Gönderen Konu: “Kiminle arkadaş olmak istersin?”  (Okunma sayısı 3120 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
“Kiminle arkadaş olmak istersin?”
« : 10 Ağustos 2010, 17:20:24 »

Bâyezid-i Bistamî hazretlerine, “Sen halktan kiminle arkadaşlık yapmak istersin?” diye sorulduğunda şöyle cevap verir: “O kimse ile ki, benim hakkımda her şeyi bilir. Fakat, Allahü tealanın örtmesini istediklerini örter!”


Zünnun-i Mısrî hazretleri de şöyle demiştir: “Seni masum, hatasız olarak görmek isteyen bir kimsenin arkadaşlığında hayır yoktur. Öfkelendiği zaman arkadaşının sırrını ifşa eden bir kimse alçaktır. Çünkü normal zamanda sır saklamak tabiatın gereğidir, herkes bunu yapabilir. Önemli olan kızgınlık halinde bunu yapabilmesidir!”

Başka biri, “Sırrı gizlerim ve gizlediğimi de gizlerim” demiştir.


İbni Mutez bunu şöyle belirtmiştir: “Bana emanet edilen sırrı göğsüme yerleştiririm de göğsüm o sırra mezar olur.”


Başka biri de, İbni Mutez’in bu sözlerine şunları ilave eder: “Göğsümdeki sır, kabrinin içinde yatan bir kimse gibi değildir. Çünkü kabirde yatanı görürüm ki, bir daha dirilip haşrolmayı bekliyor. Fakat ben göğsümdeki sırrı öyle unuturum ki, sanki hiçbir zaman o sırra muttali olmamışımdır. Eğer benimle onun arasında sırrı sırdan gizlemek mümkün olsaydı, sır da bilmezdi.”


İbrahim bin Edhem hazretlerinin arkadaşlarından bazıları, bir müddet onun ziyaretine gelmemişler. Sonra tekrar geldiklerinde onlardan birisi İbrahim Ethem’in bir dostu aleyhinde konuşmuş bunun üzerine İbrahim Ethem ona demiş ki: “VAllahi bizi ziyareti terk etmen bizim için bir ganimetmiş! Baksana kardeşimiz hakkında düşmanlık telkin ettin, kalbimi de meşgul kıldın. Keşke bugün beni ziyaret etmemiş olsaydın.”


Ebu Said el-Hudrî Peygamber Efendimiz'den (Aleyhissalatu Vesselam) şunu nakleder: “Bir kardeşinin kusurunu görüp de örten bir mü’min Allah’ın cennetine girer.”

Bir gün de, Hazreti Peygamber kendisine, işlediği günahı haber veren Maiz bin Mâlik’e şöyle demiştir: “Bunu örtmüş olsaydın senin için daha hayırlı olurdu.”



Mehmet Oruç 
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim