Hak sevgisi ile sima dinleyen sıddık, nefse uyup dinleyen zındık olur. (Siyerül-aktab)
İmam-ı Şa’rani hazretleri buyuruyor ki:
“Hakim-i Tirmizi’nin Nevadiru’l Usul adındaki kitapta rivayet ettiği hadis-i şerifte Resul-i Ekrem efendimiz, (Her kim şarkı sesine kulak verirse, onun ruhanileri dinlemesine izin verilmez) buyurdu. Oradakilerden biri tarafından, (Ya ResulAllah, ruhaniler kimlerdir?) diye soruldu. Resulullah da, (Cennet ehlinin okuyucularıdır) buyurdu. (Muhtasar-ı Tezkire-i Kurtubi)
İmam-ı Birgivi hazretleri buyuruyor ki:
Saz dinlemekten kulaklarını korumalıdır. (Risale-i Birgivi)
Dümbelek, ney, saz çalmak haramdır. (Tahtavi şerhi)
Teganni ile şarkı söylemek ve dinlemek haramdır. Tekkelerde ilahiler okuyarak raks etmek, oynamak, dönmek haramdır. Şimdi, dinden haberi olmayan fasıklar, böyle tarikatçılık yapıyorlar. (Fetava-yı Hindiyye 5/352)
Müzik, nefsin gıdası, ruhun zehiridir, kalbi karartır. (Dürr-ül mearif)
Nasslardan hüküm çıkaran ulemanın açıklamaları şöyledir:
İslâm âlimleri buyuruyor ki:
İbni Hibban’ın bildirdiği hadis-i şerifte, Resulullah, develerin boyunlarındaki ceresleri [çanları] çıkarmıştır. Halbuki çan şehveti tahrik etmez. Çan bulunan yere rahmet melekleri girmiyor. Artık çalgıyı, çalgı aletlerini siz düşünün. Şeyh-ul-İslâm Ahmed İbni Kemal efendi hazretleri Kırk Hadis kitabında buyuruyor ki:
(Mizmarları kırmak ve hınzırları öldürmek için gönderildim) hadis-i şerifindeki mizmar, bütün çalgı aletleridir. Bu hadis-i şerif, her çeşit çalgıyı ve domuz eti yemeyi yasak etmektedir.
"Çalgılı aletleri dinlemek günahtır. onun bulunduğu ortamda oturmak fasıklıktır, ondan lezzet almak küfürdür."
Âletsiz, çalgısız nağmeli sese sima denir. Çalgı âleti ile birlikte olan insan sesine gına [müzik] denir. Gına haramdır. (Dürr-ül mearif)
Musiki, kalbde nifak hasıl eder.) [Beyheki]
Müzik bütün dinlerde büyük günahtır. (Dürr-ül-münteka)
İncil’in yasakladığı müziği, sonradan papazlar Hıristiyanlığa soktu. (Mevahib-i ledünniye şerhi Zerkani)
Müzik kelimesi, yunanlıların büyük putları olan Zeüs’ün kızları sayılan Mousa (Müz) denilen 9 heykelin adından hasıl olmaktadır. Bozuk dinler, kalbleri ve ruhları besleyemediği için, müziğin, her çeşit çalgı sesinin nefslere hoş gelmesi, nefsleri beslemesi ruhani tesir sanıldı. Bugünkü batı müziği, kilise müziğinden doğdu. Şimdi yeryüzünü kaplayan bozuk dinlerin hemen hepsinde, müzik, ibadet halini almıştır. Müzik ile, her çeşit çalgı ile nefsler keyiflenmekte, şehvani, hayvani arzular kuvvetlenmektedir. Ruhun gıdası olan, kalbleri temizleyen ve nefsleri ezip, haramlara olan arzularını yok eden, ilahi ibadetler unutulmaktadır.