak fragmanlardan rahatsız oldum.
Kanunî Sultan Süleyman’ın hayatını anlatma iddiasındaki dizinin fragmanında tamamen harem odaklı bir bakış açısı var. Üstüne üstlük bu harem bize ait ve gerçek bir harem değil; oryantalistlerin hayal dünyalarında kurdukları bir “harem”. Dizinin yapımcıları da oryantalistlerin bu hareminin erotik öğeli yanını çok beğenmiş olacaklar ki fantastik bir dizi yapmaya karar vermişler.

Tarihî bir dizi olarak adlandırmak kesinlikle doğru değil. Fragmanından görebildiğimiz kadarıyla; arka planında tarih olan, amacı Osmanlı’ya küfretmek olan erotik bir dizi olduğunu çıkarıyoruz. Dizi yayınlanmaya başlasın bakalım daha ne tür fecaatleri, iğrençlikleri ortaya çıkacak. Ama sizi diziyi izlememeye davet ediyorum. En azından şimdilik bunu yapabiliriz.
Kanunî’yi anlatacak dizide oynayan oyuncuya bir bakın: bir zamanlar ahlaksız teklifi ekranlardan meşrulaştıran bir karakteri canlandırıyordu. Şimdi ise “tarihi televizyonlardan öğrenmeye meyilli zihinlere” tarihi ve Kanunî Sultan Süleyman’ı tamamen yanlı ve yanlış tanıtma derdinde.
Aslında, tarihî film çekmekle erotik film çekmek arasında kalan yapımcı, yönetmen, senarist ve oyuncular kendi hayat hikayelerini çekmiş olsalar, ortaya çıkacak dizi kırmızı noktalı olarak yayınlanırdı ve daha çok reyting alabilirdi, bu güzide halkımız tarafından.

Dizi’ye kızmak mı, doğru senaryoyu yazmak mı?

Diziyi protesto etmek için çeşitli gösteriler düzenlendi. Farklı platformlar diziyi yayından kaldırmak için eylem yaptı. Bunlar şimdilik sadece bu dizi için etkili olabilecek bir tepkidir. Birkaç yıl sonra biri de çıkar Yavuz Sultan Selim’le ilgili dizi yapar, o zaman da yine eylem yaparız sokaklarda. Bence gidip orada burada “biz bu diziyi istemiyoruz” demenin bir faydası olmaz. Belki daha etkili bir tepki olarak ve yaptırımı olabilecek boykot yapılabilir. Bu konuda ise halkın duyarlılığına güvenemiyorum ne yazık ki. Herkes cebinin hesabını yapar, kimse boykot yapmaz. (Bir yandan da dizinin müdavimi kesilirler!) Ama kitlesel bir harekete dönüştürülebilecek bir boykotu sivil toplum örgütleri başlatsa, Çukurova Grubu için hiç de fena bir tepki olmaz.

Neticede, birkaç kendini ve tarihi bilmezlere kızacağımıza, kendimize kızalım: “Biz bu zamana kadar Kanunî Sultan Süleyman’ı doğru anlatan bir dizi neden yapmadık?”
Tepkisel bir eylemlilikten ziyade, eylem ortaya koyan bir irade geliştirmemiz lazım.
Senaryo yazabilecek aklı başında adamlar mı yok? Tarih desteği verecek araştırmacılar, akademisyenler mi yok? Filmi çekecek yönetmen mi yok? Belki hepsi var ama o çok övündüğümüz tarihimizi Batı’dan ve batılı kafalardan öğrenmeyi alışkanlık haline getirmişiz.
Akşam dizi yayınlanır, reytingler tavan yapar ve bir sonraki bölümde hangi naneleri yiyebilecekleri üzerine burada yazar dururuz: Biz kendi senaryomuzu yazıp izlettirmedikçe!

muverrih.net
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: ihvan - 06 Ocak 2011, 09:18:12
Essalamu Aleykum..

Şanlı Ecdadımızın Bırakmış Olduğu Tarihimize Sahip Çıkmak Her Müslüman Türk Evladının Vazifesidir..Osmanlımızın Ne Olduğu Belirsiz Kişiler Tarafından Karalanmasına Sessiz Kalmak,Ecdadımıza İhanettir..Tepkimizi Dile Getirelim İnşaAllah Kardeşlerim..

Şikayet İçin: http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/GorusOneri.aspx Adresinden Formu Dolduralım İnşaAllah..

KURULUŞ ADI: SHOW TV
YAYIN ADI : MUHTEŞEM YÜZYIL
YAYIN TARİHİ : 5 OCAK
YAYIN SAATİ : 20:00
.......DOLDURDUM GÖNDERDİM.
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: aydeniz - 06 Ocak 2011, 12:25:35
şikayetler gönderildi,Rabbim tesirini nasip etsin
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Tuğra - 06 Ocak 2011, 23:30:30
Dizi ile ilgili yasal işlemler başlatılıyor, az önce ntv haberde Bülent Arınç tarafından açıklandı.
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: İsra - 07 Ocak 2011, 00:06:30
haklın şikayetlerine tepkisiz kalmamaları güzel
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: siyahvemavi - 07 Ocak 2011, 00:21:06
Ben de rtük'e şikayetimi yaptım. Bir an önce gereken yapılır İnşAllah. Eğer bir cesaret bulurlarsa yani tepkisiz kalırsak tarihimize her türlü iğrençliği yapar bunlar.
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Emir-ül Bahr - 07 Ocak 2011, 00:52:35
Essalamu Aleykum..

Şanlı Ecdadımızın Bırakmış Olduğu Tarihimize Sahip Çıkmak Her Müslüman Türk Evladının Vazifesidir..Osmanlımızın Ne Olduğu Belirsiz Kişiler Tarafından Karalanmasına Sessiz Kalmak,Ecdadımıza İhanettir..Tepkimizi Dile Getirelim İnşaAllah Kardeşlerim..

Şikayet İçin: http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/GorusOneri.aspx Adresinden Formu Dolduralım İnşaAllah..

KURULUŞ ADI: SHOW TV
YAYIN ADI : MUHTEŞEM YÜZYIL
YAYIN TARİHİ : 5 OCAK
YAYIN SAATİ : 20:00

Şikayetimizi yaptık. İnşAllah bir an önce yayından kaldırılır ancak bir kısım medya tarafından ecdadımıza karşı yapılan bu asimetrik saldırının ardı arkası kesilecek gibi değil.
Başlık: 'Muhteşem' hatalarla dolu
Gönderen: İsra - 07 Ocak 2011, 11:19:32


Tarihçi Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak diziyi beğenmediğini söylerken, Kanuni'nin hayatı üzerine bir roman yazan Okay Tiryakioğlu, "Tamamen yabancılar izlesin diye çekilmiş." diyerek dizinin Batı'nın hayal dünyasına hitap ettiğini söyledi. Mustafa Armağan ise Muhteşem Yüzyıl'ın toplumu idealsizleştirmekten öte bir işe yaramayacağını belirtti.

ARINÇ: KANAL TEPKİLERİ DİKKATE ALMALI

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da RTÜK Yasa Tasarısı'nın görüşmeleri sırasında diziyle ilgili tepkilere değindi. "Ben de endişe ve üzüntü içindeyim'' diyen Arınç, bu tür yapımların reyting amacıyla yapıldığını ve kamuoyunun tepkilerini dikkate alarak televizyonun kendiliğinden kaldırmasının uygun olacağını söyledi. Sadece Atatürk'ün hatırasına hakareti suç sayan bir kanun olduğunu kaydeden Arınç, "Tarihimizin önemli şahsiyetlerini olduğundan başka türlü görerek küçültmeye çalışan ne olursa olsun karşılığını bulmalıdır. Diziyle ilgili şikayetleri süratle dikkate alacağız ve kanun çerçevesinde gereğini yapacağız." dedi.

Dizide mesaisinin büyük bölümünü haremde geçiren bir Kanuni portresi çiziliyor. Daha babasını toprağa koymadan yapılan eğlenceler, saray koridorlarında cıyak cıyak bağıran bir cariye, yaka bağır açık haremden kız seçen bir padişah... Halit Ergenç, Kanuni rolünde ne kadar tuhaf kaçıyorsa, dizilerin yaşlı kurdu Arif Erkin Güzelbeyoğlu vezir-i azam rolüne en az o kadar yabancı.

GÖRÜŞLER

Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak: "İzlediğim kadarıyla beğenmedim. Replikler biraz zaman dışı. Bir ara Şekspir okuyormuşum gibi geldi. Mahremi sergilemek gibi bir sinema anlayışı vardı..."

Okay Tiryakioğlu (Kanuni romanının yazarı): "Dizi bu haliyle Türk izleyicilerinden çok yabancılar izlesin diye yapılmış. Batılı hayal dünyasına hitap eden bir yapım olmuş. Mekan ve kostümler dışında hiçbir şey yerli yerince değildi."

Mustafa Armağan (Yazar): "Kötü niyet aramak istemiyorum ancak örnek alınması gereken bir padişahı zevk, sefa düşkünü gibi göstermek toplumu idealsizleştirir. Bu toplum böyle bir diziye layık değil."

Tarihçilerin dikkat çektiği hatalar

Tarihçilerin Muhteşem Yüzyıl dizisinde dikkat çektiği maddi hatalardan bazıları şöyle:

    * Olaylar 1520'de geçmektedir. Oysa Topkapı Sarayı'na haremin gelmesi 1540'ta başlar. Bu tarihten önce harem, Beyazıt'taki Eski Saray'daydı.

    * Yavuz Sultan Selim'in Rodos seferi için 200 parça kalyon hazırlandığı söyleniyor. Osmanlı'da ilk harp gemisi 1644'te inşa edilmiştir.

    * 16. yüzyılda adına Avrupa denilen müstakil bir coğrafya yoktu. Bu kavram 18. yüzyıldan sonra aydınlanma döneminde ortaya çıktı.

    * Hareme kızlar, seçilerek alınır, ardından çok ciddi bir eğitimden geçirilirdi. Başta örf-âdet olmak üzere İslami ilimler ile kabiliyetlerine göre birer sanatta yetiştirilirlerdi. Dizideki harem halkının davranışlarının, asırlar boyunca süzülerek gelen 'saray terbiyesi ve nezaketi'yle alâkası yok.

    * Harem halkının muhafazasını sağlayan ve dışarıyla ilişkilerine yardımcı olan harem ağaları, binanın dışında kendilerine ayrılan nöbet yerlerinde beklerdi. Harem ağaları da aynı terbiye ile yetiştirilirdi.

    * Dizideki oryantal oyunlar ve müzik, Osmanlı eğlence anlayışı ve musikisini yansıtmıyor.

    * Babasının cenazesi ortadayken bir padişahın eğlence düzenlemesi inandırıcı değil.

    * Kostümler Osmanlı'dan çok İngiliz dizisi Tudors'tan alıntı gibi...

    * Osmanlı geleneğinde padişahın huzuruna baş açık çıkılmazdı.

zaman
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: enfa - 07 Ocak 2011, 11:27:45
Show haber dün akşam öve öve bitiremedi muhteşem dizilerini! Milleti herşeyden bihaber zannedip aptal yerine koyuyorlar.
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: ihvan - 07 Ocak 2011, 14:11:04
şikayetler gönderildi,Rabbim tesirini nasip etsin
......bir dilekçe ve müracaat.............teheccüt vakti
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Tuğra - 07 Ocak 2011, 14:16:15
Alıntı
* Kostümler Osmanlı'dan çok İngiliz dizisi Tudors'tan alıntı gibi...

Konuda Tudors dan alımş gibi zaten 8.Henry'nin rezillikleri Padişahımıza lanse edilmiş
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Lika - 08 Ocak 2011, 02:12:58
Bizler de şikayetlerimizi yaptık, umarım en kısa zamanda kaldırılır.
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: iniz_hay - 08 Ocak 2011, 22:32:31


11 Aralıktan, 6 Ocak akşamına kadar bütün program türlerinde gelen şikayetlerin yüzde 93'ü bilin bakalım hangi diziye..08 Ocak 2011 / 19:28.2Muhteşem Yüzyıl'a gelen tepkiler RTÜK'ü bıktırdı. Fragmanların ekranda yayımlanmaya başladığı 11 Aralıktan, 6 Ocak akşamına kadar bütün program türlerinde gelen şikayetlerin yüzde 93'ü ''Muhteşem Yüzyıl''la ilgili oldu.

9 AYDA 64 BİN ŞİKAYET GELDİ.. 1 AY İÇİNDE BİR DİZİYE 74 BİN ŞİKAYET GELDİ..

Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna (RTÜK) 2010 yılının dokuz aylık döneminde 64 bin 664 bin vatandaş bildirimi yapılırken, kamuoyunda tepkilere yol açan ''Muhteşem Yüzyıl'' dizisiyle ilgili 11 Aralık-6 Ocak tarihlerinde 74 bin 911 şikayet geldi.

'Muhteşem Yüzyıl'a En Sert Eleştiri

"Karar aldık, buna son vereceğiz.." diyen bakın kim?
08 Ocak 2011 / 11:58
Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatını anlattığı ileri sürülen ve yayımlandığı gün tepkilere sebep olan "Muhteşem Yüzyıl" dizisine en sert eleştiri Osmanlı hanedanı üyelerinden geldi.
Osmanlılar adına konuşan 2. Abdülhamid'in soyundan gelen Şehzade Kayıhan Osmanoğlu, diziden duydukları rahatsızlığı dile getirdi. Diyalogların baştan aşağı yanlışlarla dolu olduğunu ve en çok da harem sahnelerinden rahatsızlık duyduklarını söyleyen Osmanoğlu "Ailecek karar aldık, kendi tarihimizi kendimiz çekip yanlışlıklara son vereceğiz. Ecdad torunları olarak bunu Türkiye'ye anlatacağız ve gerçek Osmanlı tarihi ortaya çıkacak." diyor.
Bir radyo programına konuk olan Kayıhan Osmanoğlu, Muhteşem Yüzyıl dizisiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
 "Muhteşem Yüzyıl'ı izledik. Ancak diziye ve anlatılanlara pek hoş gözle bakamadık." diyen Osmanoğlu, yapımcıların Osmanlı ile ilgili kendilerine danışmamalarını eleştiriyor. Şehzade, "Diziyi çekenler herkese danıştıklarını iddia ediyorlar ama anlaşılan, bir tek bizim ailemize danışmamışlar. Artık bu durumdan sıkılmaya başladık. Her önüne gelen, üstelik bizlere danışmadan ya dizi ya belgesel ya da film çekiyor." diye konuşuyor.
zaman
alıntı

 gf))
Başlık: Muhteşem Yüzyıl'ın sponsoru kim?
Gönderen: Hâsıl-ı Kelam - 08 Ocak 2011, 22:34:23
Normalde bu yazarı pek sevmiyorum bu yazısı güzel:


İddiayı duyunca kulaklarıma inamadım. Ama ekrandaki skandal iddia neden doğru olmasın ki dedirtti bana. İsveçli bir misyonerin sponsor olduğu iddia edilen diziden ancak bu kadar erotizm yığını, ancak bu kadar fecaat bir yanılgı, ancak bu kadar ayarsız izbe kadrajlar fışkırabilirdi. Niye kızıyorsunuz azizim!

Muhafazakâr sınıf entellik sınamalı kameralarla Ali’nin Ayla’ya olan aşkını çekip karşısında buram buram pipo tüttüreceğine neden şimdiye kadar kendi ecdadına sahip çıkan bir senaryoyla cihana adını duyurmadı diye sormak lazım!

Sen çekmezsen, İslam’ın ruhunu din cesedi olarak görmeye çalışan Misyoner, kendi uçkurundan Hıristiyanlığın suyunu akıta akıta sana çektirecek bir diziye mührünü basar.

Bir misyonerin sponsor olduğu iddia edilen diziden de hakikatperest kareler dökülmesini beklemiyordunuz herhalde! Kırka yakın sübyan kızın bir çırpıda iğfal edildiği, Enderun mektebinin vıcık vıcık gay kulübü olarak ifşa edildiği en önemlisi hareme fuhuş tortusu yedirerek padişahların ve yaverlerinin şahsiyetlerini cerahate bulayan bir dizinin arkasından tarih cahili sıfatsız bir çekim kuvvetinin olduğunu doğrulatacak kanıtlar varken siz kime kızıyorsunuz azizim!

Fetih suresiyle şahlanmış Osmanlı ordusunu ve padişahlarını, reyting yağıyla cehalete güreş tutturan şuursuz dizi sahipleri, yürekliyse Savarona yatından çıkan derya gibi hatunları çekip atalarına armağan etsinler!

“İlle de reyting alacağım, erotizmi tarihten çıkarıp sayfa sayfa göstereceğim olmadı Kanuni’nin toprak ve bayrak aşkına değil cinsellik aşkına adrenalin sancağını taşıdığını kare kare yontacağım gibi tarihe çomak sokan bir anlayışın sahibi olduğunu göze sokacaksan önce, adamlık koltuğunda sonra yönetmenlik koltuğunda oturmalısın!

Milletimizin yüce dimağları Fatma Gül’ün ırzının takipçisi oldu, reytingi avladılar diye bakıp bu pazardan nemalanma payı çıkaracaksan bunu Kanuni’nin uçkuru üzerinde deneme!

Buldunuz bir harem sallama senaryoyla suyunu da satın bakalım!

