Gönderen Konu: Işığını uzat bana dostum  (Okunma sayısı 3678 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı YaBaN_GuLuM

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 10
    • http://www.vuslatdergisi.com
Işığını uzat bana dostum
« : 08 Ocak 2005, 14:23:14 »

Işığını uzat bana dostum


Karanlık yıldızsız bir geceydi..Kibritçi Kız masalı ' ndaki gibi kibritleri yakıp üflerken birden bu ışığı sürekli kılma düşüncesi geldi aklıma. Uzandım ve bir mum yaktım...Epeydir mum ışığında oturmamıştım, özlemişim ...

Önümde duran muma bakıyorum gayri ihtiyari, ha bitti ha bitecek... Küçük mum yaşam mücadelesi veriyor ...Sönecek diye bakarken o son damlasına kadar ışığını yayma azminde...Oysa aydınlık günlerde biz onu hiç aramayız, önemsemeyiz..Varlığı da yokluğu da birdir bizim için. Tutar bir kenara atar unuturuz onu...Taaa ki lazım olana dek..
Tıpkı en iyi dostlarımıza yaptığımız gibi.O ise içindeki minicik ışığı yayma umuduyla belki aylarca bekler tozlu bir rafta . Bilir ki bir biri ona ihtiyaç duyacaktır ve uzatacaktır elini. Unutulmuş eski dostlar misali.

Kimdir bu dost el, nedir bu dostluk ? Dost ve dostluk kavramı genellikle ruhların herşeyin ötesinde birleşmesidir. Bir anlamda dostunda kendini bulur insan..Bazen de kendinde olmayanları.Bu gerçek dostluklarda olur tabi.Bir de sıradan dostluklar vardır, laf olsun
diye kurulan. Bu tür dostluklarda hep tetikte olmak zorundadır kişi... Arada bağ vardır ama güvensizlik girmiştir işin içine ..Eski Yunan bilgelerinden Chilon der ki " Dostunuzu bir gün kendisinden nefret edecekmiş gibi sevin , ondan bir gün kendisini sevecekmiş gibi nefret edin..."

Dostluk almadan vermeyi öğrenmektir.. Bir gün bakarsınız bazı dostluklar nedensiz bitiverir...Bu uzun süre bir arada olmanın sonucudur bazen.Bazen de dürüstlüğe dayanmayan başlangıçların..Dostunu güvenilir kılmak istiyorsan önce sen güvenilir olmalısın inancıyla yola çıksanız da zaman zaman tekerlek kırılır, zor anlar yaşarsınız. Içinizde yanan ışık küllenmeye başlar..Ama dosta olan ihtiyacınız ve dostluk inancınız bitmez bir türlü. Her yıkılıştan sonra hırsla ayağa kalkar yeni bir dosta ulaşınca herşeyi unutursunuz.

Hangimiz bir dost ele ihtiyaç duymamışızdır ki..O el bazen bir kardeş eli olmuştur, bazen bir ağabey, bazen de ana eli..Sımsacak uzanmıştır önünüze tut beni, yakala, yanındayım demiştir gülümseyerek bakarken gözlerinizin içine...Bazen bir sözcük olmuştur cep telefonunun mesaj hanesinde..Bazen bir dokunuş olmuştur silik klavye tuşlarında...Bazen
aradaki kilometrelere rağmen yudumladığınız çayınızı paylaşmıştır sizinle. Yüreğin kadar yakındır bazen sana dost bazen umutların kadar uzak..Ama o hep vardır ...Içimizde hiç sönmeden yanan bir ışıktır dost..Ama bazen en ihtiyaç duyduğumuz anda sanki gizli bir güç alır, götürür onları bizden.Tüm çırpınışlarımıza rağmen ulaşamayız onlara.

Işte böyle bir an gelir de umudunu yitirirsen bir gün, aradığın dostlara ulaşamazsa ellerin.. Karanlık girdaplar içerisinde kendini yalnız hissedersen ..Ya bir küçük mum ışığında ara beni ya da gökyüzündeki pırıl pırıl bir yıldızda..Yüreğin kadar yanındayım beni unutma...Işığım ışığın olsun,uzansın sana sevgiyle can dostum....Sevgiyle gülümse tüm gücümle ışığımı yolluyor olacağım sana.

09.03.2001
Hazal Sönmez