Sadakat islami Forum

EĞİTİM, AİLE, KÜLTÜR-SANAT, SAĞLIK => DÜNYA İLİMLERİ => Konuyu başlatan: Mücteba - 09 Haziran 2014, 15:31:46

Başlık: Sınav Kurtaran Tavsiyeler
Gönderen: Mücteba - 09 Haziran 2014, 15:31:46
Sınav Kurtaran Tavsiyeler

(http://insanvehayat.com/wp-content/uploads/2014/06/isabetsinav-610x250.jpg) (http://insanvehayat.com/sinav-kurtaran-tavsiyeler/)

Sınavlar değişir. Her değişen sınav farklı bir sistemi de beraberinde getirir. Oturumlar artar ya da azalır, muhteva zorlaşır, kolaylaşır ya da derinleşerek değişebilir. Sınavların değiştiği ve yeni sınavlarla karşılaştığımız bir zamanda, değişmeyen sınav stratejilerin yanında bu yeni sınavların getirdiği stratejiler de var.

Basit bir yapısı olan sınavı karmaşıklaştırıp bir kültür haline biz getirdik. Bu karmaşıklık ülkemizde alelade bir “sınav kültürü” oluşturdu ve bir hastalık gibi bilinçli bir öğrenme olmadan etiketler halinde herkese bulaştı. Kısacası ülkemizdeki sınav kültürü herkesi birbirine benzetti. “Denemelerde yaptığımı yapamadım, hiçbir şey hatırlamıyorum, zaman nasıl geçti anlamadım, bu kadar kolay soru mu olur? Soruya takıldım kaldım…” vb. ifadelere inanın hiç yabancı değiliz. Bunların hepsini YGS tecrübesinde gördük sanırım. Eğer sınav sürecine ilişkin etkili ferdi stratejiler geliştirmek yerine, hep aynı şeyleri yaparsak, kendimizde enerji ve kuvvet adına ne varsa tüketiriz. Öyleyse gelin LYS’yi, bilinmeyen ve yüzlerce uçurumla kesilen bir yolda sert adımlarla yürür gibi değil; bilinen bir yolda çevik adımlarla ve net bir tavırla tecrübelerden ders alarak aşalım..

Sınav Öncesi ve Sınav Anı

Aşırı motivasyonun zararlı olduğunu bilmek sınav başarısını arttırmıyor aksine; bildiğini yanlış yapmanın bunalım çıkmazında duruyor. O halde sınav başarısında esas olan doğruyu bilmek veya sorunu bilmek değil çözüm için hamle yapmaktır.

Öğrenci konu çokluğundan korkmadan çalışma ritmini korursa, hükmedemediği konuları beklemeye bıraksa – daha net bir sınav bakışı için – çok daha akıllıca bir tavır oluşturmuş olur. Neyi yapıp neyi yapamayacağınızı bilmenin getirdiği netlik sizi her zaman daha güçlü yapar.

Sınava kadar LYS adına hem fikir hem eylem olarak daha akıllıca bir tavır seçmek, “acaba veya olmazsa gibi zayıf kuruntuları değersizleştirecektir. Bu duruş adayın daha kontrollü kalemini kullanan, acele etmeyen- bir sınav yaşamasını beraberinde getirecektir.

Sınavların oturumlarının artması sınav kaygısını ve stresi her ne kadar azaltmış olsa da bunun olumsuz tarafları da olabiliyor. Mesela ilk oturumlarda beklediği verimi alamayan öğrencilerin bir sonraki sınav için kaygıları daha fazla olabilmektedir. Geçtiğimiz aylarda YGS’ye girmiş ve sınavdan beklediğinin altında puan almış bazı öğrenciler moral bozukluğu içine giriyorlar ve sınavı artık kazanamayacaklarını düşünüyorlar. Hatta rehavete kapılıp çalışmayı tamamen bırakabiliyorlar. Bu davranış hatalıdır. Çünkü YGS’nin genel toplama etkisi ikinci sınava göre çok düşüktür. YGS’den düşük alan bir öğrenci LYS’den alacağı netice ile güzel bir bölümü kazanabilir.

