Gönderen Konu: Isparta gülü, Saray bahçesinde.  (Okunma sayısı 4135 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Isparta gülü, Saray bahçesinde.
« : 15 Şubat 2010, 23:41:09 »


Isparta gülleri, Topkapı Sarayı'nın bahçesini süsleyecek



Topkapı Sarayı'nda kutsal emanetlerin bulunduğu büyük bahçeye 12 Şubat 2010 Cuma günü Isparta Gülü dikildi. Isparta'dan getirilen organik güller, geniş katılımlı bir törenle sarayın bahçesinde toprakla buluştu. 
 
Törende, behçeye ilk gülleri, Isparta Valisi Ali Haydar Öner ve Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü İlber Ortay'lı  ektiler. Sebat Gül Genel Müdürü Hüseyin Kınacı'nın hediye ettiği organik güller 2011 yılı baharında çiçek açacak... 

Isparta gülünün sağlık alanındaki etkileri üzerine araştırma yapan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayten Altıntaş, dünyaca ünlü Isparta Gülü'nün artık Topkapı Sarayı'nın avlusunu süsleyeceğini söyledi.

Isparta gülünün rengi ve kendisine has kokusuyla muhteşem olduğunu belirten Altıntaş, 50 metre uzunluğundaki bir bölüme dikilen güllerin mistik bir hava estireceğini belirtti. Altıntaş, "Topkapı Sarayı'nda Gülhane ve gülsuyu çıkarmaya yarayan 'imbikler' var. Sarayın avlusundaki bir bölümüne gül fideleri dikildi. Sembolik olacağı gibi eskiyi anımsatacak. Bu güller turistlerin de oldukça ilgisini çekecek." dedi.

Topkapı Sarayı'nda eskiden büyük gül bahçeleri olduğunu ifade eden Altıntaş, gülsuyunun burada hep kullanıldığını aktardı. Gülün gerek tedavi amaçlı, gerekse özel gün ve gecelerde her devirde kullanıldığını ifade eden Altıntaş, "Gül tıpta ilaç olarak geçiyor. Macun ya da şerbet halinde kullanıldığında mide, karaciğer, deri hastalıklarında iyileştirilmesinde kullanıldığını görüyoruz. Gül kokusunun hafızayı güçlendirmede kullanıldığı biliniyor." diye konuştu.

Osmanlı saraylarında padişaha verilen en önemli hediyeler arasında gülsuyu ve gülyağının yer aldığını gibi saray hanımların kırışıkların giderilmesi ve estetiği için sürekli gülsuyu kullandığı bilgisini veren Altıntaş, şunları anlattı: "Sarayda yapılan düğün, sünnet gibi törenlerinde padişaha hediye edilen en önemli hediyeler arasında gülsuyu, gülyağı geliyor. Özel mücevherlerle süslü, altın, gümüş, elmastan işlemeli özel şişelerin içerisine konan gülsuları padişaha hediye edilirmiş. İslam dünyasına baktığımızda çok önemli gül yetiştirme merkezleri var."

TARİHTE GÜLÜN KULLANIMI

Gül, tarihin ilk devirlerinden bu yana el üstünde tutuluyor. Süsleme, kozmetik hatta edebiyatta önemli bir yere sahip. Kral Midas, Perslere yenildikten sonra ülkesini terk edip Makedonya'ya göçerken güllerini de beraberinde götürmüş ve Makedonya'da yeni gül bahçeleri kurmuş. Yine, Romalılar zamanında İmparator Neron'un ziyafetlerde çok miktarda gül kullandığı ve misafirlerinin altına gülden yapılmış döşekler serdiği rivayet ediliyor.

Gül, Avrupa'da çiçeklerin kraliçesi olarak kabul edilirken, Osmanlı saraylarının da olmazsa olmazlarından. Fatih Sultan Mehmet zamanında şimdiki adıyla Topkapı Sarayı Külliyesi'ni kuzey, batı ve doğu yönünden çevreleyen Hasbahçe bölümünde saray mutfaklarının ihtiyaçlarını karşılamak gayesiyle kırmızı gül ve sakız gülü yetiştirilmiş. Bu bölgeye verilen Gülhane isminin de bu gül bahçelerinden geldiği biliniyor.

Gül yağı da Osmanlı'da halk arasında önemli bir koku maddesi olarak kullanılıyordu. Küçük şişelerde, yelek içinde veya kuşak arasında taşınıyordu. Osmanlı döneminde Kur'ân-ı Kerim, dua kitabı, fermanlar, cilt kapakları, ağaç eşya ve mezar taşları üzerinde lâle ile birlikte süsleme motifi olarak sıkça gül tercih ediliyordu.

Gerek doğu gerekse batı toplumlarının tarihinde önemli bir yere sahip olan gül, İslam ülkelerinde peygamberin terinden oluştuğu inancına karşılık, Hıristiyan toplumlarında Meryem Ana'nın saflığını sembolize eti. Belki de bu yüzden olsa gerek, doğu toplumlarında olduğu kadar batı toplumlarında da gül büyük bir beğeni ve üne sahip.

iyilikguzellik

〰〰〰〰🐠