Abdullah bin Hubeyk'e; "İyi insanları nasıl ayırd edebiliriz?" dediler. Cevâben buyurdu ki:
"İyi insanların güzel âdetlerinden birisi, Allahü teâlâyı gece gündüz
anmalarıdır. O'nu anma zikir kalb ve dille olur. Ancak kalbin zikri
daha üstündür." Sonra; "Kalblerinizi, Allahü teâlâyı anmakla diriltiniz. Onun korkusuyla
doldurunuz. O'nun sevgisiyle nurlandırınız. O'na kavuşma arzusuyla
sevinçlendiriniz ve biliniz ki; O'na olan sevginiz derecesinde
yükselir, niyetlerinizin doğruluğu ile, nefsinizi kahreder, şehvetlerinizi yenip
amellerinizi temiz kılabilirsiniz." buyurdu. Bilhassa helâl lokma yemeğe çok dikkat ederdi.
Buyurdu ki: "Beş şey vardır, kalp katılaştığı zaman onun ilacı olur: Birincisi,
sâlih kimselerle görüşmek ve onların meclisinde bulunmak. İkincisi, Kur'ân-ı
kerîmin mânâsını düşünerek okumak. Üçüncüsü, karnını doyurmayıp,
helâldan az bir şey yemekle yetinmek. Zîrâ helâl yemek kalbi aydınlatır.
Dördüncüsü, Allahü teâlânın kâfir ve günahkâr için hazırladığı acı azâbı ve
tehdidini düşünmek. Beşincisi, kendisini Allahü teâlâya kulluk vazifesini
yapmakta âciz ve noksan görmek, bununla berâber Allahü teâlânın lütuf ve
ihsânını düşünmektir. Bu tefekkür olup, bundan hayâ meydana gelir. Tefekkürden
bir kısmı da şunlardır: Allahü teâlânın seni, her şeyinle, içini dışını
bildiğini her an O'nun seni gördüğünü düşünmek, dünyâ hayâtını, dünyâ
hayâtının meşgûliyetlerinin çokluğunu, dünyâ hayâtının çok çabuk
geçtiğini, âhiretin ve nîmetlerin devamlı olduğunu akıldan çıkarmamak, işte
tefekkür dünyâya düşkün olmayıp, âhirete rağbet etmek gibi meyveler verir.
Ölümün geleceğini, fırsatı kaçırdıktan sonra pişmanlık olacağını düşünmek.
Böyle tefekkürün meyvesi; uzun emel sâhibi olmamak, amellerini düzeltmek,
âhirete hazırlık yapmaktır."
Evliyalar Ansiklopedisi