16 Haziran 2012 Cumartesi 11:17
İstanbul Boğazının Sevda Tepesi imara açıldı
Suudi Arabistan Kralı Abdullah'a müjde... 28 yıldır çivi bile çakamadığı 1982 yılında 27 milyon dolara satın aldığı Boğaz sırtlarındaki Sevda Tepesi imara açıldı.
Sevda Tepesi'ne saray yapamadı ama otel yapacak
Suudi Arabistan Kralı Abdullah'a müjde... 28 yıldır çivi bile çakamadığı 1982 yılında 27 milyon dolara satın aldığı Boğaz sırtlarındaki Sevda Tepesi imara açıldı. Kral 28 Mayıs'ta başvuruda bulunurak otel için izin istedi
Ercan SARIKAYA'nın Haberi
Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın veliaht prensken 27 milyon dolara aldığı Kandilli'deki Sevda Tepesi 28 yıl sonra imara açıldı. Yapı yapılması yasak olan araziye, yeni planla 7.5 metre yüksekliğinde otel yapılabilecek. Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz'in veliaht prensken 27 milyon dolara aldığı Kandilli'deki Sevda Tepesi'ne 28 yıldır çivi bile çakamıyordu. Kral Abdullah, 1984'te Türkiye'de yabancılara sadece yatırım amaçlı değil, özel amaçlı olarak da mülk satın almalarına imkan sağlayan bir yasa çıkartılmasının ardından bu araziyi satın almıştı. Yasa o dönem SHP tarafından Anayasa Mahkemesi'ne götürüldü ve birkaç ay sonra da düzenlemeyi iptal eden karar çıktı.
||| Başvuruya jet yanıt
KRAL Abdullah, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na 28 Mayıs 2012 tarihinde imar izini için başvuruda bulundu. Bakanlık teklif plan hazırlayarak 31 Mayıs 2012'de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na gönderdi. Teklif plan yazısında 'imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapılanma hakkı verilmesini' talep edildi. Bakanlık'tan gelen teklif planı hemen İBB Meclis İmar ve Bayındırlık Komisyonu'na gönderildi. Ak Parti ve CHP’lilerden oluşan Komisyon teklifi değerlendirdi ve CHP’nin karşı çıktığı teklif 'Bakanlık ve Boğaziçi Yüksek Koordinasyon Kurulu'ndan onay alınmadan uygulama yapılamaz' şerhiyle kabul edilip karar alınmak üzere Belediye Meclisi'ne gönderildi.
Emlak Pencerem.com
Suudi Kralı Abdullah’ın 1984’te satın aldığı Sevda Tepesi’nin eteklerinde yaşayanlar yeşilin yok edilip kendilerinin alınmayacağı gerekçesiyle imar iznine karşı çıkıyorSuudi Arabistan Kralı Abdullah’ın 1984’te veliaht prensken 27 milyon dolara aldığı Kandilli’deki Sevda Tepesi’nin imara açılması, çevredeki vatandaşların tepkisine neden oldu. Üsküdar, Kandilli’deki Sevda Tepesi’nin sahibi Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na 28 Mayıs 2012 tarihinde imar izni için başvurmasının ardından “imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapılanma hakkı verilmesi” çevrede yaşayanlar tarafından hoş karşılanmadı.
57 dönümlük arazide Kral Abdullah almadan önce düğünlerini yaptıklarını, çocuklarının özgürce koşup oynadığını belirten Kandilli halkı, yapılaşmayla birlikte yeşil alanın yok olacağını ve kendilerinin hiç giremeyeceğini düşünüyor.
