SABIR
Acıya katlanma,
sıkıntı ve meşakkatlere karşı soğukkanlılıkla mukavemet etme, aklın ve dinin gösterdiği yolda
sebat etme.
sabır ruhun bir melekesidir, güzel bir huydur. Tahammülü zor ve nefse ağır
gelen şeylere katlanmak ancak sabır ile olur. Bir hakkı müdafaa ve muhafaza etmek için
gösterilen sebat, sabretmekle mümkündür. Allah'ın emirlerini yerine getirmek, aklın ve dinin hoş
görmediği ve nefsin meşrû olmayan istek ve arzularına mukavemet edebilmek, hayatta elde
olmadan başa gelen ve insana büyük elem ve keder veren bela ve musîbetlere karşı
koyabilmek ve bunların üstesinden gelebilmek için sabırlı olmak ve sabretmeye alışmak
lazımdır.
Bütün faziletlerin anası, hayatta muvaffak olmanın ve kemale ermenin sırrı bu
güzel özelliktir. Her türlü rezaletin sebebi sabırsızlık veya gerektiği kadar sabır gösterememektir.
sabır her faziletin üstünde bir değer taşır. "Şüphesiz Allah Teâlâ sabredenlerle beraberdir"
(el-Bakara, 2/153, 155).
Sabrın sonu selamettir, başarıdır. sabır acıdır. Fakat sonucu
tatlıdır. Hz. Peygamber (s.a.s); "Sabreden başarıya ulaşır' ; "sabır başarının anahtarıdır"; "sabır
bir ışıktır"; "sabır cennet hazinelerinden bir hazinedir"; "Sana sıkıntı veren şeylere karşı
sabretmende bir çok hayır vardır" buyurarak sabrın faziletini anlatmıştır.
Hz. Peygamber
(s.a.s); "sabır, acı bir olayın yaptığı sarsıntıya karşı ilk anda gösterilen tahammüldür" (Buhârî,
Cenâiz, 32) sözüyle bir felaketle ilk karşılaştığı zamandaki sabrın önemini vurgulamıştır.
Sabretmek, mahkûmiyete, meskenete ve zillete razı olmak, haksız tecavüzlere, insan
haysiyetine gölge düşürecek saldırılara katlanmak ve bunlara ses çıkarmamak anlamına
gelmez.Çünkü meşru olmayan şeylere karşı sabretmek caîz değildir. Bunlara karşı içten elem
duymak ve bunlarla mücadele etmek gerekir. İnsanan kendi gücü ve iradesiyle üstesinden
gelebileceği kötülüklere katlanması ya da karşılayabileceği ihtiyaçları karşısında gevşemesi
sabır değil, acizlik ve tembelliktir. Rasulullah (s.a.s); Ya Rabbi! Acizlikten ve tenbellikten sana
sığınırım” (Buhari, Cihad, 25) diye dua etmiştir.
Bazı sıkıntılar vardır ki, kulun irade ve
gücünü aşar. Böyle felaketler başa geldiği zaman heyecana kapılmadan ve şikayet etmeden
takdir-i ilâhiye razı olup sabretmek müminlerin özelliklerindendir. Nitekim Cenab-ı Allah Kuran-ı
Kerimde sabr-ı cemili (güzel sabır) emretmektedir. (Yusuf, 12/18). Rasulullah (s.a.s) Sabr-ı cemil
şikayet edilmeyen sabırdır” buyurmuştur. Aslında elden bir şey geldiği zamanlarda sabırsızlık
gelmediği zamanlarda sabırsızlık göstermenin bir faydası yoktur ve lüzumsuz bir
harekettir.
Kur'ân-ı Kerim'in yetmişten fazla ayetinde zikredilen sabır, insan tabiatına
aykırı olan zorunlu hallere uymak ve güçlüklere karşı koymak demektir. Sabrın gâyesi,
beklenmedik olaylar, içine düşülen güçlükler karşısında tedirgin olmamak, paniğe kapılmamak
ve tahammül göstermektir. Allah Teâlâ sabredenlere mükâfatını hesapsızca vereceğini
müjdelemiş ve onları övmüştür.
Mü'minler, çoğu zaman sırf inandıkları için Allah
düşmanlarının zulüm ve kötülüklerine hedef olurlar; çeşitli işkencelere uğrar, onlarla savaşmak
zorunda kalırlar. İşte bu durumda sabır, mü'minin güç kaynağı, imanının koruyucusudur. Hz.
Musâ'ya inananlara Firavun eziyet etmek isteyince onlar: "Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır
ve bizi müslüman olarak öldür" (el-Araf 7/126) diye duâ etmişlerdi. Sevgili Peygamberimiz ve ilk
müslümanların, yapılan işkence ve eziyetlere nasıl sabır ve tahammül gösterdikleri bilinen bir
husustur.