LYS’nin kendi içindeki oturumları için de durum aynıdır. Bir oturumda netice beklenenin altında oldu ise bir sonrakine daha iyi motive olarak girilmeli, bir önceki sınava hiç girilmemiş gibi sonraki sınava motive olunmalıdır. Bu kolay olmayabilir ancak işin özü de son ana kadar performansı zinde tutmaktan geçer.

Sınavlara son iki gün kala ders çalışmayı bırakın, beyninizi yoracak faaliyetlerden uzak durun, vücudu dinlendirecek şeyler yapın gibi tavsiyeler bazı noktadan hatalı görülmektedir. Mesela geçen yıl aynı okulda LYS’ye giren arkadaşlar iki oturum arasında dinlenirken birbirlerine dersinin konularını hatırladıkları kadar anlatmışlar. Ve bunun da kendilerine en az 3 soru kazandırdığını söylemişlerdir… LYS sınavı bilgi ve hafızaya dayalı bir sınav türü olduğu için konularını unutmak kolay olur. Bunun için bol tekrar etmek ve hafızayı canlı tutmak gerekmektedir.

Ayrıca bölümler arası katsayı probleminin kalkmasından dolayı LYS’de öğrencilerin bütün oturumlardaki sınavlara girmeleri tavsiye ediliyor. Bunun tercihleri yaparken etkili olacağı ve seçenekleri arttıracağı bildiriliyor. Yani bir sözel bölüm mezunu sadece LYS 3 ve 4′e girmek yerine birinci oturuma da girmesi tercihler açısından çok iyi olacaktır.

Son olarak ilköğretim ikinci kademe öğrencilerin girdikleri TOEG sınavı öğrencilerin kendi okul ve sınıflarında yapılmaktadır. Bunun gerçekten stresi azalttığı görülmektedir. Ancak sınavın değerinin düşmediğini de hatırlamak gerekir.

Sınav Sonrası

Sınavdan sonra yapılacak en önemli şey artık sınavın bitmiş olduğu fikrini zihninizde şekillendirmektir. Çünkü bitmiş olan bir şeyden yalnızca ders ve tedbir alınır.

Tercihleri yapılırken sınavın en büyük taraflarından biri olan çevre ve aile daha kontrollü ve pozitif olmak zorundadır. Eğer böyle bir yapı yoksa aday kendi kişiliğine uygun kendi ilgi ve yeteneklerine yakın bir seçimde bulunmalıdır.

Hayatın anlamını yükleyebileceğiniz ve keyif alabileceğiniz, sizi memnun edecek bir seçim yapmak çok anlamlı bir karar olacaktır.


İsabet Rehberlik ve Araştırma Merkezi | 03 Haziran 2014 | http://insanvehayat.com/sinav-kurtaran-tavsiyeler/
Başlık: Sınav Saati için İmtihan Olmak
Gönderen: Mücteba - 12 Haziran 2014, 10:43:06
Sınav Saati için İmtihan Olmak

(http://insanvehayat.com/wp-content/uploads/2013/06/EHRTYW4E5Y.jpg) (http://insanvehayat.com/sinav-saati-icin-imtihan-olmak/)

Sevgili öğrenciler sınav kapınızda. Ama bu söz sizi korkutmasın. Çünkü gereken hazırlığı yaptınız. Elinizden gelenin en iyisini sergileyeceğinizden emin olarak gireceğiniz sınavda sizi daha güçlü kılacak önerilerimiz olacak bu sınav arifesinde. Seviye Belirleme Sınavında sadece bilgileriniz ölçülmeyecek malum. Yıl boyu öğrendiğiniz bilgilerin yanında sınav tekniklerini bilip bilmediğiniz, motivasyonunuzun durumu, strese karşı durabilme gücünüz, dikkatinizi ve konsantrasyonunuzu toparlayabilme beceriniz ve cesaretiniz ölçülecek.

Belki bilgi yönüyle eksikleriniz olabilir ama iyi puan alabilmek için çok bilmek yetmiyor, yukarıda saydığımız artıları da biliyor ve uyguluyor olmanız sizi bir adım daha ileriye götürecektir.

Sınava 1 hafta kala yapmanız gerekenler;

• Yorgunluk, sakatlanma ve yaralanmalara sebep olabilecek aktivitelerden uzak durun.

• Her gün sınav saatinde deneme sınavı çözerek vücudunuzun biyolojik saatini strese dayanıklı hale getirin.

• Sınava gireceğiniz okulu biliyor olsanız bile gidip görün. Hatta 20 soruluk bir test çözerek sınıfa ve sıraya alışın.

Sınava 1 gün kala yapmanız gerekenler;

• Sınavdan bir gün önce çalışmayı tamamen bırakabilirsiniz. Bu da sınav düşüncesinden uzaklaşmanıza yardımcı olacak ve stresinizi azaltacaktır.

• Akşam yemeğinin hafif olmasına dikkat edin. Heyecan verici konuşmalar yapmayın.

• “Yarın sınav var erken yatayım” düşüncesinde olmayın, son bir haftadır yattığınız saatte yatın.

• Yatmadan önce ılık bir duş alabilirsiniz. Böylece rahat bir uyku almış olursunuz.

• Kalem, silgi, kalemtıraş, su, peçete, sınav belgeleriniz ve nüfus cüzdanı gibi yanınıza almayı düşündüğünüz şeyleri akşamdan el çantanıza yerleştirin.

Sınav sabahı yapmanız gerekenler;

• Sabah kahvaltısını mutlaka yapın. Kahvaltının fazla sulu olmamasına, glikoz ağırlıklı olmasına dikkat edebilirsiniz. Patates gibi enerji veren yiyecekler tercih edin, yağlı kahvaltıdan uzak durun.

• Elbisenizin yeni olmasından çok, rahat olmasına dikkat edin.

• Tuvalet ihtiyacınızı mutlaka giderin.

Sınav anında yapmanız gerekenler,

• Kitapçığın sayfalarını ve sayfa numaralarının birbirini takip edip etmediğini kontrol edin. Bir aksaklık varsa salondaki görevliye bilgi verin.

• Soru kitapçığı dağıtıldığında kitapçık türüne dikkat edin ve kitapçık türünü cevap kâğıdındaki ilgili yere kodlayın.
Tarihin bir yerinde, canlı varlıklara kazanma hırsı aşılandığı bir vakitte, kaplumbağalar arasında bir yarış düzenlenmiş. Hedef, çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Vakit gelince, bir sürü kaplumbağa arkadaşlarını seyretmek için yarış yapılacak bölgeye toplanmışlar. Ve yarış başlamış.

Seyircilerden hiçbiri arkadaşlarının kulenin tepesine çıkabileceğine inanmı-yormuş. Kimileri bu inançlarını yüksek sesle dile getirmekten kaçınmıyormuş. Öyle ki yarışmacıların bazıları “… Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!” seslerini dahi işitebiliyormuş.

Yarışmaya katılan kaplumbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla ve yılmaz bir gayretle kuleye tırmanmaya çalışıyormuş.

Seyircilerin sesleri yükselmeye başlamış; bağıranların sesleri giderek yarış alanında yankılanır olmuş. “. garibanlar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!”

Ama yarışta yapayalnız kalan son kaplumbağa, büyük bir gayret ile mücadele ederek, kulenin tepesine çıkmayı başarmış.

Diğer yarışmacı ve seyirciler, hayret içinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kaplumbağa ona yaklaşmış ve sormuş, bu işi nasıl başardın diye. Ama cevap alamamış kaplumbağadan.

O anda farkına varmışlar ki, kuleye tırmanan kaplumbağa sağır.

Sağır kaplumbağanın çıkılmaz sanılan kuleye tırmanmayı başarması ile kaplumbağalar dere tepe demeden yeryüzüne yayılmanın, sabır ve kararlılıkla yol almanın ne demek olduğunu öğrenmiş ve bunları gerçekleştirme cesareti bulmuşlar.

