Eğitim Sistemi Sınıfta Kaldı
(http://insanvehayat.com/wp-content/uploads/2013/06/EGITIM.jpg) (http://insanvehayat.com/egitim-sinifta-kaldi/)
2005 yılında eğitim uygulamalarına yön veren davranışçı yaklaşım terk edilmiş, bunun yerine yapılandırmacı yaklaşım kabul edilmişti. Yapılan değişiklikle ulaşılmak istenen hedef öğrenci merkezli bir yaklaşım ile eğitim sistemini yeniden yapılandırmak ve istenen noktaya ulaşımı gerçekleştirmekti. Fakat eğitim sisteminin kronik problemlerinden dolayı hedeflenen amaçlara ulaşılamadığını görüyoruz. Öğrencilerin karne aldığı bu günlerde eğitim sisteminin durumuna baktık.
Eğitim Sisteminin Genel Problemleri
Türkiye’de uygulanan eğitim program ve uygulamalarında yapılan incelemeler aşağıdaki problemlerin yaşandığını ortaya koymuştur.
1. Sistem öğrencileri geriletiyor
Öğrencilerin ilköğretime temel beceriler anlamında problemsiz başladıkları, ancak ilerleyen sınıflarda öğrencilerin hedeflenen başarıya ulaşamadıkları tam tersine ilköğretime başladıkları noktadan daha da geriye gittiklerini yapılan araştırmalar ortaya koymaktadır.
2. Sınavlar öğrencinin gelişmesine zarar veriyor
Eğitim uygulamaları bilgi ve pratik odaklı olmaktan çok sınav odaklıdır. Sınavlar eğitim sistemini tıkamaktadır. Sınavlar sebebi ile öğrenci ve öğretmenler bilginin kullanılması yerine test çözme becerilerine yoğunlaşmaktadırlar. Uygulanan sınavlar öğrencilerin duygu, davranış yönünden ve sosyal gelişmelerine zarar vermektedir.
3. Uluslararası ölçmelerde Türkiye son sıralarda
Öğrenciler normalden çok daha fazla sınava girdikleri halde PİSA ve TIMSS uluslararası ölçmelerde, problem çözme, analitik düşünce, algılama, yorumlama gibi yetenekleri kazanamadıkları için başarısız olmaktadırlar. PISA 2006 uygulamasında Türkiye, bütün testlerde 30 OECD ülkesi arasında yalnızca Meksika’nın üzerinde 29. sıradaydı. 2009 uygulamasında ise ülkemiz, 34 OECD ülkesi arasında yalnızca Şili ve Meksika’nın üzerinde, 32. sırada yer almaktadır. (İzleme Raporu 2010).
Merkezi Hollanda’da bulunan ölçme-değerlendirme kurumu Cito’nun Türkiye ofisinin ilköğretim okulları arasında yaptığı “zihinsel beceri” araştırması olumsuz bir tablo ortaya çıkardı. Cito Türkiye, “Öğrenci İzleme Sistemi” ile 20 ilde 40 devlet ve 56 özel ilköğretim okulunda 42 bin öğrenciyi takip etti. Öğrencilerin Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği düşünme yeteneği seviyesinin çok altında kaldığı tespit edildi. Araştırma sonucunda, hem özel hem devlet okullarında öğrencilerin çok az bölümünün üst düzey düşünme yeteneğine ulaştığı belirlendi. Ancak sınıf düzeyi yükseldikçe bu becerilere ulaşma oranlarının azaldığı tespit edildi.
4. Eğitim mekânları eğitime uygun değil
Eğitim ortamları (sıraların ergonomisi, bahçe düzenlemeleri ve okul binaları ) öğrencini gelişmesine ve ihtiyaçlarına uygun değildir.
5. Karakter ve kişilik eğitimi göz ardı ediliyor
Eğitim programının sadece akademik başarıya yoğunlaşması sebebi ile karakter ve kişilik gelişimi gibi alanlar ihmal edilmektedir. Öğretmenler, değer öğretiminin plan ve program dâhilinde verilmemesinin öğretimi olumsuz etkilediğini ve okullarda değer çatışmaları meydana geldiğini belirtmişlerdir. Araştırmaya tabi tutulan okullarda değer öğretimi okulların esas görevi olarak görülmemektedir.
6. Öğretmen Yeterlilikleri
Ülkemizde öğretmen sayısı ve yeterlilikleri ciddi bir problemdir. Öğretmen yetiştirme ve istihdamı doğru şekilde yürütülememektedir. Eğitim müfredatlarının hedeflenen başarıyı vermemesi mevzu ile doğrudan alakalıdır.
7. Sistem Değişim Yorgunu
Son yıllarda eğitim sistemi ile alakalı yapılan değişiklikler artık takip edilemez bir hıza ulaşmıştır. Sınav sistemlerinde, eğitim müfredat ve uygulamalarında devamlı değişiklik yapılması ciddi bir kafa karışıklığına sebep olmuştur. Sistem, istikrarı sağlayacak bir eğitim vizyonundan mahrum kalmıştır.
Sistemin sınıfta kaldığı bir ortamda öğrenci başarısının sınavlara odaklanması açıkçası; bütün aksaklıkların rakamlar üzerinden izafi başarı göstergelerine dönüştürülmesi anlamına gelir ki bu durum da popülist yaklaşımdan başka bir sonuç ortaya koymaz. Bütün bu tespitler eğitim sistemimizin sağlıklı bir işleyişten uzak ve ciddi bir keyfiyet problemi olduğunu göstermektedir. Derine inmeyen ve günübirlik tavsiyelerle bu problemlerin çözülemeyeceği aşikârdır. Problemlerin kaynağına inilerek ciddi araştırmalar yapılmalı, sistematik ve kalıcı çözümler üretilmelidir.
Kaynakça:
1- Berberoğlu G.,Arıkan S., Demirtaşlı N., Güzel,Ç., Tuncer,Ç.(2009), İlköğretim 1-5. Sınıflar arasındaki öğretim programlarının kapsam ve öğrenme çıktıları açısından değerlendirilmesi, Cito Eğitim: Kuram ve uygulama, (1), 10-48
2- Karasolak Kürşat, (2009). Mimari Özellikleri farklı ilköğretim okullarındaki öğrenci ve öğretmenlerin okullarının bina ve bahçeleri hakkındaki görüşlerinin incelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Adana Çukurova Üniversitesi.
3- http://erg.sabanciuniv.edu/sites/erg.sabanciuniv.edu/files/EIR2010_ izleme%20raporu.pdf
4- http://haber.gazetevatan.com/Haber/214909/VGundem
5- http://efd.mersin.edu.tr/dergi/meuefd_2005_001_001/pdf/ meuefd_2005_001_001_0066-0080_gedikoglu.pdf
Hilmi Aygün | 06 Haziran 2013 | İnsan ve Hayat Dergisi (http://insanvehayat.com/egitim-sinifta-kaldi/)