Esra Elönü - Haber 7
Başlık: Muhteşem Yüzyıl’a rekor şikâyet
Gönderen: Lika - 09 Ocak 2011, 07:54:16
Muhteşem Yüzyıl’a gelen tepkiler RTÜK’ü bıktırdı. Fragmanların ekranda yayımlanmaya başladığı 11 Aralıktan, 6 Ocak akşamına kadar bütün program türlerinde gelen şikâyetlerin yüzde 93’ü ‘’Muhteşem Yüzyıl’’la ilgili oldu.
Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna (RTÜK) 2010 yılının dokuz aylık döneminde 64 bin 664 bin vatandaş bildirimi yapılırken, kamuoyunda tepkilere yol açan ‘’Muhteşem Yüzyıl’’ dizisiyle ilgili 11 Aralık-6 Ocak tarihlerinde 74 bin 911 şikâyet geldi. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı Davut Dursun, konuya ilişkin sorularını cevapladı. Dizi yayına girmeden önce ve sonrasında kamuoyunda oluşan tepkinin oldukça ‘’büyük’’ olduğunu dile getiren Dursun, dizinin tanıtım görüntülerinin yayımlanmaya başladığı 11 Aralıktan itibaren kendilerine çağrı merkezinden ya da web sitelerinden izleyici tepkileri geldiğini belirtti.
Üst kurula 2009 ve 2010 yılında gelen toplam seyirci şikâyetlerinin ortalamasının 65-70 bin olduğunu kaydeden Dursun, ‘’Sadece bu program için gelen ve kısa bir süreyi kapsayan şikâyetler 74 bin. Bir yıl içerisinde yapılmış olan ortalama şikâyeti de aşan bir oranda bu programa yönelik şikâyet var. Bunu önemsemek gerekir bu basit bir şey değildir’’ dedi. Genel olarak şikâyetlere bakıldığında bu tarihten itibaren giderek artan bir tepki yoğunluğu olduğuna değinen Dursun, ‘’Şimdiye kadar çok az karşılaştığımız bir durum. 6 Ocak akşamına kadar gelen toplam şikâyetin yüzde 93’ü diziyle ilgili. Burada normal tepkinin ötesinde olağanüstü bir tepki var’’ diye konuştu.
Tepkiyi, toplumun bu konudaki hassasiyeti bakımından önemsemek, ciddiye almak gerektiğini ifade eden Dursun, vatandaşın yanı sıra sivil toplum örgütleri, sendikalar, muhtelif örgütlerin de tepkilerini RTÜK’e ulaştırdığını bildirdi. Dursun, dizinin ilk bölümünün 5 Ocakta yayınlandığını ancak şikâyetlerin büyük bir bölümünün henüz program yayınlanmadan, tanıtımların dönmeye başladığı 11 Aralıktan itibaren başladığına dikkati çekerek, ‘’Yani seyredilmeden, dizi henüz yayımlanmadan önce bir hassasiyet oluşmuştu’’ diye konuştu. Bu dönemde izleyicilerden dizinin durdurulması yönünde talepler geldiğini kaydeden Dursun, RTÜK’ün yayımlanmamış bir programla ilgili tasarrufta bulunma ya da yayınlanan bir programı yayından kaldırma yetkisinin bulunmadığını belirtti. Dizinin ilk bölümünün 5 Ocakta yayımlandığını kaydeden Dursun, yayımlanan bir programın RTÜK uzmanlarınca, Üst Kurul kanunun 4. maddesindeki yayın ilkelerine uygun olup olmadığı yönünden denetlendiğini hatırlatarak, ‘’Uzmanlarımız çalışıyorlar. Yayın ihlâli olduğu yönünde rapor gelirse, konuyu öncelikli olarak kurul gündemine alırım. Üst Kurul değerlendirir eğer hatalı görürse kendi sistematiği içerisinde müeyyide uygulanır’’ şeklinde konuştu. Dizinin sonunda ‘’tarihi gerçeklerden hareketle kurgulama yapılmıştır’’ şeklinde bir ifadenin yer aldığını hatırlatan Dursun, kurgu bile olsa yayıncıların da izleyicinin hassasiyetini gözeterek senaryoyu oluşturmasının önemine değindi.
 
DİZİYLE İLGİLİ ŞİKÂYETLER
 
RTÜK’e 5 Ocakta yayımlanan ‘’Muhteşem Yüzyıl’’ dizisinin fragmanlarının ekranda yer aldığı 11 Aralık 2010’dan 6 Ocak 2011 akşamına kadar 74 bin 911 şikâyet geldi. Bütün program türlerinde bu tarihler arasındaki toplam şikâyet sayısı 80 bin 681 oldu. Verilere göre şikâyetlerin yüzde 93’ü ‘’Muhteşem Yüzyıl’’ dizisine geldi. En çok şikayet dizi yayımlandıktan sonraki gün yapıldı. 74 bin 911 şikâyetin 38 bin 96’sı 6 Ocakta bildirildi. Şikâyetlerde göze çarpan bir diğer unsur ise dizinin fragmanları gösterildiği andan itibaren itiraz edilen noktaların, dizi gösterime girmesinden sonra da devam etmesi oldu. Şikâyetlerde, çoğunlukla Osmanlı hanedanının yanlış tanıtıldığı, tarihimize hakaret edildiği konuları üzerinde duruldu. RTÜK iletişim merkezine ve web sitesine dizi yayına girmeden önce ve sonra gelen şikâyetlerden bazıları ise şöyle:’’Muhteşem Yüzyıl isimli dizide gerçeklerle ve tarihle alâkası olmayan görüntülere yer verildiği için şikâyetçiyim. Dizide, Osmanlı padişahlarının ahlak dışı yalan yanlış görüntüler içinde yer almasından rahatsız oldum ve şikâyetçiyim. Lütfen bu dizi yayınlanmasın. Tarihimizi yalanlayan, atalarımızı ve Osmanlı devletini aşağılayan, aldatıcı, halkı yanlış bilgilendiren yayın yapılıyor. Lütfen amacına ulaşmadan engellensin.’’ 
 
Osmanlı’yı karalayan yalan dizilere geçit verilmesin
 
Show TV’de yayınlanmaya başlanan ve Osmanlı’nın en büyük, en adaletli İmparatorlarından olan Kanunî Sultan Süleyman’ı “edep ve ahlak yoksunu, şehvet düşkünü” gibi göstermeye çalışan, Osmanlı Sarayları’nı “fuhuş yuvası” olarak addeden Muhteşem Yüzyıl filmine Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası da büyük tepki gösterdi. 600 yıl dünyaya hükmeden, adaletleri, hoşgörüleri ve kahramanlıklarıyla cihana nam salan Osmanlı Hakanlarını san'at adı altında küçük düşürmeye çalışmanın kimsenin haddi olamayacağını belirten Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay, RTÜK’ün Osmanlı’yı karalamayı, aşağılamayı hedef alan bu tür dizi ve diğer yapımlara geçit vermemesini istedi. Henüz gösterime girmeden fragmanları izleyen 5 binin üzerinde vatandaşın diziyi RTÜK’e  şikâyet ettiğini hatırlatan Turbay,  vatandaştaki bu duyarlılığın ilgililerden de beklendiğini söyledi. Dizinin yapımcısının, senaristinin ve yayınlanan kanalın protesto edilmesi gerektiğini ve dizinin derhal yayından kaldırılması gerektiğini kaydeden Turbay, Türkiye genelindeki bütün Bem-Bir-Sen teşkilâtlarında bu konuda ciddî bir tepkinin oluştuğunu ve il ve şube başkanlıklarından RTÜK’e şikâyet mesajları yağdığını ifade etti.  Ankara / Recep GÖREN
Yeni Asya
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: tarihman - 09 Ocak 2011, 10:31:49
Muhteşem Rezalet... Tarihi gerçeklerle hiç alakası yok. Bir yazarın yorumuyla "Üç kıtaya sığmayan muhteşem Süleyman'ı, bir harem dairesine sığdırmışlar."
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: ihvan - 09 Ocak 2011, 16:21:36
Muhteşem Yüzyıl’a gelen tepkiler RTÜK’ü bıktırdı. Fragmanların ekranda yayımlanmaya başladığı 11 Aralıktan, 6 Ocak akşamına kadar bütün program türlerinde gelen şikâyetlerin yüzde 93’ü ‘’Muhteşem Yüzyıl’’la ilgili oldu.
Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna (RTÜK) 2010 yılının dokuz aylık döneminde 64 bin 664 bin vatandaş bildirimi yapılırken, kamuoyunda tepkilere yol açan ‘’Muhteşem Yüzyıl’’ dizisiyle ilgili 11 Aralık-6 Ocak tarihlerinde 74 bin 911 şikâyet geldi. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı Davut Dursun, konuya ilişkin sorularını cevapladı. Dizi yayına girmeden önce ve sonrasında kamuoyunda oluşan tepkinin oldukça ‘’büyük’’ olduğunu dile getiren Dursun, dizinin tanıtım görüntülerinin yayımlanmaya başladığı 11 Aralıktan itibaren kendilerine çağrı merkezinden ya da web sitelerinden izleyici tepkileri geldiğini belirtti.................inşaAllah tepkiye devam....Essalamu Aleykum..

Şanlı Ecdadımızın Bırakmış Olduğu Tarihimize Sahip Çıkmak Her Müslüman Türk Evladının Vazifesidir..Osmanlımızın Ne Olduğu Belirsiz Kişiler Tarafından Karalanmasına Sessiz Kalmak,Ecdadımıza İhanettir..Tepkimizi Dile Getirelim İnşaAllah Kardeşlerim..

Şikayet İçin: http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/GorusOneri.aspx Adresinden Formu Dolduralım İnşaAllah..

KURULUŞ ADI: SHOW TV
YAYIN ADI : MUHTEŞEM YÜZYIL
YAYIN TARİHİ : 5 OCAK
YAYIN SAATİ : 20:00
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: tarihman - 09 Ocak 2011, 20:51:25
O büyük padişah; "Ben ki 18 cihana hükmeden Yavuz Sultan Selim Han'ım.." diye başladığı mektupla Avrupada'ki dansı iki yüz sene geciktirmiştir. Biz onların torunları olarak bu diziyi iki ay olsun durdurabilecek miyiz bakalım....
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: mazlum - 09 Ocak 2011, 21:38:14
İnşaAllah bu tepkiler , sonuç vereçek .
Başlık: Kadir Mısıroğlundan Muhteşem Yüzyıl Tepkisi
Gönderen: Fatihan - 09 Ocak 2011, 21:41:25
http://www.youtube.com/v/EX1ZcokwAfQ?fs=1&hl=en_US

Kadir Mısıroğlu:
"Şimdiye kadar Osmanlı lehine ne yaptılar ki bundan hayır bekleyeceğiz.Resmi ağızdan Osmanlı padişahlarına Fatih dahil, Vahideddin'i söylemiyorum yüzlerce küfür gösteririm.
Kalbi İslamdan yana olmayan adamdan, ecdada hürmet beklemiyorum.Ama hiç olmazsa ecnebi kadar hürmet etseler...
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Tuğra - 09 Ocak 2011, 21:44:55
Teşekkür ederiz,

Alıntı
yürekliyse Savarona yatından çıkan derya gibi hatunları çekip atalarına armağan etsinler!

Bu diziyi dört gözle bekliyoruz!
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: mazlum - 09 Ocak 2011, 22:09:31
Tşk ler Fatihan.

Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: zeberced - 09 Ocak 2011, 22:21:10
Aslinda tehlike sirf bu dizi de degil.


Hemen hemen bütün dizilerde, gayri mesru isleri, gayri mesru dünyaya cocuk getirmeleri, icki,  sigara, kumar, uyusturucuyu, kilik kiyafet vs. vs. (say say bitmez)  mübah gösteriyorlar,
aileler iziliyor ve o kadar normalmis gibi hissiyat yansitiyorlarki

Velhasil tehlike hemen hemen bütün dizilerde,

Bu hassasiyetimizi tüm diziler icin göstermeliyiz...
Allah anne babalara kolayliklar ihsan etsin...
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Fatihan - 09 Ocak 2011, 22:33:23
Kanuni Sultan Süleyman için ne dediler? (http://www.sadakat.net/forum/son_konular/kanuni_sultan_suleyman_icin_ne_dediler-t52302.0.html)
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: iniz_hay - 09 Ocak 2011, 23:11:31
Alıntı
Teşekkür ederiz,

Alıntı
yürekliyse Savarona yatından çıkan derya gibi hatunları çekip atalarına armağan etsinler!

 
Başlık: Halit Ergenç oynadığı Kanuni'yi anlattı
Gönderen: İsra - 10 Ocak 2011, 05:17:04
http://www.haber7.com/haber/20110109/Halit-Ergenc-oynadigi-Kanuniyi-anlatti.php
Başlık: Kanuni'yi Koruma Kanunu mu çıkartalım?
Gönderen: helps - 10 Ocak 2011, 09:27:08
Sayın Bülent Arınç çok haklı: "Kanuni'yi Koruma Kanunu" çıkarmak gerekecek bu gidişle. Atatürk filmlerinde gerçeğe uymayan sahneler oldu mu, kıyametleri koparanlar, aynı şey Kanuni'nin başına gelince 'Canım, sanatçının özgürlüğü vs.' gerekçelerine sığınıyorlar. İşine gelince tarihe saygı iste, gelmeyince vur abalıya!

Zihinlerimizdeki Oryantalist ipoteği bir kere daha bütün parlaklığıyla sergileyen "Muhteşem Yüzyıl" dizisi, Türkiye'ye "sahte bir tarih" yutturarak milyonların zihnini karıştırıp Harem ve Hürrem efsanelerinin ateşini biraz daha körükleyeceğe benziyor. Tarihî gerçeklere attığı çalımların ise haddi hesabı yok.

Birilerinin bize "yanlış baba"yı gerçek baba diye seyrettirmelerinden bıktık, usandık. Ecdadımızın kendi nefesiyle arz-ı endam edeceği bir tarihî filmi daha ne zamana kadar bekleyeceğiz?

Bence dizinin temel sakatlığı, bakış açısında. 'Ticari olarak ne getirir?' diye bakıldığı o kadar açık ki, bütün kurgusu, cinselliğe odaklanmış. Belki de adını "Muhteşem Haremistan" koysalardı daha dürüst davranmış olurlardı.

Soruyorum: Eğer dizideki harem ve aşk sahnelerini Amerikalı veya İtalyan bir yönetmen çekseydi bundan farklı ne yapabilirdi? O da harem sahnelerini abarttıkça abartır, erotizme ve Batı kültürünün kadim saplantısı olan harem fantezilerine yüklenirdi.

Peki Kanuni'nin tahta çıkmasından bir gün sonra matem elbiseleriyle babası Yavuz'un tabutunun önünde kilometrelerce yürüdüğü sahne neden çekilmeye layık bulunmadı dersiniz? Tabii ölüm gibi can sıkıcı bir konu işin içine girince o harem sahnelerini nasıl yutturacaklardı millete?

Hakkını yemeyelim, kahramanımızın ağzını dahi kıpırdatmadan, bir an önce bitsin diye kameralara boş boş baktığı(!) namaz sahnesini unutuyor değilim. Onlar da maalesef epeyce yapay ve yapıştırma kalıyor.

Üstelik Kanuni tahta çıktığı tarihlerde Topkapı Sarayı'nda bir Harem dairesi bulunmuyordu! O zamanlar Harem, bugünkü İstanbul Üniversitesi merkez binasının bahçesindeki Eski Saray'daydı. Topkapı bir devlet dairesi olarak kullanılıyor, padişah akşamları yatmak için Eski Saray'a gidiyordu. 1550'lerde bile Hürrem'in Eski Saray'da yaşadığına dair belgeler var. Topkapı'da bir 'Harem Dairesi'nden söz edebilmek için III. Murad devrine demir atmak gerekecektir.

Hürrem (Aleksandra) adlı cariyenin Kanuni tahta çıktıktan sonra saraya girdiği de tarihî olgulara aykırı bir bilgidir. Zira Hürrem, Kanuni daha Kefe valisi iken, 14-17 yaşlarında onun haremine girmişti. Filmde nasılsa çatpat Türkçe bilen 'acemi' Hürrem, aslında o tarihte Türkçe, edebiyat, nakış, dikiş, müzik vs. öğrenmiş tecrübeli bir cariyedir, en önemlisi, çocuk doğurmaya layık biri olduğunu ispatlamıştır.

Bir de Kanuni'yi oynayan Halit Ergenç'in yaşı meselesi var. Bu 40 yaşındaki 'adam'ın, tahta çıktığında henüz 25'ini bitirmemiş olan genç ve dinç Kanuni ile ne alakası var? 21 yaşındaki Fatih'in resmini yapamadığımız gibi, genç Kanuni'ye de o muhteşem tahtı yakıştıramıyoruz herhalde.

Dizide Kanuni tahta geçtikten sonra şenlikler yapıldığını izliyoruz (havai fişek vs.). Oysa ortada daha gömülmemiş bir padişah cenazesi duruyor. Yavuz'un matemi sürüyor. Ne eğlencesi bu?

Bu arada Kanuni'ye babasının Rodos'u almak için 200 parça "kalyon" yaptırma emri verdiği söyleniyor. Hey Allah'ım! Kalyon o tarihlerde Osmanlı donanmasında yoktu ki! Prof. İdris Bostan'ın "Osmanlı Gemileri"ne bakın, tersanelerimizde ilk harp kalyonu 1644 yılında yapılmıştır diye yazar, yani yaklaşık 124 yıl sonra.

Hatalar sürüp gidiyor. Burada keselim, zira 'filmi bırak da bize haremi anlat' dediğinizi duyar gibi oldum.

Bunun için üç yabancı kaynağa başvuracağım. Kanuni devri yönetimi üzerine doktora yapmış olan Albert Howe Lybyer şöyle yazıyor:

"Bir Doğu hareminin yapısı ve özelliği genellikle yanlış anlatılır. Haremde yüzlerce, hatta binlerce kadın bulunsa da, bunlardan ancak birkaçı hükümdarın gerçek eşiydi. Geri kalanların çoğu, hükümdarın annesinin, karılarının, kızlarının ve çocukluk çağındaki oğullarının kişisel hizmetkârı ve eğlencesiydi. Kanuni çağında harem, sarayın geri kalan bölümlerinden öylesine kopuk, öylesine az görülen ve az tanınan, öylesine sultanın kişisel konusu niteliğindeydi ki, saray incelenirken haremin üzerinde durmak pek gerekmezdi. Anlaşıldığına göre Kanuni, haremine sık sık gitmiyordu."

Neymiş? Harem genellikle yanlış anlatılırmış, bir. İçinde binlerce kadın yaşasa da, haremdekilerden ancak birkaçı hükümdarın eşiymiş, iki. Harem o kadar az bilinen bir konuymuş ki, üzerinde durmak bile gerekmezmiş, üç. Kanuni haremine sık sık gitmiyormuş, dört.

Avusturya elçisi Busbecq, bizzat görüştüğü Kanuni hakkındaki izlenimini şöyle aktarır:

"Artık yaşlanmakla birlikte bu muazzam imparatorluğun hükümdarlığına hâlâ yakışmaktadır. O aşırılığı sevmeyen, kendini birçok zevklerden mahrum etmesini bilen, irade sahibi bir kimsedir. Gençliğinde bile ağırbaşlılıkla hareket eder, şarap içmezdi. Dindardır, ibadetini hiç ihmal etmez. Bir emeli devletin hudutlarını genişletmek ise, diğeri dinini yükseltmek ve yaymaktır."