İbadetlerin nefsimize ağır gelen yönleri de sabırla hafifler. Böylece huzur içinde
günde beş vakit namaz kılar, sıcak yaz günlerinde hiç bir sıkıntı duymadan oruç tutarız. Diğer
ibadetler ve ahlâkî davranışlarda böyledir. Aşağıdaki âyetler bunu göstermektedir:
"Her
kim sabreder ve suç bağışlarsa, bu hareket arzu edilen en iyi işlerdendir" (eş-Şurâ, 42/43);
"İçinizden mücahitleri ve sabredenleri belirtelim diye sizleri mutlaka imtihan ederiz. Haberlerinizi
de denetleriz” (Muhammed, 47/31).
Çoğu zaman insan nefsine uyar; Allah Teâlâ'nın
emirlerine uyup yasaklarından kaçınmak ona zor gelir, nefse hoş gelen fena arzularını tatmin
etmek ister, iyilik ve faziletlerden kaçınır. Meselâ; cebindeki parasını eğlence ve zevkleri için
harcamak, bir yoksula vermekten daha hoş gelir. Bir çocuk için oyun oynamak, ders
çalışmaktan daha ilgi çekici görünür. Gezip tozmak, çalışıp kazanmaya tercih edilir.
İşte
bu durumda, insanın, kendisine zor gelse bile, iyi olanı, faydalı olanı seçmesi, sabır ve
tahammülle onu yerine getirmeye çalışması çok güzel bir davranıştır.
Ayrıca insanlar
hayat boyunca, bolluk veya yokluk içinde kalabilir, sağlıklı iken hastalanır, sel, deprem, yangın
gibi felâketlerle karşılaşabilir; bütün bu durumlarda insanın en büyük dayanağı sabırdır. Aksine
davranış, insanı Allah Teâlâ'ya isyana ve nankörlüğe sürükler. Cenab-ı Hak bu konuda şöyle
buyurmuştur: "Doğrusu kim Allah'tan korkar ve düştüğü felâkete sabrederse; muhakkak ki
Allah iyilik edenlerin mükafatı boşa, çıkarmaz" (Yusuf, 12/90).
Peygamberler sabrın en
büyük örnekleridir. Çünkü onlar bütün güçlükleri sabırla karşılamışlardır. Dileğimiz Allah (c.c.)'ın
bizi, "belâlarına çok sabreden ve nimetlerine çok şükreden" kullarından eylemesi olmalıdır
(İbrahim, 14/5).
Sabrın sonu selâmettir. sabır, iman ve ibadetin, ilim ve hikmetin, kısaca
bütün faziletlerin başıdır. sabırlı insan iyi insandır. İyi işler yapıp birbirine hakkı ve sabrı tavsiye
edenlerin kurtuluşa ereceklerini Allah Teâlâ haber vermiştir. sabır zafere giden yoldur (el-Asr,
103/1-3).
Peygamber Efendimiz; "sabır ve tahammül gösteren kimseyi Cenab-ı Hakk
sabırlı kılar. sabırdan daha hayırlı ve geniş bir nimet hiç bir kimseye verilmemiştir" (Tirmizi, Birr,
76).
"Hoşlanmadığın şeye sabretmende büyük fayda vardır" (Ahmed b. Hanbel,
Müsned, I, 307) buyurmuştur.
Ayrıca Cenab-ı Hakk şöyle
buyuruyor:
"Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden
biraz eksiltmekle deneriz; sabredenleri müjdele" (el-Bakara, 2/ 155).
Bu ve benzeri
âyetlerden Allah Teâlâ'nın insanları çeşitli sıkıntılara uğratarak imtihan ettiğini ve bu imtihanı
sabredenlerin kazandığım öğreniyoruz.
sabırla bütün zorluklar halledilmekte, her türlü
engel aşılmaktadır. Onun için atalarımız: sabırla koruk, helva olur" demişlerdir.
Hz.
Peygamber şöyle buyuruyor:
"Mü'minin işi hayrete şayandır. Zira işinin hepsi onun için
hayırlıdır. Bu özellik yalnız mü'mine özgüdür. Zira sevinirse şükreder. Bu ise onun için hayırlıdır.
Başına belâ gelirse sabreder. Bu da onun için hayırlıdır" (Riyâzüs-Sâlihin, 1, 54).
Bizim
için mutlaka hayırlı olduğuna inandığımız sabır, bütün peygamberlerin ortak sıfatıdır. Allahın dinini
tebliğ ederken hepsi çeşitli sıkıntılara uğramış, kendilerine eziyet edilmiş, yurtlarından çıkarılmış.
Hükümdarlar tarafından zindana atılmış ama onlar daima sabretmişlerdi. Kuran-ı Kerimde
peygamberlerin sabrını dile getiren pek çok ayet-i kerime vardır. Rasulullahın hayatı ise baştan
sona en güzel sabır örnekleri ile doludur. Bu sebeple her müslümana düşen görev, kurtuluşun
sabırda olduğunu düşünerek, Allahtan sabır dilemek ve sabırlı olmaktır.
Şamil İA İslam Ansiklopedisi-sorularla İslamiyet...
Allah razı olsun isra kardeşim çok önemli bir konuya temas etmişin..
Allah cümlemize SABIR ve İHTİDÂ'i yolda yürümeyi nasip etsin...