Bizi kovacaklar
Milliyet Gazetesi'nden Gökhan Karakaş'ın haberine göre; Tepenin eteklerinde yaşayan ve çoğunluğu Rizeli olan vatandaşlar, yıllar önce girip dolaştıkları yeşil alana bina yapılmasının kendilerine hiçbir katkı sağlamayacağını söylüyor.
vatandaşlar bu alanda küçük bir yapı için bile yüzlerce ağacın kesileceğini düşünüyor. Vatandaşların tepkileri şöyle:
Hürmet Tuna: 17 yaşındayken buraya gelin geldim. Çocuklarım Sevda Tepesi’nden çiçek toplardı. Düğünlerimiz, eğlencelerimiz olurdu. Doğanın ve yeşilin içinde çocuklarımız büyüttük. Şeyh (Kral Abdullah) aldığında farkına varmadık, birkaç yıl daha girebildik. 25 yıldır giremiyoruz. Türk’ün malını neden Arap’a sattılar?
Hakan İstafiloğlu: Havasını kokladığımız yeşil alanda uzaktan bile göremeyeceğimiz kral evi yapılmasının bize ne faydası olur? Herkesin faydalanacağı, annemin piknik yapacağı, ablamın spor yapacağı bir tesis yapılırsa biz memnun oluruz.
Metin Canbakış: Kral Abdullah’ın burada ev yapması buranın gelişmesi için fırsat olabilir. Ama herkesin girebildiği bir alan olursa gelişme olur. Yüksek duvarlarla çevrilip halkın geri çevrildiği bir yeşil alan bizi mutlu etmez.
Yahya Yılmaz: Suudilerin gelmesi ekonomik olarak bizi canlandırabilir. Araplarla ticaret yapabiliriz. Bölgenin değerini artırır ama biz girebilecek miyiz? Turizm alanı derken nasıl bir bina yapılacak? Yüksek duvarlar halka engel olursa hiçbir anlamı olmaz. Eski günlerimizdeki gibi faydalanacağımız bir yeşil alan istiyoruz.
İsmail Yılmaz: Arapların gelmesi bizim gitmemiz demek. Ayrıca bu araziye bina yapmak için büyük yeşil katliamı olur. Bölgenin gelişmesini de çok isterim ama aynı oranda yeşil ve doğa katliamı da olur.
Salıcı: Dava açacağız
CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı şu şekilde konuştu:
Sevda Tepesi ve Esenyurt’taki kaçak konutlarla ilgili olarak hukuki yollara başvuracağız. Kararların iptali için dava açacağız. Bunların yanı sıra, oturumun iptali için de dava açmaya hazırlanıyoruz.
Kanuna rağmen doğa katliamı
Eyüp Muhçu (Mimarlar Odası Genel Başkanı): Sevda Tepesi’nin imara açılması daha önce 2 kere reddedilmişti. Yasaya uygun olmadığı için reddedilirken, şimdi hiçbir şey değişmeden imara açılması katliamdır. Bu alan Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu gereğince koruması gereken ve 1. derecede doğal SİT alanı ve hiçbir yapılaşmanın olmaması gereken bir yerdir. İBB’nin planlama kadroları da daha önceden bu alanın korunması gerektiğine dair kesin raporlar hazırlamışken oy çokluğuyla doğa katliamı yapılması çok üzücü. Rant uğruna İstanbul’a büyük zarar veriliyor.İstanbul hızla Dubaileşecek
Tayfun Kahraman (Şehir Planlamacıları Odası İstanbul Şube Başkanı): Şimdiye kadar 2960 Sayılı Boğaziçi Kanunu, Sevda Tepesi’ni korudu. Şimdi artık bu kanunun Boğaziçi’ni koruyamayacağını görüyoruz. 1984’ten beri Boğaziçi Kanunu gündeme geldiğinde hemen Kral Abdullah telaffuz ediliyordu. Artık sadece Sevda Tepesi’ni kaybetmeyeceğiz, emsal teşkil edeceği için Boğaziçi ön görünümündeki tüm alanlar tehlikededir. Oysa Sevda Tepesi, dünyaya korumakla söz verdiğimiz 1. derecede SİT alanıdır. Bu kararla Boğaziçi’nin betonlaşmasının önü açılırken, İstanbul da hızla Dubaileştirilecek.