Kitabı "Harem-i Hümayun"u sık sık tavsiye ettiğim ABD'li tarihçi Leslie P. Peirce ise Batılıların haremle ilgili takıntılarını cesurca irdeliyor:

"Biz Batılılar, İslam toplumunda cinselliği saplantı haline getirmek gibi eski ama hâlâ güçlü bir geleneğin mirasçılarıyız. Harem, Müslüman cinsel duyarlığı üzerine kurulu Batı efsanelerinin kuşkusuz en yaygın simgesidir. Avrupa, bir Doğu tiranı efsanesi geliştirdi, özünü de sultanın hareminde yakaladı. Seks alemleri, kokuşmuş iktidarları anlatmakta kullanılan bir mecaza dönüştü. Haremin temel dinamiğini cinsellikten çok aile politikası oluşturuyordu. Haremdeki birçok güçten sadece biriydi cinsellik; burada incelenen dönemde de pek önemli değildi."

Peki Kanuni nasıl biriydi?

Zigetvar seferine çıkmadan önce oğlu Selim'e iki bazubent ile bir "cevherî al sanduğu" bırakmış, bunları satıp parasıyla Cidde'ye su getirmesini vasiyet etmişti. Vasiyetindeki son sözleri şunlardı: "Hak Teala bu seferi mübarek edip gönül hoşluğuyla gelmek müyesser ede, Habib-i Ekrem hürmetine aleyhisselam."

'Bu' Kanuni'yi "Muhteşem Yüzyıl"da boşuna aramayın, bulamazsınız.

Mustafa Armağan
Zaman
Başlık: Neo Osmanlı’ya karşı porno Osmanlı mı?
Gönderen: Tuğra - 10 Ocak 2011, 09:37:02
Neo Osmanlı’ya karşı porno Osmanlı mı? 
 
Show TV’deki “Muhteşem Yüzyıl” dizisi, hem reyting hem şikayet rekoru kırdı. Hanefi Avcı kitabında olduğu gibi tartışmanın her alanı, diziye reyting olarak döndü. Halkın gerçek ilgisi henüz kristalize olmadığı için tutup tutmadığını şimdiden söyleyemeyiz. Ancak tepkiler dinecek gibi değil.

Diziye yönelik bu öfke seli, iki önemli düşünceden besleniyor: 1- Tahrif edilmiş bilgilere dayalı harem görüntüleriyle Kanuni gibi muhteşem bir sultan “porno yıldızı” veya “gay” gibi gösterilerek toplumun kutsal değerlerine saldırılıyor. 2- Barbarlık içeren sahnelerle Sultan Süleyman’a “Kanuni” sıfatını kazandıran “kanun devleti” ilkesi yerle bir edilerek Osmanlı imajı kötüleniyor.

Bir de tarihi hatalar...

Değerli tarihçi Mustafa Armağan’ın aktardığı gibi Kanuni tahta çıktığında Topkapı’da Harem dairesi bulunmuyordu. O zamanlar harem, bugünkü İstanbul Üniversitesi merkez binasının bahçesindeki eski saraydaymış.

Hürrem, dizide gösterildiği gibi Kanuni tahta çıkar çıkmaz hareme alınan bir cariye değil. Zaten 6-7 yıldır haremdeymiş. Babası Yavuz’un cenazesi kalkmadan havai fişeklerle kutlama yapılması bir başka hata. Yine Kanuni’ye söylenen babası Yavuz’un sağlığında Rodos’u almak için 200 parça kalyon yaptırma emri verdiği iddiası boş. Kalyonlar Kanuni’den çok sonra 3. Murad döneminde yapılmış.

Armağan’ın dikkat çektiği bir husus da şu: “Kanuni 25 yaşında tahta oturdu. Rolü oynayan Halit Ergenç 40-45 (1970 doğumlu) yaşlarında.”

Dizideki tarihsel hatalar bunlarla sınırlı değil.

Ama siz olaya “kurgu dizi” çerçevesinde bakarsanız, bunları “hata” olarak görmeyip izleyiciyi ekrana kilitlemeye yönelik sinema tekniğine bağlayabilirsiniz. Bu da farklı bir bakış açısıdır.

Senarist Meral Okay’ın Türkiye İşçi Partisi geçmişini bırakıp Bugün Gazetesi Yazarı ve tarihçi Erhan Afyoncu gibi isimlerin de diziye konsept danışmanlığı yaptığını düşünecek olursanız, tartıştığımız ayrıntılar, yanılgıdan öte anlam taşıyabilir.

Gizli Kodlar

Zira, filmlerin, dizilerin reyting kaygısı kadar topluma sundukları ana temalar, gizli kodlar vardır. Bu temalar kimi zaman ideolojik, sosyolojik, kültürel veya dini unsurlar içerir. Sözgelimi, Hollywood yapımı filmlerde sinagog, kilise ve Amerikan bayrağı görüntüleri gergef gibi işlenir.

Bir yerde doğal bir sonuçtur. Çünkü sinema da televizyon da birer kitle iletişim aracıdır. O nedenle kitleleri etkilemeye yönelik enstrümanlar, filmlerde veya dizilerde hoyratça kullanılabilir.

Ancak, bu özgürlük sınırsız değildir. Doğrudur, dünyanın birçok ülkesinde tarihsel karakterler ve olaylar üzerinden kurgu filmler, diziler çekildiği olmuştur. Bizde de olabilir. Kabul etmek gerekir, dünyanın her köşesinde kurgu fantezisinin sınırlarını belirleyen toplumsal duyarlılık ve inanç alanları gibi unsurlar vardır.

Misal, özgürlükler ülkesi İsviçre’de 1915 Ermeni tehcirini “soykırım” olarak göstermeyen bir temayı film senaryosu haline getiremezsiniz. Sinema endüstrisinin mabedi Hollywood’da antisemitist bir film senaryosuna pek rastlayamazsınız.

Dokunulmaz alanlar

Bizde de öyle değil mi? Dokunulmaz alanlar yok mu? Kanuni Sultan Süleyman’ı gösterdiğiniz gibi Mustafa Kemal’i “gay” veya “sübyancı” gibi gösterebilir misiniz, yatak odasına girebilir misiniz, içkili Çankaya sofrasına dalabilir misiniz?

Can Dündar, Mustafa Kemal’i sadece “yalnız” ve “eli sigaralı” gösterdi diye neredeyse Türkiye’de sivil-asker ortak darbe yapacaktı. Turgut Özakman kanal kanal dolaşıp Dündar’a giydirdi, devrimci yazarlarımız hep bir ağızdan haykırdı, Muhteşem Yüzyıl dizisini yayınlayan grubun ortak olduğu Turkcell Mustafa’ya sponsor olmaktan vazgeçti.

Bugün “tabuları yıkalım” diye haykıran Akşam’ın ekran polisi, 31 Ekim-25 Kasım 2008 tarihleri arasında tam 6 kez Can Dündar’a verip veriştirdi. Hani tabuları yıkacaktık? Eli sigaralı Mustafa’ya tahammül edemeyenler, Kanuni’nin “gay” imasını “tabuların yıkılması” olarak sundular.

Bırakın onu, aynı taife, tarihi belgelerle gerçekliği ispat edilen ve Hür Adam filmine konu olan Atatürk-Said-i Nursi görüşmesine bile tepki gösterdi. Hür Adam’daki tarihsel gerçeğe öfkelenenler, Kanuni’deki sapıklıklara “kurgu” diyerek aradan sıyrılmayı tercih ettiler.

Yoksa aklı başında hiç kimse yalanlarla bezenmiş resmi tarih masalını kutsamaz, her tarihi karakter gibi Kanuni’nin insani yönleri, duyguları, zaafları kurgulanarak dizi konusu yapılabilir, bunda hiçbir beis yoktur.

Kritik soru

Lakin bu dizi oryantalist bir projeyse, doğuda yükselen Türkiye bayrağını yeniden formatlamayı hedefliyorsa, orada durup düşünmek gerekir. Zira, dizide konuların işleniş biçimi ve bakış açısı sorunlu, oryantalist bir yaklaşımla ele alınmış. İlk izlenim, Kanuni’nin anlatılmasından ziyade köylü bir papazın kızı ve Hıristiyan inancına sıkı sıkıya bağlı cariyenin (Hürrem) yatak odasında padişahı ve Osmanlı’yı ele geçiriş öyküsünün anlatıldığı yönündedir.

Türk dizilerinin sadece ülkemizde değil Arap coğrafyasında da yaygın olarak izlendiğini hesaba katarak, şu soruya cevap aramak çok mu uçuk olur: Batılıların sıkça dillerine doladıkları Neo-Osmanlı iddiası, Porno-Osmanlı efsanesiyle çökertilmek mi isteniyor?

“”Tarihçi Mustafa Armağan’la sohbet ederken zihnimize takılan sorulardan biri budur. Belki uçuk gelebilir, ama Kemalistlerin “Mustafa” belgeseli için söyledikleri “CIA masasında üretildi” tezi kadar değil. Ayrıca tartışmaya yeni bir pencere açılmasının kime ne zararı olabilir.

Bu arada “eksen kayması” tartışmasını hatırlayın.

Şamil TAYYAR - stargazete.com
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: ihvan - 10 Ocak 2011, 16:40:08
Şikayet İçin: http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/GorusOneri.aspx Adresinden Formu Dolduralım İnşaAllah..

KURULUŞ ADI: SHOW TV
YAYIN ADI : MUHTEŞEM YÜZYIL
YAYIN TARİHİ : 5 OCAK
YAYIN SAATİ : 20:00


Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: iniz_hay - 10 Ocak 2011, 20:35:39
    10- Kânûnî Sultan Süleyman; Hükümdarlığı: M.1520-1566

                Yavuz Sultan Selim Han'dan sonra yerine oğlu Kânûnî Sultan Süleyman Han tahta geçti. İkinci Osmanlı halîfesi olan Kânûnî, gerek yaptığı kânunlar gerekse kânun ve nizamlara gösterdiği fevkalâde riâyet yüzünden, «Kânûnî» ünvanıyla yâdedilmiştir. Kendisine Kânûnî denmesi yeni kanunlar icad etmesinden değil, mevcut kanunları yazdırtıp çok sıkı şekilde tatbik etmesinden dolayıdır. Bütün dünyâ servetleri hediye diye ayağına kadar getirilen, bir savaşla bir devleti ortadan kaldıran, dünyânın bütün devlet başkanlarına emirlerini dikte ettiren bir pâdişahtı. Garplılar O'na «Muhteşem Süleyman» adını veriyorlardı. Ama o, kendinden çok devletine ve milletine ihtişam verdi. Bu devirde devletin iktisadi vaziyeti çok yüksek seviyeye ulaştı. Büyük bir devlet adamı olmasının yanında ayrıca ünlü bir şairdi. Meşhur şiirlerinden birisi şudur:

Halk içinde mûteber bir nesne yok devlet gibi.
Olmayâ devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi.
Saltanat dedikleri bir cihan kavgasıdır.
Olmayâ baht-ü saâdet dünyâda vahdet gibi.

Bizzat ordusunun başında olduğu halde çıktığı onüç sefer sonunda, babası Yavuz Sultan Selim Han'dan devraldığı 6.557.000 km² lik Osmanlı Devleti'nin topraklarını 14.893.000 km² ye ulaştırdı. Kânûnî, Avrupa'ya onüçüncü seferi olan Zigetvar kuşatmasını bizzat idare ederken 6-7 eylül 1566 gecesi vefat etti. 7 eylülde kale fethedildi. Askerin moralinde bozukluk meydana gelmemesi için Kânûnî'nin vefatı askerden gizli tutuldu.

Zigatvar seferinden muzaffer dönen orduya 48 gün sonra Mohaç sahrasında Kânûnî'nin vefatı tebliğ edildi. Kânûnî'nin cenaze namazı, 26 ekim 1566'da Belgrad civarındaki Sirem sahrasında bütün ordunun iştirakiyle Hâce-i Sultânî Atâullah Efendi tarafından kıldırıldı, 28 kasım 1566'da İstanbul'a vasıl olan Kânûnî'nin cenâze namazı yüzbinlerce İstanbullunun iştirakiyle Şeyhülislam Ebussud efendi tarafından tekrar kıldırıldı.
alıntı: sadakat kütüphanesi/siyer-i  nebi/H.A.
Osmanlı sultanlarını karalamaya çalışanların sonu hüsrandır.
bu böyle biline.
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Fatihan - 10 Ocak 2011, 20:43:59
İştiraklerinizi Bekliyoruz:

[ECDADA HÜRMET] Kanun Sultan Süleyman'a Hatim Kampanyası (http://www.sadakat.net/forum/son_konular/ecdada_hurmet_kanun_sultan_suleymana_hatim_kampanyasi-t52319.0.html)

Başlık: Halifeler ve Padişahlar niçin İçkici ve Kadın Düşkünü Gibi Gösterilir?
Gönderen: Fatihan - 11 Ocak 2011, 00:14:29
Kâdî Ebû Bekr ibn-ül-Arabî rahimehullah (vefatı h.543/m.1149) el-Avâsım mine'l-Kavâsım isimli kitabında "tarihçilerin barut fıçısı gibi ortaya saçtıkları, 'filan halife içki içti, şarkı söyledi, günah işledi ve zina yaptı' gibi sözlerinden" bahsettikten sonra diyor ki:

"İşlenen bu günahlara gelince, günahları işledilerse bile alenî yapmadılar. Halifelerin, bu tür günahları işledikleri nasıl olur da bu türkücülerin ve tarih borazancılarının sözleriyle sabit olur? Zira, bu türkücü ve tarih borazancılarının kasdı, insanların günah işlemesini kolaylaştırmak ve halkın 'halifelerimiz bu tür günahları yapıyorlarsa, bizim yapmamız da yadırganamaz' demelerini sağlamakdır."

Bir sayfa sonra diyor ki:

"Sizlere şunu açıklamak isterim ki, sizler, bir dinar, belki bir dirhemle ilgili olarak aleyhinizde yapılacak şahidliklerde ancak âdil, şehevî duygu ve hırslarına düşkünlükden beri olan insanların şahidliğini kabul edersiniz. Peki, Selef-i salihinin durumlarıyla ilgili olarak ve yine çok önceleri yaşayanlar arasında cereyan eden olaylar hakkında, dinde hiç bir rütbesi olmayan kişilerin şahidliklerini nasıl kabul edersiniz? Ya adâleti hiç olmayanların şahidlikleri nasıl kabul edilir?"

el-Avâsım mine'l-Kavâsım
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Günbatımı - 11 Ocak 2011, 16:35:40

... "Karar aldık, buna son vereceğiz.." diyen bakın kim?
... Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatını anlattığı ileri sürülen ve yayımlandığı gün tepkilere sebep olan "Muhteşem Yüzyıl" dizisine en sert eleştiri Osmanlı hanedanı üyelerinden geldi.
Osmanlılar adına konuşan 2. Abdülhamid'in soyundan gelen Şehzade Kayıhan Osmanoğlu, diziden duydukları rahatsızlığı dile getirdi. Diyalogların baştan aşağı yanlışlarla dolu olduğunu ve en çok da harem sahnelerinden rahatsızlık duyduklarını söyleyen Osmanoğlu "Ailecek karar aldık, kendi tarihimizi kendimiz çekip yanlışlıklara son vereceğiz. Ecdad torunları olarak bunu Türkiye'ye anlatacağız ve gerçek Osmanlı tarihi ortaya çıkacak." diyor.

Nihayet... İnşaAllah bu gerçekleşir de, meydan ne idüğü belirsizlere kalmaz...

Başlık: Tepki için Turkcell hatlarını iptal ettiler
Gönderen: Tuğra - 13 Ocak 2011, 01:12:57
Tepki için Turkcell hatlarını iptal ettiler

Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesinde 'Muhteşem Yüzyıl' dizisine tepki gösteren vatandaşlar, Turkcell hatlarını iptal ettiler. Vatandaşlar, Muhteşem Yüzyıl filminin tarihi gerçekleri saptırdığını belirterek, yayınlanmasına tepki gösterdi.

Tepkilerini dile getiren vatandaşlar, Osmanlı tarihinin en muhteşem dönemi, dünyaya hükmetmiş 'Muhteşem Süleyman' ismi ile tarihe geçmiş bir padişahın, kadın düşkünü olarak anılmasının fevkalade çirkin ve yanlış olduğuna işaret ettiler.

Bu sebeple, önce destek veren Turkcell hatlarını iptal ettirerek tepkilerini ortaya koyduklarını ifade eden vatandaşlar, "Kınıyoruz, protesto ediyoruz. Bunu, Osmanlıya ve Kanuni Sultan Süleyman'a yapılmış bir hakaret sayıyoruz." dediler.

CİHAN
Başlık: Halka Misilleme
Gönderen: Tuğra - 13 Ocak 2011, 01:28:12

"HALKA MİSİLLEME"

Daha yayınlanmadan fragmanlarıyla bile tepki çeken ve dün akşam yayınlanmaya başlanan Muhteşem Yüzyıl dizisine, Batı'daki Doğu algısı üzerine Amerika'da doktora yapan akademisyen-yazar Beyazıt Akman'dan tepki geldi. Akman, Osmanlı mirasının çok daha doğru anlaşılmaya başlandığı bir dönemde dizinin Hollywood'u gölgede bırakan harem fantezilerine yer vermesinin kasıtlı olduğunu, bunun, kendi tarihiyle barışan halka bir misilleme olduğunu söyledi.

Batı'daki Türk-İslam algısı ve Oryantalizm üzerine Amerika'da doktora çalışmalarına devam eden, son zamanların en çok konuşulan Fatih romanı "Dünyanın İlk Günü"nün yazarı da olan Beyazıt Akman, aslında dizinin fragmanlarının kırmızı sinyaller verdiğini, ancak hakkaniyetli olmak adına şimdiye kadar sessiz kalmayı tercih ettiğini belirtti ve şunları söyledi:

"Kılıçla başlayan, hayvan muamelesi gören kölelerle devam eden, çıplak cariyelerle biten dizi, 'Barbar Türkler' kavramının tüm klişelerine haiz. Kasım kasım kasılarak her akşam farklı bir cariyeyi yatağında bekleyen, beylik laflarla ahkâm kesen, dedikodunun bin türlüsünde uzmanlaşmış vasıfsız vezirleriyle poz kesen bu dizinin Süleyman'ının, tarihteki Kanuni ile uzaktan yakından alakası yok. Üstelik dizinin başındaki yarı Türk yarı Tartar bir kavmin Hıristiyan bir köyü yakıp yıkması ve dizinin asıl kahramanı olan sözde Hürrem'in dramını başlatması da ayrı bir çarpıklık."

