Sadakat islami Forum

DİNİ KATEGORİLER => KISSADAN HİSSELER => Konuyu başlatan: gülbahçe43 - 10 Kasım 2011, 01:48:49

Başlık: Yavuz Sultan Selim
Gönderen: gülbahçe43 - 10 Kasım 2011, 01:48:49
"Yavuz, Mısır'a girdiği zaman halk Yavuz'un ihtişamını seyretmek için pencerelere koştu ve caddeleri doldurdu. Yavuz ise, en önde değil, mütavazi askerlerinin ortasında yürüyordu. Kavuğu ve elbisesinin de etrafındakilerden bir farkı yoktu. Mısır dönüşü Şam'da Cuma hutbesinde kendisinden bahsedilirken "Mekke'nin ve Medine'nin hakimi" (hakimü'l-harameyni) denince;

    "Yok yok, belki hizmetçisi" (hadimü'l-harameyni) diye ağlayan kanlı gözlerle cevap verdi.

   İstanbul'a dönüşte gündüz Üsküdar'a vasıl oldular. İstanbul halkının, kendisinE büyük tezahürat yapacağını haber aldığında arkadaşı Hasan Can'a:

   "Hava kararsın, herkes evine dönsün, sokaklar boşalsın, ben ondan sonra İstanbul'a gireyim. Fanilerin alkışları, zafer takları ve iltifatları bizi mağlup edip yere sermesin!..." dedi.

   Yavuz'un lalası olan Hasan Can, Yavuz'un vefatını şu şekilde anlatır:

   "Sırtında şîrpençe adı verilen bir çıban çıkmıştı. Çıban kısa zamanda büyüdü, bir delik haline geldi. Yaranın içinden Yavuz'un ciğerini görüyorduk. Kendisi çok muzdaripti. Yanına yaklaştım:

   "Padişahım artık Allah Teala ile beraber olmak zamanınız herhalde geldi!" dedim.

   Koca sultan döndü, yüzüme hayretle baktı:

   "Hasan!... Sen beni bu ana kadar kiminle zannediyordun?.. Bana bir Yasin oku!" dedi. Ve Yasin'in arasında ruhunu Rabbine teslim etti.

   Dokuz senelik saltanatı boyunca kazandığı muazzam zaferler, dünyaya ait üniformalar, fanilerin iltifatları kendisini sekre sürükleyip mağlub edemedi. Daima Rabbi ile beraber olabilmek, yanlız ona kullak edebilmek ve yanlız ondan yardım istemek şuuru ile yaşadı.
Başlık: Ynt: Yavuz Sultan Selim
Gönderen: yildiray - 20 Haziran 2014, 10:57:44
Allah razi olsun cok guzel ve ibretlik paylasimlar bunlar,,,
Başlık: Ynt: Yavuz Sultan Selim
Gönderen: MUSTAFA SELİM PAKSOY - 20 Temmuz 2014, 14:33:41
Adımda Selim olmasından gurur duydum hep. Bu özelliklerini bilmiyordum. Yalnız genelde söylenen alevilere yaptığı zulümden dolayı kendisine kırgınım. Tabii doğruysa. Ama böyle bir insanın onu yaptığına hala inanmak istemiyorum. İslam da zorlama ve zulüm yoktur. Allaha nasıl yakın olmak ihtiyacı duyuyorsa kişiyi serbest bırakmak en doğru davranış değil midir ?

Onu dışlamakla kaybederiz bence. Kimseyi küçümsemeden, saygı göstererek, olduğu gibi kabul ederek safımıza çekebiliriz diye düşünüyorum.  Etki, tepkiyi doğurmaz mı ?