Sevda Tepesi’ne imar izni sağlayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetki alanı, 17 Ağustos 2011’de yürürlüğe giren 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile genişletildi. KHK ile Özel Çevre Koruma Kurumu kapatılırken görevleri de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde kurulan Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne devredildi. Değişiklikle; Milli Parklar, Tabiat Koruma Alanları, Tabiat Anıtları, Tabiat Varlıkları, Doğal Sitler, Sulak Alanlar ve Özel Çevre Koruma Bölgeleri’nin tespit, tescil ve ilanının tek elden yürütülmesinin önü açıldıı. Buna göre, bir alanda mevcut birden çok statü olsa da tek idareye yetki veriliyor, planları tek elden yapılıyor ve onaylanıyor. Ayrıca Doğal Sitler, Tabiat Varlıkları ve Özel Çevre Koruma Bölgeleri tek elden etkin yönetiliyor.
Daha önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sorumluluğunda olan Tabiat Varlıkları ve doğal sitler de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredildi. KHK ile devlet taşınmazlarına ilişkin her tür ve ölçekteki etüt, harita, plan, imar planları, imar plan tadilatları ve imar uygulamaları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yapılıyor ve onaylanarak yürürlüğe konuluyor.
KHK’nın yürürlüğe girmesinin ardından açıklama yapan TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, yeni KHK’larla sonu gelmez yetkilerle donatılmaya devam edildiğini öne sürerek, “Bakanlar Kurulu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na tüm ülkenin tapusunu istediği gibi kullanma yetkisi verdi” diyerek tepki göstermişti.
Emlak kulisi.com
Yapılan açıklamada, " Hazırlanan teklif planda; planlama alanı içerisindeki peyzaj değeri yüksek nitelikli ağaçların geliştirilerek muhafaza edilmesi, ağaç rölevesinin çıkarılmadan uygulama yapılmaması, Boğaziçi siluetini bozmayacak, çevre ile uyumlu, T.A.K.S.: 0.06 Hmax: 7.50 metreyi geçmeyecek, çekme mesafelerinin Mimari Avan Proje ile belirlenmesi ve bina dışında bodrum kat yapılmaması şartı ile konaklamaya yönelik turizm tesisleri yapılabileceği hükümleri bulunmaktadır" denildi. "Toplamda 57bin470 m2 olan alan, T.A.K.S. (Taban Alanı Kat Sayısı): 0.06 olması halinde, toplamda 3bin448 m2 inşaat alanına tekabül etmektedir.Bunun anlamı da 2 kat ve bodrumsuz bir imardır" denilen açıklamada, "Uygulama Projeleri Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Komisyonu Kararı alınması şartı ile geçerlidir. Genel boyutu ile Turizm ve Konaklama kullanışı (forksiyonu) Boğaziçi bölgesinin en doğal, önemli ve tercihli kullanış kararlarından biridir. Turizm ve Konaklamanın, günübirlik yemek-içmek-eğlenmek-dinlenmek ve konaklamak gibi iki farklı boyutunun Boğaziçinde yer alması gerekmektedir" ifadesi yeraldı.
Emlak kulisi.com
Bir zamanlar Levent Kırca ile Oya Başar ikilisi ortalığı kasıp geçirirdi..
İnsanları ekrana yapıştırırdı..
Her parodinin, her taşlamanın sonunu Grup Gündoğan’la bitirirlerdi..
Niyetimiz kimseyi kırmak değildir
şuradakini buraya koymak değildir
arada bir zülfü yare dokunduk
Tam yerine rast geldi manzara koyduk
olacak olacak olacak o kadar
Meşhur Sevda Tepesi var ya.. Boğaz’ın en yeşil yeri.. Boğaz’ın en güzel yeri..
Hatırlarsanız, 57 dönümlük araziyi 1984 yılında Turgut Özal, Suudi Kralı Abdullah’a satmıştı..
27 milyon dolara..
Sonrası yılan hikayesi oldu..
İtiş kakış, kavga gürültü, mahkeme muhkeme derken yıllar geçti..
Çivi çakılmadı.. Çaktırılmadı..
Boğaz korundu, Boğaz’a sahip çıkıldı..
Aradan 28 yıl geçti.. Sevda Tepesi imara açıldı..
