Bâzi âlimler demisler ki;
«Kim bir günahi islese o günahin cezasindan on seyle muaf bilir. Tevbe edip istigfar ederse... o günaha bedel iyiliklerde bulunup günahin yok olmasina çalisirsa... Ve dünyada musibete düçâr olup, günahina kefaret olursa.
... Veya kabirde sikistirilip günahina kefaret olursa... , Mümin kardesleri onun için duada bulunsa... veya onun için istigfarda bulunsalar... veya amellerinin sevabini ona hediye etseler... veya kiyamette siddetlere düçâr günahina kefaret olursa;... veya peygamberin sefaati imdadina yetisirse... Bu on sekilde kurtulabilir.
Beyhakî, ibn-i Mende, Deylemi, ibn-i Necar, Saîd bin Müseyyib (RadiyAllah´û anh)´ dan rivayet ettiklerine göre, Hz. Âise (Radiyal-lahû anhâ) Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´a söyle demistir:
.? Yâ Resûlullah; Bana Münker-Nekirin sesinden ve kabrin sikistirmasindan söz ettiginden bu yana hiç bir seyden yararlanamiyorum.
? Ey Âise! Münker-Nekir´in sesi, müminler kulaginda gözdeki sürme gibidir. Kabrin sikistirmasi ise sefkatle ananin kucaklamasi gibidir. Çocugu basinin agridigini ona anlatir. O da yumusaklikla basini oksar. Fakat Ey Âise, ne yazik o kimselere ki, Allah´dan sikâyet ederler. Tas, yumurtanin üstüne düsüp onu ezdigi gibi kabirlerinde ezilirler.
Ebû Nuaym´in «Hüye»de Abdullah bin es-Sagir´den rivayet etti gine göre, Resûluliah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) dedi ki:
«Son hastaliginda kim Ihlâs sûresini okursa kabir fitnesinden emin kalir ve kabrin daralip sikistirilmasindan da emin kalir. Kiyamet gününde melekler onu avucuna alarak Sirattan geçirip Cennete korlar.
îbn-i Ebi Dünya, «Kabirler» kitabinda demis ki:
Ölünün kabirde ilk olarak hissettigi sey, ayaklarinin yaninda bir kimildanmanin varligidir. O zaman meyyit bagirip o seye «necisin diye sorar, cevaben:
«Ben senin amelinim» diye söyler.
îbn-i Ebi Dünya, Yezid, er-Rakkas´dan rivayet ettigine göre O demis ki:
Ölü kabre konulunca amelleri onu sarar. Cenab-i Hak (Celle Celâlühü) onun amellerini konusturur. Onlar;
«Ey bu çukurda dostlarindan ayrilip yalniz kalan kul! Bugün bizden baska dost ve arkadasin yoktur» derler.
Ata bin Yesar´dan rivayet edildigine göre Meyyit kabre birakilinca ilk olarak ona varan sey amelidir. Sol baldirina dokunup, «senin amelinim» der.
Meyyit kendi amelinden sorar:
? Benim ehlim, çocuklarim, asiretim ve nimetlerim nerde kaldilar?
Ameli cevaben:
? Onlar seni unutup terkettiler. Benden baska seninle kabre giren olmadi, der.
Meyyit o zaman:
? Keske dünyada seni ehlime, evladlarana ve asiretime tercih etseydim, der.
Baska bir rivayette de ölü kabre girince dünyada Allah´dan baska neden korkmussa o seyle korkutulur. O sey ona temessül eder.
Tirmizi, Hasen gördügü bir rivayetle Ebû Said (RadiyAllahû anh)´ dan nakline göre, Resûluliah {Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurdu :
«Lezzetleri yikan ölümü hatirlayiniz. Zira kabir, her gün konusarak söyle der:
´Ben gurbet ve yalnizlik eviyim. Ben topraktan bir evim. Ben böcekler eviyim.´ Mümin kul defin edilince´ kabir ona «enlen merhaba» diyerek «üzerimde yürüyenlerin en sevimlisi sensin. Benimle basbasa kaldiginda sana ne yapacagimi göreceksin,» der. Sonra, gözü kestigi kadar kabir ona genisleyip Cennete bir kapi açilir.
Zâlim veya kâfir ise, defin edilirken kabir «merhaba olmasin. Üzerimde yürüyenlerden en nefret ettigim can sensin. Benimle basbasa kaldiginda sana ne yapacagimi göreceksin.»
Kabir, onu öyle sikistirir ki kaburgalari birbirine geçer.
(Ravi dedi ki, Peygamber (Sallallâhû´Aleyhi ve Sellem) parmaklarini birbirine geçirerek böyle olur, buyurdu.)
Kabirde ona pis koku salan yetmis ejderha eslik edecekler, eger birisinin üfürügü yere isabet etseydi, yer yüzünde bitki bitmezdi.
Hesaba çekilinceye kadar onu rahatsiz edip, kendisini parçalayacaklardir.
Râvi dedi ki: Resûluliah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)
«Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçe veya Cehennem çukurlarindan bir çukurdur,» diye buyurdu.
