Gönderen Konu: İslam ayak uyduramıyor mu? *  (Okunma sayısı 5603 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı hilalugruna

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 4
    • http://www.habervakti.com.tr
İslam ayak uyduramıyor mu? *
« : 12 Mayıs 2004, 06:53:22 »

Bazı ateistler, (Kutuplarda nasıl namaz kılınır, nasıl oruç tutulur. Buna kimse cevap veremiyor, görüldüğü gibi İslamiyet har asra ayak uyduramıyor) diyerek, güya İslamiyet’in bazı meselelere bir çare bulamayacağını söylüyorlar.

Bunların etkisi altında kalan, reformist zihniyete sahip bazı mezhepsizler de, (Bakın dinde cevap verilmesi gereken meseleler çıkıyor, yeni ictihadlar yapılmalı, Kur’anı her çağda, o asrın teknolojisinin, ilminin ışığında yeniden tefsir etmeli, yorumlamalı) diyerek Kur’an-ı kerimi asra uydurmaya çalışıyorlar.
« Son Düzenleme: 12 Temmuz 2009, 18:13:27 Gönderen: duha »

Çevrimdışı Musab

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 14
    • http://www.fetih.net
islam ayak uyduramıyor mu?
« Yanıtla #1 : 12 Mayıs 2004, 10:25:19 »
Müslüman olsak Kutuplarda nasıl namaz kılacaz, uzay mekiğinde nasıl namaz kılıcaz v.s. diye demogoji yapanlara. Hazır yanıbaşımızdaki camii ye gel gidelim sonra sen kutuplara gitte namaz kılma, sen aya gitti namaz kılma diyebilirsiniz.
e birgün
Senden 14 asır sonra
Sana adanmış bir yürek oldum
Kabul et
Efendim...

Çevrimdışı point

  • okur
  • *
  • İleti: 91
islam ayak uyduramıyor mu?
« Yanıtla #2 : 12 Mayıs 2004, 12:42:39 »
Bu tür sorular sadece kafa bulandırmak maksadıyla soruluyor.Esasen bu soruyu soran kişi dahi cevabı olduğunu bilmektedir.O yüzden çok fazla üzerine gitmeye deymez diye düşünüyorum.

Eğer bu tür sorulardan kafası karışan birisi var ise ona işin aslının anlatılması gerekir.
b]Dünyanın câzibedar güzellikleri, mal ve evlât birer fitne, birer imtihandır.Bu imtihanın en başarılı talebeleri de, sabah akşam gönül verdikleri hakîkate, bağlılık ahd u peymanında bulunan, azimli, iradeli, kararlı talihlilerdir.[/b]

Çevrimdışı Miftahulkuluub

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1959
    • http://www.sadakat.net
islam ayak uyduramıyor mu?
« Yanıtla #3 : 12 Mayıs 2004, 14:59:03 »
İslâmiyeti gönderen, her şeye gücü yeten, her şeyi yoktan yaratan Allahü teâlâdır. Allah için hiçbir zorluk olmaz. Namaz, oruç gibi dinimizin bütün emirleri, zamana göre değişmez. Hiçbiri de çağın şartlarına ters düşmez. Çünkü dini gönderen Allahü teâlâ, her asırda neler olacağını bilir. Zaten bilmeyen ilah olamaz. Öyle ise Allahü teâlanın gönderdiği dinde noksanlık, yanlışlık olmaz. Noksanlık, bir karıncayı, bir arpa tanesini yaratmaktan aciz olan ateistin kafasındadır.

Tefsir, moda kitabı değildir. Her çağa, her asra göre değişik tefsir olmaz. Dinimiz eksik mi ki tamamlanacaktır? Yoksa fazlalık mı var ki çıkarılacak? Dinde eksiklik ve fazlalık olmadığı için değişik, yeni bir tefsire ihtiyaç olmaz. Çünkü dine yeni bir şey eklemek bid’at olur. Dinimizin emirlerini değiştirmek büyük sapıklıktır. Her çağa, her asra göre değişik tefsir yazmak, değişik yorum getirmek demek, dini her asırda bozmak demektir.

İslam âlimleri, olması mümkün olan her meselenin cevabını bildirmişlerdir. Cevap verilmedik hiçbir mesele kalmamıştır. Kur’an-ı kerimde, beş vakit namazın vakitleri, çeşitli âyet-i kerimelerde bildirildiği halde, “Beş vakit namaz” tabirinin geçmeyişinin elbette sebepleri vardır. Bunun hikmetlerinden birisi de, kutuplarda ve kutuplara yakın yerlerde, beş vakit namazın hepsinin vaktinin girmemesidir.

Din kitapları bildiriyor ki:

Şafiî âlimlerin çoğuna göre, yatsı ve sabah namazının vakti girmeyen yerlerde bu namazlar, vakitleri giren en yakın bölgeye kıyas edilerek kılınır. Hanefi’de vakit, namazın hem şartı hem de, sebebi olduğu için, sebep bulunmayınca, yani vakit girmeyince, o namaz farz olmaz. Vakit girmeden de kılınmaz. Kaza etmek de gerekmez. Fakat bazı Hanefi âlimlerine göre bu iki namazı kılmak da farzdır. İhtiyata riayet ederek bu namazları da kılmak çok iyi olur.

Bu iki namaz vaktinin başlamadığı zamanlarda, daha önce vakitlerinin olduğu en son günün vakitlerini esas alarak, normal vakti girene kadar her zaman o vakitte kılınır.

Ramazan ayı gelince, oruç tutmak farz olur. Ancak seferi olanın, dört mezhepte de oruç tutması farz değildir. Kutuplara giden Müslüman, seferi ise oruç tutmaz. Geriye dönünce kaza eder. Kutuplarda buz denizinde yaşayan insan yok ise de, biz var olduğunu düşünelim. Altı ay gündüz, altı ay gece olan yerlerde nasıl oruç tutulacaktır? Gündüzleri 24 saatten daha uzun yerlerde, mesela altı ay gündüz olan yerlerde, oruca saat ile başlanır ve saat ile bozulur. Gündüzü böyle uzun olmayan, vakitleri normal teşekkül eden, yani gündüzleri 24 saatten az olan bir şehirdeki Müslümanların zamanına uyularak oruç tutulur.
Seferi olan kutuplarda iken eğer oruç tutmazsa, gündüzleri uzun olmayan yere gelince kaza eder. Orada yaşayanlar varsa, onlar da kitaplarda bildirildiği gibi saatle oruçlarını tutarlar.
« Son Düzenleme: 05 Nisan 2009, 14:18:32 Gönderen: mystic »
İncemeseleler    Sadakat.Net    İns SadakatForum  Sevadı Azam


" Derviş isen kardeş takvaya çalış.."