Akman, Batı'nın harem fantezilerinin bizzat kendi insanımız tarafından tarihsel gerçeklik olarak alınmasına bir anlam veremediğini ifade etti. Orta Doğu imparatorluklarını 'egzotik, despot, barbar, buğulu bir seks cenneti' gibi göstermenin 18 ve 19. yüzyıldaki İngiliz ve Fransız sömürgeci devletlerinin başlattığı, gayet de etkili bir gelenek olduğunu ifade eden Akman,

bunun arkasındaki amacın, pozitivist, bilimsel ve insani bütün değerleri kendi ipoteği altına almaya çalışan kurgusal bir "Batı" kavramının yaratılmasından ileri geldiğini belirtti. Hollywood'un bu geleneği hem kendi kamuoyunda, hem de dünyada "mistik, barbar Doğu" algısı olarak yıllarca pekiştirdiğini kaydeden Akman, "Bu sinemalarda, kadın haklarını hiçe sayan barbar erkekler, ya da Muhammed adını taşıyan teröristler olması da aynı geleneğin ürünleridir." dedi.

Durduk yerde bu geleneğin niçin tekrar hortlatıldığına bir anlam veremediğini ifade eden Akman, "Cumhuriyet dönemi ile Osmanlı tarihinin barışmaya başladığı, tarihimizin çok daha iyi anlaşıldığı bir dönemde, Türkiye'nin Osmanlı coğrafyasındaki etkisinin Wikileaks'te bile görüldüğü bir süreçte bu Oryantalist imgelerin kendi kendimize yeniden hortlatılmasının tek bir cevabı olabilir: Seks ile Osmanlı tarihi pazarlamak ve reyting yapmak. Daha da acısı, burada, son yıllarda Osmanlı tarihi üzerine oluşan sempatiyi kırma çabası da söz konusu olabilir.

Ucuz yazarlık, araştırma ve derinlik olmadan işe koyulduğunda her zaman bel altına vurur. Elbette Doğu medeniyetleri kusursuzluktan münezzeh değildir. Ancak 15-16. yüzyıl gibi İslam Medeniyeti'nin altın çağlarından olan bir dönemi, Halil İnalcık hocanın deyimiyle Klasik Osmanlı Çağı'nı resmediyorsak insanın elini vicdanına koyması, kılı kırk yararak iş görmesi gerekir. Asmalı Konak'ın mutfak dedikodularıyla Osmanlı Sarayı senaryolaştırılamaz. Demokratik bir ülkede elbette isteyen istediği diziyi yapar, burada meydanı boş bırakmamak, gerekli kişilerin inisiyatif alarak daha sağlam yapımlara imza atmaları önemlidir." diye konuştu.

ROMANI DİZİ VE FİLM YAPILACAK

Akman "Yapım gerçekleştiğinde böyle fiyaskolar yaşanmasın diye çok uğraşıyoruz. Bir de şu var: Kasıntıyla edebiyat karakteri olmaz. Sultanın lakabı 'Muhteşem' diye hikâye de kendiliğinden muhteşem oluvermez; hakkaniyetli bir Fatih portresi için, hikâyenizin de gönülleri fethedecek kadar azimli ve derin olması gerekir. Aşk elbette olacak, ama Batı'nın harem fantezileri ile değil." diye konuştu.

Akman, Muhteşem Yüzyıl'ın senarist ve yapımcılarının büyük ihtimalle HBO'nun Rome ve Spartacus gibi pornografik ögeler içeren son dönem tarihi yapımlardan etkilendiklerini ama Osmanlı tarihinin bu ucuz oyunlara kaçmadan çok daha iyi hikâyelendirilebileceğini vurguluyor v e ekliyor:

"Oryantalist klişelere başvurmadan, bilgi ve belgeye dayalı olarak tarihi hikâyelendirmek, şehvete kaçmadan da reyting rekorları kıracak hikâyeler kurgulamak perspektif ve donanım işidir. Bu yüzden Spielberg bile Abraham Lincoln'un hayatını film yapacağı zaman, ki en son projesi bu şekilde basına yansıdı, önce bir roman ya da arkasında araştırma yatan bir kitabın haklarını satın alır. Sit-com yazar gibi tarihî dizi ya da sinema yazamazsınız! İnşAllah doğru insanlarla çalışarak Fatih yapımını gerçekleştirmek nasip olur."

Akman Muhteşem Yüzyıl hakkındaki sözlerini şu şekilde bitirdi: "Kimse yanılmasın, bu, bir Müslüman Osmanlı Sultanı Süleyman'ın değil, Hıristiyan bir köle kızın Osmanlı'yı sözde dize getirmesinin gerçek-dışı hikâyesidir."

ANADOLU GENÇLİK DERGİSİ ATEŞ PÜSKÜRDÜ

Anadolu Gençlik Dergisi Trabzon Şube Başkanı Ahmet Yakuphan, Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde düzenlediği basın toplantısında, son yıllarda bazı yerli diziler aracılığıyla gençlerin düzeninin bozulmaya çalışıldığını belirtti.

Bu dizilerin, aile fertlerinin bir arada bulunduğu saatlerde ekrana getirildiğini ifade eden Yakuphan, şöyle dedi:

''Burada anlatmaktan haya ettiğimiz bir takım görüntülere sahne olan bu diziler, milletimizin değerleri ile çelişmektedir. İşte bu dizilerin son örneği olan ve Osmanlı bakiyesi olan bu topraklarda Osmanlı tarihinin en şanlı döneminin çarpıtıldığı 'Muhteşem Yüzyıl' dizisi 5 Ocak Çarşamba gününden itibaren yayıma girmiştir. Bu dizide reyting uğruna geçmişimiz karalanıyor ve ecdadımız şehvet düşkünü olarak gösterilmek isteniyor. Senaristler, bu dizi ile ecdadımızı kendi sapkın düşüncelerine alet etmeye çalışmaktadırlar.''

Kanuni Sultan Süleyman'ın doğum yeri olan Trabzon'dan bütün Türkiye'ye çağrıda bulunmak istediklerini belirten Yakuphan, ''Bizler bu dizinin derhal yayımdan kaldırılmasını istiyoruz. Milli ve manevi değerlerine sahip çıkma noktasında duyarlı vatandaşlarımızın '444 1 178' numaralı RTÜK İletişim Merkezini veya söz konusu diziyi yayımlayan televizyon kanalını arayıp tepkilerini iletmelerini istiyoruz'' dedi.

internethaber.com
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: İsra - 13 Ocak 2011, 09:12:12
rezil ötesi
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: el-kemter - 13 Ocak 2011, 10:44:38
Hakikaten buyuk bir rezillik!Allah bunlara akil fikir versin!Insan bu kadar mi ecdadina dusman olur?!Hem de boyle sanli uc kitada hukum surmus bir ecdada,ilay-i kelimetullah yapmis bir ecdada...
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Günbatımı - 13 Ocak 2011, 14:01:50
1. bölüm sonrası gösterdiğimiz tepkilerin daha da fazlasını şimdi, 2. bölüm sonrası göstermeliyiz. Hem telefon hem e-posta ile...


0312 4441178 Rtük iletişim hattı.


Şikayet İçin: http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/GorusOneri.aspx Adresinden Formu Dolduralım İnşaAllah..

KURULUŞ ADI: SHOW TV
YAYIN ADI : MUHTEŞEM YÜZYIL
YAYIN TARİHİ : 12 OCAK
YAYIN SAATİ : 20:00


Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: muhabbeteri - 13 Ocak 2011, 16:34:31
bu kadar tepkilere ragmen dizinin 2. bölümünün yayinlanmasi cok aci. ama daha üzücü olan dizinin yine reyting yapmasi. insanlarin ne kadarda hosuna gidiyor bu tür diziler anlamiyorum.  s1))
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: ihvan - 13 Ocak 2011, 17:45:27
bugün biraz vidyodan kısa setrettim.......bu diziyi yapanları BU GECENİN HÜRMETİNE .RABBİME HAVELE EDİYORUM.............melunlar.alçaklar,kahbeler..
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: mazlum - 13 Ocak 2011, 18:22:17
Bu dizinin amaci belli. Müslüman kitlenin tepkisini duyarlılığını test etmek .
iyi düşünmek gerek neye kime hizmet ediyor bu dizi ???
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: fazıl14 - 13 Ocak 2011, 18:50:57
Abdestsiz yere basmayan ecdadımızı kendi fantazilerine alet eden SOYSUZLARA yazıklar olsun...
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: iniz_hay - 13 Ocak 2011, 20:30:01
son dakika  ajanslar:
Çakma Padişah Hal-it ERGENÇ'in ayağı kırıldı
13 Ocak 2011 Perşembe, 18:29 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu - Ottoman Empire tarafından eklendi

ayak bileğinde kırık var
Dizi çekimleri için kılıç dersi alan Halit Ergenç ayağını burktu. Hemen hastaneye kaldırılan Ergenç’in ayak bileğinde kırık tespit edildi.
Yapım şirketi yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre Ergenç’in sağlık durumu MR çekimi sonrası netleşecek.
 Kaynak: Ajanslar
facebooktan alıntı
Başlık: NTV'de Osmanoğlu rahatsızlığı
Gönderen: İsra - 14 Ocak 2011, 04:42:03
NTV'de Banu Güven'in konuğu olan Osmanoğlu torunlarından Adile N. Osmanoğlu Tars, Muhteşem Yüzyıl'ı tartıştı. Dizinin Osmanlı'nın imajına büyük darbe vurduğu sözleri sunucu ile konuğu sık sık karşı karşıya getirdi.

Muhteşem Yüzyıl tartışmasında yeni boyut. NTV’de Banu Güven’in programına konuk olan Adile M. Osmanoğlu Tars, dizinin Osmanlı’nın imajına büyük darbe vurduğunu savundu. Program sunucusu Güven ise konuğunu konuşturmamak için elinden geleni yaptı.

Padişahın aşkından önemli şeyler olduğun söyleyen Adile Osmanoğlu Tars, filmde Sultan Süleyman’ın çok garip şekilde gösterildiğini söyledi. Banu Güven’in ‘Siz tarihçi değilsiniz’ sözü üzerine Tars, “Evet tarihçi değilim ama Osmanlı’da bir padişah hiçbir zaman böyle acayip acayip şeyler yapmazdı.” Dedi. Tars, bizim ailemizde de birtakım şeyler konuşulurdu, biz Padişah’ın ulaşılmaz bir noktada olduğunu biliyoruz. Filmin içinde öyle bir hale gelmiş öyle bir laubalilik yapılmış ki Sultan Süleyman bahçelerde dolaşan sıradan bir insan haline getirilmiş. Bu Meral hanımın hayal dünyasıdır” dedi.

Banu Güven’in Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmede dizi ile görüşlerini sorduğunu hatırlatması üzerine Osmanoğlu’nun gülmesi Banu Güven’i rahatsız etti. Güven, “Eğer sizin eleştirileriniz bir belgesele olsa idi ben buna hiç itiraz etmem görüşlerinize saygı duyardım. Ama bu bir film.” Dedi. Güven, “ Sizin atalarınızdan söz ediyoruz. Ailenizden ve yüzyıllarca öncesinden söz ediyoruz. Ancak bu kişilikler tüm topluma mal olmuş kişilikler.” Sözü üzerine Osmanoğlu Tars, “ Size öyle gözüküyor. O kişinin sizlere de faydası oldu. Dünya bu insanlara saygı ile karşılıyordu. Siz böylesine saygı duyulan bir imajı kalkıp böyle yapamazsınız.” Dedi.

Banu Güven, şehzade ile ilişkilerinin böyle yaşandığına ilişkin sözlerine ise Osmanoğlu, “ O da doğru değil, Benim babam, babaanmem Ayşe Sultan ile birlikte oturmak istediğinde dahi böyle bir laubalilik yoktu. “ dedi.

Banu Güven, bunu bir tarih kitabında okuduğunda veya bir film veya belgeselde görüldüğünde farklı değerlendirilmesi gerektiğini söylemesi üzerine Osmanoğlu Tars “ O zaman başka şahıslar kullanılsaydı. Osmanoğlu’nun adı kullanılmasaydı Hayali bir fantezi yapılsaydı” dedi. Banu Güven, “Aile içinde herkes sizin gibi mi düşünüyor” sözü üzerine Osmanloğu Tars “Aklı başında bütün aile böyle düşünür” dedi. Banu Güven, ailenin bir başka ferdi olan Roksan hanımın diziyi onayladığı şeklindeki sözlerine ise Osmanoğlu Tars “ Hayır yine yanılıyorsunuz. O da benim gibi düşünüyor. Onu da ekranlara emrivaki bir şekilde getirdiniz. Can Dündar’ın karşısına öyle çıkardınız. “ dedi. Osmanoğlu Tars, Roksan’a “Dizinin fragmanı gösterildi ve Roksan, diziyi görmeden bir şey söyleyemem dediğini anlattı. Orsanoğlu Tars, Roksan’ın kanala başka bir konu için çağrıldığını ve programda başka sorular yöneltildiğini söyledi.

Banu Güven, Sultan Süleyman’ın 16. Yüzyılda yaşadığını ve harem hayatını bir kurgu içinde televizyonlara taşındığını dile getirirken Osmanoğlu Tars, “Bizim insanımız henüz böyle bir kurguya hazır değil. İnsanlar olayların böyle olduğuna inanıyor. “ dedi. Banu Güven, ‘İnsanların neye hazır olup olmadığını neye dayanarak söylüyorsunuz Böyle olmadığına inanalar da var ” sözü üzerine Osmanoğlu Tars “Maalesef bunun böyle olduğuna inanan insanlar var. Bu konulara özel dikkat isteyen konular var. Daha önce Hürrem Sultan’ı da yapmak istediler ve başarısız oldular.

Banu Güven, programın sonuna geldiğini söyledi ancak cevap alamadığı konular olduğunu belirterek “ Osmanlı padişanları çok eşli olması bir gerçek mi değil mi” dedi. Osmanoğlu Tars, “Onların çok eşli olduğunu herkes biliyordu. O dönemin şartlarını bugün ile mukayese edemezsiniz. Çok eşli olması beni rahatsız etmiyor. Çünkü artık böyle değil” dedi.

Osmanoğlu Tarzi, “Bir şey yapılacaksa adam gibi başından itibaren doğru şekilde ortaya konsun herkes gizlenen saklanan şeyleri daha iyi görür” sözü üzerine Banu Güven’in şimdi bitirmem gerekiyor dediği program daha sonra Sultan Abdulhamit’e ve tazminatta yaşananlara geldi.

haber 7
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Fatihan - 15 Ocak 2011, 17:04:57
Alıntı
NTV'de Banu Güven'in konuğu olan Osmanoğlu torunlarından Adile N. Osmanoğlu Tars, Muhteşem Yüzyıl'ı tartıştı. Dizinin Osmanlı'nın imajına büyük darbe vurduğu sözleri sunucu ile konuğu sık sık karşı karşıya getirdi.

O programda Banu Güven'in yüzündeki ifade de bile hayır yoktu  zaten.Hiçbir  şey söylemese de yüzünde "ben Osmanlı'dan nefret ediyorum" imajı vardı.
Başlık: Prof.Dr Ahmet Akgündüz'ün Diziyle İlgili Görüşleri
Gönderen: Fatihan - 15 Ocak 2011, 18:24:23
Muhteşem Yüzyıldizisiyle yeniden alevlenen Osmanlı da Haremtartışmalarına, bu başlıkla bir kitabı bulunan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz de katkı yaptı.

Akgündüz, “Harem konusunda asıl üzüldüğümüz nokta, ülkemizde yetişen Cumhuriyet dönemi yazarlarının da, belgelere dayalı ilmî araştırma yapmak yerine, yabancı yazarları aratmayacak şekilde ve onların yazdıklarını yahut çizdiklerini aynen taklit ederek yazılar kaleme almalarıdır. Bunların hemen hemen tamamı, doğru olmayan bilgilerdir.” dedi. Hürem Sultan’ın bugünkü ilahiyatçılara taş çıkaracak bilgiye sahip olduğunu kaydeden Akgündüz, “cariyelerle halvet” konusuna da açıklık getirdi. Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Cihan Haber Ajansı’na verdiği mülakatta ‘Muhteşem yüzyıl’ dizisiyle yeniden gündeme gelen tartışmaları değerlendirdi. Osmanlı’da saray hayatının Batıdakilerle karıştırıldığını ifade eden Akgündüz, şu ifadeleri kullandı: “Maalesef Türkiye’de televizyon dizileri, sanatçılar, romancılar ya da basın mensupları Osmanlı’yı değerlendirirken Batıdaki tarzlara bakarak değerlendirme yapıyorlar. Harem ile ilgili Batı’da ya da Türkiye’de yapılan müstehcen yayınların hiçbiri doğru ya da orijinal değil. Bunlar Batılı ressamların vs. hayal ürünleridir.” Osmanlı sarayında hareme padişahın ailesi ve hizmetçiler dışında kimsenin girmediğini vurgulayan Akgündüz, “Tanzimat dönemine yani 1839 yılına kadar hiçbir Batılı ve gayrimüslim buraya girmemiştir… Tamamen kendi krallarının veya kendi toplumlarındaki gayrimeşru işleri nakleden insanlara nasıl inanabilirsiniz. Bunlara göre Haremi nasıl değerlendirebilirsiniz?” diye sordu.

KANUNİ’NİN ÖMRÜNÜN YARISI SEFERDE GEÇTİ

Osmanlı Devleti’nde 46 sene padişahlık yapan Kanuni Sultan Süleyman’ın 20’ye yakın büyük sefere çıktığını hatırlatan Ahmet Akgündüz, şunları söyledi: “Ömrünün üçte biri zaten İstanbul dışında, seferlerde geçti. Geriye kalan kısımda ise büyük tarihçiler ve şeyhülislamlar ile sohbetler ettiğini, onlar ile müzakerelerde bulunduğunu, tarih kitapları bize anlatıyor. Padişah da bir insandır. Akşam da hanımı ile beraber olması gayet normaldir. Kaldı ki nikâhlı hanımları arasında adalete riayet etmesi de dini bir görevdir. Ancak Osmanlı padişahlarının eşlerine çok az zaman ayırdığını çok rahatlıkla söyleyebilirim.” Kanuni’nin edebiyatçı yönüne dikkat çeken Akgündüz, “Ömrünün yarısı cephede geçen bu padişah Muhibbi adıyla önemli bir divan kaleme alacak kadar alim.” dedi. Kanuni’nin vefat ettikten sonra kabrine Ebu’s-Suud Efendi’den aldığı fetvaların konulması talimatını verdiğini hatırlatan Akgündüz, “Şayet Cenab-ı Allah hesap sorar ise ‘Ben fetvasını aldım Yarabbi’ diyeceğini söylüyor. Böyle bir insanın gayri İslami bir hayat yaşaması mümkün mü?” ifadelerini kullandı.

BU TÜR DİZİLER KAFA KARIŞTIRMA OPERASYONU

Son dönemde Türk gençliğinin, tarihini doğru olarak öğrenmeye yöneldiğini vurgulayan Prof. Akgündüz, dizideki sanatçıları suçlamadığını; fakat bu tür projelere yatırım yapan insanlarda iyi niyet aramadığını söyledi. Ahmet Akgündüz, “Bu gibi diziler, son zamanlarda Türk gençliğinin Osmanlı’yı doğru öğrenmesine karşı başlatılan bir kafa karıştırma projesidir.” Birden fazla hanımla aynı anda münasebetin İslam’a aykırı olduğunu ve padişahın da bu tür alemler düzenlemesinin mümkün olmadığını vurgulayan Akgündüz, “Bu İslam’a da hakarettir. Osmanlı’ya da hakarettir. Zihinleri de bozmak için müthiş bir kasıt vardır. Bu kastı filmi çevirenlerde aramıyorum. Çünkü onların bir kısmının hayatı böyle. Bu diziyi yönetenlerde ve yayınlayanlarda çok ciddi manada bir kasıt hissediyorum.” ifadelerini kullandı.

HAREM, PADİŞAHIN DİLEDİĞİ KADINLA YATMASI İÇİN DÜZENLENMİŞ BİR KURUM DEĞİL

Batılı yazarların nasıl meseleyi çarpıttıklarını , 1960’lı yıllarda Harem’in restorasyonunda görev alan tarihçi Robert Anhegger’ın eşi Mualla Anhegger’ın anlattığını ifade eden Akgündüz, şu ifadeleri aktardı: “Haremin Avrupalıların yüzyıllarca yazıp çizdiği ile hiçbir alakası olmadığını fark ettim. Harem padişahın dilediği kadınla yatması için düzenlenmiş bir kurum değil. Mimarisi bile buna göre düzenlenmemiş. Padişahın cariyeleri görebilmesi ve aralarından birini seçebilmesi mümkün değil. Kapılar, daireler, geçişler buna göre planlanmamış. Cariyeler 25 kişilik koğuşlarda yatıyor, üst katta yatan kalfaların sıkı denetimi söz konusu. Padişahın annesi kendi bölümünde, padişahın kadınları kendi bölümlerinde, padişah ise kendi dairesinde. “ Ahmet Akgündüz, Batı’da yaygın olarak rastlanan ve özellikle padişahın süt banyosu yaptığını, çırılçıplak cariyelerin ortasında poz verdiğini gösteren resimlerin de tamamen hayal ürünü olduğunun altını çizdi.

EN FAZLA 4 CARİYE İLE NİKÂH KIYILABİLİR

Prof. Ahmet Akgündüz, padişahların ‘çok eşliliği’ ve cariyelerle halveti konusuna ise şöyle açıklık getirdi: “Bir padişah, veya siz, isteseniz İslam’a göre, İslam hukukuna göre bir cariye ile de nikah kıyabilirsiniz. Nikah kıydığınız an, o cariye sizin hanımız olur. Nikah kıydığınız cariyelerin sayısı dördü geçemez. Bu önemli bir hukuki statü. Şayet bir çocuğu olur ise o cariyeyi hür hale getirmek mecburiyetindesiniz.” Akgündüz, harem mektebine alınan cariyelerin zekâlarına, ahlaklarına ve güzelliklerine göre, evvela haremin hizmetçi statüsündeki grubu olan cariye, kalfa ve ustalar makamlarına ve sonra da Padişahlar tarafından seçilmeleri halinde Padişah ile karı koca hayatı yaşayan gözde, ikbal, kadın efendi ve neticede valide sultan payelerine kadar yükselme imkânlarına kavuşabildiğini anlattı. Akgündüz, sarayda sayıları bazı dönemler 500’e kadar ulaşan cariyelerin çok büyük bir kısmının hizmetçi grubundan olduğunu dile getirdi.

HÜRREM SULTAN, BUGÜNKÜ İLAHİYATÇILARA TAŞ ÇIKARACAK BİLGİYE SAHİPTİ

Prof. Akgündüz, Hürrem Sultan konusunda bazı yanlış anlaşılmaları giderecek şu değerlendirmeyi yaptı: “İster Ukraynalı olsun, ister bir kısım tarihçilerin iddia ettiği gibi İtalyan olsun. Aslı ne olur ise olsun. Osmanlı Devleti’nin haremine alınan ve İslami bir manevi terbiyeden geçen çok kıymetli bir hanımefendi. Ben bu hanımefendinin birkaç tane “aşk mektubu” diye tabir edilen mektuplarını da yayımladım. Bir mektubunda şunu diyor: “Efendi, Hoca Sadettin Efendi’nin eserini okuyorum. Bu gece birinci cildi bitirmek istiyorum. Bu gün teravih namazına gelemeyeceğim.” Ben şunu açıkça ifade edeyim ki bu eserin bir iki sayfasını bir iki saat içinde çözebilecek çok az ilahiyat profesörü var. Bunu üzülerek ifade ediyorum. Yani Hürrem Sultan da böylesine bir kültürlü hanımefendidir. Ancak onun da bir insan olduğunu ve hırslı bir kadın olması hasebiyle Sadrazam Rüstem Paşa ile birlikte oğlu Selim’in padişah olması için bazı siyasi oyunlara girdiğini de görmezlikten gelemeyiz.”
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Emir-ül Bahr - 16 Ocak 2011, 14:10:47
Muhteşem Yüzyıldizisiyle yeniden alevlenen Osmanlı da Haremtartışmalarına, bu başlıkla bir kitabı bulunan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz de katkı yaptı.


Haber için teşekkürler Fatihan kardeşim. Osmanlı'nın ıstılah paralayarak tartışma konusu haline getirilen değerlerini tam anlamıyla bilmeyenler, tanımak isteyenler mutlaka büyük tarihçi Prof. Dr. Ahmet Akgündüz'ün kitaplarını okumalı. "Blinmeyen Osmanlı" ile başlayabilirsiniz. Neyin ne olduğunu bilmeliyizki yapılan saldırılara göğüs gerebilelim hakkımızı müdafaa edebilelim...
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Fatihan - 16 Ocak 2011, 14:56:12
Neyin ne olduğunu bilmeliyizki yapılan saldırılara göğüs gerebilelim hakkımızı müdafaa edebilelim...

Kesinlikle haklısınız, zaten en büyük sorunumuz da o.Tarihimizi iyi bilmemek.Bugün dinden diyanetten çok da uzak olmayan bazı insanlarımız bile haremde zevk-ü safa yapıldığını zannediyor.Bugünlerde televizyonlara çıkan hanedan mensubu bazı torunlar bile bizzat öz dedelerinin tarihini-tarihimizi adamakıllı savunamıyorlar.Ya bilmiyorlar ya da yıllarca yurtdışında yaşamak zorunda kaldıkları için Türkçelerinin bozuk olmasından dolayı bildikleri doğruları aktaramıyorlar maalesef.
Biz tarihimizi iyi bilmezsek ona adamakıllı sahip çıkamayız.Böyle olunca da bu çirkef dizi de olduğu gibi herkes kafasına göre fantezi yapar, senaryo yazar.

Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Fatihan - 16 Ocak 2011, 23:44:19
Bizim garip bir huyumuz var. Birileri bize vurmadan kendimize gelmiyoruz. Ayağımıza vurulunca ayağımızın, elimize vurulunca elimizin farkına varıyoruz. Türbana hakaret edilince türbana sahip çıkıyoruz. Tarihimize hakaret edilince tarihimize sahip çıkıyoruz. Mahallemizdeki camimizi taşlamaya gelseler, hepimiz camiye koşup orayı korumaya gideriz. Ancak camimiz taşlanmadığı için, sadece Cuma namazlarında uğruyoruz camiye!

Elimde kesin bir istatistik yok ama, Kanuni Sultan Süleyman’a hakaret edilen dizi yayınlanmaya başladıktan sonra, Kanuni’nin hayatını anlatan kitaplar daha çok satılmaya başlayacaktır. Bizim kendi değerlerimize sahip çıkmamız için, illa birilerinin bize vurması mı gerek?

Son yıllarda çekilen birkaç film veya dizi dışında, Türk sinemasında yıllardır çekilen filmlerde gösterilen imam karakteri, medya sektöründe hakim olan zihniyetin dine ve dindara bakış açısını göstermek için yeterlidir aslında. Mahallenin en adi, en karaktersiz, en üçkağıtçı adamları olarak imamlar gösterildi yıllarca.

Hayatı boyunca hiçbir imamla oturup kalkmamış birçok insan, bu filimler yüzünden imam düşmanı oldular. Ezan Türkçe okutulsa camiye gidecekmiş gibi, “Ezanlar Türkçe okunsun!” diyen solcu kesim bu filmlerle yetişmiş zihniyetler.  Gerçi bunların dertleri ne İmam ne Ezan, ne de Cami… İslam dinine olan düşmanlıklarını açıkça ifade edemedikleri için kıvırıyorlar..

Muhteşem olanı anlamak, bir bakış açısıdır!

Muhteşem Yüzyıl dizisinin senaristleri, yapımcıları benim inandığım dine inanmak zorunda değil. Dizinin senaristi benim Osmanlı’ya baktığım gibi bakmak zorunda değil tarihimize. Diziyi kaleme alanların beyni kafataslarının altında değil, bacaklarının arasında olabilir. Malum, beyni bacak arasında olan insanın başka şeye kafası çalışmaz!

Muhteşem Yüzyıl dizisinin senaristi Meral Okay’ın hayata bakışı, diziyi çekme mantığını göstermesi açısından yeterlidir. 20 Eylül 1959 tarihinde Ankara‘da doğmuş.  12 Eylül döneminde Türkiye İşçi Partisi üyesi ve işyeri temsilcisiymiş. Bu bayanın Osmanlı’yı öven bir dizi senaryosu yazmasını beklemek, papazdan cami inşaatına destek beklemekten farksızdır. Osmanlı’nın dünya hakimiyetini anlamak, bir bakış açısıdır.

Basit bir internet taramasıyla Kanuni hakkında bulabileceğiniz en temel bilgiler bile, Kanuni dönemi ile ilgili dizi çeken birisinin “harem” odaklı senaryosuna kızar, “Bu nasıl bir mantık!” diye kızar insan.

Avrupalıların “Muhteşem” dedikleri Süleyman Han, babasından devraldığı 6.557.000 km2 Osmanlı toprağını, yaptığı fetihlerle 14.893.000 km2 ye ulaştırdı. Bulunduğu yüzyıl, dünya tarihine Türk asrı olarak geçti. Bu asırda her sahada dahi devlet ve ilim adamları yetişti. Nitekim Sadrazamı İbrahim Paşa, Lütfi Paşa, Sokullu Mehmed Paşa; Şeyhülislamı Kemalpaşazade, Ebüssü’ud Efendi, şair Baki, Fuzuli, sanatkarı Mimar Sinan; Kaptan-ı deryası Barbaros Hayreddin Paşa olan bir devletin padişahı Kanuni olurdu.

Bu gerçeklere rağmen Kanuni dönemini “Harem” merkezli anlatmaya çalışmak, Yunan gözüyle Osmanlı’ya düşman olmaktan farksızdır. 

Şeytana küfür etmek ibadet değildir!

Bir haftadır mail adresime gelen yazıların yarısına yakını bu diziyi protesto amaçlı. Osmanlı’ya olan hassasiyetimizin ve tarihi misyonumuza bu kadar sahip çıkma refleksimiz beni sevindiriyor elbette. Herkes kadar bende kınıyorum böyle bir mantığı. 

Ancak Muhteşem yüzyıl dizisini çekenleri, yayınlayanları kınadığımdan daha çok, “Muhteşem Süleyman!” adlı bir diziye senaryo yazamayanları, adam gibi bir dizi çekemeyenleri kınıyorum… Dindarlardan topladıkları paralarla kurulan televizyon kanallarında sürekli Şaban filmleri yayınlayanları, Müzik programı dışında program üretemeyenleri kınıyorum.

Şeytan taşlamaktan tavaf etmeye zaman bulamayanlar, şeytanı güldürürler.

 

Sait ÇAMLICA
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: zeberced - 16 Ocak 2011, 23:55:31
Güzel yazmis Sait Camlica
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: racül - 17 Ocak 2011, 02:50:17
Alıntı
Ancak Muhteşem yüzyıl dizisini çekenleri, yayınlayanları kınadığımdan daha çok, �Muhteşem Süleyman!� adlı bir diziye senaryo yazamayanları, adam gibi bir dizi çekemeyenleri kınıyorum� Dindarlardan topladıkları paralarla kurulan televizyon kanallarında sürekli Şaban filmleri yayınlayanları, Müzik programı dışında program üretemeyenleri kınıyorum.

Şeytan taşlamaktan tavaf etmeye zaman bulamayanlar, şeytanı güldürürler.


müdhis
acitici
tam 12'den
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Günbatımı - 17 Ocak 2011, 18:09:38
... Ancak Muhteşem yüzyıl dizisini çekenleri, yayınlayanları kınadığımdan daha çok, “Muhteşem Süleyman!” adlı bir diziye senaryo yazamayanları, adam gibi bir dizi çekemeyenleri kınıyorum… Dindarlardan topladıkları paralarla kurulan televizyon kanallarında sürekli Şaban filmleri yayınlayanları, Müzik programı dışında program üretemeyenleri kınıyorum.
...

 &))
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: azizistanbul - 17 Ocak 2011, 18:33:20
Muhteşem yuzyıl dizisini çekenlere takdirlerimi sunuyorum.

Osmanlıyı bize yanlış tanıtacak bir projeye imza atarak , osmanlının gece gündüz tüm televizyon programlarında tartışılmasına ve dindar bildiğimiz insanların bile cariye dinde yoktur diyecek kadar cahil olduğu günümüzde en azından bu cahil  insanların  osmanlıyı daha iyi tanımalarına fırsat veriyor diye düşünüyorum.

Dizi yanlış mı yanlışlarla dolu orası başka. Düzgün olanını da biz yapalım.
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Günbatımı - 17 Ocak 2011, 20:49:11
Muhteşem yuzyıl dizisini çekenlere takdirlerimi sunuyorum.

Osmanlıyı bize yanlış tanıtacak bir projeye imza atarak , osmanlının gece gündüz tüm televizyon programlarında tartışılmasına ve dindar bildiğimiz insanların bile cariye dinde yoktur diyecek kadar cahil olduğu günümüzde en azından bu cahil  insanların  osmanlıyı daha iyi tanımalarına fırsat veriyor diye düşünüyorum.

Dizi yanlış mı yanlışlarla dolu orası başka. Düzgün olanını da biz yapalım.

Sanırım "Her şerde bir hayır, her hayırda bir şer vardır" sözü tam yerinde olacak! :)

Bence de, en azından Osmanlı gündemde, bu sayede bilinmeyen gerçekler de açıklanıyor ama yine de gerçeklere gözlerini kapayıp, kulaklarını tıkayanlar da çok maalesef...

Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Fatihan - 17 Ocak 2011, 22:14:02
Muhteşem yuzyıl dizisini çekenlere takdirlerimi sunuyorum.

Osmanlıyı bize yanlış tanıtacak bir projeye imza atarak , osmanlının gece gündüz tüm televizyon programlarında tartışılmasına ve dindar bildiğimiz insanların bile cariye dinde yoktur diyecek kadar cahil olduğu günümüzde en azından bu cahil  insanların  osmanlıyı daha iyi tanımalarına fırsat veriyor diye düşünüyorum.

Dizi yanlış mı yanlışlarla dolu orası başka. Düzgün olanını da biz yapalım.

Siyaseten de konuyu ele alacak olursak; malum Türkiye dış dünyada artık hep Yeni Osmanlı olarak lanse edilmeye başlandı.Bu bizim elimizle mi oluyor yoksa birileri özellikle dış dünyada bu konuyu gündemde mi tutuyor bilemiyoruz ama Muhteşem YY vb diziler bu "birilerinin" planlarının bir parçasıysa bu süreç içerisinde oluşacak bilgi kirliliğine çok dikkat etmek gerekiyor.Çünkü dizi tek değil, İstanbul Kültür başkenti etkinlikleri kapsamında da büyük fonlar ayrılarak bazı filmler çekildi ama fazla rağbet görmedi.
Osmanlının gündemde tutulması, tartışılması güzel ama inşAllah tarihi iyi bilenler daha etkili olurlar bu süreçte.Yoksa düşünceleri değiştiremiyorsan zihinleri bulandır politikası daha berbat.
Başlık: Kanuni'den Ferman
Gönderen: Tuğra - 18 Ocak 2011, 00:40:09
Kanuni'den Ferman

Duyduk duymadık demeyin!

Devlet-i Ali’nin mirasyedileri ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından bir kısım medya – enformasyon ve bilahare dedikodu mesleği ile uğraşan kimseler, Osmanlı ailesi üyeleri hakkında üzerilerine vazife olmayan konularda ahkâm keserlermiş.

Ki! Bizim adımıza; geçmişine saygı ve edebin derdine düşen vatandaşlarımız ise; hakkımızdaki bu düşünce ve tasviri ekranlar için günün devletlûlarına bu işe bir el atmalarını ve hakkımızdaki yakıştırmaları, bize yakıştıramadıkları gibi söz konusu kişileri edebe davet etmişler.

Bunun üzerine günün devletlûları, söz konusu hakkımızdaki tasviri ekran ve mahremiyete saldırı için, uyarı cezası vermiş.

Cezanın gerekçesinde ise; 'yayınlar toplumun milli-manevi değerlerine ve Türk aile yapısına aykırı olmamalı' hükmünün ihlali çerçevesinde imiş.

Lakin şahsımızca, diziyi yapanların milli-manevi değer yargıları konusunda hassasiyetlerinin var olduğunu ve Türk aile yapısına çok da ehemmiyet verdiklerini söyleyebilmek mümkün değildir.

Çünkü dizinin merkezinde olan şahıs olarak, özel hayatım adına mahremiyet dairemin;  bazen bir mavi gözlü Bizans prensi, bazen bir Hint prensi, bazen de keloğlan masallarından çıkmış hükümdar kılığıyla temsil edilmesi, ancak bunu yapanların tarih bilgileri ve insani çapları hakkında bir fikir verebilir.

Ki! Bu diziyi yapanların savunmasında olayların ‘kurgu’ olduğunu savunarak işin içinden çıkabilmeleri için, dizide hem adımı, hem ailemi, hem de tarihi şahsiyetleri isim isim kullanmamalı gerektir.

Ayrıca 46 yıllık iktidar dönemimizdeki savaşlar, olaylar, fetihlerden öte; sadece yatak sahneleriyle adımız ve şanımız üzerinden kar etmek isteyenlerin reyting cinliklerinin yanında fikir ucuzluğunu gösterir.

