Gönderen Konu: <Kalp Gözünü Kullanmak>  (Okunma sayısı 3538 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sedat_islam

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 232
    • Milli Görüş Forum
<Kalp Gözünü Kullanmak>
« : 19 Şubat 2005, 12:43:04 »

İslâmi inanca göre insan günahsız olarak dünyaya gelmiştir. Dünyada da işlemediği ve işlenmesine sebep olmadığı günahlardan da sorumlu değildir.

Ta ki, iyi ile kötüyü ayırt edecek yaşa gelinceye kadar yani temyiz yaşından itibaren etrafındaki insan ve hayvanlara veya Rabb’ine karşı yapacağı her şeyden sorumludur. Sorumluluğunun karşılığını da kesinlikle görecektir.

İnsana düşen tertemiz amel defterini göz, kulak, el ve dil yoluyla kirletmemesidir. Peygamberimiz Efendimiz bir hadisinde:

“İnsan bir günah işlediği vakit gönlünde siyah bir nokta belirir. Eğer mü’min o günahından dolayı tevbe eder, pişman olursa o siyahlık gider, yeri yeniden parlar” buyurmuştur. Bizim de gönlümüze pislik akarsa derhal tevbe ile yıkamalıyız.

Biraz düşünecek olursak şu hususu gayet net kavrayacağız: Düşünsenize... Kalbin bineği olan bedenimiz kabire kadar kalbi taşırken elimiz, ayağımız, gözümüz, kulağımız ve burnumuz kalbin dış ile temasını sağlayan hizmetçileri durumundadır.

Şu hususu da arzedeyim: Bizim bahsettiğimiz kalb şu sol tarafımızda olan ve çalışmasının tik-taklarını duyduğumuz kalb değildir. Ya hangi kalbtir? Bizim ele aldığımız kalb, elektrik kablosunun içinde bulunan ceryan, gül içinde gizlenen gülsuyu, süt içinde bulunan yağ gibi var olan fakat görünmeyen varlığını eserinden, izinden anladığımız kalbtir. Sevdiklerimize hitabederken “Canım” dediğimiz şeydir. Sevdiğimiz dostlara “canım” diyoruz niçin? Niçin o dostumuzun başını, kollarını, ellerini, kaşını söyleyerek “elim”, “ayağım”, “bacağım” demiyoruz da “canım” diyoruz. Çünkü biz müslümanlar kalbten seviyoruz. Dostlarımızın kalbini ve iki kalbi bir kabul ediyor öylece “canım” diyoruz.

İlim adamlarının tesbitine göre, insan vücudu her an yenilenmekte. Et’te kemikte, saçta ilikte ve herbir uzuvda her saniye binlerce hücre ölmekde, binlerce hücre de dirilmekte... Demek ki, “Bedenimizdeki et ve kemik geçen senekinin aynı değil” diyor ilim adamları... Başımızdaki saç geçen seneki saçın aynısı mıdır? O halde...

Kolu ve bacağı kesilen insan, yine de insanlığından birşey kaybetmiyor. Ama ruhu kaybolduğu vakit mıknatısı alınmış milyonlarca demir tozu gibi insan dağılıveriyor. Bizim milyarlarca hücremizi toplu halde tutan ve bize insan denilmeye vesile olan kalbimizdir.

Kalb, Rabb’imizin rahmetine tutulan bir ayna gibidir. Gönül aynası çabuk kirlenir. Bazen kötü bir bakış kişinin kalbini karartıverir. Tıpkı nefesin aynada buğu yapıp yüzü göstermediği gibi.

Allah-û Teala bir hadis-i kutside: “Yere göğe sığmam, mü’min kulumun kalbine sığarım” buyurmakta. Buradaki sığmak, mü’minin kalbinin genişliğini ve Rabb’imizin rahmetine ve esmasının bir ayna olduğunu ifade etmektedir. Mesela, Rabb’imizin isimlerinden biri olan Rahman ve Rahim sıfatından mü’minin gönül aynasına yansıyınca insanların en merhametlisi olur.

Arapça’da kalb, şekilden şekile girmek manasındadır. Demek oluyor ki, kalb, daima değişkendir. Bazen kaskatı kesilir, taşlardan daha katı olur. Bazen de Rabb’imizin rahmetiyle yoğrulur, verimli bir araziye döner. Bazen yaptığı kötülükler nedeniyle kalbi küf bağlar, cenk çalmış bakır gibi olur etrafını zehirler. Bazen de Allah’ın zikriyle yumuşacık olur. Onun içindir ki, Peygamberimiz Efendimiz bir duasında:

“Ey kalbleri evirip çeviren Allah’ım! Benim kalbimi dininde sabit kıl” diye yalvarmıştır.

Biz de bu duayı hergün yüzlerce defa yeniliyor, Rabb’imizden kalbimizi dininde sabit kılmasını diliyoruz..
Zafer Yakındır ve Zafer, İNANANLARINDIR...

Çevrimdışı insirah

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1090
Ynt: <Kalp Gözünü Kullanmak>
« Yanıtla #1 : 17 Haziran 2011, 07:47:08 »
Alıntı
Peygamberimiz Efendimiz bir duasında:

“Ey kalbleri evirip çeviren Allah’ım! Benim kalbimi dininde sabit kıl” diye yalvarmıştır. Biz de bu duayı hergün yüzlerce defa yeniliyor, Rabb’imizden kalbimizi dininde sabit kılmasını diliyoruz..

Alıntı
Kalb, Rabb’imizin rahmetine tutulan bir ayna gibidir. Gönül aynası çabuk kirlenir. Bazen kötü bir bakış kişinin kalbini karartıverir. Tıpkı nefesin aynada buğu yapıp yüzü göstermediği gibi.

Alıntı
Bizim ele aldığımız kalb, elektrik kablosunun içinde bulunan ceryan, gül içinde gizlenen gülsuyu, süt içinde bulunan yağ gibi var olan fakat görünmeyen varlığını eserinden, izinden anladığımız kalbtir.
çok güzel bir paylaşımdı,teşekkürler
« Son Düzenleme: 17 Haziran 2011, 07:53:01 Gönderen: insirah »
Hayat başladığı noktaya, bittiğinde geri döner! Hayatta her şey noktayla başlar, noktayla biter... Sümeyra Denizli