• “Kendime güveniyorum, iyi hazırlandım, bu sınavı başaracağım.” deyip güçlü olduğunuz bölümden cevaplamaya başlayın.

• Bir bölüme başlamadan önce o bölümü hızla gözden geçirin. Böylece testin yapısındaki ve soru sayısındaki değişikliğe karşı uyanık olmayı ve kendinizi değişikliklere karşı yeniden düzenlemeyi sağlamış olursunuz.

• Bu sınavlarda soruların zorluk derecesi farklı ancak bütün soruların puan değeri aynıdır. Bu sebeple bir soru üzerinde makul bir zaman harcadığınız ve doğru olduğuna inandığınız bir çözüme ula-şamadıysanız, soruya inat etmek doğru değildir. Uygun olan bu soruyu bırakıp bölümdeki diğer sorulara geçmektir. Vakit kalırsa tekrar dönülüp, yapılamayanlara bakılabilir.

• Tahmin etmeniz gerekirse hızlı tahminde bulunun ve fikrinizi değiştirmeyin. İki seçenek arasında doğru cevap olması yönünden bir fark göremiyorsanız o zaman tahminde bulunabilirsiniz. Yapılan araştırmalar ilk tahminlerin ikinci tahminlerden daha isabetli olduğunu ortaya koymuştur.

• Eğer zihninizin sınavdan koptuğunu hissederseniz, camdan dışarı bakmakta veya salonun içinde göz gezdirmekte olduğunuzu fark edersiniz, aynı satırı veya soruyu anlamadan tekrar tekrar okuyorsanız birkaç saniye zihninizi dinlendirmeye ihtiyacınız var demektir. Böyle bir ihtiyaç hissettiğinizde kaleminizi bırakın, gözlerinizi kapatın, alnınızı ve şakaklarınızı ovarak veya sizi rahatlatacak başka bir dinlenme egzersizi yapın. 20-30 saniye gibi bir süreyi bu amaçla kullanın.

• Cevap kâğıdına işaretleme yaparken, optik okuyucunun yanlış okumasına sebep olabilecek her türlü işaretlemeden ve silgi izlerinden kaçının.

• Cevap kâğıdına işaretleme yaparken kaydırma yapmamaya dikkat edin. Sınava en iyi bildiğiniz testten başlayın. Soruları cevaplarken hız ve doğruluk açısından bir denge sağlayın. Çok hızlı çalışıp hata yapmaktan veya aşırı dikkatli davranarak bir soru üzerinde gereğinden daha uzun bir süre durmaktan kaçının.

• Sınav anında aklınıza gelen olumsuz düşüncelere kapılmadan anında “Başaracağım, bu sınavın da üstesinden geleceğim.” diyerek faydasız düşüncelere “kışşt” deyin.

• Bu sınav bir zeka testi değildir. Sadece bir seviye tespit etme sınavıdır. Kendinizi ispat etmek için önünüze hayat boyu birçok fırsat gelecek, merak etmeyin. Tecrübelere kulak verin yeterli. Unutmayın ki başarı ayrıntılarda gizlidir!

Muvaffakiyet dualarımız sizlerle…


Ahmet AKÇA | 18 Haziran 2010 | http://insanvehayat.com/sinav-saati-icin-imtihan-olmak/
Başlık: Çok Bilen mi Kazanır?
Gönderen: Mücteba - 12 Haziran 2014, 10:47:11
Çok Bilen mi Kazanır?

(http://insanvehayat.com/wp-content/uploads/2014/06/sinav-610x250.jpg) (http://insanvehayat.com/cok-bilen-mi-kazanir/)

Sınavdan önce her şeyi unuttuğunuz hissine kapılmanız normal. Çünkü salgılanan heyecan hormonları bu hissi verebilir. Soru çözerken en çok el-kol, yüz ve ensedeki kaslar geriliyor. Bu gerginlik bir müddet sonra beyne mesaj yollayarak stres hormonlarını tetikliyor, bu da heyecanın kontrolden çıkmasına sebep oluyor.

Sınava hazırlık ve sınavdan önce yapılacaklar kadar sınav esnasındaki stratejiler de büyük ehemmiyet arz ediyor. Hatta sınav anındaki strateji yanlışlığı sene boyu sürdürülen gayretlerden verim alınamamasına sebep olabiliyor. Sınavdan sonraki mazeretlere baktığımızda; süreyi verimli kullanamama, zor sorulara takılıp kalma, motivasyon ve kondisyon eksikliği, dikkati toplayamama ve dikkatsizlikten kaçırılan sorular, heyecanı kontrol edememe, soruyu yanlış okuma veya anlayamama gibi, bilgiden daha önemli hale gelen rehberlik stratejileri ön plana çıkıyor.

Sınav stratejisi mevzu olunca aklıma ilk önce tevekkül geliyor. Maksada ulaşmak için maddi ve manevi tedbirleri alıp neticeyi Allah’a bırakmaya tevekkül denir. Öğrencilerin bir maksadı var; sınavda iyi puan alarak güzel bir okul kazanmak. Burada niyet oldukça önemli. Çünkü niyetsiz, maksat olmaz. Maksada ulaşmanın ilk şartı ise sağlam bir niyet sahibi olmak. Niyetine sağlam tutunan öğrenci, sonraki basamakları da sağlam tırmanıyor. Yıllar önce üniversite sınavlarına hazırlanırken fikirlerine değer verdiğim bir hocama; “Sınava hazırlanıyoruz. Bize hedef tespit etmekte, bu süreci en kolay şekilde atlatmakta yardımcı olur musunuz?” deyince: “Evlat her işin başı niyettir. Niyetini sağlam tut, gerisi gelir.” diyerek ömür boyu düstur edindiğim şu nasihatini yaptı: “Evlat, madde manaya hizmet ederse manalaşır, anlam kazanır. Sen ulaşmak istediğin bu hedefini Allah rızasına ulaşmaya vesile olsun diye niyetlen, o zaman gerçekten kazanırsın?”

“Çantada Keklik” sorular

Sınavlara sadece bilgi yönüyle hazırlık yapmak yeterli olmuyor. Bilgiyi nete ve başarıya dönüştürmek de maharet istiyor. işte buna strateji deniliyor. Öncelikle okuduğunuz zaman cevabı akla hemen gelen soruları yapmayıp zor sorulara takılmışsanız süreniz yetmeyecektir, motivasyonunuz da düşecektir. Bunun yerine turlama tekniği dediğimiz yapabileceğiniz sorulara öncelik vermek işinizi kolaylaştıracak ve şevkinizi de artıracaktır.

Kolay soru ve zor soru aynı puan değerine sahipse, akıllıca olan önce kolayları “çantada keklik” haline getirdikten sonra ilk turda yapmaktır. Arkasından başına işaret koyarak ikinci tura bıraktığınız zor sorulara odaklanmak bilginizi puana çevirir. En son turda da cevabını hiç bilmediğiniz daha zor sorulara vakit ayırmalısınız. Son turdaki handikap da bilinmeyen soruda gereksiz risklere girilmesinin önüne geçebilmenizi kolaylaştırır.

Her soru cevaplanacak diye bir kural yok, bilemeyeceğiniz soruları boş bırakmanız lehinize olacaktır. Bu stratejiyi uygularsanız sınavdan sonra “Tüh vakit yetseydi kalan 15 sorudan 7′sinin cevabını biliyordum, yapacaktım.” gibi basit hatalara düşmemiş olursunuz. Sınavlarda vakit tasarrufu soruları hızlı okuyarak yapılmaz, bahsettiğimiz bu teknik vakit tasarrufunu istediğinizden daha fazla yapmanızı sağlar. Hız felakettir, yanlış anlamalara, eksik okumalara sebep olur ve sizi hataya zorlar.