Şahsım adına yapılan bu densizliği; ‘geçmez akçe sahibine gerek’ ve ‘herkes kendine yakışanı yapar’ düsturu ile konuyu tarihçilere havale eder, elmas veya yakutun üstüne dökülen balçıktan dolayı değerini kaybetmediğini cümle âlem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına duyururum.

Bizler yalan dünyada iken Bizans kahpeliğini canlı canlı yaşamış biri olarak; şimdi arkamızdan yapılanlara ancak tebessüm ederiz. Gönlünüz ferah olsun.

Kanuni

Mazhar MUTAFOĞLU
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: aydeniz - 19 Ocak 2011, 21:38:07
teşekkürler kanuni sultanım,gecikmelide olsa,ferman fermandır z3)) dizi hala devam ediyormuş,bukadar tepkiye rağmen e44))
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Günbatımı - 20 Ocak 2011, 14:45:45
dizi hala devam ediyormuş,bukadar tepkiye rağmen e44))

BU KADAR TEPKİYE RAĞMEN!!!   -))?
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: reis - 03 Mart 2011, 14:03:15
tepkimizi damardan koyduk

www.hurrem.net

günde 5-10 bine varan ziyaretçi kitlesi ile 3 haftada ilk sıraya oturdu bile
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Al-Andalus - 22 Nisan 2011, 00:04:01
http://www.hurrem.net/  Hürrem Sultan'ın ve filmdeki kadınların gerçekte öyle olduğunu sanmıyorum. (Başı açık, tavırları uymuyor.) Rtük'e posta attım bende. Bizim atalarımıza yaptıkları rezalet bu...
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: mazhar - 22 Nisan 2011, 00:40:58
 Bilinen bir söz: Deveye sormuşlar;Boynun neden eğri ?
Cevap vermiş,Nerem doğru'ki?

Her yerimiz dökülüyor.Bazem müslüman bir ülkede'mi yaşıyoruz diye tereddüt ediyorum.

Yine bilinen meşhur bir söz vardır."İt Ürür, Kervan yürür."
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: mazhar - 25 Kasım 2011, 01:10:28
Aleyküm selam,Bu rezaleti yayınlayanları,yayınlanmasına izin verenleri Allah'a havale ediyorum...


Bre asıl mel'un sizsiniz siz!
Muhteşem yüzyıl dizisi tarihi mel'unlukları(!) dökmeye son hızla devam ediyor..

Dizi ilk yayına girmek üzere fragmanlara 5 ocakta gösterimde iken şiddetli tepkiler almış ve dizi ekibi ısrarla çekmeden ne bu tepki diye feryadı bastırmıştı..

Sitemizde de okuyabileceğiniz o günlerin tepkilerini haksız eleştiri olarak lanse etmişlerdi.. Aradan koskoca 19 bölüm geçti.. dile kolay 19 bölüm. hürrem sultan 3 çocuk doğurdu bu arada.. LEO ismi ile de mel'un fantaziler kurdular üstüne..

Ve kendi hayal dünyalarını öyle süsleyerek gösterdiler ki hep bir ağızdan bre bu belgesel değil dizi diye diye deve kuşu gibi kafamızı kuma gömdük..

Ancak olmuyor.. sığmıyor çalınan minareler çuvala. Yeter artık. En kutsal değerlerimiz mel'unca yüreğimizden sökülmeye çalışılıyor..
.Tarih sayfası.com
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: tk1978 - 25 Kasım 2011, 04:03:08
Müsterih olunuz.
Baslarindan gecen hadiseler, anlayana yeter yeter´de artar.
Basina mermer düsüp geberen.
Aya kirilip izdirap ceken hain.
Kanser olup yakin zaman´da geberecek olan sahis.
Bunlar Insanlar, Müminler icin ibret´dir, Mümin olamamislar icin tesadüftür veya aksilik´dir!
Sonuc itibari ile, herkez yaptigini cekecek. Müsterih olunuz
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: mazhar - 18 Şubat 2012, 22:28:19
Muhteşem Yüzyıl'a ağır suçlama

Tarihçi Mustafa Armağan: Bunlar insanlara gerçek tarihmiş gibi yutturuluyor.

(http://haber5.com/u/12/02/17/11/632e/mustafa-arma_an_250x250cutout.jpg)


Tarihçi Yazar Mustafa Armağan, Muhteşem Yüzyıl dizisinde, o dönemde henüz icat olmamasına rağmen Pargalı İbrahim’e keman çaldırıldığını söyledi. Armağan, “Bu kadar da olmaz. Keman, 17. yüzyılda icat edilmiş. Pargalı İbrahim’e kemanı veriyorlar, bu yetmezmiş gibi bir de Vivaldi çaldırıyorlar. Vivaldi ne zaman yaşamış? Arada 300–400 yıl var. Bu dizinin senaristinin danışmanı yok mudur? Bunları bilmiyorlar mı? Bunlar insanlara gerçek tarihmiş gibi yutturuluyor.” dedi.
 
Tarihçi Yazar Armağan, Manisa Empati Çalışanlar Derneği ile Manisa Aktif Eğitimciler Derneği'nin Belediye Kültür Sitesi Lale Salonu’nda ortaklaşa düzenlediği "Osmanlı Medeniyetinde Kadın" konulu konferansı verdi. Kanuni Sultan Süleyman'ın yaşadığı dönemde, malum dizide olduğu gibi Topkapı Sarayı’nda harem dairesi bulunmadığını vurgulayan Armağan, orasının bir büro ve işyeri olarak kullandığını anlattı: “Asıl harem, Beyazıt’ta başka bir sarayda vardı. İstanbul Üniversitesi merkez binasının arkasındaki eski sarayda yaşıyordu kadınlar. Padişah sabah atına binip Topkapı Sarayı’na gidiyor, gündüz çalışıyor, sonra tekrar dönüyordu. Topkapı Sarayı’nda harem bölümü, Kanuni’nin son zamanlarında ve Hürrem’in de ölmesine birkaç sene kala kuruldu. Eski sarayda bir yangın çıkıyor ve kadınlar ortada kalınca Topkapı Sarayı’na getirip daireler yaparak yerleştiriyorlar. O zamana kadar Topkapı Sarayı’nda harem yok.”
 
Osmanlı literatüründe İbrahim Paşa’ya "Pargalı" denmediğini de belirten Mustafa Armağan, "Pargalı İbrahim diye birisi yoktur. Onu batılılar uydurdu, sonra bu diziye Pargalı diye girdi. Asıl adı Makbul İbrahim Paşa'dır. Öldürülünce de Maktul İbrahim Paşa denmiştir. ‘Makbul iken Maktul oldu İbrahim Paşa’ diye de şiirler yazılmış. Sanal tarih dayatılıyor. Dolayısıyl malumattan ilme, enformasyondan bilgiye geçmemiz lazım.” şeklinde konuştu.
 
Tarihi yargılayanların, bir gün kendilerinin de yargılanacağını unutmaması gerektiğinin altını çizen Armağan, “Hep siz hakim konumda olmayacaksınız tarih karşısında. Bundan 50 sene sonra çocuklarınız, torunlarınız karşınıza oturacak, ‘Benim dedem ne yapmış?’ diye hesap soracak. Bunu unutmayacaksınız. Hep yargılayan konumunda olmayacaksınız. Bizden de hesap soracak. Çocuklarımıza, torunlarımıza 100 sene, 200 sene sonra yaşayacak olanlara nasıl bir dünya bırakacağız? Acaba bizimle övünecekler mi, yoksa bizim geçmişimizi yargıladığımız gibi onlar da bizi mi yargılayacak? Tarih bir yerde duran bir şey değil, bizimle bitmeyecek.” dedi. Çocuklara ecdada saygı duymayı öğretmek gerektiğini söyleyen Armağan, "Yoksa bize de saygı duymazlar. Nasıl başlarsak, öyle biter. Kılıçla gelen, kılıçla biter. Biz onlara söversek, çocuklarımızın da bize sövmesine kimse sesini çıkaramaz. Hepimiz bunu aile hayatımızda yaşıyoruz. Onun için tarihle ilişkimizi düzgün kurmamızın çok büyük önemi var.” diye konuştu.
 
Cihan
haber5.com
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: mazhar - 12 Nisan 2012, 08:47:42
Çirkef saldırılara tepki büyüyor



“Muhteşem Rezalet”in yapımcısı Meral Okay'ın ölümünü ‘O kadın öldü' başlığıyla veren gazetemiz Akit ve habervaktim.com'a saldıranlara her kesimden tepki yağıyor. Yazarlar ve STK temsilcileri de Akit'e destek vererek “Akit görevini yaptı, tepkiler yersiz” görüşünde birleşti.


Beni gömmeyin, yakın' vasiyetinde bulunan ‘Muhteşem Rezaletin' yapımcısı Meral Okay'a yönelik haberlerinden dolayı Akit gazetesi ve habervaktim.com'a saldıran malum zihniyete aktivist ve bilim adamlarından büyük tepki geldi.
 
Gazetemiz yazarı Kenan Alpay, “Kanuni'yi haremden çıkarmayan Meral Okay, aynı temayı Atatürk için de kullanabilir miydi?” diye sorarken, yazarımız Osman Atalay da Akit gazetesi ve habervaktim'in ‘O kadın' manşetinden rahatsız olanların ikiyüzlülüklerine dikkat çekti.
 
TİYEMDER Genel Başkanı Selahattin Yazıcı, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Muzaffer Doğan, Prof. Dr. Mustafa Erdoğan Sürat, sinema eleştirmeni ve Yenişafak Gazetesi Kültür-Sanat Editörü Ali Murat Güven ve Türkiye Yazarlar Birliği Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Fidan da Akit ve habervaktim'e linç girişimlerine tepki gösterdi.
 
“AŞAĞILIK KOMPLEKSİ VAR”
 
Profesör Dr. Mustafa Erdoğan Sürat, Okay'ın son isteğini gizleyen, Akit'in haberlerine tepki gösteren kesimlerle ilgili “Bu zihniyetin gerek yandaş kılıklı, gerek candaş kılıklı destekçileri var. Kimisinin başı örtülü, kimisinin açık olmasına bakmayın siz, emir verildiği zaman hepsi aynı borazanı çalarlar. Saldırının içindeki adamlara baktığımızda saldırının nedeni de anlaşılıyor zaten. Bu kişilerde aşağılık kompleksi var. Akit ne yapmış kardeşim, kadının vasiyetini hatırlatmış. Eleştirilebilir mi?” dedi.
 
TEPKİLER ANLAMSIZ
 
İnsanların istedikleri gibi yaşama hakkı olduğu kadar, öldükten sonra da istedikleri şekilde defnedilme veya edilmeme hakkı olduğunu da hatırlatan Prof. Dr. Sürat, “Yaşarken her türlü dinsizliği yapsan da, inanmasan da, sövsen de, öldükten sonra senin düşüncelerinin hiçbir önemi yoktur. Öldükten sonra bürokrasinin istediği doğrultuda gömülürsün. Okay'ın durumu da böyle. Yıllarca savaştığı zihniyetin ritüelleri ile defnedildi. Bence Okay'ın anısına yapılacak en büyük saygısızlık yapılmış, yakılmak yerine gömülmüştür. Akit'in eleştirilmesi anlamsızdır” şeklinde konuştu.
 
HİLAL KAPLAN'A ELEŞTİRİ
 
Akit'e tepki gösteren Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Hilal Kaplan ve diğer bazı yazarları da sert bir biçimde eleştiren Prof. Dr. Mustafa Erdoğan Sürat, bu tür olayların turnusol kağıdı vazifesi gördüğünü vurguladı. Prof. Dr. Sürat, şunları söyledi: “Bu tür kırılmalar aşağılık kompleksi, yaranma isteği olan kişilerin hemen bu davadan ayrılmasına vesile olur. Sözün özü; bu zihniyetin gerek yandaş kılıklı, gerek candaş kılıklı destekçileri vardır. Emir verildiği zaman hepsi aynı borazanı çalarlar.”
 
‘Aynı cinsel temayı Atatürk için de kullanabilir miydi?'Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı ve gazetemizyazarı Kenan Alpay, “Ölüm yolculuğu bir aidiyetin göstergesidir. Hiç kimse, bir diğerini, benimsemediği bir aidiyete mensup kılamaz. Maalesef Türkiye'de ikiyüzlülükler devletin egemen sınıflarından çıkıyor. Meral Okay da bu sınıfa ait biridir” dedi. Okay'ın, İslam etrafında şekillenen bir kültürü dezenforme etme görevinde rol almış bir kişi olduğunu ifade eden Alpay, “Bu açıdan bakıldığında Osmanlı tarihiyle hesaplaşmaya girdiği açıkça görülüyor. İslam'a ait olan bir kültürü yıpratmak için mücadele ediyordu. Söz gelimi Kanuni'nin değil de Atatürk'ün cinsel hayatını aynı yaklaşımla yansıtabilir miydi?” diye sordu.‘Okay'ın varlığına da tahammül edememiştim'Gazetemiz yazarı Osman Atalay da “Meral Okay'ın ölümü muhafazakar camiayı da üzülenler ve üzülmeyenler olarak ikiye böldü. Kanuni Sultan Süleyman'a adaletsizlik ve haksızlık yaptığı için Meral Okay'ın varlığına da tahammül edememiştim.. Kendileri ölünün arkasından menfi senaryolar yazıyorlar ama, başkaları ‘O kadın öldü' deyince rahatsız oluyorlar.. Çalma kapıyı çalarlar kapını.. Yeni yetmemuhafazakar kalemlerde postmodern manevi inanç sapmaları kompleksi oluştu” dedi.‘HAKKIMI HELAL ETMİYORUM'Sinema eleştirmeni yazar Ali Murat Güven ise Meral Okay'ın kendisi için ideolojik bir muhalif olduğunu söyledi. Okay'ı, Kanuni Sultan Süleyman'ı “Muhteşem Yüzyıl” adlı dizide büründürdüğü “soytarı” kimlik nedeniyle pek çok kez eleştirdiğini söyleyen Güven,“Ölümden sonra her ne olduğunu var sayıyorsa, o diyara gitti. Allah, bu kulu ahiret hakkında her ne düşünmüş ve dilemişse kalbine göre versin.
 
Öte yandan, Okay'ın vefatı, bizim Cumhuriyet tarihi boyunca ateist gazetecilerin, sanatçıların, bilim insanlarının cenazelerinde yaşanan bazı mide bulandırıcı ikiyüzlülükleri eleştirmemize bir engel teşkil etmez. Meral Okay da yaşarken ateistliğini açıkça ve defalarca deklare etmişti. Dahası, ‘Beni İslamî geleneklere göre defnetmeyin, bedenimi yakın' demişti. Ki bence bu son derece namuslu bir tavır; ayrıca onun Osmanlı Devleti ve Kanunî de dahil din, kültür ve tarihimize ilişkin pek çok hassas konuya bakış açısını da mükemmelen ortaya koyuyor. Peki, bu yazar hanım olanca dürüstlüğü içinde yaşayıp ölmüşken, onun cesedi üzerinden bu kadar pespaye, bu denli ikiyüzlü bir İslamî duygusallık rüzgarı estirmeye kimin hakkı olabilir?” diye sordu.
 
Güven, “Meral Okay'ın cenazesinde yaşanan ikiyüzlülük bu işin artık böyle gidemeyeceğini de göstermiş oldu.İmam soruyordu orada kalabalığa mesela, ‘Haklarınızı helal ediyor musunuz?' diye. Hemen söyleyeyim, benim -çocukları evde onun senaryolarından son derece olumsuz etkilenen- bir vatandaş olarak görüş beyan etme hakkım var ise herkes şunu net olarak bilsin ki ben kendisine hakkımı helal falan etmiyorum” dedi.‘OKAY, DIŞARIDAN KUMANDA EDİLDİ'Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Muzaffer Doğan da Meral Okay'ın ecdada saygısızlıkla prim yaptığını söyledi. Doğan “Üzülerek söylemek durumundayım ki, Osmanlı'nın torunu olan bu Müslüman millet, Kanunî'yi ‘yataktan çıkmayan bir adam' gibi gösteren bu filmi eleştirse de izledi. Kanunî, Osmanlı padişahları arasında önemli yeri olan bir şahsiyettir. Onun ve onun şahsında ecdadımızın kemiklerini sızlatan bu dizinin senaristi Meral Okay, ‘tıfıl teskin edici' makamda yaptığı işlerle, cahil kitleleri yönlendirmek için dışarıdan kumanda edilen bir isimdir. Yeni Akit'in, Okay'la ilgili yaptığı haberlere tepki gösteren sol kırması, kompleksli sözde aydınların ‘Leni bir fikir geliştiremiyorsan, seni sömüren fikre biat et' mantığından hareketle ortaya çıkıp görüş beyan etmeleri ‘Bana dostunu söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim' sözünü de hatırlatmaktadır. ‘Sanat' adı altında milletin değerlerine düşman olanları, bu millet hiçbir zaman sevmemiştir ve sevmeyecektir” şeklinde konuştu.
 
AKİT DAYATMALARI KABUL ETMEDİTürkiye Yazarlar Birliği Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Fidan, Müslümanların, Muhteşem Yüzyıl adlı dizi ile tarihimizi karalayanları hayırla yad edemeyeceğini söyledi. Fidan, “Solcular ölülerine ahirette bir yer biçemediği için onları yüceltir. Solcular bu dayatmalarını herkesin kabul etmesini ister. Fakat tüm toplum bunu aynı şekilde kabul etmez. Akit gazetesi ve habervaktim de bu dayatmaları kabul etmemiştir” dedi.
 
YAZICI: ASIL HAKARETİ ONLAR YAPIYOR
 
Tüm İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüleri Mezunları Derneği (TİYEMDER) Genel Başkanı Selahattin Yazıcı da, “O kadın başlığının neresi hakaret? Asıl hakaret, Muhteşem Yüzyıl dizisi adı altında şanlı ecdadımıza küfretmektir. Ahret hesap sorma yeridir. Osmanlı ecdadı, Muhteşem Yüzyıl dizisinde parmağı olanlardan ahrette hesap sormaz mı?” diye konuştu
 
EMİR YILDIRIM-TALHA ÇOLAK/AKİT

Haber vaktim.com
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: mazhar - 12 Nisan 2012, 08:52:03


"O Kadın"  


  Muhteşem Yüzyıl'ın senaristi Meral Okay, vefat etti.   

Okay'ın vefat haberini “O kadın öldü” başlığıyla aktardık diye, “medya”da büyük bir tartışma başladı. 
 
İlkin CNN Türk'te Ayşenur Arslan, gündeme getirdi Habervaktim'in bu başlığını. 
 