Taberani, «Evsat»da Ebû Hüreyre CRadiyAllahû anh)iden rivâyet ettigine göre söyle dedi:
«Bir cenaze ihtifalinde Resûlullah Sallallâhû Aleyhi ve .Sellem ile beraber gittik . Kabrin yanina oturdu ve söyle dedi:
«Her gün bu kabir anlasilir bir lisanla söyle çagirir:
´Ey Âdem oglu! Nasil beni unuttun, benim yalnizlik ve gurbet diyari oldugumu bilmiyor muydun?. Ben, vahset ve kurt diyariyim, dar bir menzilim. Ancak Cenâb-i Hak (Celle Celâlühü) benim genis olmami emrettigi zaman genislenirim.´
Sonra Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) dedi ki:
«Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçe veya Cehennem çukurlarindan bir çukurdur.»
Ebu Hacâc-es-Semâli´den rivayet edildigine Raszlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle ferman etti:
Ölü kabre konulunca, kabir ona der ki:
«Yaziklar olsun, benim fitne, zulmet, yalnizlik Ve kurtlar diyari oldugumu bilmiyor muydun? Ey Âdem oglu üzerimde neseyle gezdigin zaman beni nasil unuttun.»
Eger ölü salih birisi ise kabre karsi söyle sorulup:
«Bu adam emri marufu islemisse, münkerden kaçmissa yine liii ona öfkeleneceksin»
Kabir cevaben, «Öyle ise yesillige dönüsürüm.! Cesedi nura dönüserek ruhu öylece Allah´a dogru yükselir» der.
Ibn-i Mendeh «Ruhlar» babinda Mucâhid tarikiyle Berâ bin Azip (RadiyAllahû anh)´den o da Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) ´den naklettiklerine göre:
«Mümin sekerâta girince, güzel surette, güzel kokuyla ona bir melek gelir. Ruhunu kabz etmek için yanma oturur. Cennetten bir tabut ve kefenle iki melek daha gelir. Bunlar biraz uzakta otururlar. Ölüm melegi ruhunu çikarinca uzakta duran o iki melek acele ile onu alirlar, onu ilaçlarlar. Ve iyice kefenlerler. Sonra semaya yükseltirler. Semanin kapisi ona açilir. Melekler onun semaya çikmasiyle birbirlerine müjde verirler:
«Bu güzel ruh kimindir ki semanm kapisi ona açildi» derler. Ve dünyada iken en güzel ismiyle onu isimlendirirler.
Öylece semadan semaya yükselterek Cenâb-i Hakk´m huzuruna eristirirler. Ve ameli Âla´yi Illiyine birakilir. Cenâb-i Hak (Celle Celâlühü) o meleklere:
«Siz sâhid olun ki ben bu amelin sahibini affettim.» der. Kitabi mühürlenir ve illiyuie (en yüksek makama) konulur.
Sonra Cenâb-i Hak «kulumun ruhunu yere götürün» der. «Zira onlara öyle söz vermistim.»
Kabre konulunca kabir der: «Üstümde iken en sevimli idin. Simdi içime düstün. Sana yapacagimi göreceksin.» Gözünün kestigi kadar ona genislenir. Ayaklari tarafindan Cennete bir kapi açilir. «Allah´in sana hazirladigi mükafati gör» denilir. Sonra bas ucunda bir pencere açilir. Cehennemi de gör. Allah seni nasil kurtarmis, uykuya dal» denilir. Bundan sonra meyyit için en sevimli sey kiyametin kopmasidir.
Ibn-i Ebi Dünya, Abdullah bin Ebi Ubeyd (RadiyAllahû anh) ´dan rivayet ettigine göre Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle ferman etti:
«Ölü kabirde oturur, kabri basindakilerin ayak sesini isitir, onunla ilk önce kabri konusur ve söyle der:
´Yaziklar olsun sana ey Âdem oglu! Acaba darligimdan, siddetimden, korkulu ve kurtlu olusumdan dünyada iken hiç uyarilmadin mi? Sen buraya hazirlandin. Bana ne hazirladin?
Ibn-i Ebi Seybe Musannaf adli kitapta Abdullah bin Ömer diyAllahû anh) ´den rivayet edip dedi ki:
Kul kabre konulunca kabir onunla konusur:
«Ey Âdem oglu yalnizlik, karanlik ve hak diyari oldugumu bilmiyor muydun? Seni kandiran neydi ki, sevinçli olarak etrafimda gezerdin.»
Eger ölü mümin ise kabir ona genislenir, yesillige dönüsür ve ruhu Cennete yükselir.
Yine Ibn-i Ebi Seybe, Yezid bin Secere´den rivayet ettigine göre kabir kâfirlere der ki:
«Karanlikli oldugumu, vahsetli, yalnizlik ve dar bir yer oldugumu düsünmüyor muydun? Gam ve kederli olacagimi hatirlamiyor muydun?»
