Hoşgeldiniz
Ziyaretçi
. Lütfen
giriş yapın
veya
kayıt olun
.
Aktivasyon eposta
nız mı yok?
1 Saat
1 Gün
1 Hafta
1 Ay
Her zaman
Kullanıcı adınızı, şifrenizi ve aktif kalma süresini giriniz
Haberler:
Ana Sayfa
Yardım
Ara
Giriş Yap
Kayıt Ol
Sadakat islami Forum
»
EĞİTİM, AİLE, KÜLTÜR-SANAT, SAĞLIK
»
TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİMİZ
(Moderatör:
tarihman
) »
İstanbul'un Manevî Fâtih'i Kim? (Osmanlı Tarihi, Çamlıca Basım Yayın)
« önceki
sonraki »
Arkadaşına gönder
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Aşağı git
Gönderen
Konu: İstanbul'un Manevî Fâtih'i Kim? (Osmanlı Tarihi, Çamlıca Basım Yayın) (Okunma sayısı 3460 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Mücteba
Moderatör
popüler yazar
İleti: 9214
"En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
İstanbul'un Manevî Fâtih'i Kim? (Osmanlı Tarihi, Çamlıca Basım Yayın)
«
:
09 Nisan 2012, 17:14:40 »
İstanbul'un Manevî Fâtih'i Kim? (Osmanlı Tarihi, Çamlıca Basım Yayın)
İstanbulun fethi denince hepimiz
Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri
ni ve
Hocası Akşemseddin Hazretleri
ni biliyoruz. Ama
biz muttakiler yine biliyoruz ki
zamanın sahibi olan zat'ın
böyle tarihi bir hadiseden gafil olması, onun iştirakinin olması düşünülemez.
Peki İstanbulun fethine hangi manevi rical yardım etmişti?
Silsile-i Sadaatı Nakşibendiye
'nin onsekizinci halkası,
Ubeydullâh-ı Ahrar Hazretleri
nin torunu
Hâce Muhammed Kasım
anlatıyor:
Ubeydullâh-ı Ahrar (k.s.) hazretleri
bir gün öğleden sonra aniden atının hazırlanmasını istedi ve süratle
Semerkand
den çıktı. Talebelerinden bir kısmı da onu takip ettiler. Biraz yol aldıktan sonra atını Semerkand'ın dışındaki Abbas sahrasına doğru hızla sürdü. Bir müddet sonra onu takip eden talebesi
Mevlana Şeyh
, gördüklerini şöyle anlattı.
Hace Ubeydullâh-ı Ahrar hazretleri
ile Sahraya vardığımızda önce bir müddet atını sağa sola sürdükten sonra birden bire gözden kayboldu.
Ubeydullâh-ı Ahrar hazretleri
daha sonra evine döndüğünde talebeleri nereye ve niçin gittiğini sordular.
O da:
"Türk Sultanı Muhammed Han kafirlere harp ediyordu. Benden yardım istedi. Ona yardıma gittim. Allahü Tealanın izniyle galip geldi. Zafer kazanıldı"
buyurdu.
Hace Muhammed Kasım babası Hace Abdülhadinin şöyle anlattığını nakletmişti:
Bîlad-ı Rum’a (Anadoluya) gittiğinde
Fatih Sultan Mehmet Hanın oğlu, Sultan Beyazıd Han
bana babam
Ubeydullâh-ı Ahrar
’ın şemalini tarif etti ve
"o mübarek zat’ın beyaz bir atı var mıydı?"
diye sordu. Bende tarif ettiği bu zatın, babam
Ubeydullâh-ı Ahrar
olduğunu ve bazen bindiği
beyaz bir atı
olduğunu söyledim.
Bunun üzerine Sultan Beyazıd Han babam Fatih Sultan Mehmet Han babam bana şöyle anlattı:
İstanbul’un fethinde muhasaranın en şiddetli bir anında, Şeyh Ubeydullâh-ı Ahrar hazretlerinin imdadıma yetişmesini istedim.
Şu vasıfta ve şu şekilde ve beyaz bir atın üstünde bir zat hemen yanıma geldi ve bana
"Korkma !"
buyurdu. Ben de
“Nasıl korkmayayım, kale bir türlü düşmüyor.”
dedim. Elbisesinin yeninden bakmamı söyledi. Baktım, bir ordu gördüm.
“İşte bu ordu ile sana yardıma geldim. Şimdi sen falan tepenin üzerine çık, üç defa kös vurdur ve orduna hücum emri ver.”
buyurdu. Emirlerini aynen yerine getirdim. O da bana gösterdiği ordusuyla hücuma geçti. Böylece düşman hezimete uğradı, ve İstanbul’un fethi müyesser oldu.
Osmanlı Tarihi
,
Çamlıca Basım Yayın
«
Son Düzenleme: 27 Mayıs 2016, 11:32:56 Gönderen: Mücteba
»
Moderatöre rapor et
Kayıtlı
"En büyük keramet,
istikâmet üzere olmak
tır. Zira kerametler gelir geçer,
kalıcı olan istikâmettir.
"
Arkadaşına gönder
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Yukarı git
« önceki
sonraki »
Sadakat islami Forum
»
EĞİTİM, AİLE, KÜLTÜR-SANAT, SAĞLIK
»
TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİMİZ
(Moderatör:
tarihman
) »
İstanbul'un Manevî Fâtih'i Kim? (Osmanlı Tarihi, Çamlıca Basım Yayın)