Ve topu canlı yayın konuğu BDP'li Sırrı Süreyya Önder'e attı.   

Van depremi henüz yaşanmışken, mağdur vatandaşların yaralarını sarmak için seferber olacağına, teröriste taziyeye koştuğunu ortaya çıkardığımız Sırrı Süreyya Önder, kuyruk acısıyla olsa gerek, Habervaktim'e saydırdı. 
 
“Ölüye hüküm kalkar. Bu ne biçim başlık” gibi laflar etti.   

Ardından…   

Takipçi sayısı günden güne artan Habervaktim.com'u kendilerine rakip gören bazı internet siteleri de, BDP'li Önder'in bu tepkisiyle harekete geçerek, “O kadın öldü”yü fırsata dönüştürmek istediler. 
 
Başladılar Habervaktim'i karalamaya, okuyucular nezdinde küçük düşürmek için çabalamaya. 
 
Ve dün ve bugün…   

Bazı ateist ve liberal yazarlar, korkulu rüyaları olan Habervaktim'e saldırmak için bunu bir fırsat bildiler. 
 
Kim bu isimler:   

Akşam'dan Nagehan Alçı, Sabah'tan Emre Aköz, Milliyet'ten Can Dündar, Hürriyet'ten İsmet Berkan ile Ahmet Hakan… 
 
İnanın hepsinin ayrı ayrı kuyruk acısı var.   

Habervaktim'i iyi takip edenler bilirler. (Ortak özellikleri her fırsatta dindar çevrelere çamur çalma gayretleridir.) 
 
Bu kuyruk acısıyla, köşelerinden salyalarını akıtarak, ortalığa zehir saçtılar. 
 
Güya Habervaktim'i küçük düşürdüler!   

Olay ne ki, Habervaktim küçük düşsün oysa?   

Meral Okay'ın ölüm haberini “O kadın öldü” başlığı ile vermişiz.   

Ajansın geçtiği haberden tek farkı bu başlık.   

Bunda ne var?   

“O kadın öldü”de ne var?   

“O adam öldü” mü diyecektik?

Veya “O senarist öldü” mü?

Ne farkı var ki bunların birbirinden?   

Yoksa “inanmayan” birinin ardından dini terimlerle methiyeler mi düzecektik?   

“İnanmayan” evet.   

Muhteşem Yüzyıl adlı diziyle ecdadın gerçekte büyük önem gösterdiği dini değerleri ayaklar altına alan Meral Okay'ın bir ateist olduğu; 
 
Ölünce bedeninin yakılmasını istediği;   

Küllerinin suya serpilmesini vasiyet ettiği kendi açıklamaları ile sabit.   

Bu bazı ateist ve liberal yazarların, bu gerçeğe rağmen “o kadın”a dini terimlerle methiyeler düzmemizi beklemeleri nasıl bir şey Allah aşkına? 
 
Ve bunu yapmadık diye bizi idam sehpasına çıkarmalarına mantıklı bir açıklama getirebilecek, bir deli doktoru bile çıkar mı ki? 
 
"O kadın öldü" başlığını atmak, "ölüye saygısızlık" ise; o Muhteşem Komutan'ı, alakasız bir şekilde anlatmak; kadın düşkünü göstermek ne? 
 
"O kadın öldü" başlığı "ahlaksızlık" ise, Meral hanımın, şanlı tarihimizde çok önemli bir yeri olan ve hep hayırla yadettiğimiz merhuma yaptığı ne? 
 
Tüm bunlar büyük bir ahlaksızlıktır; rezil bir inanç istismarıdır.   

Sabah Yazarı Emre Aköz'ün, muhafazakarlarca yönetilen bir gazetede, yine muhafazakar bir siteyi ve bir gazeteyi “hayvanlık”la suçlaması, evet en hafif ifade ile eşekliktir. 
 
Senin köşe sahibi olduğun gazetede bile sayısız haber çıktı, “o kadın”ın senaristliğini yaptığı Muhteşem Yüzyıl dizisi ile ecdada nasıl küfrettiği ve buna ne gibi tepkiler geldiğini ortaya koyan. 
 
“O kadın”ın Kanuni'yi sapkın ideolojisine meze yapması karşısında tek satır yazmayan ey Emre Aköz, senin bu tutumun değil de, Habervaktim'in o başlığı mı hayvanlık? 
 
Ve ey İmam Hatip mezunu Ahmet Hakan; Bilmez misin, istismar ettiğin o dini hüküm, “inananlar” için geçerlidir? 
 
Ayrıca;
Merak ediyorum, “o kadın” ifadesine bu denli sinirlenmenizin, bir nedeni de, mucidi olduğunuz ve her fırsatta kullandığınız “o kafa”, “o imam”, “o türbanlı” gibi başlıkları aklınıza getirmesi mi?
 
“O kadın”ın da, o başlıklardaki ruh haliniz benzeri bir düşünceyle atılmış olabileceği hissine kapılmanız mı? 
 
Değerli Habervaktim okuyucuları, Olay “o kadın öldü”den ibaretken, bu bir takım çevrelerin kuyruk acısı ile başlığımızı çarpıtarak, istismar ederek, kin kusarak yorumlamalarıyla bu noktaya gelmiştir. 
 
Bu arada, Meral Okay'la ilgili çok ilginç bir yerden çok ilginç bir destek daha geldi.
 

Terör örgütünün kadın kolu KJB, Meral Okay için başsağlığı mesajı yayınladı. 


Okay'dan "yoldaşımız" diye söz ediyor kadın teröristler.   

"Devrimci sanat yaratımında büyük emeğinin olduğunu" söylüyorlar.   

Ve yine çok ilginç, aynen şöyle diyorlar: "Özgür yaşam sanatının en zengin kahramanlık hikayeleriyle yazıldığı dağlarımızda koşullarımız elverdikçe devrimci –demokratik sanat geleneğinin sürdürülmesinde önemli yeri olan Meral OKAY ve diğer dostların eserlerini takip etmeye çalıştık, oyunlarını zevkle izledik, çabalarını taktirle izledik ve moral aldık..." 
 
Meral Okay'ın "eserleri" kimlere ilham kaynağı oluyor, görüyorsunuz değil mi?   

Tablo bu iken;   

Ali Karahasanoğlu ağabeyin ifadesiyle, özetle bunlar istiyor ki: “Biz herkese hakaret edelim. Halkın büyük çoğunluğunun saygı gösterdiği tarihi şahsiyetleri/din adamlarını biz tahkir edelim. Onları farklı şekilde tasvir edelim.. Bunu yaparken, hortumlanan bankalardan aktarılan milyonlarca liralık bütçeleri kullanalım. Ama kimse bize, iki çift laf edemesin. Edenleri hemen yargısız infaza tabi tutalım. Hatta mütedeyyin insanları tahkir etmek için, dini değerleri bile istismar edelim!” 
 
Bazı kompleksli muhafazakarlar bu şirretliğe karşı sessiz kalmanın, yer yer de destek vermenin “gereğine” inanıyor olabilir. 
 
Biz Habervaktim.com olarak, bu zihniyetin karşısında korkusuzca dimdik durmaya devam edeceğiz. 
 
Bu böyle biline.
Fatih Akkaya


Haber vaktim.com
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: tk1978 - 12 Nisan 2012, 16:21:49
Ölen ölmüs. Artik o hesabini Allahü Tealaya verecek.
Ancak daha vahimi, daha önemlisi.
"Beni yakin" diyen birinin Cenaze Namazinin kilinmasi.
Para karsiligi dinini satan Imamlar, sadece Imamligi gelir kaynagi olarak gören
itikadi bozuk herifler. Asil bunlarin hesabi sorulmali.
Ama bu ülkede Idarecinin dahi, Imami Azama dil uzatma cüreti gösterirken,
saflarin´da böyle Imam olmasi gayet tabi. Tepeden assag dogru asacaksin
VesSelam
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: mazhar - 15 Nisan 2012, 12:12:24
(http://www.istanbul.edu.tr/iuha/wp-content/uploads/DSC_0447-125x125.jpg)


Bu ikiyüzlülük, ateiste de saygısızlık, İslâm'a da...


 Yakalandığı kanser hastalığıyla savaşını kaybederek hafta başında (9 Nisan Pazartesi) vefât eden ve herhangi bir semavî dine bağlı olmadığı alenen bilinen ünlü televizyon senaristi Meral Okay'ın cenazesinin İslâm dininin ritüellerine uygun şekilde defnedilmesine ilişkin tartışmalar sürerken, bu konuda bir dizi haber yayımlayan Yeni Akit gazetesi benden de görüş aldı.

Yeni Akit muhabirlerinden gelen talep üzerine kendilerine yazılı olarak ilettiğim görüşlerim 12 Nisan Perşembe günü de anılan gazetede özetlenmiş biçimiyle yayımlandı. Aşağıda, bu konuya ilişkin olarak yaptığım basın açıklamasının tam metnini okuyabilirsiniz.


Yaşadığı son saniyeye ve aldığı son nefese kadar, Meral Okay benim açımdan ideolojik bir muhalifti. Kendisini de televizyon ekranlarından ve gazetedeki köşemden, bilhassa Kanuni Sultan Süleyman'ı "Muhteşem Yüzyıl" adlı dizide büründürdüğü "soytarı" kimlik nedeniyle pek çok kez eleştirmişliğim söz konusudur.

Ancak, muhatabımız ağır bir hastalık geçirdi, bunun sonucunda da dünya hayatını tamamladı. Sahip olduğum ya da en azından olmaya çalıştığım Müslüman ahlâkı, bu dakikadan sonra artık onun hakkında yaşarkenki sert üslûbumla konuşmamı engelliyor. Ölümden sonra her ne olduğunu var sayıyorsa, o diyâra gitti. Yüce Allah, bu kulu ahiret hakkında her ne düşünmüş ve dilemişse kalbine göre versin


Öte yandan, Okay'ın vefâtı, bizim Cumhuriyet tarihi boyunca ateist gazetecilerin, sanatçıların, bilim insanlarının cenazelerinde yaşanan bazı mide bulandırıcı ikiyüzlülükleri eleştirmemize de bir engel teşkil etmez. Türkiye'nin aydın çevrelerinde gerçekleşen ölüm olaylarında artık klasiğe dönüşmüş bir manzaradır bu... Hayatının hiçbir döneminde dinsel değerlere inanmadığı herkesçe pek iyi bilinen, dahası bunu eserlerinde, röportajlarında, günlük konuşmalarında da açık açık beyan etmiş er kişi ya da hatun kişi ölür; bir bakarsınız cenazesinde sanki bu insan ömrü boyunca o kutsal değerlerle hiç mücadele etmemiş gibi imamlar duygusal triplere girer, milleti ağlatır, kitleden İslâmî bir jargon kullanarak helâllik ister.

Oysa, bir ateistin tabutunun üzerine, asla inanmadığı bir dinin asla inanmadığı bir âyeti yazılı olan o yeşil örtü asla örtülemez. Sözgelimi, ben bir Müslüman olarak tabutumun üzerinde Marks'tan, Lenin'den, Stalin'den, bölücübaşı Apo'dan bir özdeyiş olması gibi bir ihtimâlin esprisine bile tahammül edemiyorum.

Meral Okay da yaşarken ateistliğini açıkça ve defalarca deklare etmişti. Dahası, "Beni İslâmî geleneklere göre defnetmeyin, bedenimi yakın" demişti. Ki bence bu son derece namuslu bir tavır; ayrıca onun İslâmî temeller üzerine kurulmuş Osmanlı Devleti ve bu devletin tarihsel serüvenindeki en önemli liderlerden biri olan Kanunî Sultan Süleyman da dahil din, kültür ve tarihimize ilişkin pek çok hassas konuya bakış açısını da mükemmelen ortaya koyuyor.

Pekiyi, bu yazar hanım olanca dürüstlüğü içinde yaşayıp ölmüşken, onun cesedi üzerinden bu kadar pespaye, bu denli ikiyüzlü bir İslâmî duygusallık rüzgârı estirmeye kimin hakkı olabilir?

 Bu yüzden diyorum ki, Türkiye'de nasıl ki İslâmiyet dışındaki dinlerin mensuplarına hizmet veren farklı farklı cenaze evleri, defin işlerini yürüten profesyonel şirketler var ise, ateistler için de onların son isteklerine uygun ritüeller gerçekleştirecek bir özel şirket ya da bizzat devlet eliyle bir belediye birimi kurulmalıdır. Hiç olmazsa kent merkezlerinde... En başta da bir "krematoryum", yani vasiyeti bu yönde olan ölülerin yakıldığı bir tesis kurulması gerekiyor. Böylece, son örnekteki gibi kemikleşmiş ikiyüzlülüklerden hep birlikte kurtuluruz, herkes kendisi ve akrabalarının gönlünce ya toprağa verilir ya da külleri yüksekçe bir yerden dağlara, denizlere savrulur.


Öldükten sonra moleküllerine ayrılıp toprak olacağını düşünen, ölümden sonra ebedî bir hayata kesinlikle inanmayan birine ve onunla benzer görüşlere sahip olan bir çevreye cami avlularında uzun uzadıya dualar, Fatiha'lar, Ayet-el-Kürsî'ler dinletmek, yaptığı işin baştan aşağıya sakat olduğunu bilen bir cenaze imamını orta yere dikip Müslüman ahkâmı üzerinden bir vedâ töreni düzenletmek o ölüye de saygısızlıktır, yıllarca dinin incelikleri üzerine eğitim almış olan o zavallı imama da, orada Kur'an'dan bölümleri duyunca cin çarpmışa dönen kalabalığa da...



İmam soruyordu orada kalabalığa meselâ, "Haklarınızı helâl ediyor musunuz?" diye... Hemen söyleyeyim, benim -çocukları evde onun senaryolarından son derece olumsuz etkilenen- bir vatandaş sıfatıyla görüş beyan etme hakkım var ise herkes şunu net olarak bilsin ki ben kendisine hakkımı helâl falan etmiyorum

http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?t=15.04.2012&y=AliMuratGuven





(http://www.istanbul.edu.tr/iuha/wp-content/uploads/DSC_0310-125x125.jpg)
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: mazhar - 17 Nisan 2012, 08:49:14


Çin'den Behzat Ç'ye "O kadın"  


Muhteşem Yüzyıl adlı dizinin senaristi Meral Okay'ın ölümüyle ilgili başlığımızın üzerinden başlatılan tartışmanın Çin'e kadar uzandığını öğrendim.

Başbakan Erdoğan ile birlikte gittikleri Çin'de gazeteciler, Habervaktim'in bu başlığını konuşmuşlar.
 
“Ne var bunda kardeşim” diyen de olmuş, “ölünün arkasından kötü konuşmamalı” diyen de…

Behzat Ç adlı dizisinin senaryosuna bile girmiş, Habervaktim'in o başlığı.
 İnternet sitelerinden öğrendim.
Pazar günkü bölümünde, Meral Okay anılırken, bizim “o kadın” başlığımıza göndermede bulunularak, güya Habervaktim'e tepki gösterilmiş.

Göstermeseniz şaşardık zaten.
 
Nerden nereye, görüyorsunuz değil mi?
 
Nasıl da bir anda bir araya geldiler.
 “Hepimiz Ermeniyiz”ciler gibi nasıl da organize olup, Habervaktim'e saldırıya geçtiler.
Bakıyorsunuz ortak özellikleri, bir avuç azgın azınlığın temsilcileri olmaları.

Evet değerli Habervaktim okuyucuları;
 
Olay, ajansın geçtiği Meral Okay'ın ölüm haberini “O kadın öldü” başlığı ile aktarmamızdan ibaretken, bu noktaya kadar “onlar” tarafından sürüklendi.

Malum, ilkin CNN Türk'te Ayşenur Arslan, gündeme getirdi Habervaktim'in bu başlığını.
Ve topu canlı yayın konuğu BDP'li Sırrı Süreyya Önder'e attı.
Van depremi henüz yaşanmışken, mağdur vatandaşların yaralarını sarmak için seferber olacağına, teröriste taziyeye koştuğunu ortaya çıkardığımız Sırrı Süreyya Önder, kuyruk acısıyla olsa gerek, Habervaktim'e saydırdı.

Sonra…
Bazı internet siteleri, BDP'li Önder'in bu tepkisiyle harekete geçerek, “O kadın öldü”yü fırsata dönüştürmek istediler.
Ardından bazı ateist ve liberal yazarlar, korkulu rüyaları olan Habervaktim'e saldırmak için bunu bir fırsat bildiler.
Hepsinin kuyruk acısı vardı…
“Fırsat bu fırsat” deyip, saldırıya geçtiler.
 Bu kuyruk acısıyla, köşelerinden salyalarını akıtarak, ortalığa zehir saçtılar.

Bunu yaparken, gerçekte hiç umurlarında olmayan dini argümanları istismar etmeyi de unutmadılar.
 
Oysa başlığımız bir kötü konuşma değil, “neyse o”nun en cesur tezahürüydü.
 
İnanmayan, “beni yakın, küllerimi suya serpin” diye vasiyeti bulunan birinin ardından dini terimlerle methiyeler düzemezdik.
"O kadın öldü" başlığını atmak, "ölüye saygısızlık" ise; o Muhteşem Komutan'ı, alakasız bir şekilde anlatmak; kadın düşkünü göstermek neydi?

"O kadın öldü" başlığı "ahlaksızlık" ise, Meral hanımın, şanlı tarihimizde çok önemli bir yeri olan ve hep hayırla yadettiğimiz merhuma yaptığı neydi?

“O kadın” ifadesine bu denli sinirlenmelerinin bir nedeni de, mucidi oldukları ve her fırsatta kullandıkları “o kafa”, “o imam”, “o türbanlı” gibi başlıkları akıllarına getirmesiydi.
 
“O kadın”ın da, o başlıklardaki ruh hali benzeri bir düşünceyle atılmış olabileceği hissine kapıldılar.

Terör örgütü PKK'nın “o kadın” açıklaması, bu arsızlığı, cazgırlığı taçlandırdı.

PKK'nın kadın kolu KJB, Meral Okay için yayınladığı başsağlığı mesajında ne diyordu?
Okay'dan "yoldaşımız" diye söz ediyorlardı kadın teröristler.
"Devrimci sanat yaratımında büyük emeğinin olduğunu" söylüyorlardı.

Bu cazgırlara aynı çevrelerden yenileri de katılacaktır.
 Katılsın…
Her biri aslında bizi teyit etmiş olacaktır.

Başlığımızın sonuna kadar arkasında durduk, duracağız da.

Alnımız ak, başımız dik.
 
Kimi Müslümanların ardından “geberdi”, “yatacak yeri yok”, “cezasını buldu” gibi başlıklar atmış, yorumlar yapmış güruha pabuç bırakacak değildik.
Anladıkları dilden cevabını verdik.

