EĞİTİM, AİLE, KÜLTÜR-SANAT, SAĞLIK > TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİMİZ

İslam Medeniyeti'nde kuş evleri

(1/1)

Ay Işığı:


Kuşların barınmaları için evlerin ön yüzlerine yapılan yerler.Evlerin en görünür yerlerine yerleştirilmiş, en güzel şekilde işlenmiş kabartma şeklindeki bu mimari ayrıntı, malumatı olmayanlara ilk etapta evin küçük bir planı olduğu zannını vermektedir.

Oysa mimari ayrıntının, estetiğin en ince detaylarının nakşedildiği bu dış unsur serçe, saka, kırlangıç gibi küçük kuşlar için yapılmış barınaklardır. Kuş evleri denince akla ilk gelen kuş elbette kırlangıçlardır. Kırlangıçların yuva yaptıkları evleri yangından koruduğu, kumruların da âşıkları bir arada tuttuğu gibi inançlar kuş evlerinin çoğalmasında belki diğer sebeptir.

Osmanlı özellikle 1375’lerden sonra inşa edilen her eserde kuş evleri kurmuştur.

Türk mimarisinde yerleşmesi özellikle 16. yüzyıldan sonra görülmektedir.

Kuş evlerinin en güzelleri İstanbul’dan başlamak üzere Doğu Beyazıt, Tokat, Amasya, kayseri, İzmir, Bursa, Filibe gibi nice Osmanlı şehirlerinde bulunmaktadır. Klasik Osmanlı mimarisi ile başlamış olan bu yapı geleneği 19. yüzyıl sonlarına kadar varlık göstermiştir. Özellikle 17. ve 18. yüzyılda yapımı bir gelenek halini almıştır. Mimari bir gelenek haline gelen kuş evlerinde estetik ön plana çıkınca bu sıradan olmayan kuş evlerine, “ kuş sarayı”, “kuş köşkü”, “serçe sarayı” gibi isimler verilmiştir. Unutmamalıdır ki bu mimari gelenek sadece estetik bir endişe değil Osmanlı vakıf geleneğinin, hayır ve sevaba dayalı zihniyet geleneğidir.

Kuş evleri binaların en çok güneş alan sert ve soğuk rüzgarları tutmayan cephelerinde özellikle güney cephelerine yüksekçe ve emniyetli yerlere yapılmıştır. Saçak kornişlerinin altı, kubbe ağırlık kulelerinin dış dikey yüzlerine yerleştirilmiştir. Kompozisyon ve yapılış bakımından iki çeşit kuş evi vardır. Taş veya almaşık duvar etine oyulan yuvalar yani kabarık olmayanlar. Bir de duvar etine monte edilen yüksek kabartma tekniğiyle yapılanlar.

Konak, medrese, cami, türbe, köprü, han, maksem, kilise ve sinagog duvarları kuş evlerinin görüldüğü yapılardır. Boyalı, oymalı küçük tahta yuvalar biçiminde ağaç dallarına asılan ahşap örnekleri olduğu söylense de yangınlardan, yıkımlardan dolayı bu örnekler günümüze ulaşamamıştır.

Türk mimarisinin özü Osmanlı’nın ilk başkenti olması sebebiyle Bursa’da başlar. Kuş evlerinin ilk örnekleri de Bursa’dadır. Ancak çarpık kentleşme, kuş evlerinin bakımının iyi yapılamaması – gübrelerin temizlenmemesi, çatlak ve kırıkların göz ardı edilmesi- bu örnekleri son örnekler haline getirmektedir. Kuş evlerinin bu son örnekleri Emir Sultan ve Yeşil Cami duvarlarındadır.

Fetih ve Fatih şehri İstanbul kuş evlerinin en güzel örneklerini taşır. Bunlar o kadar güzel, o kadar ince, rakik eserlerdir ki kaynaklara “hayal evler” veya “hayal mimarisi kuş evler” diye geçer. Kaynaklar, bu hayal evlerin en güzellerini en çok Üsküdar taşır diye de not düşer.

Üsküdar’ın en güzel kuş evleri, 1760 tarihli Ayazma Camiinde mevcuttur. Burada “tek katlı ev, köşk, çok katlı köşk ve saray” gibi kuş evlerinin hepsini bir arada görmek mümkün.Caminin üç cephesi de değişik sayıda kubbe ya da tonozla örtülü iki katlı serçe saraylarla göz kamaştırır. Küfeki taşından oyulmuş bu kuş evlerinin “serçe sarayların” pencerelerinde ajur işçiliği dikkati çeker.

Üsküdar’da Valide Sultan Camiinde bulunan kuş köşkleri, yüksek kasnaklı kubbeleri ve minareleriyle ve bunların üstlerini taçlandıran hilal biçimindeki alemleriyle göz kamaştırır.

Selimiye Cami ve Şemsi Paşa Camilerindeki kuş evleri “cephe takısı” olarak adlandırılır.

Beyazıt’ta, 1745’te inşa edilen Seyyid Hasan Paşa Medresesindeki çifte minareli bir cami görünümüne sahip kuş sarayı, kafesleri, yan cephedeki rampaları ve iki minaresiyle görülmeye değerdir.

En eski kuş köşklerinden biri 16. yüzyıl yapısı olan Sokullu Mehmet Paşa Köprüsündedir. Almaşık duvar yüzeyine, deniz cephesinde saçak altındadır.

Taksim’deki 17. yüzyıl yapısı olan maskemde de iki katlı, üç cumbalı, üzeri ve altı kubbeli, çokça penceresi olan “serçe saray” mevcuttur.

İslami yapıların yanında gayr-ı Müslim yapılarında da kuş evlerine rastlanır.Örneğin, Balat’ta Ahride Sinagogu ve gasılhanesi gibi.

İstanbul’ daki kuş evleri:

Laleli: Sultan Üçüncü Mustafa Türbesi, Üsküdar: Cedide Valide Sultan Camii, Balat’ta bir ev, Üsküdar: Ayazma Cami. Çarşıkapı Kara Mustafa Paşa Medresesi, Amcazade Hüseyin Paşa Medresesi, Beyazıt’ta Seyyit Hasan Paşa Medresesi, Veznecilerde Ragıp Paşa Mektebi, Ayasofya’da Sultan Birinci Mahmut Mektebi, Zeyrek’te Şebsefa Hatun Mektebi. Fatih’te Sultan Birinci Mahmut Kütüphanesi, Büyükçekmece Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü.

Kuş evlerinin sadece bize özgü bir mimari gelenek değil elbette. Ancak kaynaklara göre kuş evleri sadece Japonya, Kuzey Hindistan gibi coğrafyalarda mevcut. Batıda ise örneği yok denecek kadar az. Üstelik kuş evlerinin varlığı, anlamı kültürden kültüre de değişiyor.

Kübra Demiray-Dünya Bülteni / Tarih Servisi

Mücteba:

recep67:
almanlar özel  acik kafes alirlar bahceye  ekmek yem koyarlar ama biz türkiyede yem koyariz ama tutup yemek icin ;) ;)

Mücteba:





Navigasyon

[0] Mesajlar

Tam sürüme git
Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek