Savaştan Geriye Kalanlar
(http://insanvehayat.com/wp-content/uploads/2015/04/savastan-geriye-kalanlar.jpg) (http://insanvehayat.com/savastan-geriye-kalanlar/)
Erzurum’u anlatırken Hamdi Tanpınar, savaştan geriye kalanların resmini dokunaklı anlatıyordu.
“Hiçbir yerde memleketin Birinci Cihan Harbi’nde geçirdiği tecrübenin acılığı burada olduğu kadar vuzuhla görülemezdi. Altmış binden sekiz bine inen nüfus… Ölümün zaferinin yanı başında, imkansız bir kışın kasıp kavurduğu bir bahçede, buzların kilidi çözülür çözülmez başlayan o acayip baharlar gibi, yavaş yavaş hayatın türküsü yükseliyordu. Yıkılmış şehirde yeniden gençler evleniyor, çocuklar doğuyor, yarısı toprak olmuş baba ocakları tütüyor, akşamın alaca karanlığında kılıç artığı çocuklar oynuyor.”
Dokunaklı cümleler devam ederken İstanbul’un fethi, Kırım Harbi, Çanakkale Savaşı, Balkan göçü ve daha nice hadiseyi yaşayan bir neslin devamı olarak kılıç artığı olduğumuzu, acı hissiyatla kavrıyoruz. Bizimle hiç alakası yok gibi tarihin tozlu raflarında duran tarih burada canlanıyor.
Kılıçlar, kalkanlar, oklar, yaylar, miğferler, zırhlar ve mertliğin köküne kibrit suyu döken silahlar… Hisart’ta yani Canlı Tarih ve Diorama Müzesi’nde küçük platolarla yeniden kurgulanmış. Dikkati çeken ilk şey, tarihin dönüm noktalarının yeniden yaşatılması. Bir bölümünü sizlerle paylaştığımız bu karelerde aslında biz varız. Dedelerimiz, ninelerimiz, amcalarımız, dayılarımız. Savaştan geriye kalan, bizden olan parçalar aslında.
1. Her şeyi geride bırakmak
Balkan Savaşları sonrası elden çıkan topraklardan ana vatana göç eden Osmanlı vatandaşları. Göç, toplu yaşanabilecek hadiselerin belki de en acısı. Bir sabah uyanıyorsunuz ve yaşadığınız belde işgal altında. Yani orası artık sizin vatanınız değil. Bütün her şeyinizi, mezarlarınızı, hatıralarınızı ve hayallerinizi geride bırakıp bilinmezliğe gidiyorsunuz. Yanınızda sadece taşıyabilecekleriniz var. Peki, ya sırtlayıp götüremedikleriniz?
2. İlk savaş uçağı Osmanlı’ya karşı kullanılmıştı
1903 yılının sonlarında Wright kardeşler tarafından gerçekleştirilen ve 12 saniye süren ilk uçuştan sonra uçak teknolojisi büyük bir gelişim göstermişti. 1910’lu yıllara gelindiğinde Avrupa kıtasına mensup pek çok ülke uçağı harp sahasında kullanmaya başlanmışlardı. Uçağı bir savaş aracı olarak kullanan ülke İtalya… Peki, bilin bakalım kime karşı? Maalesef ki 1912 senesinde Trablusgarp’ta, Osmanlılara karşı.
3. İstanbul elbet feth olunacaktı
Muhtemelen o surlarda biliyordu bir gün aşılıp geçileceklerini. Onu beklediler hep. Onun gelip de askerlerine o emri vermesini. O gün, dünya tarihi için mühim bir hadise meydana geldi. Avrupa hala kabullenemese de o gün bir çağ atlamıştı dünya tarihi. Peki, ya siz o gün orda olmak, bir Hadisi-i Şerifin daha gerçekleştiğine şahitlik etmek istemez miydiniz?
4. İlk uçan vagon
Tarihe merakla bakmaktan hiç vazgeçmemek lazım.
Acaba karşımıza daha ne acayiplikler çıkaracak. Yer Filistin… Tarih 1917… Muhtemelen kaza yapmış bir uçağın motoru bir tren vagonuna monte edilmiş. Yani vagonu hareket ettiren şey bir uçak motoru ve önüne takılı pervane. İlginç bir buluş değil mi?
5. Birbirinin tünelini kazmak
Çanakkale’de bir birinin siperine karşı tünel kazan Osmanlı ve İngiliz askerleri. Özellikle şehirlerin kaleler ile korunduğu, dolayısıyla da savaşların bu kalelerin önünde meydana geldiği devirlerde tünel kazarak kalelerin temeline ulaşmak ve surları havaya uçurmak çok etkili bir savaş taktiğiymiş. Osmanlı’da bu vazife Lağımcılar Ocağı’nınmış.
Haber Merkezi | 01 Mayıs 2015 | http://insanvehayat.com/savastan-geriye-kalanlar/