Peki nasıl açıldı.. KHK ile..
KHK ne demek?
Yürütmenin yasa çıkarması demek.. Yürütmenin yasamayı devre dışı bırakması demek.. Yürütmenin yasamayı yok sayması demek.. Yürütmenin yasamayı kelepçelemesi demek..
Mevzuumuz Sevda Tepesi değil başka..
Aylardır bu memlekette yürütme sorunu yok, yasama sorunu var.. Yasamanın oluşturulma biçimi sakat diye dilimin döndüğünce anlatmaya çalışıyorum..
Biliyorsunuz yeni anayasa yapılıyor ya..
Kimi başkanlık istiyor,
Kimi yarı başkanlık..
Kimi parlamenter sistem..
Ben de diyorum ki önce meclisi meclis gibi yapalım.. Önce meclisi güçlendirelim, hükümeti denetler hale getirelim.. Yürütmenin karşısına dikilecek hale getirelim..
Hükümetlerin boyunduruğundan kurtulalım..
Boğaz’ın en muhteşem tepesi, son ağaçlık alanlarından biri imara açılıyor.. Meclis başkanı dahil tüm milletvekilleri gazeteden öğreniyor..
Çünkü..
Meclis yasama, yetkisini yürütmeye devretti..
Nasıl haberleri olacak ki ..
Levent Kırca ile Oya Başar meclisin kendi kendini devre dışı bırakmasını.. Bu kadar önemli bir kararın kararname ile alınmasını..
Yürütmenin aynı zamanda yasama görevi de görmesini ekrana taşırken..
Sevda Tepesi kararı çıksaydı ne derlerdi..
Tam yerine rast geldi manzara koyduk..
Çamlıca’ya camiye dindarlar karşıymış
Başbakan Çamlıca tepesine, İstanbul’un her yerinden görülecek, Türkiye’nin en büyük camiinin yapılacağını açıklayınca ortalık ayağa kalkar zannettim..
Kalkmadı..
Konu zor.. Çevreci kesim itiraz etse, söyleyecekleri belli...
Bunlar camiye bile karşı..
Lafı cami düşmanlığına, din düşmanlığına getiriyorlar aklı başında tartışma olmuyor..
Bana göre, Çamlıca tepesine camii dikmek anlamlı değil.. Hele teleferikle adam taşıma projesi fevkalade ayıp..
Gösteriş kokuyor..
Neyse!..
Proje açıklandıktan sonra gözlerimi muhafazakar kesime diktim.. O kesim eskisi gibi değil.. Yanlışı görünce, vicdanı kabul etmeyince artık eskisi gibi susmuyor.. Lafını esirgemiyor..
Geçen gün Zaman’dan Ahmet Turhan Alkan yazdı..
Orada cemaat yok, talep yok bu imaj projesi diyor.. Bakın 10 Haziran’daki yazısında ne demişti:
Ecdâd, günümüzde çokça rastladığımız üzere, cemaatin talebini dikkate almadan şân olsun diye cami yaptırmamış; o türden görgüsüzlükler bizim kuşakların yüzünü kızartan türden hamlıklardır. Her boş ve müsait arsaya cami dikmekle dinimizin ekmel ve hak olduğunu, bu yolla İslâm’a hizmet ettiğimizi zannettik; biraz da geçmiş zamanlardan gelen ezikliklerimizi telâfiye çalıştık.Muhafazakar kesim imaj camiine karşı mı?
Karşıymış..
Peki neden yüksek sesle karşı çıkmıyorlar? Alkan dün Taraf gazetesine verdiği demeçte bu durumu şöyle açıklıyor:
Bir çok insan benim gibi düşünüyor, belki de ben kötü olmayayım diye karşı çıkmıyor (..) İnsanların beklentisi vardır. Gırtlak dokuz boğum şimdilik susayım, ileride menfaatlerim engellenmesin diye düşünebilirler.
Galiba çağın yeni dini yüzünden susuyorlar..
O ne mi?
Menfaat!..
Emlak kulisi.com