Yine ibn-i Ebi Seybe, Ubeyd bin Ömer´den rivayet ettigine göre kabir insana söyle der:
«Ey Âdem oglu! Bana neyi hazirladin. Yalnizlik, gurbet ve kurtlarin menzili oldugumu bilmiyor muydun?»
îbn-i Ebi Dünya, Ubeyd bin Ümeyr´den rivayet ettigine göre; içinde defin edilen çukur (kabir) kendisine varan herkesle mutlaka söyle konusur:
«Ben karanlik, yalnizlik menziliyim. Eger dünyada Allah´a itaat edenlerdensen, sana rahmet mekâni olurum. Allah a isyan edenlerdensen ben sana bir bela bir musibet olacagim. Ben mutîlerin sevinecegi, âsilerin helak olacaklari bir mekânim.»
Câbir´den merfûan rivayet edildigine göre: Kabir konusacak bir lisana sahiptir. Ve söyle der:
«Ey insan oglu! Beni nasil unuttun? Vahsetli, gurbetti, kurtlu bir mekân oldugumu bilmiyor muydun?
Ebû Bekir bin Abdülaziz bin Cafer el-Hambeli, «El-Mesâni» kitabinda müttesil bir sened ile Berrâ ERadiyAllahû anh) ´dan rivayet ettigine göre;
Bir cenaze merasiminde Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) ile beraber çiktik. Kabir henüz tamamlanmamis idi. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) oturdu. Biz de onun etrafinda oturduk. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) dedi ki:
«Meyyit kabre birakilinca yer onunla konusur:
«Vahset, gurbet, ve kurtlar diyari oldugumu bilmiyor muydun? Bana ne hazirladin» diye sorar.
Beyhaki Suab´de Bilal bin Sa´d´dan rivayet edip dedi ki:
Hergün kabir söyle sesleniyor:
«Ben gurbet, kurt ve vahset diyariyim. Ben Cehennem çukurlarindan bir çukur veya Cennet bahçelerinden bir bahçeyim.»
Mümin kabre konulunca kabir onunla konusur:
«VAllahi üstümde gezerken bana en sevimli idin. Simdi içime düstün. Sana ne yapacagimi bundan böyle göreceksin, der ve gözünün kestigi kadar ona genislenir.
Kâfir kabre konulunca, kabir ona da söyle seslenir:
«VAllahi üstümde gezerken bana en fazla nefret veren kisi sedin. Simdi ise, içime düstün. Sana ne yapacagimi göreceksin» der ve onu öyle sikistirir ki, kaburgalari birbirine geçer.
Deylemî, ibn-i Abbâs (RadiyAllahû anhüma) ´dan rivayet ettigine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmustur:
«Kabirleriniz için hazirlaniniz. Çünkü kabir hergün yedi sefer söyle der ki
´Ey zayif olan insanoglu! Bana gelmeden önce, kendine aci ki, ben de sana aciyayim.»
Ibn-i Ebi Dünya «Kabirler» kitabinda ve ibn-i MendeZer´den rivayet ettiklerine göre demis ki:
Mümin kabre konulunca kabir ona söyle seslenir:,
«Allah´a itaat edenlerden misin, yoksa isyan edenlerden misin?» Eger salih biri ise, kabir kösesinden biri kabre, «yesillige dönüs, ona rahmet ol» emrini verir, «Sana gelen en iyi bir kuldur. Çok sevimli biridir» der. Toprak da «iste simdi ikrama müstahak oldu» der.
Ibn-i Ebi Dünya «Kabirler» kitabinda Muhammed bin Subayh´den rivayet edip söyle demistir:
Ölü kabre konulup azaba (iskenceye) verilince, ondan daha önce ölen komsulari ona:
«Ey bizden sonra dünyada yasayan komsu! Bizim ölümümüzden sana ibret olabilecek bir sey olmadi mi? Senden önce ölümümüz sana bir fikir vermedi mi? Isimizin sona erdigini görmedin mi? Tüm bunlara ragmen isini ciddiye almayip erteliyordun ve yapman gere kenleri ifâ etmeye özen göstermiyordun» derler.
Kabir dahi, ona söyle der:
«Ey üstümde magrurcasina dolasan insan! Daha Önce içime dü sen akrabalarindan ibret almadin mi? Onlarinda gafil dolasip ergeç bana vardiklarini görmedin mi? Ecelleri onlari kabre götürürken, dostlari onlari tesyi* ederken görmedin mi?»
Süfyân es-Sevri demistir ki:
«Kim dünyada, kabirden çok bahsederse, kabir ona Cennet bah çelerinden bir bahçe olur. Kim kabirden habersiz ve gafil olursa kabir ona Cehennem çukurlarindan bir çukur olur.»
Hatip el-Bagdad «Tarihi»nde Yezid er-Rekkas´dan rivayet edip dedi ki:
Ölü kabre konulunca amelleri onu sararlar. Allah onlari söyle konusturur:
«Ey bu çukurda yalniz kalan! Dostlarin ve ehlin seni yalniz biraktilar; bizden baska bugün herhangi bir dostun yoktur.»
Kabir Âlemi-Suyutî