Sadakat islami Forum

DİNİ KATEGORİLER => MANEVİYAT DÜNYAMIZ => Konuyu başlatan: ehlitetkiyk - 07 Ocak 2013, 01:43:44

Başlık: Rabıta-ı Şerife’nın Kitab, Sünnet ve Sahabenin Hayatındaki Yeri Ve Ehemmiyeti
Gönderen: ehlitetkiyk - 07 Ocak 2013, 01:43:44
Allaha hamdü ve senadan ve rasüülüne salat ve selamdan , sonra site mensubu arkadaslarla rabita mevzuunu müzakere etmek isterim.zira vahhabielr koro halinde rabita aleyhinde ve ehlirabitayi alenen sirkle itham ediyorlar.elbette benim bu mevzuda bildiklerim var,ama kendi bildiklerimi en sona ayirmak istiyorum.ezcümle cümle arkadaslardan ve bilhaassa rabita noktasinda müdellel 3ilme sahib kardeslerimizin bunu kitap sünnet ve hayati sahabe ölcüsünde paylasmasini min gayri haddin istirham mücaseret ediyorum fi emanillah
Başlık: Rabıta-ı Şerifenin İspatı
Gönderen: Mücteba - 07 Ocak 2013, 04:17:04
Rabıta-ı Şerifenin İspatı

Eğer denilirse,rabıtaya sabit delil var mıdır? Biz de deriz ki evet vardır.Kitap, sünnet ve kıyas-ı fuhaka ile delil sabittir

Kitap ile sübutu Hak Tealanın: Vebtağuu ileyhil-vesiileti kavli şeifidir.Manayı latifi:”Allahu Tealanın tarafına takarrub ve yaklaşma için vasıtayı arayınız”demektir.

Eğer burada vesileden murad rabıta başka bir şey denilirse; biz derizki:mana da umumidir.Vesile aramakla emir sabit oldu ise ; rabıta vesilelerin en faziletlisidir.Çünkü vesile “Peygamberimiz” allalllahü teala aleyhi ve selemdir yahut vekilleridir.

Yine Hak Tealanın:

“Kul in küntüm tuhibbüü-nellahe fettebiuu-nii yuhbib-kümullahü ve yağfirü leküm  zünüü-beküm.vAllahü ğafüü-rurrahiim”

kavli şerifi de rabıtaya işarettir.Rasülüllah Efendimiz Yahudileri azapla korkuttuğunda, Yahudiler:”Biz Allah-ü Tealayı severiz.O Allah ise kendini seveni azab etmez” deyince bu ayeti celile inzal(indirildi) buyuruldu.Manayı şerifi: “Ya Muhammed!.. Yahudi ve Nasaraya şöyle söyle:Eğer siz Allahü Tealayı severseniz bana tabi olun ki Allahü Teala da sizi sever ve günahlarınızı mağfiret eder.Allahü Azimüşşan rahmet ve mağfiret edici demektir”.”bu kavli şerif rabıtaya işarettir.” dedik.Çünkü tabilerin itba-ı metbuunun ru’yetini veyahut tayyülünü iktiza (gerektirir.) eder.Yani bir kimsenin bir kimseye tabi olması tabi olacağı kişiyi görmesi veya hayal etmesi ile olur.Eğer öyke olmazsa itba sayılmaz.Yani, bir kimseye tabi olabilmek için tabi olunan o kimse ya görülmeli ya da tayyül edimelidir ki,ancak o zaman tabi olmak sahih olur..peygamberimize tabi de öyledir.Cismani yüzü görülmüyorsa ruhani yüzü tahayyül edilmelidir ki tabi olunabilsin.Bu da rabıta demek olur.

Sünnet ile İspatı

İmam-ı Buhari Hazretlerinin zikrettiği vecihle Ebu Bekir’s-Sıddik ”R.a” bir gün Hazreti Rasülü Ekrem “sAllahü Aleyhi ve selleme “Ya Rasüllullah!!.Ruhaniyetiniz hasebiyle hayalimden hiçbir zaman ayrılmıyorsunuz” buyurdu ki,ruhani yet hasebiyle hayalde olmaktan murad anlattığımız rabıtadan ibarettir.

Malümdür ki sünnet, ya kavli nebidir ya fiili nebidir yahud takriri nebidir.Kavl-i Nebi Resulu Ekrem Efendimizden sadır olan sözlerdir.Fiili Nebi Rasülullah Efendimiden sadır olan iştir.Takriri Nebi bir kimseden sadır olan işi Rasülü Muhterem “s.a.v” Efendimiz Hazretleri görüp o işi men etmemesidir.Bu makamda zahiri sünnetten murat takriri sünnet olmasıdır.Çünkü Rasülü Ekrem Efendimiz Hazreti Sıddıki bu tahayyülden men etmedi.

Rabıtanın Kıyasla İsbatı

Maksud –bizzat’a, vesile ile ve maksuda muayyen olan şeyleri(vesile olduğu haysiyetle) tahayyül etmekte beis yoktur.Ancak yasak olan, vesileyi, maksut bizzat kılmaktır.Fakat bu makamda hal böyle değildir.Münkirlerin ise bu iki şey arasını ayırmaya akılları etmiyor.

Bazı tarikatlarda beyan olunduğu gibi rabıta temessül yolu ile de olur.Bir kimsenin bir kimsenin suretine girmesine temessül denir.Eğer mürit mürşidinin suretinde kendisini tahayyül ederse buna temessül yolu ile rabıta denir.Bu şekil yapılan yapılan rabıta bazılarının irat ettiği şüpheden uzaktır.

Rabıta galip ve kuvvetli olduğu zamanlarda Mürid her neye baksa şeyhini görür.Yani her şeye nazar etse o baktığı şey müride şeyhinin suretinde görünür.

Bu fakire şeyhim rabıtayı temessül ile Hazreti Sıddiki Ekber Efendimize rabıtaya emir verdiler.Sıddiki Ekber Hazretlerinin sima-i alilerini şöyle tarif ettiler:Mübarek sakalları ak,mübarek alnı mihrab bir miktar çukurca ve mübarek vech-i saadetleri nürani ve berrak idi.

Kaynak: Mekasidüttalibin (http://www.sadakat.net/tasavvuf-bahcesi/3560-tasavvuf-ve-rabita.html)
Başlık: Râbıta’nın Usûl-i Fıkıh Işığında Tahlîli
Gönderen: Mücteba - 07 Ocak 2013, 04:26:37
Râbıta’nın Usûl-i Fıkıh Işığında Tahlîli için buyrun. (http://www.incemeseleler.com/index.php/usulu-fikihla-rabita)

Kaynak: www.incemeseleler.com

[1] Şu yazı bilhassa bir ilim yetîmi ve fakîri olan Profesör Abdulaziz BAYINDIR’ın ve beşik şeyhliği ile hakiki şeyhliği karıştıran Ferit AYDIN isimli kimsenin hezeyanları münâsebetiyle kaleme alınmıştır.