Belirtmekte fayda var; uzun soru zor soru değildir. Soru hazırlayanlar cesur insanların önünü açmak, onlara da sınav kazandırmak isterler. Bunu da uzun sorularla yapar, cesareti böyle ölçerler. Aslında uzun soru en kolay soru grubundandır. Soruyu önce okuyup ve anlayıp bu gözlükle paragrafa ve şekle göz atınca cevap kendiliğinden beliriverir, tabii korkmayana.

Altı çizili yerlere dikkat!

Bilgiyi puana çevirmenin bir diğer yolu da dikkati arttırmadır. Sınav sonu analizlerinde sık duyduğumuz sözlerden birisi de “Altı çizili kelimeyi yanlış okumuşum, cevabını da “A” şıkkına koymuşlar, yanıldım.” dır. Bu taktik, soru hazırlayıcılarının bilerek yaptıkları, ‘dikkatsizleri kazandırmayalım’ düşüncesinin tezahürüdür. Dikkatsizliğin ilacı rahat olmak ve anlık
konsantrasyondur. Kitapçıklar dağıtıldığında sınav henüz başlamadan kitapçığın başına “Bu sınavda dikkatsizlikten soru kaçırmayacağım ve Allah’ın izni ile başarılı olacağım.” yazmanın dikkati artırdığı tecrübe ile sabittir. Bu mevzuda, namazını huşu içinde, dikkatini yoğunlaştırarak kılmaya çalışan talebelerin uzun süredir dikkat egzersizi yaptığı için, daha kârlı olacağını söylemek isterim. Yine de dikkatiniz dağıldı, anlayamayıp tekrar tekrar okuduğunuz bir soru varsa “takılmayın”. Başına bir işaret koyup geçin, değişiklikte fayda vardır.

Kontrolsüz güç, güç değildir

Sınavlarda çok bilmenin ötesine geçen hatalardan birisi de heyecanı kontrol edememektir. Sınav heyecanı normaldir. Hedefi olan ve az çok çalışan her insanda olması beklenir. insanı harekete geçiren de budur, olmaması anormaldir, incelenmelidir. Heyecanlanmada asıl problem, heyecanın kontrol edilememesidir.

Sınav öncesinde ve anında heyecanınızın kontrolden çıkmaya başladığını hissederseniz çaresi, kendinizle konuşarak bu hissi bastırmaktır. “Ya yine başaramazsan, bak sorular da zor gibi, sınav bitse de çıksam.” gibi akla gelen ve heyecanı yükselten iç sese “vesveseye”, hayır diyebilmelisiniz. “Allah’ın izni ile bu defa başaracağım, Zor sorular kadar kolayları ve çözebileceğim zorlukta sorular da var, arayıp bulacak ve çözeceğim.” diyerek vesveseyi bastırmak kaygınızı azaltacaktır.

Sınavdan önce her şeyi unuttuğunuz hissine kapılmanız da normal. Çünkü salgılanan heyecan hormonları bu hissi verebilir. Soru çözerken en çok el-kol, yüz ve ensedeki kaslar geriliyor. Bu gerginlik bir müddet sonra beyne mesaj yollayarak stres hormonlarını tetikliyor, bu da heyecanın kontrolden çıkmasına sebep oluyor. Soru grubu geçişlerinde, mesela edebiyat bitince matematiğe geçmeden, ellerinizi sıkıp bırakmak, kollarınızı aşağıya sarkıtarak sallamak ve rahatlatmak, avucunuza biraz su dökerek ensenizi ve oradan beyne geçen sinirleri sakinleştirmek, parmaklarınızla yüzünüze masaj yapmak stresinizi azaltacaktır. Daha ayrıntılı bilgilere ulaşmak isteyenler, http://insanvehayat.com/sinav-saati-icin-imtihan-olmak adresine girerek geçmiş sayılardaki bu mevzu ile alakalı yazımıza da göz atabilirler.


Ahmet AKÇA | 03 Haziran 2014 | http://insanvehayat.com/cok-bilen-mi-kazanir/