 
Fatih Akkaya.Haber vaktim.com
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: azizistanbul - 18 Nisan 2012, 00:51:36
Ölen ölmüs. Artik o hesabini Allahü Tealaya verecek.
Ancak daha vahimi, daha önemlisi.
"Beni yakin" diyen birinin Cenaze Namazinin kilinmasi.
Para karsiligi dinini satan Imamlar, sadece Imamligi gelir kaynagi olarak gören
itikadi bozuk herifler. Asil bunlarin hesabi sorulmali.
Ama bu ülkede Idarecinin dahi, Imami Azama dil uzatma cüreti gösterirken,
saflarin´da böyle Imam olmasi gayet tabi. Tepeden assag dogru asacaksin
VesSelam

ölenin varisleri ölüyü musallaya getirdiyse. Orada siz imam olsanız kıldırmayıp ne yapacaksınız. Bence at izinin it izine karıştığı memlekette fitneyi uyandırmaktansa onun namazını kıldırmak. Daha efdaldir diye düşünüyorum.

 
Ben orada imam olsaydım namazı kıldırır. Ancak nazikçe mevtanın itikadına ve vasiyetlerine saygı duymanın öneminden hem dini olarak hemde insan hakları olarak bahsederdim.

İMamlarla alakalı görüşlerinize lokal olarak katılmakla beraber. Genelleme yaparsanız vebale gireceğinizi hatırlatırım.

Ayrıca imamların ekserisinin itikadında ihtiyari veya gayri ihtiyarı bozukluklar var.  Biz bu islam davasında icazetli bir dava olarak o imamların arasına karışarak hatta önüne geçerek yani onlara idareci olarak veya onları yetiştiren müesseselerde olarak . ve o imamların yerini alarak . İmamları önder olarak kabul eden halk kitlelelerine ulaşmakta icazetli bir dava olarak görevimizdir.

İmamları veya diyaneti sadece öteleyerek diyanetin hitap ettiği halk kitlelerinin yanlışlarından kurtulamayız. Eğer biz bu halka itikadını ve dinini öğretmekte memur isek . Bize gelenlerin itikadından da sorumluyuz bize gelmeyip geri duranların itikadından da sorumluyuz.


Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: mazhar - 27 Kasım 2012, 08:59:16

"Türk aile yapısı, kültürel ve ahlaki normlar bağlamında savaşlarla değil diziler ile bozuldu" demek artık bir önerme değil realitedir.

Bu realiteyi son olarak Ortadoğu coğrafyasında yaşanan son gelişmelere verilen tepkilerde bir kez daha görmüş olduk. İnsanların katledildiği, birbirinden korkunç planların uygulamaya konulduğu dakikalarda Türk halkının büyük bir çoğunluğu ekran karşısında dizi seyretmekle meşgul oldu.

Böylesine bir zamanda Başbakan Erdoğan, Muhteşem Yüzyıl adlı diziye tepki gösterdi.

Erdoğan'ın konuşmasının alt okumasında en çok vurgu yapılan "Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz; her yerle biz de ilgileniriz" cümlesi oldu.

İkinci olarak ise Başbakan'ın "Bunlar ecdadımızı zannediyorum o Muhteşem Yüzyıl belgeselindeki gibi tanıyor. Bizim öyle bir ecdadımız yok. Biz öyle bir Kanuni tanımadık. Onun ömrünün 30 yılı at sırtında geçti. Sarayda geçmedi" ifadelerine dikkat çekildi.

Evet, bu cümlelere dikkat çekilerek okuma yapanların dediği gibi Başbakan Erdoğan "Ortadoğu ile neden bu kadar ilgileniyor?" sorusuna Muhteşem Yüzyıl üzerinden cevap vermiş, "Bizi o dizidekiler gibi sanmayın" demiş sonrasında ise hazır konuya girmişken diziden rahatsızlığını da dile getirmiş olabilir.

Ancak ileri sürüldüğü gibi Başbakan Erdoğan'ın bu çıkışının hesaplamadan sinirlenerek söylediği sözler olduğunu hiç sanmıyorum.

Siz gülüp geçseniz de, işin halen esprisi ile ilgilenseniz de Yahudi lobisinin sinema ve dizi sektöründeki eli gün geçtikçe daha da güçlenerek ekranlarımıza değişik kılıklarla çıkıyor.

Bu nedenle Başbakan Erdoğan sadece Türk kamuoyuna cevap vermekten öte, savaş tekniklerinin her türlüsünü deneyenlere, her türlüsüyle cevap vereceğini ilan ediyor. Dizi ise dizi, sosyal ağ ise sosyal ağ yani her ne ise o!

Öte yandan Başbakan Erdoğan'ın gündem değiştirmek için bu konuşmayı yaptığını söyleyenlerinde yanıldığını da söylemek mümkün. Çünkü söylenenin tam aksine Erdoğan, Muhteşem Yüzyıl üzerinden (son Gazze saldırılarının ardından) dünyaya meydan okudu.

Konuşmasının ikinci paragrafında dizi vurgusuna dikkat etmeyenler ise ilk söyleminde ki belgesel kelimesine takılı kalarak bunun bir dizi olduğunu ispatlamaya çalışmakla zaman kaybettiler.


RTÜK ve yargı üzerinde baskı kurduğunu söyleyenlerde vardı Erdoğan'ın…

Şayet böyle bir niyeti olsa RTÜK Başkanına bir telefon açamaz mıydı?

Siyaset kanadında da durum çok farklı değildi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, dizi senaryolarını denetlemek Başbakan'ın görevi değil diyerek tez elden soru önergesini meclise verdi.

MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural'da kızgındı. Başbakan Erdoğan'ı tarihi şahsiyetleri örnek göstererek, kendisine pay çıkarmakla suçladı.
http://www.habervaktim.com/yazar/56047/basbakanin_muhtesem_cikisina_yuzyillik_cevap.html
****************

Muhteşem Yüzyıl'a eleştiriler... Atatürk'ün yatak sahnesi niye yok?


Başbakan Tayyip Erdoğan; İspanya'ya gitmeden önce yine “bomba”yı kucağımıza bıraktı gitti... Şimdi herkes tartışıyor, herkes görüş açıklıyor.


Malûm; Kütahya'da havaalanı açılışı esnasında şunu demişti Başbakan;

“Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz, her yerle biz de ilgileniriz ama bunlar televizyon ekranındaki ecdadımızı zannediyorum o ‘Muhteşem Yüzyıl' dizisindeki gibi tanıyor.

Bizim öyle bir ecdadımız yok.

Biz öyle bir Kanuni tanımadık.

Biz öyle bir Sultan Süleyman tanımadık. Onun ömrünün 30 yılı at sırtında geçti. Sarayda, o gördüğünüz dizilerdeki gibi geçmedi.

Bunu çok iyi bilmeniz, anlamamız lazım.

Ve ben o dizilerin yönetmenlerini de, o televizyonun sahiplerini de milletimizin huzurunda kınıyorum.
http://www.habervaktim.com/yazar/56058/muhtesem_yuzyila_elestiriler_ataturkun_yatak_sahnesi_niye_yok.html
***********************************
Eski dünyamız, padişahlar ve "Muhteşem Yüzyıl"


Sayın Başbakan, eski Osmanlı coğrafyasını uyarmak/ uyandırmak için koştururken, "Oralarda ne işimiz var?" diyerek, çabasını sorgulayanlara kızmakta çok haklı…

Çünkü 1950 öncesinde yapıldığı gibi, ya içinize büzüleceksiniz, hiçbir hesaba katılmaz, hiçbir konuda dikkate alınmaz bir ülke olacaksınız, ya da risk alacak, eski coğrafyanızda eski tarihinizi arayacak, dikkate alınan, hesaba katılan, "Bu konuda acaba Türkiye ne düşünüyor?" diye merak edilen bir ülke olacaksınız…

Sayın Başbakan "ikinci Türkiye"den yana: Ciddiye alınan, hesaba katılan bir Türkiye olmak istiyor…

Bu yüzden de Myanmar'dan Somali'ye, Mısır'dan Balkanlara, Açe'den Afganistan'a koşturup duruyor…

Yine bu yüzden, bombalar altındaki Gazze'ye Dışişleri Bakanı'nı gönderiyor…

Mısır'da yaptığı konuşmada Arap dünyasına ağır gelen mesajlar veriyor: "Uyanın!.. Kalkın!.. Silkinin, sadece konuşmayın, harekete geçin!" diyor. "İngiliz sömürgeciliğinin üstünüze serptiği ölü toprağından silkinin" demeye getiriyor.

Bunda da haklı: Gerçekten de Arapların üstünde bir ölü toprağı var: Olmasaydı İsrail bu kadar cüretkâr davranabilir miydi? Canı her istediğinde istedikleri hedefleri vurabilir, koskoca Arap âlemini tehditle korku arasında yaşatabilir miydi?

Sayın Başbakan bunları yaparken, bazılarının sorumsuzca, ilgisizce, bilgisizce, "Oralarda ne işimiz var?" diye sorgulaması, tepesini attırıyor.

Onu sorana kadar, "ABD'nin Bağdat'da ne işi var?.. Rusya'nın Suriye'de ne işi var?.. Almanya'nın, Fransa'nın, İngiltere'nin bilmem nerelerde ne işleri var?" diye sorsanıza…

İşleri var: Çünkü belirleyici devlet olmanın yolu, her yerde bayrak göstermekten geçer.

Aksi takdirde, kendi coğrafyanızda bile huzur vermezler. PKK belası, kendiliğinden mi çıktı sanıyorsunuz? Çıkarıldı ve başımıza musallat edildi. Belli ki, birileri bizi bu yolla Türkiye Cumhuriyeti sınırlarının içine hapsetmek istiyor. Birileri bunu isterken, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı elbette sınırları zorlayacak ve o sınırların dışında bayrak gösterecektir. PKK'dan kurtulmanın çaresi bile budur!

Kaldı ki, 40'a yakın devlette şehitliğimiz var. O şehitler oralara "eğlence" olsun diye gitmemiştir. Kimse de arkalarından "Oralarda ne işimiz var?" dememiştir. Bugün Başbakan bu izi sürüyor. Osmanlı coğrafyasını yeniden derleyip toparlamaya çalışıyor. Osmanlı'yı diriltmek için değil, Türkiye Cumhuriyeti'ni güçlendirmek için yapıyor. Bunu anlayamayanları da "Ecdadı dizi filmlerden tanımak"la suçluyor ve bu münasebetle de "Muhteşem Yüzyıl" isimli diziye yükleniyor.

"Kanuni bu değil" diyor. Haklı. Bir kere tarih, dizi filmlerden öğrenilmez, belgelerden okunur. İkincisi: Tarih üzerine yapılan filmlerle yazılan romanlara biraz daha özen göstermek gerekiyor, çünkü söz konusu olan milletimizin kökleridir. Milleti köksüzleştirirseniz, ya Stalin'in peşinden giderler, ya da Hitler'in…

Şu çelişkiye bakın: Bir taraftan Atatürk'ü kanunla korumanın gerekliliğini savunacaksınız, hatırasını koruma aşkına nikâhlı karısının (Lâtife Hanım) hatıralarını bile milletten saklayacaksınız, öte yandan Cumhuriyeti inşa ettiğimiz toprakları borçlu bulunduğumuz Selçuklu/ Osmanlı hükümdarlarına veryansın edilmesini, topunun iftiraya bulanmasını önemsemeyeceksiniz. Kurda-kuşa yem edeceksiniz!

İster istemez insanın kafasına takılıyor: Acaba işin içinde sadece para kazanma hırsı mı var, yoksa çetrefil bir oyuna mı çekiliyoruz? Bazıları seçimle kuramadığı baskıyı tarih üzerinden mi kurmaya çalışıyor?

NOT: Sayın Başbakan'ın "Kanuni'nin 30 yılı at sırtında geçti" demesi de çeşitli spekülasyonlara yol açtı. Tabii bu bir mecaz ifadedir: 13 büyük seferde at sırtında geçirdiği toplam süre on yıl kadar tutar. Ama seferler gidiş-dönüşten ibaret değildir. Bunun bilgi toplama, toplanan bilgileri değerlendirme, plânlama ve her sefer sonrasında değerlendirmesi de var. Ayrıca, 15 milyon kilometrekarelik Osmanlı coğrafyasında yaşayan çeşitli din, dil, ırk mensubu toplumu adaletle 46 sene yönetmek de, haremde cariye kovalayarak olmaz!

İkinci NOT: Sayın Ahmet Hakan, dizinin senaristleri arasına girmemi öneriyor, ama teşekkürler: Benim tarihi karalamak gibi bir kabiliyetim yoktur, bu yüzden almayayım!
Yavuz Bahadıroğlu.Habervaktim.com

http://www.sadakat.net/forum/basindan/show_tvyi_yumurta_yagmuruna_tuttular-t52332.0.html
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Günbatımı - 30 Kasım 2012, 00:06:52

...
Şu çelişkiye bakın: Bir taraftan Atatürk'ü kanunla korumanın gerekliliğini savunacaksınız, hatırasını koruma aşkına nikâhlı karısının (Lâtife Hanım) hatıralarını bile milletten saklayacaksınız, öte yandan Cumhuriyeti inşa ettiğimiz toprakları borçlu bulunduğumuz Selçuklu/ Osmanlı hükümdarlarına veryansın edilmesini, topunun iftiraya bulanmasını önemsemeyeceksiniz. Kurda-kuşa yem edeceksiniz!
...

 &))
Başlık: Dizi dizi yalan!
Gönderen: mazhar - 30 Kasım 2012, 08:10:57
Dizi dizi yalan!

"Muhteşem Yüzyıl sadece bir dizidir, belgesel değildir" diyerek işi sulandırmaya çalışanlara bağıra bağıra soruyorum: "Ey Kanuni'nin haremine, özel hayatına girenler!..

Ey olanlarla da yetinmeyip tarihi şahsiyetlere dizi dizi iftira atanlar!..

Bırakınız böyle pervasız ve sorumsuz bir şekilde, sorumlu ve duyarlı bir mantıkla, ama aynı merakla Atatürk'ün özeline de girebilir misiniz?.. "Lâtife Hanım'ın saklanan anılarını yayınlayabilir misiniz?..

"Hayatını olduğu gibi ekrana getirebilir misiniz?..

Hepsi bir tarafa, şu 'Koruma Kanunu'nu kaldırabilir misiniz? Can Dündar, hazırladığı "Atatürk Belgeseli"nde.

"Atatürk fazla kahve ve sigara içerdi" dedi diye, küplere bindiniz!.. Atatürk'ün elinden düşmeyen sigarayı, bilgisayar "oyun"uyla elinden aldınız, "gülmeyen Atatürk"ü yine bilgisayar "marifet"iyle güldürdünüz; peki bunun onda biri kadar bir hassasiyeti, Kanuni ve ailesine de göstermeniz gerekmiyor mu?

"Aile istemiyor" diye tutturdunuz, üzerindeki "yasak" kalktığı gün yeni yasaklar getirip, "Lâtife Hanım'ın Anıları"nı çift anahtarlı çelik kasalara kilitlediniz…

"Muhteşem Yüzyıl" rezaletini isteyip istemediklerini Kanuni'nin ailesine sordunuz mu peki? Bakalım onlar, ninelerinin ve dedelerinin bu şekilde dünyaya tanıtılmasını istiyorlar mı? "Ailelerinden kim var?" demeyin, kimse yoksa biz varız: Bu milletin tarihe duyarlı her ferdi Kanuni'nin ailesindendir!

Onların kanları, canları pahasına fethedip "vatan" yaptıkları topraklarda yaşayan milyonlarca aile var!.. O toprakları yöneten hükümet var!..

O toprakları yönetme sorumluluğunu iliklerinde hisseden Başbakan var! İki seneden beri ne kadar bunalmış ki, "O bizim ecdadımız değil!.." diyerek diziye isyan etmiş. Gerçekten değil…

Çünkü yediyüz senelik Osmanlı saray hayatında, zehirle ölen kimse olmamasına rağmen, dizideki sarayda zehir şişeleri elden ele dolaşıyor… Hayır eserleriyle tarihe damgasını vurmuş Damat İbrahim Paşa, başkasına nikâhlı bir cariyeden çocuk peydahlıyor!..

On yaşına yeni basmış şehzadeler, cariyelerle fink atıyor!.. Bir süre sonra Hürrem Sultan'la Kanuni Sultan Süleyman'ın iffet timsali kızları Mihr u Mah Sultan'la evlenecek olan Rüstem Paşa (geleceğin sadrazamı) haremden çıkmıyor…

Mihr u Mah Sultan ise, daha sonra çok sert Kanuni eleştirileri yazacak olan Taşlıcalı Yahya'ya âşık gibi gösteriliyor… Dünyanın kaydettiği en büyük hukukçulardan olan ve hem ilmi, hem de heybetiyle padişahları titreten Ebussud Efendi, Sadrazam'ın altında eziliyor…

Sadrazam, aynı zamanda bir "töre devleti" olan Osmanlı Devleti'nde hiç rastlanmamış bir şekilde, Şeyhülislâm'ı azarlıyor…

Dizinin durgunlaştığı yerde, yersiz merakları mıncıklamak için "Firuze" isimli bir cariye, alelacele diziye monte ediliyor…

Envai çeşit fitne-fücur, desise, yalan-dolan; ancak Borgia Hanedanı'da (İtalya ve İspanya asıllı Papalık hanedanı ki, özellikle 1519'da ölen Lucrezia Borgia'nın siyasi entrikalara düşkün çok iyi bir zehir uzmanı olduğu bilinir) rastlanabilen türden rezaletler, sapık ilişkiler…

Hepsini niçin sayıp dökmeli ki? Deveye sormuşlar: "Boynun neden eğri?" diye… "Nerem doğru ki?" diye cevap vermiş.

Halılar, kıyafetler, takılar, perdeler, duvar desenleri, şamdanlar, nöbetçiler, baltacılar, harem ağaları o dönemden kırıntı taşımıyor…

Yazılar masada yazılıyor, yemekler masada yeniyor: Yazı masasının tek eksiği var: Bilgisayar: O da olsa, her şey yerli yerine oturacak!
Yavuz Bahadıroğlu.Habervaktim.com
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: Günbatımı - 03 Aralık 2012, 12:57:32
Çok güzel ifade etmiş Yavuz Bahadıroğlu. Teşekkürler paylaşım için...
Başlık: Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
Gönderen: şifalı eller - 04 Aralık 2012, 01:15:47
paylaşım çok güzel, her kelimesi çok anlamlı. Teşekkürler...